• Sonuç bulunamadı

4. ALIŞVERİŞ MEKANLARINA GENEL BAKIŞ

4.2 Alışveriş Merkezleri

Türkiye’de alışveriş merkezi kavramı, yeni ithal malların yerli piyasalara girişi, değişen yaşam şartları, görece refahın yükselmesi ve alışveriş kültürünün değişmeye başlaması nedeniyle 1980 sonrası ortaya çıkmaya başlamıştır. İstanbul’daki Galleria (1988), Ankara’da Atakule (1989) ve Karum (1991) Türkiye’deki ilk alışveriş merkezi örnekleridir. Söz konusu yapıların başarısı, kısa sürede pek çok yeni merkezin inşa edilmesine neden olmuş ve 1990’ların sonuna doğru alışveriş merkezleri sayısında önemli bir artış yaşanmıştır. Artan talep sonucu finans sektörünün konuya ilgisi gitgide artmış ve söz konusu merkezlerin tasarımında mimari unsurlardan çok ticari kaygılar yönlendirici olmuştur. Vedat Tokyay’a göre finans sektörünün hükmettiği yeni ve şabloncu bir mimari format ve alışverişin mimari standartları ile mimarlığın yeni Neufert’i oluşturulmuştur. Söz konusu format içinde, alışveriş merkezlerinin arsaları, güvenlik, tesisat ve sirkülasyon sistemleri ile plan-kesit şemaları standartlaşmıştır (Tokyay, 2005). Yırtıcı’ya göre (2003), kitlesel üretim sonucu nesnelerin miktarındaki muazzam artış ve bunun beraberinde getirdiği ölçek büyümesi beraberinde yapısal bir değişikliği getirmiştir. 1960’larda önem kazanan ve nitelik değiştiren alışveriş mekanları, kapitalizmin tüketimi arttırmak amacıyla örgütlediği mekan-zaman düzenlemeleri olarak

karşımıza çıkmıştır. Tüketim toplumunun simgesi olan büyük alışveriş merkezleri ve hipermarketler de, tüketimin yeniden örgütlendiği mekansal biçimlenişlerdir. Söz konusu alışveriş mekanları, küreselleşen ekonomi ile mekansal organizasyonlar arasındaki ilişkinin en canlı örnekleridir (Yırtıcı, 2003).

Yırtıcı’ya göre hipermarketler ve alışveriş merkezleri ile başka bir toplumsal yapılanmanın ürünü olan kapalı çarşılar arasında paralellik ve süreklilik kurma yolunda bir eğilim vardır ancak ikisi ayrı gerçeklerdir. Kapalı çarşı, insan ihtiyaçları ile belirli bir toplumsal örgütlenme sonucunda üretilen ve tüketilen nesnelerin buluştuğu bir mekansal organizasyon iken, alışveriş merkezi, sermayenin kendine özgü mantığı içinde sentetik olarak üretilmiştir, her yer ve zamanda tekrar tekrar üretilir (Yırtıcı, 2003).

İstanbul’da inşa edilen ilk alışveriş merkezleri olan Galleria, Akmerkez, Capitol gibi yapılar kentle ilişkileri açısından daha çok irdelenmiş örneklerdir. Söz konusu yapılara ulaşım otomobil ve yaya bağlantıları düşünülerek tasarlanmıştır. Türk kültüründe çarşı işlevinin daima kent merkezinde olması, söz konusu biçimlenişin en önemli nedenlerindendir. İlk yapıların başarısı yeni merkezlerin yapılmasını teşvik etmiştir. Girişimci kent merkezinden uzaklaşıp, otomobille ulaşıma odaklanan alışveriş merkezleri inşa etmekte tereddüt etmemiştir. Artan taşıt kullanım oranları da söz konusu yönelimde etkilidir.

Tez çalışmasının bu bölümünde, alan çalışmasına zemin hazırlamak üzere yapılan envanter çalışmasında aşağıdaki alışveriş merkezleri, satış birimlerinin geometrik ve boyutsal özellikleri açısından incelenmiştir.

Galleria Alışveriş Merkezi (1988) Karum Alışveriş Merkezi (Ankara, 1991) Capitol Alışveriş Merkezi (İstanbul, 1993)

Akmerkez Alışveriş ve Ticaret Merkezi (İstanbul, 1993) Armada Alışveriş Merkezi (Ankara, 2002)

Metrocity Alışveriş Merkezi (İstanbul, 2003)

Maltepe Carrefour Alışveriş Merkezi (İstanbul, 2005) Kanyon (İstanbul, 2006)

Meydan Alışveriş Merkezi (İstanbul, 2007) İstanbul Sapphire (İstanbul, 2009)

Çizelge 4.2: Son 20 yılda Türkiye’de inşa edilmiş bazı alışveriş merkezlerine ait karşılaştırma

Son 20 yılda Türkiye’de hizmete giren alışveriş merkezlerinin bir kısmının incelendiği envanter çalışmasında, özellikle satış birimlerinin boyutsal ve orantısal özellikleri irdelenmiştir. İncelenen örneklerin %50’sinde satış birimlerinin çoğunun eşdeğer boyutsal özelliklere sahip olduğu, az sayıda satış biriminin eşdeğer satış birimlerine oranla 5 ila 10 kat daha büyük düzenlendiği görülmüştür. (Çizelge 4.2) Söz konusu büyük satış birimleri Avrupa’da Endüstri Devrimi sonrası gelişen katlı mağazaların (department stotre) benzerleridirler. Incelenen diğer alışveriş merkezi örneklerinde ise (Armada, Akmerkez, Meydan, Kanyon) satış birimlerinin boyutsal açıdan büyük farklılılar gösterdiği saptanmıştır. Satış birimleri geometrik açıdan irdelendiğinde alışveriş merkezlerinin %80’inde dikdörtgen satış birimlerinin hakim olduğu görülür. Sadece Akmerkez ve Kanyon’da eğrisel ve eğik duvar yüzeylerinin kullanıldığı görülmüştür. Ancak incelenen örneklerin büyük bölümünde farklı boyutsal ve geometrik özelliklerin hakim olduğu saptaması yapılabilir. Satış

birimlerinin geometrilerinin ve boyutlarının belirlenmesinde aşağıdaki unsurların yönlendirici rol üstlendiği görülmüştür.

 Taşıyıcı sistem

1990’ların sonlarına doğru genellikle kent merkezinden uzak yeni gelişme bölgelerinde geniş alanlara kurulan alışveriş merkezlerine esas ulaşım aracı otomobil olmuştur. Dolayısıyla plan şemalarının Şekillenmesinde otopark aksları son derece önemli bir rol oynamıştır. İncelenen örneklerin %90’ında alışveriş katlarının altında otopark alanlarının düzenlendiği görülmüştür. Taşıyıcı sistemler araç park prensipleri doğrultusunda genellilkle 9mx9m veya 6mx6m grid sistem kullanılarak oluşturulmuştur. Otopark katlarının sayısı alışveriş merkezinin oturum alanının büyüklüğüne bağlı olarak değişim göstermiştir. Oturum alanı geniş yayvan yapılarda genellikle 1 ya da 2 kat otopark düzenlenirken, daha yüksek olanlarda 3-4 kata kadar otopark düzenlemeleri yapılmıştır.

Plan şemalarının otoparklara göre Şekillenmesi ilk bakıldığında son derece rasyonel ve düzenli bir iç mekan kurgusu getiriyormuş izlenimi verse de, aslında insan ölçeği ile ilişkisi bakımından irdelendiğinde beraberinde birtakım soru işaretleri getirmektedir. Alt katlarda araç hareket ve park prensiplerine göre Şekillenen aks aralıkları, alışveriş katlarında mekan proporsiyonlarını belirleyici bir unsur olmuştur. Yani mekansal oranlar aslında kullanıcılar değil otomobilleri düşünülerek Şekillenmiştir. Söz konusu ikilem, aynı zamanda günümüzde benzer Şekilde tasarlanan ofis ve konut yapıları için de geçerlidir.

İncelenen örneklerin %50’sinde alışveriş mekanları iş ve konut blokları ile beraber çözümlenmiştir. Yüksek bloklara altına denk düşen alışveriş alanları taşıyıcı sistem çözümlerinin farklılaşması nedeniyle, boyutsal ve geometrik olarak özelleşmiştir.

 Arsa büyüklüğü ve geometrisi

Arsa büyüklüğü ve geometrisi alışveriş yapılarının genel dolaşım şemalarını belirlemede yönlendirici bir unsur olduğu için, satış birimlerini doğrudan etkilemiştir. İncelenen örneklerin büyük bölümünde arsalar ince uzun geometriye sahiptir. Dolayısıyla orta aks ve atriumu çevreleyen tek sıra satış birimleri söz konusudur. Birimlerin derinliği ve geometrisi de yapı hudutlarını belirleyen arsa ile yakın ilişkidedir. Armada ve akmerkez gibi ince uzun geometriye sahip olmayan

yapılarda ise ana dolaşım koridorlarının ortasında kalan alanda da satış birimleri düzenlenmiş, dolaşım akslarının kesişme noktalarına atriumlar konumlandırılmıştır. Bu durumda satış birimlerinin derinlik/genişlik oranı düşmüştür.

 Dolaşım şeması

Dolaşım mekanlarının geometrisi ile arsa geometrisi arasındaki ilişki satış birimlerinin şekillenmesinde önemli rol oynamıştır. Hemen hemen tüm alışveriş mekanlarında mağazaların giriş cepheleri dolaşım mekanlarının geometrisine göre şekillenirken, arka cepheleri arsa geometrisinden etkilenmiştir. Bu durum Ankara Karum Alışveriş merkezinde atriumun 2 ucundaki satış birimlerinde çarpıcı bir şekilde gözlemlenebilmektedir (Şekil 4.29).

Şekil 4.29: Karum Alışveriş Merkezi zemin kat planı (Url-5).

Karum, Akmerkez, Armada, Kanyon gibi kapalı çerçeve dolaşım şemasına sahip olan alışveriş merkezlerinde satış birimlerinin derinlik/ genişlik oranlarının düştüğü saptanmıştır. Metrocity, Galleria ve Capitol gibi doğrusal dolaşım şemasına sahip alışveriş merkezlerinde ise satış birimlerinin derinlik/ genişlik oranı daha yüksektir (Şekil 4.31).

 Firma profilleri

Alışveriş merkezlerinin genel yapısına kesit düzleminde bakıldığında daha çarpıcı bir bulgu ile karşılaşılmaktadır. Çizelge 4.2’de rahatça görüldüğü gibi, alışveriş katlarının strüktürel yüksekliği sabit olmasına rağmen, dolaşım aksları boyunca şekillenen satış birimlerinin boyutları çok büyük farklılıklar göstermiştir. Firmaların teşhir yöntemleri, kurumsal kimlikleri ve her şeyden önemlisi ekonomik güçleri, düzenlenen satış birimlerinin konum, boyut ve geometrilerini belirlemiştir. Kimi mağazalar yüzlerce m2 alana yayılırken, kimileri 5-10 m2’lik alanlara sığmak durumunda kalmıştır. Ancak alışveriş merkezindeki katlar boyunca tavan konstrüksiyon yükseklikleri aynıdır. Asma tavanlar ise ısıtma havalandırma, aydınlatma ve ses sistemlerini organize etmek için kullanıldıklarından, genellikle teknik gereksinimlere göre şekillenmişlerdir. Şekil 4.31 ve Şekil 4.32, Maltepe Carrefour Alışveriş Merkezindeki satış birimlerinin boyutsal farklılıklarını göstermektedir. Kesitlerde derinlik/ yükseklik oranı 6 ve 1 olan iki satış birmi görülmektedir. Birinin alan değeri diğerinin 20 katı olmasına rağmen, iki birimin de temiz yüksekliği 3.90 m’dir.

Şekil 4.31: Maltepe Carrefour Alışveriş Merkezinde satış birimlerinin alansal farklarını gösteren plan.

Şekil 4.32: Maltepe Carrefour Alışveriş Merkezindeki iki satış biriminin boyutsal farklılığının kesit düzleminde ifadesi.

4.3 Bölüm Sonuçları

Bölümde ilk olarak alışveriş mekanlarının gelişimi tarihsel açıdan irdelenmiştir. Eski Yunan Uygarlığı’ndaki Stoa, Roma Dönemin’de inşa edilen Trajan Forumu Çarşısı, Ortaçağ pazar yerleri, Endüstri Devrimi’nin getirdiği pasajlar ve Osmanlı Dönemi ticari yapıları olan bedesten, kapalı çarşı ve arastaların ortak bir özelliği saptanmıştır. Alışveriş mekanları genelinde bir araya gelen satış birimlerinin çok büyük bir kısmı eşdeğer geometrik ve boyutsal özelliklere sahiptir. Yükseklik, daima derinlik ve genişlikle ile doğru orantılı olacak şekilde irdelenmiştir. Satış birimlerinin çok büyük bir bölümünde genişlik, derinlik ve yükseklik parametreleri arasındaki oranlar 1 ile 2 arasında seyreder. Birimlerin çoğu kare proporsiyona sahiptir ve yükseklik de bu karenin düşey düzlemdeki takipçisidir.

Günümüz alışveriş mekanlarında ise satış birimlerinin yükseklikleri, konstrüktif kat yüksekliği ve havalandırma tesisatı ile diğer tesisatları barındıran asma tavanlar tarafından belirlenmektedir. Yükseklikleri teknik gereksinimlerce belirlenen satış birimlerinin alansal değerleri ise büyük farklılıklar göstermektedir. Dolayısıyla 30 m2’lik bir satış birimi ile 600 m2’lik bir satış biriminin tavan yüksekliğinin aynı olması durumu söz konusudur. Oysa ki yükseklik ile genişlik ve derinlik arasındaki ilişki sadece teknik şartlar ve gereksinimler tarafından belirlenemeyecek kadar ciddî bir öneme sahiptir. Mekansal proporsiyonlar ve kullanıcı arasındaki ilişki mekansal kaliteyi doğrudan etkiler.

Bu anlamda alan çalışması bölümünde derinlik ve genişlikleri modüler olarak farklılaşan fakat yükseklikleri aynı olan satış birimleri sanal ortamda kullanıcının değerlendirilmesine sunulacaktır.

5. UYGULAMA: MİMARİ İÇ MEKANDA ÇEPER ORANLARININ

Benzer Belgeler