• Sonuç bulunamadı

I. BÖLÜM

4.1. Sosyal ve Kültürel Hayat

4.1.1. Aile ve Diğer Sosyal Gruplar

Akrabalık ilişkisiyle birbirlerine bağlanan fertlerin bir araya gelmesiyle ortaya çıkan topluluğa aile denmektedir.117 Aileyi oluşturan fertler devirlere, bölgelere, sosyal ve ekonomik yapıya göre değişkenlik gösterebilmektedir. Geniş aile, bir aile reisinin otoritesi altında eş, çocuk, torun, gelin, damat, amca, dayı, hala ve teyzelerden oluşmaktadır. İncelediğimiz 1 numaralı defterin 162-237. sayfalarında geniş aile örneğine rastlanmamıştır. Dar ya da çekirdek aile ise bir karı koca ile çocuklardan meydana gelmektedir. İncelenen sicillerdeki tereke örneklerine bakıldığında Sivrihisar’da çekirdek aile anlayışının daha yaygın olduğu anlaşılmaktadır. Mirasın belirli masraflar çıktıktan sonra dağılımına bakıldığında genelde eş ve çocuklar arasında paylaştırılması bunu örneklendirmektedir. Ayrıca bir evin birden çok sokak kapısı olması da bunun farklı bir yansımasıdır. Terekelerden anladığımız kadarıyla büyük bir ev zamanla sokak kapıları çoğaltılarak çocuklara pay edilebilmekteydi.118

Ailedeki hâkimiyetin baba veya annede oluşuna göre aileler ikiye ayrılmaktadır. Baba hâkimiyetine dayanan, onun çocuk ve yakınlarını içine alan aileye ataerkil (pederşahî-patriarkal), anne hâkimiyetine dayanan, onun çocuk ve yakınlarının teşkil ettiği aileye de anaerkil (maderşâhi-matriarkal) aile denmektedir. İncelediğimiz dönemde pederşahî ailenin yaygın olduğu açıktır. Ancak kadının sosyal hayatta tamamen geri planda olduğunu söylemek imkânsızdır. 1 numaralı sicildeki terekeler incelendiğinde kadınların da terekelerinin olduğu, mal-mülk sahibi olabildiği ve sosyal konularla ilgilendiğinin

117 Mehmet Akif Aydın, “Aile”, TDVİA, c.II, İstanbul, 1989, s.196. 118 S.Ş.S, 1/168-1.

35 delillerine rastlamak mümkündür. Örneğin Karabaşlı mahallesi sekenelerinden Hacı İsmail oğlu İsmail’in zevcesi Hadice hatunun mahalle camiinin ihtiyaçlarının karşılanmasına yönelik uhdesindeki ikiyüz guruşu vakfettiği görülmektedir.119

Bundan başka Medîne-i Sivrihisâr'da Şeyh Mahallesinde Câmi'-i Beyzâ kurbunde Corda oğlu Ali'nin zevcesi Aişe'nin mülkündeki menzilin ve arazisinin bir ksımını bahsi geçen camii şerif için dershane olarak tasarrufu münsabetiyle vakfettiği görülmektedir.120 Yine terekelere bakıldığında Elmalı mahallesinden Aişe adlı kadının terekeden payına düşen hissenin 2496 guruş olması ve bunun 769 guruşluk kısmını ziynet eşyalarının oluşturduğu düşünüldüğünde, Sivrihisar’daki kadınların toplumsal hayattaki konumu daha iyi anlaşılacaktır.121

Aile, eşlerin sayısına göre de tek eşliliğe (monogami), çok eşliliğe (poligami) dayanan aile olmak üzere de ikiye ayrılmaktadır. 1 numaralı şer‘iye sicilinin kapsadığı dönemde Sivrihisar’da tek eşliliğin yaygın olduğu görülmektedir. Ancak Medîne-i Sivrihisâr mahallâtından Yenice Mahallesi sakinlerinden iken bundan akdem fevt olan Süleyman bin Ca'fer nâm kimesnenin veraseteyn-i zevceteyn metrûketeyn Aişe binti Ali ve Şerife binti Muhammed nam

hatunlar122 ile Medîne-i Sivrihisâr Günyüzü kurâlarından Hortu Karyesi sükkâlarından

iken bundan akdem fevt olan Mustafa ibn-i Muhammed nâm kimesnenin veraseti zevceteyn-i menkûhateyn-i metrûketeyni Saime binti Halil ve Fatıma bint-i Yusuf nâm hatunlar123 ifadelerinden anlaşıldığı üzere Sivrihisar’da iki ayrı çok eşlilik örneğine

rastlanmıştır. İslam hukukunda kocanın karısı üzerindeki yetkileri aile birliğini devam ettirme esasına yöneliktir ve bununla sınırlıdır. Evlenme sırasında kadına mehir adıyla belirli bir para veya mal öder veya ödeme yükümlülüğü altına girerdi. Mehir evlenecek kadının ailesine değil bizzat kendisine verilirdi ve kadın diğer mallarında olduğu gibi mehirde de dilediği gibi tasarrufta bulunma hakkına sahip olurdu. İncelenen terekelerin tamamında nikah akdinin bedeli olarak mehir miktarı özellikle belirtilmiştir.

İslam hukukunda boşanma konusunda erkeğin kadına oranla daha geniş bir serbestlik içinde olduğu düşünülebilir. Bu durum, boşanmanın mali bütün külfetinin erkeğin omuzlarında olması ve erkeği boşanma kararından önce dikkatli 119 S.Ş.S, 1/164-5. 120 S.Ş.S, 1/179-1. 121 S.Ş.S, 1/164-4. 122 S.Ş.S, 1/162-4. 123 S.Ş.S, 1/163-2.

36 olmaya iteceği kanaatiyle ilintilidir. Bununla beraber erkeğin sahip olduğu boşama serbestîsi tatbikata pek yansımamıştır. Kadın erkeğe oranla boşanma konusunda daha sınırlı bir yetkiye sahiptir. Kadın ancak kocasıyla anlaşarak (muhâla‘a) ya da mahkeme kararıyla (tefrik) boşanabilmektedir. İncelenen defterde herhangi bir türden boşanma olayına rastlanmamıştır.

Osmanlı Devleti’nde uygulanan hukuk, vasi tayini, nafaka, kisve baha, nazır ve kayyım tayini gibi sosyal güvenlik konularına da el atmıştır. Ölen kişinin çocuklarından küçük olanlar varsa reşit olana kadar onlara babaları ya da annelerinden kalan malları kollayıp gözetmek için aileden ya da mahalleden uygun bir vasi tayin edilirdi. 1 numaralı defterde çok sayıda vâsi ve nafaka hücceti görmekteyiz. Bu vâsi kayıtlarından anladığımız kadarıyla vâsi olan kişi çocuğa kalan mirastan mahkemenin belirlediği bir günlük meblağı ihtiyaç halinde kullanma ruhsatını da elde etmekteydi.124

İslam aile hukukunda vefat eden kişinin malları mirasçılar arasında pay edilirdi. Ancak paylaşım sırasında mirasçılardan bir ya da bir kaçı orada bulunmuyorsa ya da nerede olduğu ile ilgili bir bilgi yoksa mirasçı ortaya çıkana kadar malını kollayıp gözetmek üzere mahkeme tarafından bir kayyım belirlenirdi.125 İncelenen defterde Medîne-i Sivrihisâr kurrâlarından İsrailbağı kariyesi sakinlerinden iken bundan akdem vefât eden İbrahim bin Mustafa nâm kimesnenin gâib-i mezbur oğlu Ali’nin üç bin üç yüz doksan altı gurus hissesi için liebeveyn er karındaşı Ömer’in kayyım olarak tayin edildiği ifade edilmektedir.126

Genel olarak çekirdek aile yapısının izlerini bulduğumuz 1 numaralı sicilde, çocuk sayıları ile ilgili bilgilere, bilhassa terekelerden ulaşmaktayız. Terekelerden ulaşılan sonuca göre Sivrihisar genelinde doğum oranının yüksek olduğu, ailelerin çocuk sayılarının dört ile altı arasında değiştiği kız çocuk sayısının erkek çocuk sayısından iki katından biraz daha fazla olduğu görülmektedir. Terekelerden anlaşıldığına göre erkek çocuk sayısı on altı, kız çocuk sayısı da otuz yedi olarak tespit edilmiştir. Müslüman ailelerdeki çocuk sayısının gayrimüslimlere nazaran daha fazla olduğu anlaşılmaktdaır. Gayrimüslim ailelerdeki çocuk sayısı ortalama üç olarak tespit edilmiştir.

124 S.Ş.S, 1/163-3,165-2.

125 İsmail Özmel, ‘‘Kayyım’’, TDVİA, c.25, İstanbul, 2002, s.107. 126 S.Ş.S, 1/162-2.

37 Sivrihisar’da incelenen defterlerde ve dönemde köleliğin ve cariyeliğin yaygın olduğunu gösteren örneklere rastlanmadı. Köle ifadesi sadece Hortu karyesinden Muhammed oğlu Mustafa’nın terekesinde Köle’nin Ali’de alacağı şeklinde yer almaktadır.127

Sivrihisar’da söz konusu dönemde sosyal hayatta kahvehanelerin varlığı dikkat çekmektedir. Şehirde hayatın aktığı önemli yerlerden biri de bu mekânlardır. Kahveci Ali, Kahveci İsmail, Kahveci Süleyman, Kahveci Halil ve kahveci Cafer gibi isimlerin varlığı bu durumu açıkça göstermektedir.128

Benzer Belgeler