• Sonuç bulunamadı

2.4. ŞEMA KAVRAMI

2.4.4. Şema Alanları

Kopukluk-reddedilme alanındaki insanlar diğerlerine karşı güvensiz hissederler ve istikrar, güvenlik, bakım, sevgi ve aidiyet ihtiyaçlarının karşılanmayacağına

153 Young vd., a.g.e., 2003, s.7. 154 Young vd., a.g.e., 2003, s.14-17 155 Young vd., a.g.e., 2003,s.14-17

36

inanmaktadırlar. İstikrarsızlık(terk edilme), istismar(güvensizlik),soğukluk(duygusal yoksunluk), reddedilme(kusurluluk) ya da dış dünyadan soyutlanma(sosyal izolasyon) tipik aile kökenlerini oluşturan tutumlar olarak bilinmektedir. Kopukluk-reddedilme alanındaki şemalar daha çok zedelenmiş, zarar görmüş insanları tanımlamaktadır. Terkedilme şemasına sahip insanlar, önemli ötekilerin varlığının istikrarlı olmayacağı algısına sahiptirler. Bu şemaya sahip bireyler, önemli ötekilerin tahmin edilemeyecek şekilde birden ortadan kaybolacaklarına, öleceklerine, sebebini anlamayacakları bir şekilde iletişimlerinin kesileceğine, daha iyi biri için onları terk edeceklerine ya da ansızın yok olacakları inancına sahiptirler. Güvensizlik şemasına sahip kişiler, diğerleri eğer bir fırsatını bulursa kendi çıkarları için onları kullanacağına ve suistimal edeceklerine inanmaktadırlar. Duygusal yoksunluk şemasına sahip kişiler duygusal ihtiyaçlarının tam olarak karşılanmayacağını hissederler. Bu yoksunluk, diğerlerinden beklenen ilgi, dinleme, dikkate alma, anlama ve korumanmayı içermektedir. Kişi kendini değersiz, sevilmeyi hak etmeyen, utanç kaynağı biri olarak hissedebilmektedir. Son olarak, sosyal izolasyon şeması diğerleri ya da toplumun çoğunluğu tarafından farklı olduğunu ve kendini bir gruba ait hissedememeyi içermektedir. 156

İkinci alan zedelenmiş özerklik ve başarısızlık alanıdır. Bu alan bağımsız hareke etmede zorluk yaşayan, kendilerini aile figürlerinden farklılaştıramayan, kendi kimliğini şekillendiremeyen bireylerden oluşmaktadır. Aile kökenlerinde, aşırı koruyucu davranışlar ve kendileri için her şeyi önceden düşünüp yapmış ebeveynler; ya da tam tersi, çocuğuyla hiç ilgilenmemiş ve ihtiyaçlarını karşılamamış ebeveyn tutumları gözlemlenir. Çocukları yetişkin olduğunda bile yanından ayrılmayan/ayrılamayan aileler olabilir. Bunun sonucunda belirli hedefleri ve yetenekleri olmayan bireyler yetişir. Bu alan dört adet şemayı içerir. Öncelikle bağımlılık şeması; kendi başlarına bir şey yapamayacaklarını, yapmak için kesinlikle diğerlerinin yardımına ihtiyaç duyacaklarını düşünen bireylerle karakterizedir. İkincisi, dayanıksızlık şemasıdır. Bu şemaya sahip bireyler her an extrem düzeyde başlarına bir şey gelebileceğine dair kaygılar taşırlar. Örneğin, kalp krizi geçireceklerini, AIDS olacaklarını, kontrolü kaybedeceklerini, suç işleyebileceklerini ya da bir doğal afet yüzünden başlarına bir şey gelebileceklerini düşünebilirler. Bunların her an olabileceği ve bu tehlikelerden asla kaçamayacaklarını düşünürler ve başa çıkma biçimleriyle bu düşüncelerin üstesinden gelemezler. Üçüncü şema gelişmemiş özbenlik şemasıdır. Bu şema önemli ötekilerle ya da bir kişiyle aşırı düzeyde iç içe olma(genellikle ebeveynler),bireysel olamamayı içerir. Son olarak başarısızlık şeması kişinin hata

37

yapmaya karşı yüksek bir kaygı duyması, başarısız olmaktan çok korkması ve sürekli kendisini diğerleriyle kıyaslamasıyla karakterize olduğu görülmektedir157.

Üçüncü alan zedelenmiş limitler alanıdır. Kişinin öz disiplin ya da karşışılık bakımından yeterli sınırlara sahip olmamasıyla bağlantılıdır. Bu alandaki bireyler diğerlerinin haklarına saygı göstermekte, iş birliği yapmakta ve uzun süreli hedefleri yönetmekte sıkıntı yaşayabilmektedirler. Aşırı hoşgörülü ve müsama gösteren ailelerde yetişmiş çocuklardır. Kurallara uymak zorunda hissetmemiş ya da diğerlerinin hakları yokmuş gibi davranarak benmerkezci bir kişilik geliştirmiş yetişkinler olabilmektedirler. Bu da yetişkinlik dönemlerinde dürtüsel tutumlar ve gereklilikleri erteleyici davranışlara sebebiyet verebilir. Kendilerinin diğerlerinden daha üstün olduğunu ve bu yüzden özel haklar ve ayrıcalıklara sahip olduğunu düşünenen bireyler haklılık şemasına sahiptirler. Yetersiz öz denetim şemasına sahip bireyler, kendilerini kontrol etmede zorluk yaşamakta ve hayal kırıklığını tolere etmekte de aynı oranda güçlük çekmektedirler.158

Dördüncü alan kendi ihtiyaçlarını önemsemeksizin sürekli diğerleri tarafından onay almak için onların ihtiyaçlarını daha fazla önemsemeyi ve diğerleriyle duygusal olarak çok hızlı bağ kurmayı içeren yönemlilik alanıdır. Bu şemaya sahip kişilerin kendi sorumluluklarına ek olarak diğerlerinin sorumluluklarını da alma eğilimleri olabilmektedir. Diğer bir deyişle, kendinden çok sürekli olarak diğerlerine önem verme, kendi ihtiyaçlarını önemsemeksizin diğerlerine daha fazla odaklanmayı içerir. Aile kökeninde, sosyal görünüme fazlasıyla dikkat eden, çocuğun ihtiyaçlarından önce kendi ihtiyaçlarını düşünen, çocuğa koşullu bir kabul sunan aileler görülür. Boyun eğicilik şeması diğerlerini kızdırmamak ya da onlar tarafından terk edilmemek, yalnız kalmamak için bireyin kendi duygusal ve temel gereksinimlerini diğerlerinden onay alabilmek için önemsiz saymasıyla ilgilidir. Bu şema uyumsuz öfke davranışlarına, pasif-agresif tutumlara, kontrol edilemeyen patlamalara ya da psikosomatik semptomlara sebep olabilir. Kendini feda şemasına sahip bireyler, diğerlerinin ihtiyaçlarını kendi özdeğerlerini düşürmek uğruna karşılayabilirler. Onay arayıcılık şeması, diğerleri tarafından fark edilmeyi, onay aramayı, beğenilmeyi aksi halde yaptıklarının doğru ya da güzel olmadığını düşünen birey davranışlarını içermektedir. 159

Beşinci ve son şema alanı aşırı uyarılmışlık ve ketlenme alanıdır. Bu şemada amaç yanlış yapmaktan kaçınmak ve beklentileri yerine getirebilmektir. Kişinin duygu

157 Young vd., a.g.e., 2003, s.14-17 158 Young vd., a.g.e., 2003, s.14-17. 159 Young vd., a.g.e., 2003, s.14-17

38

ve dürtüleri üzerinde aşırı bir denetim vardır. Tipik aile kökeni mükemmeliyetçi ve baskıcıdır. Eğlenceye, rahatlığa pek prim verilmez. İlk şema karamsarlık şemasıdır. Bu şemaya sahip bireyler her şeyin ters gideceğini düşünür ve durumların pozirif yönlerini görmeyi reddederek negatif yönlerine aşırı odaklanırlar. Duygusal ketlenme şemasına sahip bireyler, anlık duygularını baskılar(örn,öfke) ve kontrollerini kaybetmemek için kendilerini duygusal olarak ketlerler. Yüksek standartlar şeması karşıdan onay alabilmek için yaptıkları işin en mükemmel olması gerektiğine olan inancı içerir. Son şema is cezalandırıcılık şemasıdır. Kişi yapılan hataların cezalandırılması gerektiğine inanır. Kendi standartlarından ödün vermezler ve hata karşısında asla öfkelerini tolere edemez ve cezanın hak edilmiş olduğunu düşünmektedirler. 160

Benzer Belgeler