• Sonuç bulunamadı

4.3 Doğu Karadeniz Bölgesi Konutlarının Plan Özellikleri

4.3.4 Doğu Karadeniz Bölgesi Konutlarının Yapım Sistemi

4.3.4.1 Ahşap Yığma Sistem

Ahşap yığma sistem, dikmeler kullanılmadan ahşabın yatay olarak kullanıldığı ve birbiri üzerine bindirilmesiyle ve köşe kısımlardaki çeşitli geçme detaylarıyla oluşturulan sistemdir. Bölgenin en eski yapı sistemidir (Bayram, 2014).

Bu uygulama tekniğinde kullanılan ana malzeme tomruk ve kerestedir. Kullanılan tomruk ve kerestelerin geçme yerlerinden birbirine tutturularak yapının duvarları ortaya çıkar. Tomruk ve kerestelerin yapıdaki görünüşleri aynı değildir. Tomrukla inşa edilen duvarlarda, malzeme düzgün bir yüzeye sahip olmadığı için tomruklar arasında boşluklar kalır ve bu boşluklar çamur sıvayla sıvanır (Tuna, 2008). Yapı duvarları 25-30 cm genişliğinde 4-6 cm kalınlığında tahtaların birbiri üzerine bindirilmesiyle inşa edilmektedir. Üst üste bindirilen tahtalar, köşe kısımlarda boğaz geçme tekniği kullanılırken aralarda ise kavelayla birbirine bağlanır. Rize ve Artvin yaylalarında bu sistemin bir versiyonu yuvarlak kesitli tomruklarla yapılmıştır (Şekil 4.33) (Sümerkan, 1989).

Şekil 4.33: Kütüklerle yapılan yığma duvar sistemi (Eskiçırak, 2009)

Tahta ya da kütükler yığma sistemde geçme noktasından itibaren her iki yönde 15-25 cm uzatılır. Bu duvar köşe geçmeler mekanı sınırlamaktadır. Dört boğaz bir odayı çevirirken altı boğaz iki odayı meydana getirmektedir. Yapıyı dışarıdan incelediğimizde yapıda bulunan bütün odaları sayabiliriz (Eskiçırak, 2009). Yığma sistemde ikinci taşıyıcı eleman bulunmamaktadır. Tahta hem taşıyıcı hem de dış etkenlere karşı koruyucu görevi görmektedir (Özgüner, 1970).

Erken dönem örneklerine bakıldığında ahşabın işlenmeden de tomruk olarak kullanıldığı görülmektedir. Ahşap işleme sanatı zamanla gelişme göstermiştir (Bayram, 2014). Ahşap hem taşıyıcı hem de dış durumlara karşı koruyucu

malzeme olarak kullanılmıştır. Bölgede bulunan yığma sistemde inşa edilen yapılar genellikle taş temel üzerine fiziksel şekillendirme uygulanmaksızın, düzgün kesilmiş kütüklerin geçme yöntemiyle üst üste oturtulması ya da birbirine zıt yönde üst üste dizilmiş şekilde yapılmaktadır (Çobancaoğlu, 1998). Yapımı çok basittir ve yapımında kullanılan el aletleri de basit araç gereçlerdir. İkiztepe'de bu uygulama tekniğine sıkça rastlanır. İlk tunç çağına kadar ele geçen sıva parçaları da bunun kanıtıdır. Kerestelerle inşa edilen duvarlarda malzeme yüzeyi düzgün ve kalın tahtadır (Şekil 4.34). Kereste ya da kalaslar istenilen ölçüye göre kesilir ve geçme yerleri açılır. Kalas yada keresteler üst üste geçirilerek düzgün bir duvar elde edilir. Bu teknikle duvarlar arasında boşluk kalmaz. Bu geçme tekniğine "Kurtboğaz" denir. İkiztepe'de İlk Tunç çağı sonrası Geçiş çağında bu uygulamaya rastlanılır. Bu dönemde sıva kalıntıları çok azdır (Tuna, 2008).

Şekil 4.34: Keresteyle yapılan yığma duvar sistemi (Eskiçırak, 2009)

Yığma yapıda taşıyıcılar yatay elemanlardır. Dikey elemanlar yalnızca kapı ve pencere boşluklarını oluşturmak için kullanılır. Köşelerde bulunan boğaz geçme ile kilitlenen birleşimlerde açılan kapı ve pencere boşlukları rijitliği zayıflatmaktadır. Rijitlik açısından mümkün olduğunca boşluk açılmamaktadır (Eskiçırak, 2009). Bu sistemde bütün iç ve dış duvarlar birlikte örülmek zorundadır (Bayram, 2014). İç ve dış duvarlar bir bütün olarak örülmesinden

dolayı güç bir yapım tarzıdır. Bu yapım tekniği daha çok iki bölmeli basit köy konutlarında kullanılmaktadır (Özgüner, 1970). Ayrıca havalandırma gerektirmeyen depolarda ve ahırlarda da kullanılmaktadır (Bayram, 2014). Yığma yapılarda geçmeler yapım sisteminde önemli bir husustur. Bu geçmeler bölgede “Boğaz” olarak adlandırılmaktadır. Boğaz çeşitli isimlerle “Kertme Boğaz”, “Kurt Boğaz”, “Çalma Boğaz” ve “Kara Boğaz” olarak adlandırılmaktadır (Şekil 4.35) (Özgüner, 1970).

Karaboğaz'da malzeme olarak tomruk halindeki ağaç kullanılır. Tomrukların üzeri yontularak birbirleri üzerine kolayca oturtulabilecek şekilde yerleştirilir. Bu uygulama tekniği basit aletlerle ve kabaca yapıldığından “Karaboğaz geçme” adını alır. Karaboğaz tekniğiyle inşa edilen duvarlar her zaman pürüzsüz ve düzgün olmayabilir. Bu eğrilikleri düzeltmek için duvar yüzeyindeki açıklıkları toprak sıvayla kapatılır (Tuna, 2008).

Şekil 4.35: Karaboğaz geçme detayı (Usta, Onur, Ziyrek, 2012) (Bayram 2014) Kurtboğazın sistemde malzeme olarak kereste kullanılmaktadır. Kereste, testere gibi aletlerle istenilen kalınlıkta ve boyutta kesilip, biçilerek düzgün hale getirilir. Düzgün kesilip biçilen ahşabın kalınlığı birkaç cm ise tahta daha kalınsa kalas adını alır. Keresteler hazırlanırken gelişmiş aletler kullanılarak çok düzgün şekilde kullanıma hazır hale getirilir. Kurtboğazı tekniğiyle inşa edilen duvarları yapabilmek için kullanılacak kerestelerin birbirine kenetlenecek yerleri ölçülü ve çok düzgün olarak oyulur. Kerestelerin kenet bölümlerinde hiç aralık bırakılamayacak şekilde birbirine kenetlenir. Bu uygulama yöntemine

“Kurtboğaz geçme” denir (Şekil 4.36). Kurtboğazı yöntemiyle inşa edilen duvarlarda sıva gerekmez (Tuna, 2008).

Şekil 4.36: Kurtboğaz geçme detayı (Sağ foto Bayram, 2014)

“Çalma Boğaz” tekniği ahşabın az olduğu yada istenilen boyutta ahşap elde edilemediği durumlarda kullanılır. Bu uygulama tekniğinde kısa boyda kabaca düzeltilmiş ahşap parçaları kullanılmıştır. Büyük boyutlu yapılarda istenilen boyuta erişebilmek ve ara bölme yapabilmek için, yapıyı dıştan sınırlayan kasnağın üzerine, isteğe göre boylu boyunca kanallar ve boğazlar açılarak dikmeler yerleştirilir. Bir dikmenin bir, iki, üç ve dört tarafına boğaz açılması dikmenin yapıdaki konumuna bağlıdır (Şekil 4.37) (Tuna, 2008).

Şekil 4.37: Geçme Teknikleri (Özgüner 1970).

Ahşap yığma sistem daha çok iç kesimlerdeki dağ ve ormanın olduğu bölgelerde yapılmaktadır (Çobancıoğlu, 1998). Bu sistem Rize'nin iç kesimlerinde yaygın

olarak kullanılmaktadır. Trabzon'un Of ve Çaykara ilçeleri de etkilenerek bu sistem o yörelerde de görünmektedir (Sümerkan, 1989). Ahşap yığma yapı tarzı Trabzon'dan da doğuya doğru ilerledikçe tabara olarak anılmaktadır. Tabara kelime anlamı olarak yığma, kanat ve dolma anlamına gelmektedir (Özgüner, 1970).

Benzer Belgeler