• Sonuç bulunamadı

4. Araştırmanın Varsayımları

1.4. Türk Kamu Yönetiminin Yapısı ve Özellikleri

2.1.1. Amerika Birleşik Devletleri’nde Kamu Personelinin Sınıflandırılması ve

ABD’de uygulanan kadro sisteminde kadrolar, bu kadrolarda çalışanlardan ayrı olarak düşünülmektedir. Ödev, yetki ve sorumluluklar açısından birbirlerine benzeyen kadrolar aynı sınıf içinde toplanarak tümüne personel işlerinde eşit işlem yapılmaktadır. Uygulanan kadro sistemi büyük ölçüde uzmanlığa yer vermektedir. Bu tür bir sistemin sağlıklı olarak uygulanabilmesi için yüz binlerce kadronun sınıflandırılması gerekmektedir. Bu sistemde kariyer ilkesine yer verilmediği için görevlilere pozisyonlarında yükselme olanağı tanınmamaktadır. Bir görevlinin, bir üst kadroya geçebilmesi için, dışarıdaki herhangi bir aday gibi yeniden sınav ve değerlendirilmelerden geçmesi gerekmektedir (Öztekin, 1998, s. 105, 106).

Amerikan sınıflandırma biçiminde ele alınan daima kadrolar olmaktadır. Ödev, yetki ve sorumluluk bakımından benzer hizmetler kadroları, benzer kadrolar da sınıfları oluşturmaktadır. Bu sistemin amaçları, eşit iş yapanlara aynı ücretin ödenmesi ve sınıflara alınanlara hak ve sorumluluklar bakımından aynı işlemlerin uygulanmasını sağlamaktır. Bu sistemde her kadro bir çalışma yeri ve her sınıf bir kadrolar grubudur. Kadro içindeki ödev, yetki ve sorumluluklar iş analizi denilen teknikten yararlanılarak yapılmaktadır. Amerika’nın federe devletleri ve bazı belediyelerde başlatılan bu işlem, F. W. Taylor’un İş Yerlerinin Sevk ve İdaresi (1911) adlı kitabı ile benimsenmiştir (Kalkandelen, 1972, s. 83). ABD’de uygulanan kadro (hizmet) sınıflandırma sisteminin doğuşunun nedenleri, Amerikan toplumunun kayırma sistemine karşı gösterdiği tepkinin bir sonucudur. Bu sistemin bilimsel ve teknik niteliğine ve sağladığı pek çok yararlara karşı sahip olduğu belirli sakıncaların da nedeni kayırmanın geri gelmesi veya getirilmesinin önlenmesine yönelik sıkı tedbirlere dayanmaktadır (Kalkandelen, 1972, s. 82).

Federe devletlerin sınıflandırma çalışmaları 1911 yılında Illinois ve 1913 yılında Colorado’da başlamış ve kısa sürede çok sayıda federe devlet tarafından benimsenmiştir. Sistemde benzer sınıfların bir araya getirilmesiyle sınıf serileri oluşturulmaktadır. Sınıf serileri, hem çok sayıdaki sınıfları üst seviyede tasnif ederek anlaşılmalarına olanak vermek hem de sınıflar arası geçiş alanını belirlemek bakımından yarar sağlamaktadır. Sistemde her sınıf tanımlanmakta ve bunun içinde sınıfın adı, sınıftaki kadro veya görevler içindeki ödevler, sınıftaki kadrolara ilişkin ortak nitelikteki yetkiler, sınıftaki kadrolara ilişkin ortak nitelikteki sorumluluklar, sınıftaki kadrolara ilişkin işlerin ortak

niteliklerinden tipik örnekler, sınıflara alınacaklarda aranacak asgari koşullar ve nitelikler, yükselme yollar ve ücret gibi unsurlar yer almaktadır (Kalkandelen, 1972, s. 84).

Memuriyet ABD’de 1923 yılında sınıflandırılmıştır ve bakanlıklar, eyaletler ve mahalli idareler, kendilerine özgü personelle ilgili kurallar koymuşlardır. 1883 yılında kurulan Devlet Personel Komisyonunun yetki ve sorumluluğu arttırılmıştır. Bu kuruma yalnız işe alma konusu ile değil personelin sınıflandırılması ve eğitimi konularında da personel işlerinden sorumlu bir bakanlık niteliğinde görev yüklenmiştir. ABD’de sınıflandırmanın yapıldığı ve yeterliğe göre atamanın yapıldığı memurluklar olduğu gibi sınıflandırılmamış ve takdire göre atama yapılan memurluklar da bulunmaktadır. Özellikle yüksek dereceli memuriyetlere yapılacak atamalar hükümetin takdirine bağlı olmaktadır (Tortop, 1999, s. 23, 24).

1883 Pendleton Yasası ile ilk kez uygulanmaya başlayan federal personel sisteminin temel üç amacı vardır. Bunlar, kamu görevlilerinin siyasal ilişkilere göre değil liyakat ilkesi uyarınca işe alınmaları, işe alınan personelin verimli bir biçimde yönetilmesi ve eşit durumda olan personele eşit davranılmasıdır (Wilson, 1996, s. 157).

1883 Yasası, ücret, eğitim, izin, güvence, pozisyon sınıflandırması, ödüllendirme, emeklilik vb. konularda düzenlemeler yapmadığı için bu yasaya ek olarak 15 personel yasası daha çıkarılmıştır. 1974’e kadar çıkmış tüm memur yasaları, 5 numaralı kod başlığı altında tek ve kolay anlaşılabilir bir yasada toplanmıştır. Bu yasalardan sınıflandırma ve ücretlendirme ile ilgili olanları kısaca şöyle sıralayabiliriz (Hoff, 1975, s. 63, 64):

1945 tarihli Federal Memur Ücret Yasası: Yasada, fazla çalışma, gece çalışması ve ücretli tatil gibi konulara ayrıntılı hükümler getirilmiş, haftada 40 saatlik çalışma öngörülmüş ve görevde kalış süresini belirlemede kullanılacak esaslar saptanmıştır.

1949 tarihli Sınıflandırma Yasası: Bu yasa, bir sınıflandırma planı getirmekte, genel anlamıyla dereceyi tanımlamakta, ücret göstergesi ve uygulanması ile ilgili hususlar öngörmekte ve 16., 17., 18. derecelerde yer alan bazı pozisyonların tavan sayısını saptamaktadır.

1962 tarihli Federal Memurlar Ücret Reform Yasası: Federal yönetimde yasal maaş sistemlerine ilişkin genel politika belirlenmiştir. Bu politikada iki önemli ayak oluşturulmuştur. Birincisi, özel girişimde, belli bir çalışma düzeyinde ödenen ücretle memuriyetin benzer çalışma düzeyinde ödenen maaşın kıyaslanabilir olmasıdır. İkincisi de, eşit işe eşit ücret ve çalışma ve performans farklılığına göre ücret farklılaştırmasıdır.

Yasada ayrıca, Federal memur maaşlarının her sene özel kesimde ödenmekte olan ücretlerle kıyaslanması ve bulgulara göre yeniden ayarlanması gerektiği belirtilmiştir.

1970 tarihli Federal Maaşların Kıyaslanabilir Olmasına İlişkin Yasa: Bu yasa, Başkana yasal ödeme sistemlerine giren personel için ücret saptama konusunda daha çok yetki vermekte ve maaşların yeterliliğini gözetmede inisiyatifi Kongreden alarak Başkana bırakmaktadır.

Merkezi Personel Dairesinin, uygulamada, sınıflandırma ve ücretlendirme konusunda kullandığı bir diğer yasa İkili Maaş Durumlarının Düzenlenmesine İlişkin 1964 Tarihli Yasa’dır. Bu yasa, bir memurun birden çok görevde çalışabilmesi durumlarını basitleştirmek ve bu konuyla ilgili çeşitli yasalarla, emekli askerlerin devlet memuru olarak çalıştırılmasına ilişkin yürürlükte bulunan yasaları tek bir yasa biçiminde birleştirmek amacını taşımaktadır.

1978’de Kongre, Personel Yönetimi Reform Yasası’nı (CSRA) kabul etmiştir. Yasanın amaçlarından birisi, belli bir derece içinde ödenecek maaşın kıdem yerine liyakat ilkesine dayandırılmasına olanak vermektir. CSRA, Üst Düzey Yöneticiler (SES) adı altında yeni bir kamu görevlileri kategorisi yaratmıştır. SES, en yüksek üst derecede (GS- 16, GS-17 ve GS-18) ve bunlara eşit pozisyonlarda bulunan elemanlardan oluşmaktadır (Wilson, 1996, s. 162).

Kariyer mensubu olan SES mensupları temel ücretlerinin % 20’sine kadar bir miktarı her yıl başarı primi olarak alabilmektedirler. (Bir kuruluşun yılda ödeyebileceği başarı priminin toplam tutarı kariyer mensubu SES’lerin yıllık temel ücret toplamlarının % 3’ünü geçememektedir.). Başkan tarafından belirlenen az sayıdaki “üstün başarılı” üst düzey kariyer yöneticilerine yıllık 10.000-20.000 $ arasında prim ödenebilmektedir. CSRA, orta düzey yöneticilere de (GS-13, GS-14 ve GS- 15) liyakat primi ödenmesine olanak vermiştir. 1978’den önceki dönemde bu derecelerdeki personele yapılan ödemelerde yalnız kıdem dikkate alınmaktaydı (Wilson, 1996, s. 162, 163).

Sınıflandırma sisteminin en büyük alt bölümünü 18 dereceden oluşan Genel Tablo (GS) oluşturmaktadır. Dereceler, GS1’den GS18’e kadar ifade edilen ve Genel Tablo’ya dahil kadroların iş güçlüğü ve sorumluluk dereceleri ile personelde aranan niteliklerin düzeyini belirten sayısal işaretlerdir. İdari olmayan kadrolar ve derece 13’ün altındaki idari kadrolar GS olarak ifade edilmekte, 13, 14 ve 15. derecelerdeki idari ve yönetici kadrolar ise GM olarak ifade edilmektedir. Derece GS-15’in üzerindeki pek çok kadro Genel Tablo

dışında SES (Senior Executive Service) olarak adlandırılan Üst Kademe Yönetici hizmet sınıfına dahildir (DPB, 1991, s. 1).

Genel Tablonun önemli bir alt bölümünü oluşturan Meslek Grubu, birbiriyle bağlantılı veya ilgili olan meslekler grubunu kapsamaktadır. Meslek gruplarının alt bölümünü oluşturan seriler, uzmanlık alanı ve personelde aranan nitelikler açısından benzer kadrolardan meydana gelmekte ve bir unvan ve numara ile ifade edilmektedir. Aynı tablo, seri ve derecede sınıflandırılmış olan ve sınav, personel alımı, personel seçimi, transferi ve terfisi gibi personel işlemlerinde benzer muamelelere tabii tutulan tüm kadroları kapsayan sınıflara Kadrolar Sınıf denir. Kadrolar, personelin işini oluşturan görev ve sorumluluklardır. Bir kadroya yönetim tarafından atanan görevlerin, sorumlulukların ve o kadronun idare ile olan ilişkilerinin resmi tanımına ise Kadro Tanımı denir (DPB, 1991, s. 1, 2).

GS kapsamına giren meslek serileri, aralarında bir derece fark olan işler ve aralarında iki derece fark olan işler olarak ikiye ayrılmaktadır. Genel Tablo’da GS-11’den GS-15’e kadar olan işler arasında bir derece fark bulunmaktadır. Bu serilerde derece düzeyleri birer derecelik artış gösterir. Bu işler genelde GS-2’den GS-8’e kadar olan işlerdir ancak bazı mesleklerdeki işler daha yüksek derecede olabilmektedir. Aralarında iki derece fark olan seriler ise, GP-5, 7, 9 ve 11 serileridir (DPB, 1991, s. 5).

Personel yönetim idaresi ve federal kuruluşlar, Sınıflandırma Kanunu’nda belirtilen prensiplere göre genel tabloya dahil kadroların sınıflandırma sisteminden sorumludur. Personel yönetim dairesi, sınıflandırma sistemini yöneten temel politikaları ve kılavuzları belirler; kuruluşlar ise genel tablo kapsamına giren tüm kadrolarını uygun bir şekilde sınıflandırma yetki ve sorumluluğuna sahiptir (DPB, 1991, s. 3).

Genel Tabloya dâhil sınıflandırma programı 1949 yılında kabul edilen Sınıflandırma Kanunu ile tespit edilmiştir. Bu yasa, eşit işe eşit ücret prensibini getirmiş ve genel tablodaki her derecenin bir tanımının yapılmasını sağlamıştır. Personel Yönetim Dairesi, Federal Kuruluşların görüşlerini aldıktan sonra kadroların sınıflandırılması ve derecelendirilmesi için standartlar hazırlama konusunda onları yönlendirmiştir. Sınıflandırma Kanununa göre yayınlanan standartlar; görev, sorumluluk ve aranan nitelikler açısından değişik kadro sınıflarını tanımlayacak, resmi sınıf unvanlarını tespit edecek ve kadro sınıfları için uygun dereceleri belirleyecektir. Oluşturulan yasal kılavuzun yardımıyla Personel Yönetim Dairesi Genel Tabloya dâhil kadrolar için bir meslek yapısı ve sınıflandırma sistemi geliştirmiştir (DPB, 1991, s. 1).

ABD’de Thatcher ile aynı tarihlerde iktidarda bulunan devlet başkanı Ronald Reagan, İngiliz gibi kamu hizmetlerinde mümkün olduğu kadar bir çok Federal hükümet faaliyetlerini özel sektöre ve eyalet hükümetlerine devretmeyi, geriye kalan federal fonksiyonlarının sayısını azaltmayı ve hükümetin özel ekonomiye olan müdahalesine sınır koymayı taahhüt ederek göreve başlamıştır. Reagan da kamu hizmetinde, tasarrufa ve yeterliliğe öncelik vermiştir. Federal kamu personelin ücretinden kesintiye gitmiştir. Daha fazla tasarruf yapmak için yönetim, federal işçilerin emeklilik yaşını yükseltmiş ve federal personelin emeklilik keseneklerinin payını arttırmıştır. 1981-1985 yılları arasında (posta hizmetleri ve savunma bakanlığı hariç olmak üzere) 75.000. kamu görevlisinin federal hükümet ile ilişiği sona ermiştir. Yönetim sağlamış olduğu kadro açığı ile o tarihlerde yürürlüğe koyduğu yıldız savaşları projesi için Savunma Bakanlığı emrinde istihdam edilmek üzere, 94.000 yeni personel atamıştır. Tam beş yıl içinde tamamı üst düzey personel yöneticisi olan 1632 kişiyi değiştirmiş, 1978 tarihli Kamu Hizmeti Reform Yasası’nın (Civil Service Act) verdiği yetkiye istinaden binlerce kamu personelini kamu hizmetinin en üst kadrolarına atamış, diğer binlercesinin ise görev yerlerini değiştirmiştir. Hükümet bununla da kalmamış, kamu hizmetlerindeki yetersizliği ve israfı önlemek için özel yetkisi bulunan iki kuruluşu görevlendirerek yeni strateji tespiti yoluna gitmiştir (Korkusuz, http://www.dicle.edu.tr, 2006).