• Sonuç bulunamadı

3.4 Söylem Analizi

3.4.1 Adayların Seçim Stratejileri

10 Ağustos 2014 Cumhurbaşkanlığı Seçimi için 3 aday da kendine özgü seçim propagandaları ile halka kendilerini tanıtma yolunda ilerlemişlerdir. Araştırmanın bu bölümünde adayların uyguladıkları stratejiler, sloganları, propaganda konuşmalarında ya da kampanyalarında genel olarak hangi konulara değindikleri anlatılacaktır.

30 Mart yerel seçimlerinin ardından AK Parti meşruiyet kazanmış ve siyasi gücünü pekiştirme fırsatı bulmuştur (Özçetin ve Özer, 2015, s. 8). Yine de Recep Tayyip Erdoğan cumhurbaşkanlığı seçimini bir çeşit güven yoklaması olarak görmüştür. Ilıman bir dil kullanmaya gayret göstererek “halkın insanı” ve “kucaklayıcı bir lider” olduğunu göstermeye çalışmıştır. Prof. Dr. Ekmeleddin İhsanoğlu kapsamacı, genel ve halkı birleştirici bir dil kullanmaya özen göstermiştir. Selahattin Demirtaş ise ufak bir bütçesi de olsa etkili ve

başarılı bir kampanya sürdürmeyi başarmıştır. Demirtaş, propaganda çalışmalarını genel olarak, ayrımcılığa ve yolsuzluğa karşı olduğunu belirten söylemlerle sürdürmüştür.

Liberal-muhafazakâr Ekmeleddin İhsanoğlu’nun CHP ve MHP tarafından aday gösterilmiş olması, tüm eleştirilere rağmen partinin toplumun geniş bir tabanına hitap etme hedefinde olduğunu göstermektedir. Selahattin Demirtaş da kendisini sadece Kürt hareketinin temsilcisi olmaktan ziyade merkez-solun bir temsilcisi olarak tanıtmaya gayret etmiştir. Kürt siyasi hareketinden gelen bir cumhurbaşkanı adayının, oyların 10%’unu alabilmesi başarı olarak nitelenmiştir (Bozan, 2014).

Recep Tayyip Erdoğan 1 Temmuz 2014’te bir saatten fazla süren konuşmasıyla cumhurbaşkanlığına aday olduğunu açıklamıştır. Ancak bu noktadan çok önce de Erdoğan’ın aday olmaya niyetli olduğu çeşitli çevrelerce dile getirilmekteydi (Şahin, 2014, s.1010). Erdoğan’ın kampanyasının logosu ABD başkanı Obama’nın 2008 seçimlerinde kullandığı logoya benzediği için eleştirilmiştir. Zamanın Ekonomi Bakanı Mehmet Şimsek ise attığı bir tweet’le logonun Arapça kaligrafiyle peygamberin adını taşıdığını iddia etmiştir (Today’s Zaman, 2014). Erdoğan’ın kampanya sloganı “Milli İrade, Milli Güç, Hedef 2023" ve "Yeni Türkiye Yolunda Demokrasi, Refah, İtibar" olmuştur. Bunun yanında "Milletin Adamı Erdoğan" ve “Türkiye'nin Gücüne Güç Kat!" sloganları da sıklıkla kullanılmıştır (Şahin, 2014, s.1011).

Recep Tayyip Erdoğan Erdoğan mitinglere 5 Temmuzda Samsun’da başlayarak buradan Erzurum’a geçmiş, böylece Kurtuluş Savaşı başlangıcında Atatürk’ün takip ettiği rotayı izlemiştir (Hürriyet, 2014). Mitinglerde Erdoğan başbakan olarak başarılarına odaklanmıştır. 1 Ağustos Kahramanmaraş mitingindeyse CHP’nin Gazze krizi sırasında İsrail’i desteklediğini iddia etmiştir (AA, 2014). Van mitingi sırasında Erdoğan rakibi İhsanoğlu’na İstiklal Marşı’nı yanlış okuduğunu iddia etmiştir. 1 Ağustos Kahramanmaraş mitinginde İhsanoğlu’nun, iddiaya göre, İstiklal Marşı’nı Çanakkale askerleri için yazılmış bir başka şiirle karıştırdığı videoyu mitinge gelen seçmenlere izlettirmiştir (Milliyet, 2014). Araştırmanın sonraki bölümünde yer alan; Hürriyet, Sabah, Sözcü ve Evrensel gazetelerinin 3-9 ağustos 2014 tarihleri arasında ana sayfalarında yer alan Türkiye 2014 cumhurbaşkanlığı seçim haberlerinin söylem analizleri bölümünde bu kısımlar ayrıntılı olarak açıklanmaktadır. Bunun yanı sıra Ekmeleddin İhsanoğlu çatı aday olarak bazı önemli zorluklarla karşı karşıya kalmıştır. ORC araştırma tarafından yapılan 23 Haziran tarihli ankete göre CHP’lilerin yalnızca %32’si Ekmeleddin İhsanoğlu’nun adaylığından memnundular; MHP’liler için memnuniyet oranı çok daha yüksek olup %75 seviyesindedir. İhsanoğlu daha geniş bir tabana hitap edebilmek ve kendini CHP ve MHP’nin gelenekçi tabanına kabul ettirebilmek için milliyetçi bir söyleme başvurmuştur; 26 Haziranda Atatürk’ün “milli bir

kahraman” olduğunu düşündüğünü belirtmiş ve pek çok kitabında laikliği savunduğunu işaret etmiştir (Haber7, 2014).

Aday İhsanoğlu’nun seçim beyannamesindeki “hiçbir partiye diğer partilerden daha yakın veya uzak değilim” sözleri de “tarafsız”lığını vurgulama amacı taşımaktadır. Ramazan ayının bitmesiyle beraber aday İhsanoğlu ilk mitingi 2 Ağustosta Hatay’da düzenlemiştir; İhsanoğlu’nu seçim sloganı “Sevgiyi Ekmek için, Bolluğu Ekmek için, Ekmek İçin Ekmeleddin” ve kısaca “Ekmek için Ekmeleddin” olmuştur. Erdoğan’ın milli marşla ilgili yorumlarına yönelik İhsanoğlu Mehmet Akif Ersoy’un babasının en iyi arkadaşı olduğunu ve marşı çocukluğundan beri ezbere bildiğini söylemiştir (Zaman, 2014). 16 Temmuzda aday İhsanoğlu Ankara’daki Filistin Konsolosluğunu ziyaret etmiş ve Türkiye’nin İsrail-Filistin meselesinde tarafsız kalması gerektiğine dair yaptığı iddia edilen açıklamaların asılsız olduğunu belirtmiştir (Gundem, 2014). Bir açıklamasında “Zalimle mazlum arasında tarafsız olamazsınız” diyerek İsrail’in Filistin politikasını eleştirmiştir. İhsanoğlu Filistin’in Uluslararası Ceza Mahkemesi'ne gitmesi gerektiğini savunmuştur (Habertürk, 2014).

Aday İhsanoğlu oy tabanına hitap edebilmek ve tek muhafazakâr adayın Recep Tayyip Erdoğan olduğuna dair yanılgıyı ortadan kaldırmak adına muhafazakâr-dini söylemlere de başvurmuştur. 10 Temmuz 2014’te seçim bildirgesini açıklarken aday İhsanoğlu şu şekilde anons edilmiştir; “Allah vatanımın tüm evlatlarını, kendi evlatlarımdan ayırmasın diyen bir Milliyetçi… Atatürk ve devrimlerini sahiplenmek tarihimizi sahiplenmek anlamına gelir diyen bir Atatürkçü...Filistin Davasının en büyük savunucusu...Filistin’in devlet nişanı verdiği tek Türk… Mehmet Akif’in dergahından geçmiş, Necip Fazıl ve Nazım Hikmet’i Arapçaya çevirmiş bir gönül adamı...” (Bugün, 2014). Şeklinde anons edilmiştir.

HDP adayı Selahattin Demirtaş’ın sloganı "Bir Cumhurbaşkanı Düşün"le başlamış ve farklı şekillerde tamamlanmıştır; örneğin "Bir Cumhurbaşkanı Düşünün Ayrımcılık yapmıyor. Birleştiriyor, barıştırıyor" ya da "Bir Cumhurbaşkanı Düşünün Herkese Demokrat" gibi (Yurt Gazetesi, 2014). 5 Ağustos Van mitinginde aday Demirtaş, aday Erdoğan’ı söz verilen yasaların geçirilmesi için yeterince çaba göstermemekle suçlamış ve bu şekilde gidilirse Güney Anadolu’da sürekli barış sağlanamayacağını belirtmiştir (Milliyet, 2014). Aday Demirtaş ayrıca Diyanet İşleri Bakanlığı’nın kapatılması, Cem evlerinin dini mabet olarak tanınması ve okullarda zorunlu din dersinin kaldırılması gerektiğini savunmuştur (Yurt Gazetesi, 2014). Cumhur meclisleri kurularak “gençlik meclisleri ile siyasetin ve hayatın her alanında gençliğin aktif katılımı sağlanacak ve gençlerin örgütlenmesinin önündeki tüm yasal engeller kaldırılacaktır” demiştir (Sözcü, 2014). Seçim mitingleri sırasında yeni bir anayasa gerektiğini belirten aday Demirtaş, “Yeni yaşam; tek tipçi dayatmalara karşı çoğul, farklılıkların eşit ve gönüllü beraberliğine dayalı bir toplumsal varoluşu anlatıyor” diyerek

din, dil ve etnik köken temelinde ayrımcılık yapılmasını eleştirmiştir. Mitinglerde Erdoğan’a karşı sert bir muhalif tutum içinde olan aday Demirtaş; “diktatör”, “otoriter”, “tek adam”gibi sıfatları kullanmıştır.

3.4.2 Hürriyet, Sabah, Sözcü ve Evrensel Gazetelerinin 3-9 Ağustos 2014 Tarihleri

Benzer Belgeler