• Sonuç bulunamadı

3. BÖLÜM: YÖNTEM

3.4. Araştırmadan Elde Edilen Bulgular

İşyeri hekimlerinden ilk önce psikososyal sağlığı tanımlamaları istenmiştir. İşyeri hekimlerinin 60’ı psikososyal sağlığı tanımlamış, işyeri hekimlerinden 8 tanesinden psikososyal sağlığın tanımı alınamamıştır.

Tablo 3: İşyeri Hekimlerinin Psikososyal Sağlığı Tanımlama Dağılımları

Durum Görülme

Sıklığı İşyeri hekimlerinin psikososyal sağlığı

tanımlaması 60

İşyeri hekimlerinin psiksosyal sağlığı

tanımlayamaması 8

Toplam İşyeri Hekimi Sayısı 68

Tablo 4: İşyeri Hekimlerine Göre Görev Aldığı İşletmelerde Görülen Psikososyal Semptomların Dağılımları

Psikososyal Semptomlar Görülme

Sıklığı Psikososyal Semptomlar Görülme Sıklığı Başağrısı 40 Somatizasyon 7 Mide Rahatsızlıkları/Uyku Bozukluğu 20

Göğüs Sıkışması, Nefes Alma

Güçlüğü/Bıkkınlık/Uyumsuzluk 6

Sinirlenme 15 Bulantı, Kusma/İştahsızlık 5

Yorgunluk 12 Ailevi uyumsuzluklar 4

Halsizlik 11 Bayılma 3

Kas ve Eklem Ağrıları 10

Üzülme, İçeri Kapanma/Tansiyon Yükselmeleri/ Yılgınlık

2

Çabuk Tepki Verme/Kendini

İyi Hissetmeme 9

Antidepresan kullanımı/Baş

Tablo 4’te işyeri hekimlerine göre işletmelerde görülen psikososyal semptomların dağılımı verilmektedir. İşletmelerde görülen psikososyal semptomların başında somatizasyon bozuklukları( gerilim tipi başağrıları, migren vb.) gibi semptomlar yer almasına rağmen antidepresan kullanımı gibi durumlar ise en sonda yer almaktadır.

Tablo 5: İşyeri Hekimlerine Göre, Görev Aldığı İşletmelerde Görülen Psikososyal Faktörlerin Dağılımı

Psikososyal Faktörler Görülme

Sıklığı

Ücretlerin yetersiz olması 36

Yönetim/Üretim Baskısı 31

Çalışılan ortamın fiziki şartlar bakımından

(gürültü, basınç, aydınlatma vb.) yetersiz kalması 23

Vardiyalı çalışma 19

Diğer faktörler (iletişimsizlik, ailevi problemler

vb.) 15

Uzun çalışma saatleri 14

Fazla mesai süreleri 13

Alt-üst ilişkileri 12

İşini kaybetme korkusu 10

Aşırı iş yükü 9

İş ve iş dışı özel yaşamın dengesizliği 6

Monotonluk 5

Tablo 5te işyeri hekimlerine göre işletmelerdeki psikososyal faktörlerin dağılımı verilmektedir. Ücretlerin yetersiz olması durumu en çok görülen psikososyal faktördür. İşte risk faktörünün bulunması ise en az görülen psikososyal faktördür.

İşyeri hekimlerine ulaşıp ve araştırmaya katılmayı kabul eden 68 İşyeri hekimi bulunmaktadır. Bu hekimlerin 55’i erkek 13 ‘ü ise kadındır. Aşağıda işyeri hekimlerinin cinsiyete göre dağılımı belirtilmiştir.

Değerlendirilen işletmelerde çalışan sayıları incelendiğinde, çalışan sayıları ortalama olarak 609 olup en az sayıda çalışan olan işletmede 10 olduğu tespit edilmiştir. Bunun nedeni ise işyeri hekimi tarafından işletmenin sektör değiştirdiği olarak belirtilmiştir. En fazla çalışanı olan işletmede ise 4100 kişi bulunmaktadır.

Tablo 6: İşletmelerde Çalışan Sayıların Dağılımları

Durum Görülme

Sıklığı Ortalama Çalışan Sayısı 609 Minimum Çalışan Sayısı 10 Maksimum Çalışan Sayısı 4100

Tablo 7: İşletmelerin Sermaye Yapısına Göre Dağılımları

Tablo 7’de işletmelerin sermaye yapısı verilmektedir. Yerli sermayeli işletme sayısı 69 olup genel dağılımın %73,4 ‘ünü oluşturmaktadır. Yabancı sermayeli işletme sayısı 23 olup genel dağılımın %24, 5’unu oluşturmaktadır. 2 (iki) adet verinin incelenmesi yapılamamıştır. Genel dağılımda en fazla yerli sermayeli işletmelerin bulunduğu görülmektedir.

Tablo 8’de Tekirdağ- Merkez ve ilçelerindeki(Çorlu- Çerkezköy- Marmara Ereğlisi )işletmelerin sektörel kodları gruplandırılmıştır.

Görülme Sıklığı Yüzde (%) Durum Yerli 69 73,4 Yabancı 23 24,5 Toplam 92 97,9 Değerlendirilmeyen 2 2,1 Toplam 94 100

Tablo 8: İşletmelerdeki Sektörellerin Adları

Kod Sektör Adı

1 Tekstil-Konfeksiyon-Giyim-Ayakkabı 2 Üretim 3 İlaç-Kimya-Boya-Kozmetik 4 Metal-Alüminyum 5 Mobilya-Ahşap 6 Kağıt-Matbaa-Ambalaj 7 Gıda ve Perakende 8 Enerji 9 Diğer

Tablo 9’da ise Tekirdağ- Merkez ve ilçelerindeki(Çorlu- Çerkezköy- Marmara Ereğlisi )işletmelerin sektörlere göre genel dağılımı verilmiştir.

Tablo 9: İşletmelerin Sektörlere Göre Genel Dağılımı M evc u t Durum

Sektörün Adı Görülme

Sıklığı Yüzde(%) Tekstil-konfeksiyon - giyim - ayakkabı 36 38,3

Metal- alüminyum 19 20,2 İlaç-Kimya-Boya-Kozmetik 12 12,8 Üretim 6 6,4 Gıda ve Perakende 5 5,3 Diğer 5 5,3 Kağıt-matbaa-ambalaj 4 4,3 Mobilya - ahşap 3 3,2 Enerji 3 3,2 Toplam 93 98,9 Değerlendirilmeyen 1 1,1 Toplam 94 100

İşletmelerde görülen en fazla sektör tekstil-konfeksiyon-giyim-ayakkabı olduğu görülmektedir. Yapılan değerlendirmeler sonucunda 94 işletmenin, 37’si sendikaya bağlı olduğu 57’si ise sendikaya bağlı olmadığı görülmektedir. Tablo 10’de işletmelerin bağlı olduğu sendikaların dağılımı verilmiştir.

Tablo 10: İşletmelerin Bağlı Olduğu Sendikaların Dağılımı

Sendika Adı Görülme

Sıklığı Eksik Veri 9 Metal-İş 7 Türk Metal 3 MESS 1 Petrol-İş 4 Tek Gıda İş 1 Tek-İş 2 Teksif 7

Tekstil İşçileri Federasyonu 2

Öz İplik-İş 1

Toplam 37

Tablo 11: İşletmelerin Risk Gruplarına Göre Genel Dağılımları

Risk Grupları Görülme Sıklığı Yüzde (%) Durum Az Tehlikeli 10 10,6 Çok Tehlikeli 34 36,2 Tehlikeli 49 52,1 Toplam 93 98,9 Değerlendirilmeyen 1 1,1 Toplam 94 100

Bu tabloya göre az tehlikeli işletmelerin sayısı 10 adettir yani genel dağılımın yüzde 10,6’sını oluşturmaktadır. Tehlikeli işletmelerin sayısı 49 adettir yani genel dağılımın yüzde 52,1’ini oluşturmaktadır. Çok tehlikeli işletmelerin sayısı ise 34 olup genel dağılımın yüzde 36,2’sini oluşturmaktadır. İşletmelerde genel dağılıma bakılarak Tablo 11 incelendiğinde en fazla tehlikeli risk grubunda olan işletmelerin bulunduğu görülmektedir.

Yapılan çalışmada işletmelerin iş sağlığı ve güvenliği politikalarının varlığı ve işletmelerde risk değerlendirilmesinin yapılıp yapılmadığı araştırılmıştır. İşyeri hekimlerinin verdiği bilgilere göre toplamda 94 işletmenin 60’ının iş sağlığı ve güvenliği politikasının olduğu, 11’inde iş sağlığı ve güvenliği politikasının olmadığı saptanmıştır. Ayrıca 87 işletmede risk değerlendirilmesi düzenli olarak yapıldığı, 7 işletmede ise risk değerlendirilmesinin yapılmadığı saptanmıştır.

Tablo 12: İşletmelerin İş Sağlığı ve Güvenliği (İSG) Politikalarının Varlığının Dağılımları

İşletmenizin İş Sağlığı ve Güvenliği Politikası var

mı? Görülme Sıklığı Değerlendirilen Sayının Yüzde Oranı(%) Evet 60 84,5 Hayır 11 15,5 Toplam 71 100 Değerlendirilmeyen 23 Toplam 94

Tablo 13: İşletmelerin Risk Değerlendirilmesinin Dağılımı Risk Değerlendirilmesi Yapılıyor mu? Görülme Sıklığı Yüzde Oran(%) Evet 87 92,6 Hayır 7 7,4 Toplam 94 100

Tablo 14: İşletmelerde Kurul Toplantılarının Yapılma Dağılımları

İSG Kurul Toplantıları Düzenli Olarak Yapılıyor Mu? Görülme Sıklığı Yüzde Oran(%) Evet 85 90,4 Hayır 9 9,6 Toplam 94 100,00 Değerlendirilmeyen 23 Toplam 94

Tablo 15: Risk Gruplarına Göre Fiziksel Risklerin Dağılımı Görülme Sıklığı Ortalama Değeri Standart Sapma Fiziksel Risklerin Ortalaması Az Tehlikeli Risk Grubu 10 2,42 1,16 Çok Tehlikeli Risk Grubu 34 3,09 0,99 Tehlikeli Risk Grubu 50 2,79 0,84 Toplam 94 2,86 0,94

(*Tablodaki ortalama değerler 5 üzerinden değerlendirilmiştir.)

Tablo 15’da risk gruplarına göre fiziksel risklerin dağılımı verilmektedir. Tablo 15’ya göre az tehlikeli işletmelerin fiziksel risklerin ortalaması 2,42’dir.Tehlikeli işletmelerin fiziksel risklerin ortalaması 2,79’dur. Çok tehlikeli işletmelerin fiziksel risklerin ortalaması ise 3,09’dur. Tablo 15 incelendiğinde çok tehlikeli işletmelerin fiziksel riskleri de diğer risk gruplarına göre daha fazla taşıdığı görülmektedir.

Tablo 16: Psikososyal Risklerin Genel Dağılımı

Ortalama Değer

Standart Sapma Sosyal olarak İzole Çalışanın Varlığı 1,63 0,83

Baskı Altında Çalışma 2,98 1,40

Uzun Süre Boyunca Çalışma 2,74 1,48

İş yükünün Fazla olması 2,77 1,22

Yöneticisinden Çelişen İstekler Alması 3,27 2,85

İş- işçi Uyumunun Olması 4,23 0,95

Monoton Çalışma 4,46 1,02

İş ile İlgili Net Bilginin Olması 4,62 0,96

(*Tablodaki ortalama değerler 5 üzerinden değerlendirilmiştir.)

Tablo 16’da psikososyal risklerin genel dağılımı verilmiştir. Psikososyal riskler baskı altında çalışma, uzun süre boyunca çalışma, iş yükünün fazla olması, İş- işçi uyumunun olması, monoton çalışma, iş ile ilgili net bilginin olması, yöneticisinden çelişen istekler alması, sosyal olarak izole çalışanın varlığı olarak belirtilmiştir. Tablo 16’da görüldüğü üzere işletmelerde görülen psikososyal risklerden en fazla görülenlerin başında monoton çalışma, işle ilgili net bilginin olması ve iş-işçi uyumunun olması gelmektedir. İşletmelerde en az görülen psikososyal risk ise sosyal olarak izole çalışmadır.

Tablo 17: İşletmelerdeki İş Kontrolüne İlişkin Genel Dağılımı

Ortalama Değer

Standart Sapma Çalışanların işlerinin içeriğine etki etme,

değiştirme olanağı 2,08 1,63

Çalışanların kendi işlerini planlama, kendi

kararlarını verme ve sorumluluk almaları 2,32 1,64 Çalışanların işlerini yaparken kullandıkları

yöntemleri etkileme, değiştirme olanağı 2,69 1,83 Vardiya programlarının çalışanlarının görüşleri

alınarak yapılması 3,43 2,64

Çok fazla küçük görevlere bölünmüş işler (Ters

ifade) 3,76 1,50

Esnek olmayan çalışma saatleri(Ters ifade) 4,2 1,59 Vardiya programlarının son anda duyurulması

(Ters ifade) 4,7 1,73

(*Tablodaki ortalama değerler 5 üzerinden değerlendirilmiştir.)

Tablo 17’de işletmelerde iş kontrolüne ilişkin genel dağılım verilmektedir. İşletmelerdeki iş kontrolü; çalışanların işlerini yaparken kullandıkları yöntemleri etkileme, değiştirme olanağı, çalışanların işlerinin içeriğine etki etme, değiştirme olanağı, çalışanların kendi işlerini planlama, kendi kararlarını verme ve sorumluluk almaları, vardiya programlarının çalışanların görüşleri alınarak yapılması gibi ifadelerle belirtilmektedir. Tablo 17 incelendiğinde çalışanların işlerini yaparken kullandıkları yöntemleri etkileme, değiştirme olanağı, çalışanların işlerinin içeriğine etki etme, değiştirme olanağı, çalışanların kendi işlerini planlama, kendi kararlarını verme ve sorumluluk almaları işletmelerde çok fazla tercih edilmediği

görülmektedir. Bu durumla birlikte işletmelerde çalışanlara vardiya programları son anda duyurulmadığı ve çok fazla küçük görevlere bölünmüş işleri olmadığı görülmektedir. İfade edilen bu durum ters ifade içerdiğinden dolayı olumludur.

Tablo 18: İşletmelerdeki Sosyal Ortamın Değerlendirilmesi

Görülme Sıklığı Ortalama Değer Standart Sapma

İyi bir sosyal ortam 91 3,37 1,44

Farklı bölümlerdeki çalışanlar arasındaki iş

birlik 90 3,59 1,30

Çalışanlarla yöneticiler arasında işlerle ilgili

çözülmeden kalan sorunlar ın olmayışı 82 3,63 0,71 Kişiler arasında yaşanan çatışmalar olmayışı 82 3,67 1,02 Çalışanlar arasında kıyasıya rekabet olmayışı 81 4,00 1,12 Halktan işyerindeki çalışanlara yönelik şiddet

olmayışı 80 4,78 0,45

Taciz ya da kaba kuvvet kullanımının

olmayışı 82 4,87 0,56

Örneklem Sayısı (N) 58 İşyeri Hekimi

(*Tablodaki ortalama değerler 5 üzerinden değerlendirilmiştir.)

Tablo 18’de İşletmelerde sosyal durum verilmektedir. Tablo 18 incelendiğinde işletmelerde tartışmaların yaşanması, çalışanlarla yöneticiler arasında işlerle ilgili çözülmeden kalan sorunlar, işletmede taciz ya da kaba kuvvet kullanılması gibi durumların ortalaması yüksek olarak görülse de ters ifadeler olumluya çevrilerek yazılmıştır. İşletmelerde çalışanlar arası rekabet, taciz/kaba kuvvet ve halktan saldırıya rastlanılmamıştır. Ancak 9 şirket için bu durumların gözlemlenemeyeceği belirtilmiştir.

Tablo 19: İşletmelerde Çalışanlara Yönelik Destek Durumunun Değerlendirilmesi Ortalama Değer Standart Sapma Çalışanlar iyi çalıştıklarında fark edilmesi ve

ödüllendirilmesi 3,81 2,12

Yöneticilerin çalışanlarını desteklemesi 4,12 1,73 Çalışanların yaptıkları işle ilgili olumlu ya da olumsuz geri

bildirim alması 4,31 1,65

Çalışma arkadaşlarının birbirlerini desteklemesi 4,32 1,56 Herhangi bir değişiklik planlandığında ya da belirsizlik söz

konusu olduğunda çalışanların endişelerinin gidermeye yönelik destek

4,34 2,23

İşe yeni başlayanlara yeterli düzeyde işbaşı eğitim ve

gözetim olanağı 4,54 1,33

(*Tablodaki ortalama değerler 5 üzerinden değerlendirilmiştir.)

Tablo 19’da işletmelerde çalışanlara yönelik destek durumu verilmektedir. Tablo 19 incelendiğinde işletmelerde çalışanlara destek olarak en çok işe yeni başlayanlara yeterli düzeyde iş başı eğitim ve gözetim olanağının verilmesidir. İkinci olarak Herhangi bir değişiklik planlandığında ya da belirsizlik söz konusu olduğunda çalışanların endişelerinin gidermeye yönelik destek verilmektedir. İşletmelerde en az görülen ise çalışanların yaptıkları işle ilgili olumlu ya da olumsuz geri bildirim almasıdır. Çalışanların az geri bildirim alması psikososyal sağlığı tehdit eden bir durumdur. İşletmelerin bu konuyla ilgili çalışmalara önem vermelidir.

İşyeri hekimlerinin kendi rollerini değerlendirmesi yani özdeğerlendirmeleri incelendiğinde işyeri hekimlerinin ortalama aldıkları puan 9, maksimum puan 10, minimum puan ise 6 puandır. İşyeri hekimleri işletmelerin sağladığı olanaklar çerçevesinde üzerilerine düşen sorumlulukları yapmaktadırlar. Bu durum da aslında psikososyal risk faktörü olarak daha ileri ki dönemlerde ortaya çıkabilmektedir.

Tablo 20: İşyeri Hekimlerinin Yaptığı İşin Sayısına Göre Dağılımı

Yapılan değerlendirmeler neticesinde 94 işletmenin 41’inde işyeri hekimlerinin yapması gereken işin 9’unu, 37 işletmede İşyeri hekimlerinin yapması gereken işin tümünü, 12 işletmede işyeri hekimlerinin yapması gereken işin 8’ini, 2 işletmede işyeri hekimlerinin yapması gereken işin 6’sını ve 1 işletmede ise işyeri hekimlerinin yapması gereken işin 7 ‘sini yapmaktadır.

İşyeri Hekimliği Görevleri (Özdeğerlendirmeler)

(N) Frekans Yüzde Oran(%) 9 41 44,1 10 37 39,8 8 12 12,9 6 2 2,2 7 1 1,1 Toplam 93 100 Değerlendirilmeyen 1 Toplam 94

Tablo 21: İşyeri Hekimlerinin Yapamadığı İşlerin İşletmelere Göre Dağılımları

İşyeri Hekiminin Yapamadığı İşler Adet

Çalışanları sağlık riskleri konusunda düzenli olarak bilgilendirmek. 52 İşyerinde meslek hastalığı tespit ederek kayıtlara geçmesini sağlamak. 8

Her iki işinde yapılmadığı işletme sayısı 4

Yukarıdaki Tablo 21 incelendiğinde 52 işletmede işyeri hekimlerinin çalışanları sağlık riskleri konusunda düzenli olarak bilgilendirmediği, 8 işletmede işyeri hekimlerinin, işyerinde meslek hastalığı tespit ederek kayıtlara geçmesini sağlamadığı ve işyeri hekimleri tarafında her iki işin de yapılmadığı işetme sayısı 4 olduğu görülmektedir. İş Sağlığı ve Güvenliği Organizasyonunun işletmedeki sermaye yapısına göre dağılımı aşağıda belirtilmiştir.

Tablo 22: İş Sağlığı ve Güvenliği (İSG) Organizasyonunun İşletmelerdeki Sermayeye Göre Dağılımı

İSG Organizasyonu / Kişi İsg Organizasyonunda Bulunan Görevli Kişiler Sermaye Yapısı Toplam Yerli Yabancı 1 İşyeri Hekimi 33 12 45 2 İşyeri Hemşiresi 24 7 31 3 İsg danışmanlığı 9 3 12 4 İsg Uzmanı 3 1 4 5 Ergonomi Uzmanı 1 0 1 6 Psikolog 0 0 0 Toplam 70 23 93

Yukarıdaki Tablo 22 incelendiğinde yerli ve yabancı sermaye yapısında olan işletmelerde İsg Organizasyonu en fazla 2 kişiden oluşmaktadır. Araştırmaya katılan 93 işletmenin 1’inde Ergonomi Uzmanı bulunmasına rağmen psikolog hiç bulunmamaktadır. Ayrıca işletmelerde İsg organizasyonu yasal zorunluluklara paralel olarak genellikle İsg Uzmanı, İşyeri Hekimi olmak üzere 2 kişiden oluşmaktadır.

Tablo 23: İşletmelerdeki İş Sağlığı ve Güvenliği (İSG) Organizasyonunun Sektörlere Göre Dağılımı

İsg Organizasyondaki Kişi Sayısı

Ortalama Kod Sektör Adı 1 Kişi 2 Kişi 3 Kişi 4 Kişi 5 Kişi

1 Tekstil-Konfeksiyon- Giyim-Ayakkabı 1 15 12 8 0 36 4 Metal-Alüminyum 2 7 8 2 0 19 3 İlaç-Kimya-Boya- Kozmetik 0 6 5 1 0 12 2 Üretim 0 5 1 0 0 6 7 Gıda ve Perakende 1 2 2 0 0 5 9 Diğer 0 2 2 0 1 5 6 Kağıt-Matbaa- Ambalaj 0 3 0 1 0 4 5 Mobilya-Ahşap 0 2 1 0 0 3 8 Enerji 0 2 1 0 0 3 Toplam 4 44 32 12 1 93

Tablo 23 incelendiğinde yukarıda belirtilen sektörlere sahip işletmelerdeki İsg Organizasyonu genellikle 2 ya da 3 kişiden oluşmaktadır.

Tablo 24: İşletmelerin Risk Gruplarına Göre İSG Organizasyondaki Kişi Sayılarındaki Dağılımı İsg Organizasyondaki Kişi Sayısı Risk Grupları Ortalama Çok

Tehlikeli Tehlikeli Az Tehlikeli

3 Kişi 3 15 14 32 4 Kişi 1 10 1 12 2 Kişi 5 24 16 11,25 1 Kişi 1 1 2 9 5 Kişi 0 0 1 1 Toplam 10 50 34 94

Tablo 24 incelendiğinde tehlikeli ve çok tehlikeli risk grubuna sahip işletmelerde genellikle İsg Organizasyonu 2 ve 3 kişiden oluştuğu görülmektedir. Fakat İşletmelerdeki İsg Organizasyon yapısı ile risk grubu ve sermaye yapısı arasında kolaylıkla bir ilişki kurulamadığı gözlemlenmektedir. Örneğin 4 kişilik bir İSG Organizasyonuna sahip bir işletmenin çok tehlikeli risk grubunda olması beklenirken az tehlikeli risk grubuna sahip sermaye yapısı yerli olan bir işletmede de olabilmektedir.

SONUÇ VE TARTIŞMA

Araştırmadan elde edilen veriler doğrultusunda işletmelerin semaye yapısına göre dağılımı incelenmiştir. Yapılan incelemelere göre işletmelerin 69’u yerli sermayeye 23’ü ise yabancı sermayelidir. Yabancı yatırımcıların Tekirdağ ilçelerinden Trakya’da sanayinin başkenti olarak görülen Çorlu’yu ve sanayinin sürüklediği şehir olarak tarif edilen Çerkezköy’ü (Şengel, 2012) yeni yeni keşfettiklerinden daha sonra yabancı sermayeli işletme sayılarının artması beklenmektedir.

İşletmelerin sektörlere göre dağılımına bakıldığında Tekstil-konfeksiyon- giyim sektörüne sahip işletmelerin sayısının fazla olmasının nedeni il ve çevre illerden gelen talebin fazla olması ve giyimin zorunlu ihtiyaç niteliğinde olmasından ve finans merkezi olan İstanbul’a yakınlığından kaynaklanmaktadır.

İşletmelerin bağlı olduğu sendikaların dağılımı incelendiğinde sendikaya bağlı olan toplam 37 işletme bulunmaktadır. Tekstil sektöründeki işletmelerin sayısı 36 olmasına rağmen sendikalı işletme sayısı 10’dur. Benzer durum diğer sektörlerdeki işletmelerde de ortaya çıkmaktadır. Bu duruma göre işletmelerde örgütlenme bilincinin çok fazla gelişmediği, sendikaya çok sıcak bakılmadığı ve sendikalaşmadan kaçınıldığı görülmektedir.

İşletmelerin risk gruplarına göre genel dağılıma bakıldığında işletmelerin 49’u tehlikeli risk grubunda, 34’ü çok tehlikeli risk grubunda, 10’u az tehlikeli risk grubunda yer almaktadır. Araştırmacı çok tehlikeli ve tehlikeli risk grubunda yer alan işletmelerin, az tehlikeli risk grubunda yer alan işletmelere göre psikososyal risklerin daha fazla olacağını öngörmesine rağmen anlamlı sonuç elde edilememiştir. .

İşletmelerde psikososyal risklerin genel dağılıma bakıldığında iş-işçi uyumunun olması, monoton çalışma ve işle ilgili net bilginin olması öne çıkan unsurlardır. İş-İşçi uyumunun olması ve işle ilgili net bilginin olması psikososyal

sağlığı olumlu yönde etkilemesine rağmen monoton çalışmanın fazla görülmesi psikososyal sağlığı tehdit etmektedir. Baskı altında çalışma, uzun süre boyunca çalışma, iş yükünün fazla olması gibi durumların ortalama değerleri yaklaşık olarak 2,8 çıkmıştır. Bu durumların az görülmesi psikososyal sağlığı olumlu yönde etkilemektedir. Ayrıca işletmelerde sosyal olarak izole çalışanın bulunmaması psikososyal sağlığı olumlu yönden etkilemesi bakımından oldukça önemlidir.

İşletmelerde iş kontrolüne ilişkin sonuçlar incelendiğinde, çok fazla küçük görevlere bölünmüş işlerin olması durumunun yüksekliği monoton çalışmayı arttırarak psikososyal sağlığı olumsuz yönde etkileyecektir. Vardiya programlarının çalışanlarının görüşleri alınarak yapılması işletmelerin, çalışanlara değer verdiği algısı oluşturarak psikososyal sağlığı olumlu yönde etkilemektedir. Çalışanların işlerini yaparken kullandıkları yöntemi etkileme, değiştirme olanağı, kendi işlerini planlama ve sorumluluk almaları gibi durumların ortalama değeri 2 ile 3 arasında çıkmıştır. İşletmelerde çalışanlara işlerini planlama, işlerinin içeriğine etki etme fırsatı verilmezse çalışanlarda strese yol açmaktır. Böylelikle çalışanların psikososyal sağlığı olumsuz yönde etkilenerek birey kendisini yetersiz hissedecektir. İşverenler bu durumun farkına varıp varolan durumla ilgili iyileştirme yaparak çalışanlara mesleki becerilerine göre sorumluluklar vermelidir.

İşletmelerde sosyal ortamın durumuna bakıldığında hiçbir işletmede taciz ya da kaba kuvvet ve halktan işyerindeki çalışanlara yönelik şiddetin olmadığı görülmektedir. Kişiler arasında yaşanan çatışmalar, çalışanlarla yöneticiler arasındaki işlerle ilgili çözülmeden kalan sorunlar, çalışanlar arasında kıyasıya rekabetin olması gibi durumların ortalama değerleri yüksek gibi görülse de içerisinde ters ifade özelliği barındırdığından tam tersi olarak düşünülmelidir. Bu nedenle, psikososyal sağlığın olumsuz yönde etkilenmeyeceği düşünülmektedir. .

İşletmelerde çalışanlara yönelik destek incelendiğinde, yöneticilerin desteklemesi, çalışanların yaptıkları işle ilgili olumlu ya da olumsuz geri bildirim alması, çalışanlar iyi çalıştıklarında fark edilmesi ve ödüllendirilmesi, işe yeni

başlayanlara yeterli düzeyde işbaşı eğitim ve gözetim olanağının bulunması ve herhangi bir değişiklik planlandığında ya da belirsizlik söz konusu olduğunda çalışanların endişelerini gidermeye yönelik desteğin verilmesi yüksek olarak değerlendirilmiştir. Bu durumun psikososyal sağlık üzerinde olumlu yönde etkisi olacağı düşünülmektedir. Çalışanların işletme tarafından desteklenmesi örgüte olan bağlılığı arttırmakta ve böylelikle stres olgusunun azalmasına yardımcı olmaktadır.

İşyeri hekiminin yaptığı işler Tablo 20’de belirtilmektedir. Bu tabloya bakıldığında, işyeri hekimlerinin işletmelerde belirtilen işlerin yapamamasının nedeni, işletmenin olanakları ve işverenin işyeri hekiminin çalışmalarına göstermiş olduğu davranış ve tutum oldukça önemlidir. Örneğin görüşülen bir işyeri hekimi çalıştığı işyerinde meslek hastalığını kayıt edip ilgili mercilere bildirdiği için işten çıkarıldığını belirtti.

İşyeri hekimlerinden bazıları (N= 52) meslek hastalığı görmediğini bu yüzden kayıt edemediklerini belirtmiştir. İşyeri hekimlerinin vermiş oldukları bu cevap oldukça dikkat çekicidir. Araştırma yapılan işletmeler genellikle kimyasal maruziyetlerin olduğu işletmelerdir (Örn: Tekstil, kimya, metal , boya vb.). Ayrıca işyeri hekimlerinin çoğu on yılı aşkın süredir aktif olarak görev yaptığı göz önüne alındığında verilerin gerçeği birebir yansıtmadığı akla gelmektedir.

İş sağlığı ve güvenliği organizasyonunun işletmelerdeki sermayeye göre dağılımına bakıldığında, Avrupa’da İSG ile ilgili çalışmalar Türkiye’den önce başlanması göz önüne alındığında yabancı sermayeli işletmelerde İSG alanına daha fazla önem verilmesi beklenmiştir. Ancak bu durumun beklenildiği gibi çıkmaması oldukça şaşırtıcı olup örneklem sayısının kısıtlayıcı olması durumu açıklayan nedenlerden birisi olabilir. Diğer bir açıklama ise işletmelerin, Türkiye’deki yasal gerekliliklere asgari uyumu bir strateji olarak benimsediklerini düşündürmektedir.

Tablolardaki (Tablo 22, Tablo 23 ve Tablo 24) bilgiler doğrultusunda genellikle işletmelerdeki İSG organizasyonu iki ya da üç kişiden oluşmaktadır. İSG

organizasyonu kişi kişiden oluşan işletmelerde işyeri hekimi ve iş güvenliği uzmanı bulunmaktadır. İSG organizasyonu üç kişiden oluşan işletmelerde ise işyeri hekimi, işyeri hemşiresi ve iş güvenliği uzmanı bulunmaktadır.

Araştırmacı işletmelerde risk faktörü arttıkça İSG organizasyonunda bulunan buna bağlı olarak artacağını beklerken, araştırma sonunda İSG organizasyon yapısı ile risk grubu arasında bir ilişki olmadığı görülmektedir. Bu durum risk gruplarına göre İSG yaklaşımının ve uygulamalarının 6331 sayılı kanuna göre henüz tam olarak adapte edilmediği anlamına gelebilir.

Araştırmanın sadece Tekirdağ ve ilçelerinde yapılması ilk bakışta dezavantaj olarak görülebilir. Sanayi bakımından birinci sırada Marmara Bölgesi yer almaktadır. Ayrıca Tekirdağ İli’nin Marmara Bölgesini çok iyi temsil etmesi, Avrupa, Ortadoğu, Orta Asya ve Kuzey Afrika pazarlarına ve finans merkezi olan İstanbul’a yakın olması, uluslararası limana sahip olması ve Türkiye’de bulunan sektörleri bünyesinde homojen olarak barındırmasından dolayı aslında araştırma için önemli ölçüde avantaj sağlamaktadır (Şengel, 2012). Bu araştırmanın önemli bir katkısı sosyal bilimlerde yeniden önem kazanan niteliksel yani ilk elden ve özgün

Benzer Belgeler