• Sonuç bulunamadı

C. Bu anksiyete ya da fobik kaçınma, sosyal fobi (utanacak olma korkusuyla

1.1.7. Klinik seyir ve prognoz

1.1.2.3. Aleksitimiyi açıklayan kuramlar

Aleksitimiyi açıklamaya yönelik birçok kuram bulunmaktadır. Bu kuramlar; a) Psikoanalitik Kuram,

b) Nörofizyolojk – Genetik Kuram, c) Davranısçı Kuram,

d) Sosyo–Kültürel Kuram e) Bilişsel Kuramlar

a) Psikoanalitik Kuram

Geleneksel psikoanalitik görüşe göre bedenselleştirme (somatizasyon), altta yatan bir psikopatolojinin değişik bir biçimde ortaya çıkmasıdır. Birey, belli bir gelişim döneminde takılma, patolojik savunma düzenekleri, travmatik yaşantılar ya da çatışmalar gibi nedenler sonucu duygusal yaşantılarını sözelleştirme yeteneğinden yoksundur. Buna göre bedensel yakınmalar kabul edilemeyen dürtü ve isteklerin bilinç alanına çıkmalarını engelleyen savunma araçlarıdır. İste aleksitimi kavramı bu sözelleştirilemeyen duyguların bedensel semptomlar yoluyla ifade edildiğini öngörür (166). Psikoanalitik yaklaşımda, ifade edilemeyen veya sözel yolla paylaşılamayan duygu, çatışma ve gerginliklerin beden dili (somatik) ile ifade edildiği kabul edilmektedir (167). Luminet (1994) de aleksitimiyi erken dönemdeki anne–çocuk iliksisindeki bozukluklar ve yetersizliklerle açıklamaktadır. Anne çocuk ilişkisinde yaşanan sıkıntıların ileride duyguların bastırılmasına ve bu bastırmadan dolayı da

32

bedensel tepkilerin oluşmasına neden olduğu ifade edilmiştir. Bu durum da aleksitimi olarak nitelendirilmiştir (168).

b) Nörofizyolojik ve Genetik Kuram

Nörofizyolojik yaklaşımı benimseyen uzmanlara göre ise, aleksitimi beyin yarım küreleri arasındaki kopukluk sonucu ortaya çıkan bir durumdur. Aleksitimi limbik sistemden neokortekse gitmek için harekete geçen duyusal uyaranların bloke edilmesi sonucu, bilinçli duygusal yaşantılara dönüşememesiyle oluşan arıza olarak düşünülmüştür (162). Aleksitimiyi açıklamaya yönelik genetik yaklaşım ikiz çalışmasıyla ortaya konmuştur. Yapılan çalışmalardan birinde; 15 tek yumurta ikizi ve 18 çift yumurta ikizleri aleksitimik özellikleri yönünden karsılaştırılmıştır. Tek yumurta ikizleri testlerde diğerlerine göre daha benzeşen puanlar almışlardır. Bu çalışmada örneklemin sınırlı sayıda olduğundan aleksitiminin kalıtımsal yönü olduğu yargısına varmada ve yorum yapmada dikkatli olunması gerektiği vurgulanmıştır (167)

c) Davranışçı kuram

Davranışların sosyalleşmesi aile içinde büyüklerin duygusal durumlara verdikleri tepkiler, çocuklar için birinci öğrenme modelini oluşturmaktadır. Davranısçı öğrenme modelinde, aleksitimik bireylerdeki bedensel belirtilere bu hatalı öğrenmeler ile açıklık getirilmektedir (167).

d) Sosyo–Kültürel Kuram

Sosyo–kültürel kuramı açıklamaya yönelik yapılan çalışmalarda; gelişimsel açıdan bakıldığında, sosyal etkileşim ile duyguları sözel olarak simgeleştirebilme yeteneği arasında bir ilişki olduğu ve yeterli sosyal etkileşim gösterememiş çocuklarda, aleksitimik özelliklerin daha kolay kök salabileceği belirtilmiştir. Bu açıdan, aleksitimi çocukluktan başlayarak sosyal bağlam içinde gelişen ve pekişen bir kavram olarak değerlendirilmiştir (169).

e) Bilişsel Kuram

Bilişsel kurama göre aleksitimi bilişsel gelişim dönemlerindeki eksikliklerden yanlış düşüncelerden kaynaklanmaktadır. Duyguları bilisel etmenlerle açıklamaya çalışan bilişsel yaklaşımın özünde; duyguların oluşumunda, duygularla ilgili uyarıcıları yorumlama, anlam verme, beklenti oluşturma gibi bilişsel unsurların birincil sorumluluk üstlendiği görüşü yer almaktadır (162). Dolayısıyla farklı

33

ortamlarda benzeri uyarıcılara farklı tepkiler vermemizin ve bir takım çatışmalara girmemizin nedeni duygularımızı farklı şekillerde yönlendiren, farklı bilişsel yaşantılar geçirmemiz olarak düşünülmektedir (167).

1.1.2.4.Tedavi

Aleksitimiklerin tedavisinde bireysel terapi, iç görü kazandırma, grup terapisi gibi sistemli tedavi yöntemleri dışında eşleri ve diğer yakın aile bireyleriyle iletişimlerini yakından gözleyerek, danışmanlık yapmak da tedavide oldukça etkili olabilir.

Aleksitimik bireyin daha önce farkında olmadığı duygu ve fantezi yaşantılarını su yüzüne çıkartmasını sağlayacak gestalt ve bilişsel merkezli grup terapilerinin yanı sıra, bedensel davranışlara dikkatin yoğunlaştırıldığı tekniklerin kullanılması yararlı bulunmaktadır. Yapılan tedavi uygulamalarında dinamik yönelimli psikoterapilerin ve gevşeme terapilerinin aleksitimiklerde duygu belirten sözcüklerin kullanımında anlamlı düzeyde artış sağladığını belirtilmektedir. Bunun yanı sıra his, arzu ve bedensel duyumları kışkırtıcı, hayal ve fantezi yaşantılarının paylaşıldığı “yaratıcı oyun” tekniklerinin oldukça yararlı olduğu araştırmalarla ortaya konmuştur (170, 171).

Swiller (171) aleksitimik bireylerle yaptıkları grup çalışmalarında Yalom’un grup terapisindeki iyileştirici faktörleri, Piaget’in kognitif gelişim aşamalarını temel olarak uyguladıklarını ve oldukça basarı sağladıklarını belirtmektedirler. Swiller aleksitimik bireylerin grup içindeki etkileşimlerinde, duygusal yaşantıları diğer bireylerde de gördüklerinden kendi duygularını fark ederek kolaylıkla ifade eder duruma geldiklerini belirtmektedir. Ayrıca aleksitimikler grup yaşantısında üyelerden aldıkları geri bildirimlerle sosyal ilişki ve iletişimlerde neden geri kaldıkları konusunda ve yasadıkları duygusal problemler hakkında içgörü kazanmaktadırlar. Kognitif merkezli grup terapisi aleksitimiklerin empati becerisini geliştirmektedir. Swiller aleksitimik bireylerde, bireysel ve grupla psikolojik danışmanın birlikte kullanılmasın önermektedir. Çünkü Swiller’a göre bireysel terapi entelektüel öğrenmeyi sağlar, içgörü kazandırır, grup terapisi ise yaşantılar yoluyla bu birikimlerin transferans edilmesine, yasama aktarılmasına yardımcı olur. Bireysel ve grupla terapinin birlikte kullanılması aleksitimiklerde etkili ve yaratıcı bir psikolojik yardım sağlamaktadır. Bu bilgilerden yola çıkarak aleksitimiklerin duygu,

34

düşünce ve yaşantılarında farkındalık ve içgörü kazandırmakta bilişsel davranışçı yaklaşımın tedavide geniş yeri olabileceği söylenebilir.

Benzer Belgeler