• Sonuç bulunamadı

ABD- Türkiye İlişkilerinin Normalleşmesi ve ABD’nin Irak’tan Çekilme Takvimi

DÖRDÜNCÜ BÖLÜM

4. ABD-TÜRKİYE İLİŞKİLERİNİN NORMALLEŞMESİ VE PKK’NIN TASFİYESİ

4.2. ABD- Türkiye İlişkilerinin Normalleşmesi ve ABD’nin Irak’tan Çekilme Takvimi

1 Mart Tezkeresi’nin TBMM tarafından reddedilmesi ile krize giren Türk-Amerikan ilişkilerinin normalleşmesi pek uzun sürmemiştir. Çünkü her iki ülke de karşılıklı menfaate dayalı, köklü ilişkileri vardır ve göz ardı edilemeyecek kadar birbirine ihtiyaç duyduğu kuşkusuzdur. ABD, tezkerenin kızgınlığı ile önce Süleymaniye baskını daha sonra Türkiye’nin Irak’ın geleceği ve PKK terörü ile ilgili taleplerini umursamaz tavrı ile cezalandırmak istemiştir. Ancak daha sonra ABD yönetimi soğukkanlı düşündüğünde Türkiye’nin ABD için ne kadar önemli bir ülke olduğunu anlaması zor olmamıştır. Irak’ta istikrarın sağlanması, altyapı ve temel ihtiyaçlarının karşılanmasında Türkiye’nin rolü küçümsenmeyecek kadar önemlidir. Ayrıca Büyük Ortadoğu Projesi’nde Türkiye’nin örnek ülke olarak gösterilmesi ABD’nin burada da Türkiye’nin desteğine ihtiyacı olduğunu göstermektedir. Türkiye’nin Arap ülkeleri ve diğer Müslüman ülkeler üzerinde artan pozitif imajı, Afganistan ve Pakistan’ın güvenini kazanmış olması, İran ve Suriye ile olumlu ilişkileri, Batı ile bütünleşme çabaları ABD tarafından görülmemesi mümkün değildir. Böyle bir ülke ile ilişkilerini zayıflatmak ABD’nin yararına olmayacağı aşikârdır.158

Irak’ın işgali, Süleymaniye olayı Türkiye’de Amerikan aleyhtarlığının önemli ölçüde artmasına neden olmuşsa da iki ülke arasındaki ilişkileri büsbütün koparmamıştır. ABD artık Türkiye’nin güney komşusu olmuştur. Irak’ın işgali sonrası Kuzey Irak üzerinden artan PKK terörüne rağmen,

157

İhsan BAL, ABD Politikaları ve…, s.140. 158

Tayyar ARI, Türk- Amerikan İlişkileri Nereye Gidiyor, Stratejik Düşünce Dergisi, Sayı 2, Ocak 2010, s.52.

Türkiye’nin ABD ile anlaşmadan sınır ötesi harekât yapması mümkün olmamıştır. Kasım 2007’de Washington’da yapılan Erdoğan- Bush görüşmesi sonrasında ABD’nin Türkiye’ye sınır ötesi operasyon yapmasına izin vermesi ilişkilerin normalleşmeye başlamasının en önemli göstergesi olmuştur. ABD, 1 Mart Tezkeresi’nin kabul edilmemesine rağmen gecikmeli de olsa Türkiye’nin taleplerine kayıtsız kalamamıştır.

Obama dönemi, Amerika’nın Batılı müttefikleri, Rusya, Çin, Müslüman dünyası, Latin Amerika, Afrika ve nihayet Türkiye için büyük ümitlerin bağlandığı bir dönemin başlangıcı olmuştur. 2008’de başlayan Amerika’nın Irak’tan çıkma planı aynı senede geriden gelerek Kasım ayında patlayan kriz ile daha kesin bir durum almış ve Obama yönetimi 2011 yılında Irak’tan çıkma kararı vermiştir.159 Irak yönetimi ile ABD arasında varılan anlaşmaya göre Amerikan askerlerinin 2009 ortasına kadar kentlerin sokaklarından, 2011 yılı sonunda da ülkenin tümünden çekilmesi öngörülmüştür.160 Dolayısıyla ABD, Irak’tan çekilirken Türkiye’ye ihtiyacı olacağını tahmin etmek zor değildir. Ayrıca ABD, Irak’tan çekilirken oluşabilecek istikrarsız durumu önleyebilecek yegâne güç olarak da Türkiye’yi görmektedir.

ABD Başkanı Obama’nın Nisan 2009’da deniz aşırı ilk ülke ziyaretini Türkiye’ye yapmış olması manidardır. Obama’nın TBMM’deki tarihi konuşması ABD yeni yönetiminin Türkiye’ye bakışını ve Ortadoğu politikasını anlamamız açısından önemlidir (Ek-6). Barak Obama’nın TBMM’ndeki konuşmasının Irak ve PKK ile ilgili bölümü şöyledir:

“Gerek Türkiye gerek Birleşik Devletler, teröristler için emniyetli bir cennet

işlevi görmeyen güvenli ve birleşmiş bir Irak’ı destekliyor. Savaşın devam edip etmemesi konusunda farklı görüşler olduğunu biliyorum. Hatta kendi ülkemde bile farklı görüşler var. Ama artık bugün bu savaşa sorumlu bir şekilde son vermek üzere

159

Hasan KÖNİ, Türk- Amerikan İlişkileri, Stratejik Düşünce Dergisi, Sayı 1, Aralık 2009, s.34. 160

bir araya gelmeliyiz. Çünkü Irak’ın geleceğini bölgenin bütününün geleceğinden ayırmak mümkün değil. Daha önce de ifade ettiğim, birçoğunuzun da bildiği üzere, Birleşik Devletler, önümüzdeki Ağustos sonundan itibaren muharip tugaylarımızı çekeceğiz. Öte yandan da Irak hükümetiyle güvenlik sorumluluğunu almalarını sağlayacak şekilde çalışmaya devam edeceğiz. Irak, Türkiye ve Irak’ın bütün komşularıyla, farklılıkları uzlaştıran ve ortak güvenliğimizi geliştiren yeni bir diyalog oluşturmak üzere birlikte çalışacağız. Irak, Türkiye ve Birleşik Devletler terör tehdidi ile karşı karşıya. Buna, Iraklıları parçalamak ve ülkelerini yıkmak isteyen El Kaide terörü de dahil. Buna PKK da dahil. Hiçbir ülkeye yönelik terör hoş görülemez. Başkan ve bir NATO müttefiki olarak, PKK veya başka herhangi bir terörist faaliyete karşı desteğimizi arkanızda bulacağınıza söz veriyorum. Bu çabalar, Türkiye, Irak hükümeti ve Iraklı Kürt liderler arasında işbirliği bağları oluşturma çabalarının devamıyla ve sizin Türkiye’deki Kürt nüfus için eğitim, fırsat ve demokrasiyi geliştirme yönündeki kesintisiz çabalarınızla güçlenecektir.”161

Obama’nın Türkiye ziyaretinin başarılı geçmesi ülkemizde zedelenmiş olan Amerikan imajının bir ölçüde de olsa düzelme yoluna girmesine sebep olmuştur. Obama, Türkiye ile temaslarını kesmemiş, Nisan 2009’daki ziyaretinden sonra, Eylül ayında G-20 toplantıları münasebetiyle Pittsburgh’ta, ardından BM toplantıları dolayısı ile de New York’ta, 7 Aralık tarihinde ise bu kez Washington’da Başbakan Erdoğan’la görüşmeler yapmıştır.162 Şüphesiz bu görüşmeler Türk- Amerikan ilişkilerini rayına oturmasına daha da yardımcı olmuştur. Türkiye sadece kendisi ile ilgili değil aynı zamanda bölgesel ve küresel sorunları da ABD ile müzakere edebilen, kendine güvenen bir duruş sergilemiş, uluslararası ilişkilerde daha aktif bir oyuncu haline gelmiştir.

161

Barak OBAMA, ABD Başkanı Barak Obama’nın TBMM’deki Konuşması, Ankara, 06.04.2009, Çeviri: Ali Tartanoğlu, Beyaz Saray Basın Bürosu, Ankara, 06.04.2009.

(http://turkish.turkey.usembassy.gov/konusma_120709.html, Erişim Tarihi: 05.01.2010.) 162

Nüzhet KANDEMİR, Küresel Gelişmeler Işığında Türk-ABD İlişkileri, Stratejik Düşünce Dergisi, Sayı 4, Mart 2010, s.66.

4.3. Türkiye’nin Değişen Kuzey Irak Politikası ve PKK’nın