• Sonuç bulunamadı

Aile Fertlerinin Karşılıklı Görevleri

2. Said Nursi’nin Eserleri

2.2. Said Nursi’de Sosyal Ahlâk

2.2.3. Aile Fertlerinin Karşılıklı Görevleri

Said Nursi, İslâm dininin, çağlar boyunca, kadının sorumluluklarını ve haklarını büyük bir titizlilikle koruyup kolladığını ifade etmektedir.556 Kadınların da

551 Said Nursi, Şuâlar, ss.162, 202.

552 Said Nursi, Kastamonu Lâhikası, ss. 196, 252. 553 Nuri, İlel-i Ahlakiyemiz, a.g.e., s. 43.

554 Said Nursi, Kastamonu Lâhikası, s. 253, Emirdağ Lâhikası, c: 2 , s. 50.

555 Bertrand Russell, Marriage and Morals, Unwin, Books Ltd., London, 1952, s.131; Herbert Gottschalk, Bertrand Russell (Yaşamı), Çev. Vehbi Hacıkadiroğlu, Alaz Yay. İstanbul, 1884, s. 82.

eşlerine karşı yerine getirmekle sorumlu oldukları görevlerin başında onlara karşı hürmet ve itaattir.557 Said Nursi, kendisinin de kadınlara büyük bir hürmet, değer ve kıymet verdiğini, özellikle onların şefkat ve merhamet konularında erkeklerden çok daha ileride olduklarını,558 kadına yönelik kölelik anlayışının ise hiç kabul edilemez bir şey olduğunu, İslâmiyetle birlikte onların hak ve sorumluluklarının oldukça geniş bir sosyal konuma geldiğini ifade etmiştir.

Nursi’ye göre, “Kadının en cazibeli ve en tatlı güzelliği, kadınlığına has bir

letafet ve nezaket içindeki ahlak güzelliği ve şefkatidir.”559 Nursi, titizlikle koruma

altına alınması gerekli vasıflardan biri olan iffet ve namusun korunması noktasında kadına düşen göreve dikkati çekmekte; böylece dinin bir emri olarak ortaya çıkan örtünmenin560 de kadın için hem ailevi hem de sosyal bir sorumluluk olarak ortaya çıktığından söz etmektedir.

Aile içinde üzüntü ve sevinçleri paylaşmak Nursi’ye göre ortak yaşamın bir sonucudur. “İnsanın en fazla ihtiyacını tatmin eden, kalbîne karşılık bir kalbîn

bulunması”561 gerektiğini belirten Nursi, merkezi kalp olan duyguların paylaşımının

önemine işaret etmektedir. Bununla birlikte Nursi; “evet! insan bir refikaya/hayat arkadaşı veya bir eşe muhtaçtır ki, iki taraf arasında, hayatlarına lazım olan şeyleri

yardımlaşmak suretiyle yapabilsinler”562 diyerek toplumun üzerine kurulu olduğu

temel esas olan eşler arasındaki yardımlaşma ve dayanışmanın önemine dikkatleri çekmiştir.

Nursi zamanında ‘Kadınlar Dünyası’, ‘Hanımlara Mahsus Gazete’ gibi dergi ve gazeteler dönemin Batı destekli en önemli yayınlarıydı. Bu dergilerde, kadının modernleşmesi için Batılı fikir adamlarının yazıları yer almaktaydı.563 Kadının değişmesi gerektiği üzerinden yapılan bu yayınların amacı, özellikle Feminizm hareketini duyurmaktı. Bundan haberi olan Nursi, bu tip yaklaşımları reddeder ve o

557 Abdurrahman Şeref, İlm-i Ahlak, İstanbul, 1316, s. 90.

558 Said Nursi, Emirdağ Lâhikası, c: 2, s. 48, Tarihçe-i Hayat, s. 465. 559 Said Nursi, Sözler, s. 680.

560 Said Nursi, Mektubat, s. 449, Lem’alar, s. 280. 561 Said Nursi, İşarat-ül İcaz, s. 164.

562 Said Nursi, İşarat-ül İcaz, s. 153.

gazetecilere, “Ey gazeteciler! Edipler edepli olmalı”564 sözleriyle uyarıda bulunmaya çalışmış ve zamanın olumsuz yaklaşımlarına duyarsız kalmamıştır. Çünkü Feminizmin etkisiyle, kadının dişilik yönü ön plana çıkartılarak kendinden ve esas toplumsal rolünden uzaklaştırmaya çalışılmaktaydı. Bu yüzden Nursi, kadının aile dışındaki hayat şartlarında uyanık ve tedbirli olması gerektiğini, özellikle bazı kadınların yanlış yollara sevk edilmesi için Batı kaynaklı bu tür ceryanların etkilerinden korunmaları konusunda uyarılar yapmaktadır. Nursi, sorumluluk çağına girmiş bir kadının sosyal hayata ait alanlarda da birtakım haklara ehil olduğunu belirtmiştir.565 O dönemde özellikle eğitim alanında uygulanması planlanan politikaların gerekliliği Nursi’nin bu uyarılarında haklı olduğunu ortaya koymuştur.

Nursi, aileyi ayakta tutan en önemli manevi unsurların materyalizm ve pozitivizm gibi akımlar tarafından ortadan kaldırılmaya yönelik çalışmalar içinde bulunduğunu bunun için de bir an önce bunlarla ilgili önlemler alınması gerektiği üzerinde durmuştur.

Nursi, sosyal ahlak bağlamında nikâhın, Allah adına yapılan manevi, semavi bir bağ olduğu görüşündedir.566 Nursi, nikâh sözleşmesine resmi bir çatı altına girmenin de ötesinde bir anlam yüklemiştir. Evlilik, kişisel bir karar gibi görünse de sonuçları itibariyle hiç de kişisel bir tercih olmadığı ortadadır; bunun için de niçin evlenildiğinin, evliliğin gayesinin ne olduğunun iyi bilinmesi gerektiğini belirtir. Bireyler, evliliği düşünürken yalnız ferdî planda kalmadan, bütün bir toplumu ilgilendiren, dini ve sosyal bir faaliyet olduğunu da hesaba katmalıdırlar.

Nursi, ailenin temel işlevine, cinsel içgüdüleri tatmin etme ihtiyacını giderme yerine, insan türünü devam ettirecek bir nesil bırakmak gibi insanî ve ahlakî bir anlam yüklemektedir. O, insanları evliliğe sevk eden üç unsurdan söz eder. Bunlardan birincisi neslin devamı için fıtri bir meyil; ikincisi, kadının naif bir yaratılışta olduğundan yardıma ve yardımcıya, korunmaya ihtiyaç duyması;

564 Said Nursi, Tarihçe-i Hayat, s. 65. 565 Said Nursi, Lem’alar, s. 190. 566 Said Nursi, Mektubat, s. 28.

üçüncüsü de, kadınlığın fıtratında çocuk okşamak ve sevmek isteğinin var oluşudur.567

Nursi, eşlerin aile içinde birbirlerine karşı asli görevlerini yerine getirdikleri takdirde, o ailede cennetî bir hayat yaşayacağını belirtir ve annelerin, bütün hayvanî annelerde olduğu gibi, koruma ve himaye görevini yerine getirdiklerini ifade eder; bunu da temelinde Allah’ın sonsuz rahmet ve merhametinin bir yansıması olan şefkat duygusunun annelerin kalplerinde yer etmiş olmasına bağlar. Ona göre, annelik fıtridir, şefkati azalmadan devam eder.568 Dolayısıyla Nursi annelik vasfı üzerinde yoğun bir şekilde durmuş, özellikle annesinin, kendi hayatı boyunca üzerindeki derin etkisini yemin ifade eden cümlelerle vurgulu bir şekilde dile getirmiştir. Ev terbiyesinin önemi ve çocukların doğru yetişmesi ve yönlendirmesi noktasında başta anne-babaya yerine getirmesi gerekli büyük görevlerin düştüğü de buradan anlaşılmaktadır.

Nursi, aile kurumun sigortası olarak ahiret inancını görmektedir. O, eşlere ebedî bir alemde, sürekli ve devamlı bir hayat arkadaşı olarak bakılması halinde, o ailenin mutlu, huzurlu ve nurlu olacağını belirtir.569 Günümüzde ise, hayvanî bir beraberlikten sonra karşılıklı sevgi ve saygının olmadığı bir hayatın yaşanması, aslında, Nursi’nin vurguladığı imani unsurların ne kadar önemli olduğunun ayrı bir kanıtıdır.

Bunlarla birlikte, çocukların, ana-babayı sevmesi bir görev, çocukların sevilmesi ise doğal bir haldir. Aile içi sevgi, saygı şefkatin olması huzur ve mutluluğu artırıcı özellik taşır. Nursi, onları sevmek, Allah hesabına olduğunda hem bir ibadettir, hem de onlar ihtiyarlayınca onların hürmetle ihtiyaçlarını gidermek, aile için bereket kaynağı olduğu gibi, aynı zamnada yüksek ruhani lezzet almalarına da vesiledir. Dolayısıyla meşru dairedeki sevgi ve muhabbetin sonucu da cennette ebedi beraberliktir.570

Öte yandan Nursi, bir babanın yalnız çocuğunun kendinden daha iyi olmasını isteyeceğini, buna karşılık anne babaya hürmetsizlik yapmanın da haksızlık ve zulüm

567 Said Nursi, Emirdağ Lâhikası, s. 49. 568 Said Nursi, Lem’alar, s. 114. 569 Said Nursi, Lem’alar, s. 190. 570 Said Nursi, Sözler, s. 640.

olacağını belirterek, dünyadaki en büyük hakikatin, anne-babanın çocuklarına karşı duydukları karşılıksız sevgi olduğu gerçeğini hatırlatır.571

Nursi, çocukların anne-babaya karşı sorumluluklarını şöyle dile getirir: “Dünyada en yüksek hakikat, peder ve validelerin evlatlarına şefkatleridir. En âli

hukuk dahi, onların o şefkatlerine mukabil hürmet haklarıdır.”572 Nursi, eğer onları,

ihmal ederek, o ihtiyarların ihtiyarlık hallerine karşı soğuk davranıp, ölümlerini arzu etmek, insani değerlere ters bir alçaklık olduğunu belirterek onların da bir gün aynı durumla karşılaşacaklarını573 söyleyerek, çocuğa, cezanın amelin cinsine göre olduğu ölçüsünü hatırlatır. Hürmetsizlik halinde, kendisinin de ihtiyarlık halinde çocuklarından bir hizmet ve hürmet göremeyeceğine işaret etmektedir. Dolayısıyla Nursi, bu noktada çocuğun ahiretini de ona kazandıracak bir define olarak anne- babaya hizmet etmek, onlara karşı her hal ve şartta saygıda kusur etmemek gerektiğini belirtir.574 Çocuk için anne-babaya saygının ne kadar önemli olduğuna ayet ve hadislerde de sık sık işaret edildiğinden dolayı, Nursi de bunun önemine vurgu yapmaktadır.575 O halde Nursi’ye göre, çocuğun hürmet durumunda olduğu anne-babasına karşı, beşeri münasebetlerde bir hak iddia edemeyeceği açıktır. Çocuğun tek sorumluluğu beşeri münasebetlerde ibadet bilinci içinde hürmet ve hizmet etmek, kalplerini kırmamaktır.

Anne-babanın da çocuğuna karşı bazı sorumlulukları vardır. Bunların mahiyeti çocuğun ruhi ve maddi hayatını ilgilendiren sahalarda kendini gösterir. En önemlisi de dini ve ahlaki terbiyedir. Bu onlara hem hak, hem de bir sorumluluk olarak yükletilmiş olması dinin çocuk terbiyesi üzerinde önemle durduğunu gösterir. Çocukların ahlaki telkinlerle büyütülmesi, onların manevi ihtiyaçlarının karşılanması gereklidir. Yedi yaşına gelen bir çocuğu, güzel şeylere alıştırmak için teşvik etmek dinsel kaynaklar arasında da yerini almıştır.576 Dolayısıyla ilk terbiye şefkatle ve telkinle yapılmalıdır. Ancak bunun ölçülü olması gerekmektedir. Bu şefkat onları şımartmamalı, başıboş bırakılmasına yol açmamalıdır. Aksine bu durumun onların

571 Said Nursi, Mektubat, s. 259. 572 Said Nursi, Mektubat, s. 240. 573 Said Nursi, Mektubat, s. 261. 574 Said Nursi, Mektubat, s. 241. 575 Said Nursi, Sözler, s. 680.

kötü ahlak ve alışkanlıklar kazanmasına yol açabilir. Bu bağlamda Nursi, kadınlardaki şefkat ve fedakârlığın bilhassa çocuğuna karşı daha etkin bir şekilde tezahür edeceğinden söz eder. Gerçekten bir annenin çocuğunu tehlikeden kurtarmak için hiçbir ücret istemeden ruhunu feda etmesi bunu gösteriyor. Bu nedenle hanımlarda çocuklarına karşı gayet yüksek seviyede bir kahramanlık duygusu ortaya çıkar.577 Böyle bir annenin çocuğu hem dünya hem de ahiret saadetini kazanacaktır. Çünkü onlar için, iki hayatı kazandıracak dengeyi kurmak ve ahlakı da bu esasa bina etmek şarttır. Nursi, bir çocuğun küçüklüğünde kuvvetli bir iman içerikli ders ve telkinler almaması durumunda, daha sonra bunun telafisinin çok zor olacağından söz etmektedir.578 Ayrıca, Nursi, çocuğun yüksek bir sosyal mevkiye sahip olması için, dini bilgi ve terbiyeden mahrum edilmesi ona hem dünyası hem de ahireti için yapılacak olan en büyük kötülük olacağını belirtir. Maddi gelecekten ziyade manevi ve ahlaki yönden asla ihmale gelmeyecek bir durum olduğu hususuna dikkat çeker.579

Nursi’ye göre eşler arasındaki hakiki sevginin kaynağı ilahi sevgidir. Şefkat kahramanı olan kadınlardaki bu duygu, gayet latif ve nezih bir duygudur; karşılığında bir beklentisi olmayan bir haldir. Bu noktada Nursi, en esaslı şefkat duygusunu annesinden aldığını belirtir ve bunun kişinin acizlik hissiyle bağlantısını kurar. Dolayısıyla, bir aç arslan, zayıf bir yavrusunu korumaktan, anneler evladının mutlu ve huzurlu oluşundan tarif edilmez bir lezzet alır.580

Nursi, “Ben bu seksen sene ömrümde, seksen bin zattan bir şeyler öğrendiğim halde, en esaslı ve sarsılmaz ve her vakit yeniden verdiği köklü, telkinler ve manevi

dersler fıtratıma hatta maddi varlığıma tohumlar gibi yerleşmiştir;”581 demekle

manevî, ahlakî dünyasının şekillemesinde ana unsurlardan birisinin ailesinden aldığı bu nevi ders ve telkinler olduğuna işaret eder.

Ailenin mutluluğunun, karşılıklı güven ve samimi sevgi ve saygı ile süreceği açıktır. Ancak Nursi’ye göre, tesettürsüzlüğün yol açtığı ölçüsüzlük, bu güveni

577 Said Nursi, Lem’alar, s. 190.

578 Said Nursi, Emirdağ Lâhikası, c: 1, s. 40. 579 Said Nursi, Emirdağ Lâhikası, c:1, s. 60. 580 Said Nursi, Sözler, s. 64.

bozar. İklimsel ve bölgesel faktörleri de dikkate alırsak, sıcak bölgelerde, nefsî duygular daha çok tahrik olur. Tabiî olarak ayda veya yirmi günde bir duyulacak olan cinsellik ihtiyacı böylece birkaç günde bir kendini bir israfa mecbur hisseder. Belki de on beş gün boyunca kadınların özel hallerinden dolayı fuhşa bile düşebilir. Bu yüzden Nursi, uygunsuz kadın resimlerine ve filmlere cinsel arzuyla bakmak, insanlığa ait yüksek ahlaki değerleri sarsacağını ve ruhi düşüşlere, vicdani kirlenmelere ve kalbîn kararmasına sebep olacağına işaret etmiştir. O, meşru dairenin dışındaki zevklerde ve lezzetlerde, on katı fazla acı ve zahmetler bulunduğu için evinizdeki masum çocuklarınızla masum bir şekilde sohbet etmeniz, bu türlü yüzlerce sinemadan daha zevkli olduğu hususuna vurgu yapmaktadır.582

Benzer Belgeler