• Sonuç bulunamadı

Abbasi Hilafetinin Yıkılmasından Sonra Irak

Belgede Telaferli Türkmen Şairler (sayfa 39-42)

Irak, bir işgalden bir başka işgale şiddetin pençesinde kalmıştır ve insanlık yerle bir olmuştur. Bu durum ülkenin imarıyla birlikte bilimsel ve edebi hayatı büyük ölçüde olumsuz etkilemiştir. Irak Moğolların, Galatların, Timurluların ve Perslerin egemenliğine girmiştir. Daha sonra İngiliz işgaline kadar Osmanlı İmparatorluğu'nun bir parçası olmuştur ve dünya güçleri arasındaki çatışmalar ve savaşların ortasında toparlanmamıştır. Bağdat valisi Davut Paşa döneminde (1817-1831) o dönemde üstlendiği reformlar sonucunda yeni bir canlanma belirtileri yaşanmıştır (O dönemde ülkede yükselen eğitimli ve bilinçli bir sınıf yaratmada eğitimin değeri anlaşılmıştır ve bu yönde adımlar atılmıştır.) Sonuç olarak onun döneminde okul sayısı 28’e yükselmiştir. Bunların başlıcası: Kendi adıyla kurulan Ali Paşa Medresesi, el-Adiliye Medresesi, el-Ahmediye Medresesi, es-Süleymaniye Medresesi, el-Kadiriye Medresesi, el-Azamiye Medresesi ve Bintü’n-Nakîb. Davut Paşa’nın kendi çağındaki ediplerle olan ilişkisi çok güçlüdür. Paşalığa getirilmeden öncesinde de ediplerle güçlü bir bağı vardır. O dönemde büyük âlimlerden ilim alma konusunda istekli ve heveslidir. Onun döneminde şairlerin ve yazarların tercümeleri hız kazanmıştır ve çeşitli türlerde yazılarda artış görülmüştür (Edipler ona kitap ithaf ederek ona yaklaşmak için birbirleriyle yarışmışlardır) (SüleymanNawar, 1968, s.30).

3.6.1. Modern Irak Tarihinde Kültürel Rönesans

Irak'ın sosyal yapısının modern hale getirilmesiyle ilgili dönemler ister Osmanlı İmparatorluğu döneminde, ister İngiliz işgali veya bağımsızlığı döneminde olsun, Irak'ın siyasi yapısıyla ilgilidir. İdari yapısı ile yasa ve kurumların türü kültürel kimliğinin türünü belirlemede etkili faktörler arasında yer aldı ve bu nedenle yükseliş tarihleri kalkınma dönemine ait divanlarda farklılık göstermektedir (Al-Hassan, 2009, s.73).

3.6.2. Kültürel Kalkınmanın Öncülerinden Bazıları

3.6.2.1. El-Âlûsî:

Mahmut Şükrü el-Âlûsî (1857/1924), zamanının dibacelerinde anlatıldığı gibi Irak'ın alimlerinden biridir. Zor şartlar altında çalışan ataerkil kültürün bir sembolü olarak Alusi'nin bıraktığı etkileri fark etmeden Bağdat'taki kültürel yaşamı konuşmak mümkün değildir. Yazı / nesir sanatı akımının temsilcilerinden olan Âlûsî, günün ve zamanın değerini bilen bir kişilikti. Bağdat'taki ilk mutasavvıfların züht hayatını, onların hikmetli sözlerini ve münzevi hayat tarzını miras almıştır. Bu durum kendisine sıradan insanlar arasında ayrıcalıklı bir konum kazandırmıştır. On dokuzuncu yüzyılın sonunda Âlûsî'nin Arap eğilimi, Arap kimliği diğer alimler ve reformculardan daha fazla savunmasından daha açık olarak anlaşılır. Bu durum en ünlü kitabı da (برعللااوحأةفرعميفبرلأاغولب) dahil olmak üzere bir dizi tedvinlerinde de ortaya çıkmaktadır: Bu kitapta bir ırk olarak Arapların diğer milletlere üstün olduğunu, onlara Allah'ın üstün yetenekler verdiğini ve Kur'ân'ın onların dilleriyle indirilerek tekrim edildiklerini ifade etmektedir. Bilgisini arttırmıştır ve edebi kişiliği ikiye katlanmıştır. Değişim rüzgarlarını saran klasik kültürde denge çizgisini korumaya çalışmıştır. Ancak buna giden yol iki şeyden geçmektedir: Geçmişin ihtişamlarına bağlı kalmak, tarih okumada modern ders yöntemlerini dikkate almamak ve üst tabakanın ait olduğu sosyal grubun seçenekleri bağlamında yerini belirlemeye devam etmektir (SüleymanNawar, 1968, s.30).

3.6.2.2. El-Karmali

Peder Anastas Marie el-Karmali, Irak kültürel kalkınmanın en önemli kurucularından ve destekçilerinden biri olarak ortaya çıkmıştır. Yüzyılın başlarında, Irak'ın yeni doğan edebi ve entelektüel oluşumlarında sunulan unsurları entegre etme ve

canlandırmadaki rolü göz ardı edilemez. El-Karmali, Müslümanların hakimiyeti nedeniyle Irak'ta faaliyetleri sınırlı olan misyonerlik faaliyetlerinin bir parçası, yani Hristiyan bir misyonerdir. Ancak okulları kültürel harekete önemli sayıda tercüman, araştırmacı, tarihçi ve gazeteci temin etti. el-Karamali, "Züheyra Bağdat" da dahil olmak üzere dinde öncü dergiler veya laik nitelikteki "Arapların dili" de dahil olmak üzere genel edebi dergiler gibi edebi faaliyetlerde rolünü etkin bir şekilde kullanmayı başarmıştır. Bilgeliği, zekâsı ve çok yönlü kültürüyle, projelerinin önündeki birçok engelin üstesinden gelmeyi başarmıştır. El-Karamali, her zaman ismine el-Bağdadi kelimesini eklemiştir ve böylece Arap kökenli olduğunu teyit etmiştir ve gurur duymuştur. El-Karamali'nin kökeni Yemen ve Arabistan'a dayanmıştır (Al-Hassan, 2009, s.73).

3.6.2.3. Maruf el-Rusafi

Maruf el-Rusafi, Irak kültürünün mirasında bugüne kadar en önde gelen edebi figür olarak bilinmektedir ve Irak edebi hayatı üzerinde büyük bir etki bırakmıştır. Şöyle ki sosyal bir davetçi özelliğiyle isyankâr şair portresini bir arada mezcetmiştir. Maruf el- Rusafi, ilahiyat ve tarih alanında düşünür ve mücadeleci bir rol üstlenmek istemiştir. O dönemde el-Saalik ve el-Mecan biyografileri zihnini meşgul etmiştir. El-Saalik sireti, yeni fikirlerle birlikte artık el-Rusafi'nin düşüncelerini destekler nitelikte değildir. Yazıları, nahda'nın (kalkınmanın) içerdiği başarı ve başarısızlık unsurlarının bir özeti mesabesindedir. Maruf el-Rusafi, hayran olduğu kalabalıkların kalbinde yer alsa bile zamanından yabancılaşmıştır. Çevresinden yabancılaşması, insanların ondan ne istedikleri ile onun kendilerinden ne istediği arasında çelişkiye yol açmıştır. Kasidelerinde Arapları ve Arapçılığı öven el-Rusafa, edebi eserlerini ortaya koyduğu çevredeki gelişim ve infial arası geliş gidişler ve çatışmalar neticesinde tam tersi istikamette yol almaya başlamıştır. Maruf el-Rusafi'nin Araplar ve Arapçılık hakkındaki düşünceleri ve konumu farklılaşmaya başlamıştır. Ancak Osmanlı yönetimine sadakati, içindeki kimliklerin mücadelesine en uygun çözüm gibi gelmiştir Benimsediği bu çözüm, Irak devleti döneminde onu monarşiyi kabul etme fikrinden uzaklaştırmıştır (SüleymanNawar, 1968, s.30).

3.6.2.4. El-Zahavi ve Kalkınma

Cemil Sıdkı el-Zahavi'nin yazılarının çoğu, Arap ve Irak edebi insanları arasında tartışma konusu olmuştur. Ancak Irak'ta kalkınma çağrısı yapan ilk şair olduğu ve Arap dünyasındaki kalkınma ile hitabeti arasında bir bağ bulunduğu konusunda hemfikirdiler. El-Zahavi, el-Rasafi'den daha yaşlıdır, sosyal yaşamda ve edebiyatta az gelişmişliğin yönlerini ele almada ondan daha eskidir. Irak'taki kalkınma dönemi yazarları tarafından ele alınmayan bir olgu yoktur, ancak bu konuda öncü, maceracı ve bilim taraftarı ve Batı bilimlerinin fitilini ateşleyen ilk yazar odur (Al-Hassan, 2009, s.73).

Belgede Telaferli Türkmen Şairler (sayfa 39-42)