• Sonuç bulunamadı

1- Baskılı ve Otoriter Tutum

2.4. AİLE ve OKUL

2.4.1. Ailenin Okula Olan İlgisi

Ailelerin okullara ve okullarda verilen eğitime olan ilgileri eğitim konusunda kaygıların artmasıyla hız kazanmaktadır. Aile ilgisinin okul başarısını etkileme düzeyi, ailenin çocuğun tutum ve davranışlarını, okula devam konusunda etkileme düzeyi, aile ilgisinin geliri az toplumları etkileme düzeyi ve ailenin ilgisiyle okul idaresinin çocukların eğitim düzeylerini etkileme düzeyleri gittikçe büyük bir öneme sahip olmaktadır.

Aile ilgisinin tam olarak anlamı; velilerin çocuklarının okulla ilgili eğitimlerinde okul etkinliklerine katılmaları ve bu etkinlikleri desteklemeleri şeklinde ifade

edilmektedir. Ayrıca çocuklarına okul ile ilgili eğitim ve öğretim çalışmalarında onları motive etmeleri, cesaret vermeleri, çalışmaları için uygun ortam sağlamaları, öğrencilerden istenen davranışı kendilerinin modellemesi ve çocuklarının yaptıkları çalışmaları kontrol etmeleri olarak da tanımlanmaktadır. Bu tanımlamaların anlamı ise, ailenin okul ile çocukları arasında gönüllü avukat olmaları anlamına gelmektedir (http://www.nwrel.org/scpd/sirs/3/cu6.html sitesinden 07.04.2006 tarihinde alınmıştır).

Eğitimin temelleri ailede atıldığı için, çocukların davranış tarzları, inançları ailede şekillenmektedir. Okulların toplumun istediği insanları yetiştirebilmeleri ailenin okulun eğitim süreçlerine katılmasıyla mümkün olmaktadır. Çocuklarını bağımsız bir varlık olarak kabul eden aileler, kıyaslama yoluna gitmeden, yüksek beklentilere girmeden çocuğuna iyi bir rehber olarak en önemli görevlerini tamlamaktadırlar. Böylece aileler çocuklarının okul dışındaki öğretmenleri olarak kabul edilmektedir. Aileler öğrencilerinin okuldaki eğitimleri için ne kadar kaygılılarsa, öğretmenler de öğrencilerinin evdeki eğitim uygulamaları konusunda kaygı duymaktadırlar. Öğrencilerin aile içerisindeki eğitim uygulamaları, ailelerin ev ödevlerine olan yardımları, okula olan ilgileri, öğretmene ve okula olan eleştiriler, öğrencilerin okulla ilgili sorunlarının aileler tarafından önemsenmesi, okulla ailenin çocuklara verimli bir öğrenme ortamı oluşturmalarında yardımcı olmaktadır. Ailelerin okula olan ilgilerini azaltan sebepler arasında; anne ve babanın iyi bir eğitim yaşantısı geçirmemiş olması, ailelerin yaşadıkları ekonomik sıkıntılar, anne ve babanın okula ayıracak vakitlerinin olmayışı, eğitim seviyelerinin düşük olması, öğretmenlerin olumsuz tutum ve davranışları, ailelerin ve öğretmenlerin farklı kültürlerden geliyor olmaları yer almaktadır( Vural, 2004: 150- 151).

Çocukların öğrenimlerine ailelerin ilgileri çocukların başarıları konusunda oldukça etkili olmaktadır. Araştırmalara göre, çocukların öğrenimiyle yoğun ilgilenen ailelerin çocukları daha başarılı olmaktadır. Çocuklarıyla beraber okuma yapan, ödevler konusunda onlara destek olan, okulla ilişkisini canlı tutan, okulun yapmış olduğu etkinliklere katılan, çocuklarıyla ve okulla beraber çevre gezilerine katılan ailelerin çocuklarının başarılarında etkili sonuçlar alınmaktadır. Yine araştırmalara göre, çocuğun eğitim ve öğretim sürecinde ailenin ilgisi ne kadar erken başlarsa, bunun etkileri de o kadar güçlü olmaktadır. Ayrıca okullarda uygulanan aile ilgisi

programlarına ailelerin katılmaları için okullar çok fazla seçenek sunmaktadırlar. Ailelerin beklentileri, becerileri ve okul etkinliklerine katılım için uygun zamanları açısından farklılıkları gösterdiğini kabullenen okullar aile katılımı için sürekli farklı seçenekler sağlamaktadırlar. Genellikle aktif olan aile ilgisi pasif olan aile ilgisinden daha yararlı sonuçlar doğurmaktadır. Eğitimde doğrudan aile ilgisi, okuldaki başarı için tek ve en güçlü yaklaşım olarak görülmektedir. Ancak, ilginin pasif olanı da hiç ilgi olmamasından daha iyi görünmektedir. Elbette aile ilgisinin, öğrenci başarısına, tutumlarına ve davranışlarına yarar sağladığı birçok yolun, okulun tüm personellerini olumlu etkilediği de görülmektedir. Aileler genellikle kendi ilgilerinin çok fazla fark yaratmayacağını düşünerek katılıma başlamakta; fakat sonrasında ne kadar önemli katkıları olduğunu öğrendiklerinde memnuniyetlerini bildirmektedirler (http://.nwrel.org/scpd/sirs/3/cu6.html sitesinden 7.4.2006 tarihinde alınmıştır).

Ailelerin çocuklarının eğitimini iyileştirmeleri için çocuklarıyla beraber okuma yapmaları gerekmektedir. Evde anne ve babalarıyla okuma yapan çocukların okulda daha başarılı oldukları görülmektedir. Anne ve babanın evlerinde iyi kitaplar, dergiler ve gazeteler bulundurarak eğitimde okumaya önem verdiklerini göstermeleri gerekmektedir. Hatta ailelerin bu konuda çocuklarını kütüphanelere götürerek onların üye olmalarını sağlamaları çocuklarını okumaya teşvik etmektedir. Ayrıca kitaplar çocukların okumalarını dinlemek, kitaplar hakkında yorumlar yapmak, dikkati kullanılan kelimelere çekmek, büyüklere mektup yazmaları için teşvik etmek, geçmişle ilgili bilinen hikâyeler anlatmak bu konuda oldukça faydalı olmaktadır. Çocukların başarılarını artırmak için, haftada iki saatten fazla televizyon seyretmelerini engellemek gerekmektedir. Haftada on saatten fazla televizyon seyreden çocukların akademik başarılarında düşme görülmektedir. Anne ve babanın izleme miktarına sınırlama getirerek, eğitsel programların seyredilmesine olanak sağlaması gerekmektedir. Çalışmalar, başarılı öğrencilerin günlük aile rutinleri oluşturan ve bunun devamını sağlayan anne ve babalara sahip olduğunu göstermektedir. Ailelerin çocuklarının her gün okula gittiklerinden emin olmaları gerekmektedir. Çocuklarının ev ödevleri için her akşam düzenli bir vakit belirlemeleri, çalışma ortamının sessiz, iyi aydınlanan bir yer olmasını sağlamaları ayrıca, beraber yemek yemeyi ve belirlenen bir zamanda yatmayı sağlamaları, çocuklarını gerektiği zamanlarda dinlemeleri, çocuklarına model olmaları, okulla ve öğretmenle sürekli iletişim halinde olmaları, okula ve öğretmenlere kolaylık

sağlamaktadır(http://www.kidsource.com/kidsource/content/betterschool.html web sitesinden 07.04.2006 tarihinde alınmıştır).

Yapılan araştırmalarda Türk eğitim sisteminde özellikle okulla ailenin ilgisi arasında yeterince iş birliğinin sağlanamadığı görülmektedir. Ailelerin çevreden, okuldan ve öğrenciden kaynaklanan ilgisizliği öğrencileri olumsuz yönde etkilemekte ve bu durum da çocukların başarılarının azalmasına, zararlı alışkanlıklara bağımlılıklarının artmasına sebep olmaktadır. Girdisini aileden alan okul, işlediği girdiyi çıktı olarak topluma sunarak hem aile ile hem de çevreyle işbirliğini hep canlı tutmaktadır. Burada önemli olan okulun aileden aldığı girdiyi topluma başarılı bir şekilde vererek bu işbirliğinin verimli bir şekilde devam etmesini sağlamaktır. Vaktinin çoğunu okuldan çok evde ailesiyle geçiren çocuğu okula hazırlama konusunda en büyük görevde ailelere düşmektedir. Çocuklarına eğitim ve öğretimleri konusunda gerekli desteği gösteren ailelerin çocukları sosyo-ekonomik durumları kötü olsa da diğer ilgisiz ailelerin çocuklarına oranla daha başarılı olmaktadır. Topluma başarılı bir birey kazandırmak sadece okulun değil aynı zamanda ailenin de görevleri arasında görülmektedir. Okullarda öğretmenlerin ailelerden en büyük şikâyetleri arasında, ailelerin okulda yapılan etkinliklere karşı ilgisiz olmaları, çocukların okula yeterince beslenmeden gelmeleri, çocukların sağlık sorunlarıyla eterince ilgilenmemeleri, çocukların güvenlik ve sevgi ihtiyaçlarını yeterince karşılayamadıkları konusunda olmaktadır (http://yayim.meb.gov.tr/dergiler/164/kolay.htm sitesinden 5.11.2006 tarihinde alınmıştır).

Türkiye’ nin 1946 yılında hazırlanan Okul Aile Birliği Yönetmeliği içerik açısından gelişmiş ülkelerin yönetmeliğinden çok büyük farklılıklar göstermemesiyle beraber uygulamada alanında bu konuda yetersiz kaldığı görülmektedir. Ülkemizde yapılan veli-okul ve öğretmen görüşmeleri senede iki sefer olmakta ve bu görüşmelere çocuklar katılmamaktadır. Okulların fiziki şarlarının uygun olmamasından ve ailelerin öğrencilerine özgürlük hakkı tanımak istememelerinden dolayı çocuklar yapılan bu toplantılara katılamamaktadırlar. Toplantılara katılmak isteyen öğrenciler ise okullarının kendilerine yeterince değer vermediğini düşünmektedirler. Yapılan bu görüşmeler genellikle her öğrencinin mensubu olduğu sınıfta yapılmakta ve birkaç dakikayı geçmemektedir. Ayrıca sınıfa mensup diğer öğrencilerin velileri de yapılan bütün

konuşmamalara muttali olmaktadırlar. Ayrıca bu görüşmelerin sadece öğrencilerin notları hakkında aileleri bilgilendirme amaçlı olduğu görülmektedir. Yapılan araştırmalarda, öğrencilerin ailelerle yapılan görüşmelere katılımının sağlanmasının olumlu etkileri meydana getireceği görülmektedir. Öğrencilerin aile görüşmelerine katılmamaları öğrenci merkezli eğitim sisteminin ihtiyaçlarına ters düşmektedir. Öğrenci merkezli eğitim sisteminde okulun, öğretmenin ve öğrencinin ihtiyaçlarının, beklentilerinin karşılanması için ortak kararların alınması gerekmektedir. Ayrıca bir başka konu ise ailelerin eğitim seviyelerinin yükselmesiyle okula maddi yardımları artmakta ancak öğrenciye ayırdığı vakit azalmakta, eğitim seviyesi düştükçe maddi

yardım azalmakta öğrenciye manevi destek artmaktadır

(http://yayim.meb.gov.tr/dergiler/146/demirbulak.htm sitesinden 5.11.2006 tarihinde alınmıştır).

2.4.2. Ailenin Evde Ders Çalışmaya Uygun Ortam Hazırlaması