• Sonuç bulunamadı

ABD, kendine has bir başkanlık sistemi ile yönetilmektedir. ABD devlet sisteminin temelinde, federal bir devlet ya da hükümet düzeni kuran ABD Anayasası vardır. 1789 yılında yürürlüğe girmiş olan ABD Anayasası, geçen zaman içinde bazı değişikliklere uğramış olsa da ABD için hala geçerli olan, orijinal ve en üst hukuk metnidir. Önsöz, yedi madde ve yirmiyedi değişiklikten oluşan ABD Anayasası, esas olarak üç kısımdan oluşur. Birinci kısım, önsöz ve yedi maddede devlet kurumları arasındaki görev ve yetki dağılımını düzenler. 1.madde, yasama işlevinin Senato ve Temsilciler Meclisi’nden oluşan Kongre tarafından yapılacağını, 2.madde, yürütme işlevinin Başkan tarafından yapılacağını, 3.madde, yargı işlevinin Yüksek Mahkeme ve onun altındaki mahkemeler tarafından yapılacağını, 4.madde, eyaletlerin konumlarını, 5.madde, Anayasa değişikliklerinin nasıl yapılacağını, 6.madde, Amerikan borçlarını, antlaşmaların üst hukuk oluşunu ve yemin şartını, 7.madde, Anayasa’nın onaylama şeklini düzenlemektedir. Anayasa’nın ikinci kısmı, Haklar Bildirgesi (Bill of Rights)46 olarak bilinen ilk on değişiklik maddesidir. 1791’de kabul edilen Haklar Bildirgesi, Amerikan vatandaşlarının devlete karşı hak ve özgürlüklerini garanti altına almak için Anayasa’ya eklenmiştir. Üçüncü kısım, 1795 yılından 1992 yılına kadar geçen sürede yapılan onyedi değişikliktir. Bu değişiklikler, ABD’nin karşılaştığı sorunlara veya olaylara çözüm bulmak amacıyla yapılmış olan düzenlemelerdir.47

46 Bill of Rihgts of the United States of America, http://www.billofrightsinstitute.org/founding- documents/bill-of-rights/, (23.03.2017)

47 Steven W. Hook-John Spainer, Amerikan Dış Politikası, Çev. Özge Zihinoğlu, İnkılap Kitabevi,

Genel olarak ABD devlet sisteminin en önemli unsurlarından biri, dış politika yapım süreci ve bu süreçte rol oynayan aktörler arasındaki yetki dağılımıdır. Bu aktörlere ve yetkilerine geçmeden önce üç noktayı vurgulamak gerekir: Birincisi, ABD siyasetine genel olarak baktığımızda, iç-dış tüm konularda siyaset ve kararlar aynı devlet sistemi içinde yürütülmektedir. Nasıl ki tarım, ticaret, enerji, sağlık ve diğer alanlarda politikalar ABD karar alma mekanizması içindeki aktörler tarafından yapılıyorsa, dış ilişkiler ve savunma alanındaki politikalar da aslında sistem içi mekanizma ve aktörler tarafından üretilir. Daha açık bir şekilde belirtmek gerekirse ABD siyasetinin tüm kararları, Amerikan Yürütme gücü olan Başkan, Bakanlıklar ve ilgili kurumlar ile Yasama gücü olan Kongre ve Yargı gücü olan Yüksek Mahkeme’nin içinde bulunduğu bir yapı içinde ortaya çıkmaktadır.

İkinci nokta, her ne kadar konular birbirinden ayrılmış olsa da - yani tarım, ticaret ve benzeri alanlar şeklinde sınıflandırılsa da- ve dış politika bunlardan ayrı bir alan olarak kabul edilse de, modern dönem şartlarında tüm konuların bir şekilde dış politikayla ilişkili olduğunu dikkate almak gerekir. Bu açıdan baktığımızda; elbette Amerikan dış politikası yapım sürecinin kendine özgün ve otonom bir özelliği vardır. Ancak dış politikanın diğer alanlarla ve özellikle savunma, ticaret, ekonomi ve çevre gibi alanlarla yakın ilişki içinde olduğunu göz ardı etmemek gerekir.

Üçüncü nokta, aslında tüm devletlerin dış politika oluşumundaki gibi, Amerikan dış politika karar alma sürecinde de etkili olan ve rol oynayan resmi ve gayri resmi aktörler, kurallar ve faktörler bulunmaktadır. ABD dış politikasını kim belirler sorusuyla ilgili olarak farklı görüşler vardır. En azından ABD devlet sistemi, dış politika tarihi ve uygulamaları açısından baktığımızda, bu soruyla ilgili net bir cevap bulmak kolay değildir. Öncelikle, daha önce de belirtildiği gibi, ABD devlet yönetiminde “erkler (güçler) ayırımı” denilen bir sistem vardır. Devletin yönetimi Yasama, Yürütme ve Yargı erklerine dağıtılmıştır ve her bir erkin yetki ve görevleri Anayasa’da tanımlanmıştır. Genel siyaset teorisine göre, erklerin bu şekilde

ayrılmasının nedeni, sadece görev dağılımı ya da iş bölümü yapılması ve performansın artırılması değildir; aynı zamanda, daha da önemlisi, ülkede diktatörlük veya tiranlık yönetiminin oluşmasını önlemektir. ABD’yi kuran liderlerin bu modeli seçmelerinin nedeni, Avrupa’daki krallıkların ve tiranlıkların ABD’de varolmasını önlemektir. Dönemin Avrupa modelinin aksine, yönetimin, güç ve yetkinin farklı kurum ve yöneticilere dağıtılarak uygulanması arzulanmıştır.48

Bunu sağlamak için sadece güçler ve yetkiler dağıtılmamış, aynı zamanda bu güçlerin birbirini kontrol etmelerini ve denetlemelerini sağlayacak bir düzen kurulmuştur. Türkçe’ye Denetim ve Denge (Check and Balance) olarak çevrilebilecek olan bu anlayışa göre, Yasama, Yürütme ve Yargı’nın görev ve yetkilerinin birbirini dengelemesi, denetlemesi ve böylece üç erkten herhangi birinin aşırı bir şekilde güçlenerek tüm sistemi kontrol altına alması önlenmeye çalışılmıştır. Denetim ve Denge sürecinde özellikle iki önemli araç vardır: Birincisi, devletin yönetimiyle ilgili yetkiler erklere dağıtılmıştır. Örneğin, dış politika karar alma yetkileri özellikle Yasama’ya ve Yürütme’ye verilmiştir. Hem Yasama hem de Yürütme, dış politikada karar alma yetkilerine ve görevine sahiptirler. İkincisi, özellikle Yasama ve Yürütme birbirlerinin kararlarını reddetme ya da değiştirme hakkına sahiptir. Başkan Kongre’nin kararını “veto” ederek Kongre de Başkan’ın kararını “reddederek veya değiştirerek” denetleme ve dengelemeye çalışır. Böylece erklerden her biri, diğerinin faaliyetlerini engelleme, sınırlama ve hatta değiştirme yetkisine sahiptir. Bu bilgiler doğrultusunda ABD yönetim anlayışında görev ve yetki dağılımına bakıldığında, “dış politika kararını kim verir?” sorusunu kesin ve net bir dille yanıtlamak mümkün değildir. Zira hem Yasama yani Kongre hem de Yürütme yani Başkan ve yürütme organlarının, Anayasa’dan kaynaklanan müşterek yetkileri bulunmaktadır.49

48 Steven W. Hook-John Spainer, a.g.e., s. 37-42.

49 Charles W. Kegley-Eugene R. Wittkopf, American Foreign Policy: Pattern and Process, 4.Basım

Benzer Belgeler