• Sonuç bulunamadı

ANADER’de Kadın Hakları Konusundaki Görüşler

A. ANADER

6. ANADER’de Kadın Hakları Konusundaki Görüşler

Kadın hakları ile ifade edilmek istenen; edâ ve vücub ehliyetine sahip olması, ekonomik, sosyal ve eğitim alanlarında fırsat eşitliği, çalışma özgürlüğü, kadın hakkında olumsuz bir şekilde kurgulanan ve dini kaynaklı gibi gösterilen mecranın düzeltilmesi ve dinde eşitlik konularıdır. Dinde eşitlik konusu, kadından imam olması gibi absürt bir talebi barındırmamaktadır. Kadın aleyhine oluşturulan olumsuz literatürün değiştirilmesi hedeflenmektedir.

Bu konuda, Alev Erkilet’e kadınlarla ilgili sorunların temelinde yatan sebep sorulduğunda; Müslümanların, kadın sorunlarını feminizm olarak algılayıp ötelemeleri nedeniyle kadınlarla ilgili problemlerin devam ettiğinden bahsetmiştir.64

Dini hassasiyeti olan kadının sosyal hayattaki görünürlüğü etkileyen faktörlerden biri de kadın haklarına yönelik bakış açısıdır. Bu sebeple; Tablo 31’de ANADER dernek üyelerine, kadın hakları çalışmalarına yönelik tutumları sorulmuştur.

63 Hayrettin Karaman, “Kızların Mirastan Erkek Kardeşlerin Aldığı Payın Yarısını Alması”,

Hayrettin Karaman Net, Web, 12 Aralık 2017.

Tablo 31: ANADER Dernek Üyelerinin Kadın Hakları Çalışmalarına Yönelik Tutumları

Sayı Yüzde

Valid Gereksiz buluyorum 2 3,3

Önemli olduğunu düşünüyorum 58 96,7

Total 60 100,0

Tablo 31’de; ANADER dernek üyelerine, dini hassasiyeti olan kadın hakları ile ilgili çalışmalara nasıl baktıkları sorulduğunda %96 oranında dernek üyesi önemli bulduğunu belirtmiştir. Bu durum, kadın haklarıyla ilgili çalışmaların ANADER dernek üyeleri tarafından çok yüksek oranda destek gördüğünü anlatmaktadır. Mülakat gruplarında kadın hakları konusunda miras ve temel haklar (barınma, sağlık, eğitim vb.) desteklendiği görülmüş, özgürlük, eşitlik gibi kavramlara koşullu bir kabul tepkisi verildiği anlaşılmıştır.

Dini hassasiyeti olan kadınları sosyal hayatta sınırlayan sebepler, onların toplumsal hayattaki görünürlüğünü olumsuz etkilemektedir. Tablo 32’de; dini hassasiyeti olan kadınları sosyal hayatta sınırlayan sebepler dernek üyelerine sorulmuştur.

Tablo 32: ANADER Katılımcılarına Göre Kadınları Sosyal Hayatta Sınırlayan Sebepler Sayı Yüzde Valid Aile 4 6,7 Dini düşünceler 28 46,7 Örf, gelenek 24 40,0 Olumsuz tecrübeler 4 6,7 Total 60 100,0

Tablo 32’de, ANADER dernek üyelerine, Dini hassasiyeti olan kadını sosyal hayatta sınırlayan sebepler sorulduğunda %46 ile dini düşünceler, %40 örf-gelenek, %13’le aile ve olumsuz tecrübeler cevabı verilmiştir. Dini düşüncelerin sosyal hayata etkisinin yüksek olduğu anlaşılmıştır.

Dini hassasiyeti olan kadının sosyal hayatta varlığını sınırlayan ve onların görünürlüğünü olumsuz etkileyen faktörlerden biri de kadın hakkında zayıf ve güçsüz olduğunu algısıdır. Bu algıya yönelik ANADER dernek üyelerinin görüşleri Tablo 33’de sorulmuştur.

Tablo 33: ANADER Katılımcılarına Göre Kadının Zayıf ve Güçsüz Olduğu Algısına Yönelik Görüşler

Sayı Yüzde

Valid Kesinlikle katılmıyorum 48 80,0

Katılmıyorum 9 15,0

Fikrim yok 0 0

Katılıyorum 0 0

Tamamen katılıyorum 3 5,0

Total 60 100,0

Tablo 33’deki; “Kadın zayıf ve güçsüz olmalı”, şeklindeki önermeye dernek üyelerinin %95’i katılmamıştır. ANADER derneğindeki üyeler, kadının zayıf ve güçsüz olduğu düşünce ve yargılarına katılmamakta ve bunu kabul etmemektedirler. Dernek üyelerine yargının olumsuz olarak sorulmasının sebebi, kadına yönelik olumsuz tutum ve söylemlere katılıp katılmadıklarını belirleyebilmektir.

Dini hassasiyeti olan kadının toplumdaki görünürlüğünde en temel saik annelik üzerinden kurgulanan rol modeldir. ”İslamcı ya da dindar diye tanımlayanların kadınların annelik rolü ile ilgili yaklaşımları da dikkat çekici bir özellik arz etmektedir. Modernleşmenin taşıyıcısı önemli ölçüde kadınlar olduğu ve modernleşme söylemlerinin merkezinde de hep kadınlar yer aldığı için bir direnç noktası teşkil etmeye çalışan muhafazakârlar ve İslamcılar, evi, aileyi dolayısıyla kadını değişmeden korumanın yollarını aramış; bir taraftan kadını “cemiyet

hayatı”nın tefessühünden uzak tutmaya çalışırken diğer taraftan neslin muhafazasını, çocukların velayetini tamamen annelere bırakarak temin edebilecekleri zannına teslim olmuşlardır.”65 Bu nedenlerden dolayı ANADER dernek üyelerine Tablo 34’daki önermeye yönelik görüşleri sorulmuştur.

Tablo 34: ANADER Katılımcılarına Göre Kadının Anne Olarak Tanımlanma Durumu

ANADER dernek üyelerine; “Dini hassasiyeti olan kadın annedir” cümlesine katılıp katılmadıkları sorulduğunda; Tablo 34’de görüldüğü üzere % 87 oranında katıldıkları cevabı alınmıştır. Tüm dini referanslarda da dini hassasiyeti olan kadın, annelik üzerinden olumlu anlamda yükseltildiği için bu cevap şaşırtıcı değildir. Bu cümleden anne olmayan Müslüman kadın değerli değildir” gibi yanlış bir çıkarım yapılamayacağı gibi ANADER derneğinde kadın algısının annelik üzerinde daha fazla durduğu yorumu yapılabilir.

7.ANADER’de Kadının Erkek Karşısındaki Konumu İle İlgili Görüşler Dini hassasiyeti olan kadının toplum içinde nasıl ve ne şekilde bulunması gerektiğini İslami kurallar belirler. Dini hassasiyeti olan kadınlarda bu kurallara uyarak erkeklerin olduğu ortamlarda bulunabilir, çalışabilir.

65 Nazife Şişman, “ Anneliğin Gizli ve Aşikâr Tarihi ”, Nazife Şişman.com, Web, 20 Haziran 2018.

Sayı Yüzde

Valid Kesinlikle katılmıyorum 2 3,3

Katılmıyorum 5 8,3

Fikrim yok 1 1,7

Katılıyorum 22 36,7

Tamamen katılıyorum 30 50,0

ANADER’de kadının erkek karşısındaki konumunun anlaşılması için ANADER dernek üyelerine “kadın ve erkek her konuda eşittir” yargısına yönelik düşünceleri sorulmuştur.

Tablo 35: ANADER Katılımcılarına Göre Kadın ve Erkeklerin Her Konuda Eşit Olmasına Yönelik Görüşler

Sayı Yüzde

Valid Kesinlikle katılmıyorum 17 28,3

Katılmıyorum 17 28,3

Fikrim yok 0 0

Katılıyorum 18 30,0

Tamamen katılıyorum 8 13,3

Total 60 100,0

Tablo 35’de; ANADER dernek üyelerine kadınla erkeğin her konuda eşit olması hakkındaki cümleye yönelik görüşleri sorulduğunda ise; %56 oranında katılmıyorum, %43 oranında katılıyorum cevabı verilmiştir. Dernek üyelerinin pek çoğu kadınla erkeği eşit görmemiş, üstünlük ölçüsünün cinsiyet değil, Allah’a kul olmakla ancak ortaya çıkabileceğini belirtmişlerdir.

“İslam temel parametrelerini oluştururken kadını erkeğin bir türü olarak mütalaa etmez. Erkek ve kadın kendilerine aynı veya eşit itibar verilmiş ve aynı veya eşit potansiyelle teçhiz edilmiş insan türünün iki kategorisidir. Bunun yanı sıra İslam, kadınlar ve erkekler arasındaki farklılıkları yok etmeye veya her toplumun kolay bir tarzda işlemesini ve ihtiyaçlarını karşılamasını sağlayan cinsiyetler arası işlevsel farklılıkların önemini ortadan kaldırmaya çalışmaz. Hatta kadınlar ve erkekler arasındaki birbirini destekleyici fonksiyonel ilişkiler, İslam’ın toplumla ilgili olarak

gerçekleştirmek istediği amacın bir parçası olarak telakki edilebilir.”66

ANADER derneğinde, kadının erkek karşısındaki konumunun anlaşılabilmesi için Tablo 36’daki soru yöneltilmiştir. ANADER dernek üyelerine ailedeki erkek bireylerin son kararı vermesi konusundaki görüşleri sorulmuştur.

Tablo 36: ANADER Katılımcılarına Göre Ailedeki Erkek Bireylerin Son Kararı Vermesine Yönelik Görüşler

Sayı Yüzde

Valid Kesinlikle katılmıyorum 13 21,7

Katılmıyorum 19 31,7

Fikrim yok 1 1,7

Katılıyorum 21 35,0

Tamamen katılıyorum 6 10,0

Total 60 100,0

Tablo 36’da ANADER dernek üyelerine “Aile’de son kararı baba, abi, eş verir.” şeklinde yöneltilen yargıya %53 oranında katılmıyorum ya da kesinlikle katılmıyorum cevabı verilmiş; %45 oranında da katılıyorum cevabı verilmiştir. Bu durum, dernek üyelerinin yarısının ataerkil bir anlayışa karşı çıktığını göstermektedir.

“Erkeğin kadına göre üstün tarafları olduğu gibi kadının da erkeğe göre üstün tarafları bulunmaktadır. İnsana bu özellikleri veren yaratıcısıdır. Bu, insanın başkalarına zulüm yapmasını böbürlenmesini ve kendini üstün görmesini gerektirmez. Kur’an’a göre Allah insana verdiği bu imkânların şükrünü eda etmelidir. Çünkü insan sorumlu bir varlıktır. Kur’an, kadına emeği konusunda da haksızlık yapılmaması ilkesi benimsenmiş ve kadının emeğinin karşılığını alma

66 Mehmet Birekul, “Adalet-Eşitlik Dikotomisi ve Toplumsal Bir Tip/Cinsiyet Olarak İlk Dönem İslam Toplumunda Kadın”, Kadem.org. tr, Web, 21 Haziran 2018.

hakkı vurgulanmıştır.”67

Dini hassasiyeti olan kadının görünürlüğünde en önemli etkenlerden olan sosyal hayatı ile ilgili bir yargı, ANADER dernek üyelerine sorulmuştur. Tablo 37’de “kadının sosyal hayatını erkek belirler” yargısı verilerek, dernek üyelerinin bu konudaki düşünceleri anlaşılmaya çalışılmıştır.

Tablo 37: ANADER Katılımcılarına Göre Kadının Sosyal Hayatını Erkek Bireylerin Belirlemesine Yönelik Görüşler

Tablo 37’de ANADER üyelerine; “Dini hassasiyeti olan kadının sosyal hayatını erkek belirler.” yargısına yönelik düşünceleri sorulduğunda; %93 oranında katılmıyorum ya da kesinlikle katılmıyorum cevabı verilmiştir. Bu sonuçlarla; ANADER dernek üyelerinin kendi sosyal hayatlarına kendilerinin karar verdikleri anlaşılmıştır. Ataerkil ya da örfi gerekçelerle hareket etmemektedirler. Bunun sebebi ise; örneklem grubunun çoğunluğunun genç yaşlarda olması olabilir. Sosyal hayata yönelik sınırlandırmalara karşı çıkılmasının bir başka sebebi ise; dini bir dernek olan ANADER’de dini çalışmalar yapan üyelerin bu faaliyetlerinin durdurulmasının istenmesi de olabilir. Dernek üyeleri adanmışlık ve meşru zeminde hareket hissiyle her türlü kısıtlanmaya karşı çıkacakları tahmin edilmektedir. Bu bağlamda; İslami emirlerin uygulanmasının engellenmesi ya da İslami yasakların çiğnenmesi durumunda dindeki aileyi devre dışı bırakma kuralı işletilmiş ve bunun yansımaları

67 Rıza Savaş,”İslam ve Kadın”, Kadem Kadın Araştırmaları Dergisi, Kadem.org. tr, Web, 22 Haziran 2018.

Sayı Yüzde

Valid Kesinlikle katılmıyorum 25 41,7

Katılmıyorum 31 51,7

Fikrim yok 1 1,7

Katılıyorum 3 5,0

Tamamen katılıyorum

ailenin erkek bireyleri üzerinde görülmüş olabilir.

Dini hassasiyeti olan kadının sosyal hayatını olumsuz etkileyen konularda birisi de eş izni konusudur. Bu sebeple; ANADER dernek üyelerine “kadının eşinden izinsiz hiçbir şey yapmaması” yargısı Tablo 38’de sorulmuştur.

Tablo 38:ANADER Katılımcılarına Göre Kadının Eşinden İzinsiz Hiçbir Şey Yapmamasına Yönelik Görüşler

Sayı Yüzde

Valid Kesinlikle katılmıyorum 2 3,3

Katılmıyorum 12 20,0

Fikrim yok 0 0

Katılıyorum 16 26,7

Tamamen katılıyorum 30 50,0

Total 60 100,0

Tablo 38’de ANADER dernek üyelerine ; “Dini hassasiyeti olan kadın eşinden izinsiz hiçbir şey yapmamalı” cümlesi sorulduğunda, üyelerin %76’sı katılıyorum cevabını vermiştir.%20 oranında üye bu cümleye katılmamıştır. Yargının katılımcılara yöneltilme sebebi; hurafe ve batıl inançların dini yaşam ve düşünce şekillerinde etkisinin olup olmadığının anlaşılmasını sağlamaktır. Bu cümleyi katılımcıların destekleme sebepleri, önermeyi doğru olarak kabul etmiş olmaları olabilir. Dernek üyeleri ankette kullanılan cümlelerin dini bir dayanağı olduğunu düşünerek de itiraz etmek istememiş olabilir. Artı olarak, dernekte yapılan evlilik eğitimleri ya da eşlerin davranışlarıyla ilgili yapılan konuşmalarda Tablo 39’daki yargıyla benzer düşünceler serdedilmiş ve bu konuda yönlendirme yapılmış olabilir.