• Sonuç bulunamadı

1.3. ULUSLARARASI GÖÇÜN ÜLKELERE ETKİLERİ

1.3.3. Uluslararası Göçün Sürekliliği Teorisi

1.3.3.1. Ağ (Network) Teorisi

“Muhacir ilişkiler ağı, geldikleri ülke ile göç ettikleri ülkede daha önceki muhacirler, yeni muhacirler ve muhacir olmayan bireyler arasında orijin, soydaşlık ve arkadaşlık gibi bağlardan oluşan bireyler arası irtibatlardır” (Abadan-Unat, 2002: 18). Bu kurama göre göç ister milli olsun ister uluslararası olsun göç eden fertler gittikleri yerlerde kendi toplumsal gereklerine göre yaşayan insan topluluklarıyla birlikte yaşamaya ve geldikleri yerden insanları alternatif bulmasına yardımcı olmaktadır.

Bu kuram, göç olgusunu yalnızca nedensellik ilişkisi ile değil bu arada göçmenler arasındaki ilişkiler bakımından da yorumlamaktadır. Göç ederek bir ülkeye yerleşenler ile göç etme düşüncesi olanlar ve yahut yakın zamanda göçmüş bireyler arasında bir ilişki ve iletişim söz konusudur. Dayanışma içine giren akrabalar, hemşeriler ve yahut arkadaşların ilişkiler ağında, bu dayanışma göçü özendiren bir yaklaşım olarak öne çıkmaktadır (Mutluer, 2003:21). Bu ağlar bu arada yer değiştirmeden meydana gelen fiyat ve rizikoları azalttıkları için uluslararası göç ihtimalini artırmaktadır (Massey vd., 2003: 448). Bilhassa ekonomik kaynaklı göçlerde ve bugün yoğun olarak üzerinde durulan emekli göçünde ilişkiler ağının payının olduğunu söylemek olasıdır.

İlişkiler ağı teorisinin esasını; muhacirlerin göçtükleri ülkede oluşturdukları ve yine kaynak ülke ile göç alan ülke arasında da oluşturdukları sosyal ağların varlığı ve bu ağların, devam eden karşılıklı göçlere olan tesiri meydana getirmektedir. Bu ağlar neredeyse her çeşit toplumsal zemine ve alternatife göre değişen kuvvetli ve zayıf ağlar olabilir.

Muhacir ağları muhacirler, daha önceki muhacirler ve muhacir olmayan bireylerin arasındaki bağı, arkadaşlık, akrabalık ve ortak oldukları toplumsal kökenleri vasıtasıyla kurar. Onlar Milletlerarası göç hareketi olasılığını yükseltirler zira harekete bağlı fiyat ve rizikosu azalır ve geri dönüş göçlerinde artışlar olur. Ağ ilişkileri, bireyleri kendisine çekmek için yabancıların işe başlaması ihtimalini arttıran bir sosyal sermaye meydana getirir. Bir ülke sınırları içindeki göçmen sayısı, riskli sınıra bir defa dayandığında iyice genişleyen ağlar, göçün oluşma ihtimaline sebep olan ağları kapsamını büyüten ve bunun gibi yer değiştirmeye bağlı ücretleri ve riskleri düşürür. Göç eden toplumun kapsamı günden güne genişlemesiyle muhacirlerin tutumları görünür bir biçimde yaygınlaşır (Hugo, 1981; Taylor, 1986; Massey and Garcia Espana, 1987; Massey, 1990a, 1990b; Gurak and Caces, 1992).

51

Kurama göre, ilk olarak göç veren ve merkez toplulukları birbirine yaklaştıran bir zemin lider göçmenler tarafından meydana getirilir. Bu irtibat nüfusu göç eden toplumda bulunan öteki bireylerin de göç etmesine imkânı yaratır. Yeni göçlerle ortaya çıkan göç dalgası, iletişim ağını harekete geçirerek hedef ülkeye sonradan göçenler daha önce göç edenlerin deneyimlerinden faydalanırlar. Giderek göç kendini yenileyen bir organizmaya dönüşür (Yalçın, 2004: 50).

Yalçın (2004: 50) hısım akrabalık ve hemşerilik münasebetlerinin bu kadar yoğun olduğu bu yapının işlevlerini altı önemli madde ile sıralamaktadır.

1. Göçmenleri, göçün sebep olduğu masraflardan ve rahatsızlıktan büyük oranda kurtarmakta,

2. Göçmenleri, dâhil oldukları toplumdan izole edip, anavatanlarıyla ilişkilerinin devamını sağlamakta,

3. Göçün başlayışını, göç edilecek ülkeyi ve kimlerin göç edeceğini tespit etmekte,

4. Göçmenlerin yerleştikleri yerlere adapte olmaların kolaylaştırmakta,

5. Göç etme kararı veren ve göç eden göçmenler için gittiği ülkedeki olanak ve kamusal yapıya dair haber kanalı görevini üstlenmekte,

6. Mevzu bahis göçmen ağları, göçün yoğunluğuna ve kapasitesine büyük oranda etki etmektedir.

Wilpert’e göre ağ kuramı ve göçmen ağı şöyle işlemektedir. “Öncü göçmenler, geldikleri yerde göç veren ve hedef ülkedeki toplumların iletişim kurmasını sağlayan bir altyapı oluştururlar; bu irtibat nüfusu göç eden toplumda bulunan öteki bireylerin de göç etmesine imkânı yaratır. Yeni göçlerle ortaya çıkan göç dalgası, iletişim ağını harekete geçirilerek hedef ülkeye sonradan göçenler daha önce göç edenlerin deneyimlerinden faydalanırlar. Giderek göç kendini yenileyen bir organizmaya dönüşür” (aktaran Yalçın, 2004, 50)

Wilpert’e göre bu ağlar önce giden göçmenlerin sonradan gelenlerle deneyimlerini paylaşmalarıyla büyümektedir. Bu sosyal bağlar mutlaka önemli olmakla beraber ekonomik ve politik bağların önemi de unutulmamalıdır. Ne var ki meydana gelen bu ağların içyapıları değil, ağların var olması önemlidir. Bunun nedeni zamanla ağların konu muhtevasının değişerek gelişmesidir (Massey ve Arango, 1993: 449).

52

Çağlayan’a göre Almanya’ya yerleşmiş olan Türk işçileri, bunun en iyi örneğidir. Bugün Almanya’da aktif politikanın önemli aktörleri haline gelmiş, partiler kurup politik karar alma sürecine dâhil olmaya başlayan Türkler, yıllar önce istihdam eksikliğinin kapatılması için Almanya’ya davet edilen işçilerdi (Çağlayan, 2006).

Gurak ve Caces’a göre mevcut göçmen ilişkiler ağının farklı özelliğinden, ağın karmaşık bir sistem ve üst düzey bir örgütlenme biçiminde olmasının zorunlu olmayışıdır. Göçmen ağlarının pratik bir veya bir oluşum formülü söz konusu değildir. Ağlar öncelikle pek çok değişik ihtiyaçtan kaynaklanarak kendiliğinden meydana gelir ve zamanla ihtiyaca göre kendi kendine gelişerek yeni boyutlar alabilir. Tabi ki bu ilişkiler ağının gelişmesine destek olan bir faktör de, göçün devamlılığı ve göç sürecinin destek bulmasıdır. Çünkü göçün ilk aşamasında tesis edilen sosyal ağ sonraki göçlerle birlikte güç kazanarak gelişir ve varlığını devam ettirir (aktaran Yalçın, 2004, 49).

Göçmenlerin topluma intibak etme süreci dikkate alındığında ağın sosyal uyumuna olumlu ve olumsuz tarafları olduğu tespit edilebilir. Yeni gelen göçmenin topluma katılımı, göçmen ağının varlığıyla, kolaylaşmaktadır. Ne var ki kimi vaziyetler ve örnek olaylar bu durumun tam zıttı da olabileceğinin göstermektedir. Göçmen ilişki ağları ve mevcut sosyal ağların muhtevasından dolayı, göç edilerek yerleşilen ülkenin hayat şartlarına göçmenlerin problem yaşamadan alışması ve uyumuna sağlaması söz konusu olur. Okul süreci, göçmenleri toplumsal uyuma katkısı olan asli süreçlerden biridir. Göçmen çocukların gittikleri ülkede kısa bir süreçte okul sistemine dâhil olması, göçmen ağının varlığı ve etkisiyle mümkün olmaktadır. Bu okul süreci, göçmen ailelerinin ve çocuklarının sosyal uyumu için çok önemli bir faktördür.

Önemli katkılar sağlayan ve göçmen ağlarıyla birlikte geliştirilen bazı değerler, göçmenlere ve göçmen ailelerine destek olmaktadır. Bunlardan biri de göçmen ailelerindeki mevcut ataerkil aile kabulü, göçle edilen ülkede birtakım değişikliklere uğramasıdır. Globalleşeme sürecinin işgücüne dair önemli etkilerinde biriside, düşük ücretle istihdamı mümkün kılan işgücüne talebin aşırı düzeyde artmasıdır. Bunun ortaya çıkardığı meselelerden birinin de kadın ve çocuğun iş yaşamına dâhil olması olduğunu daha önce de ifade etmiştik. Göç ettikleri ülkede kalıcı olmak ve hayata tutunmakla birlikte daha gelir elde etme isteği, göçmen kadınların çalışma girmesini sağlamış ve hem aile yapısında hem de toplumsa yapıda büyük değişikliklere sebep olmuştur. “Buna göre, göçün meydana getirdiği ilişkiler ağları

53

yalnızca göçmenlere destek hizmeti sağlamakla yetinmiyor, bir yandan da toplumsal rollerin yeniden yapılanmasını temin ediyor, denilebilir” (Abadan-Unat, 2002, 19).

Göçmen ağının göçmenler üzerindeki bir diğer tesiriyse, içinde bulundukları toplumdan izole etme, kendi grubunun içine kapanmadır. Ağın varlığı sayesinde tüm ihtiyaçlarını kendi grubu içerisinde karşılayan yeni göçmen kişiler, daha çok kendi grubunun içine kapanmakta ve göç ettiği ülkedeki halkla temastan kaçınmaktadır. Pek çok filme, belgesele ve bilimsel çalışmaya konu olan Almanya’da yaşayan Türk muhacirlerin vaziyeti, bu uyumdan uzaklaştıran sürece örnek olarak gösterilebilir. Zira Almanya’da yaşayan Türk muhacirler arasında hâlâ Almanca bilmeyen, yaşadığı Türk mahallesinden dışarıya çıkmamış ve bunlarla da öğünen pek çok insanın varlığı bilinmektedir. Bu vaziyet de, muhacir ağı ilişkiler sisteminin, tam anlamıyla kişileri nasıl kendi kültürünün içerisine kapatıp, göç edilen ülkenin beklediği uyumdan uzaklaştırdığını göstermektedir (Yalçın, 2004, 53–54).

Crisp devletlerarası muhacir ağlarının önemli etki alanını ve sistemini dört ayrı bölümde ele almıştır. Crisp’e göre uluslararası muhacir ağlarının temel etkisi bilgiye dairdir. Kurulan ağ potansiyel muhacirler için göçe dâhil olacak bireylere bilgiyle destek olmuş ve çok değerli bir bilgi kaynağıdır. Bu bilgi akışı, muhacirin adayını hangi yollardan, hangi yöntemle gideceğini, başka bir deyişle yer değiştirme stratejisini oluşturma, ülkeye girişte ihtiyaç duyulan vesikaları tedarik etmekle ilgili, değişik ülkelerde muhacirlik yasaları hakkında bilgilendirmekle beraber, gözaltına alınma ve hudut dışı edilmekle ilgili hukuki bilgileri aktarır. Mevcut muhacir ilişkiler ağının diğer etki alanı, muhacir adayının anavatanından çıkıp hedef ülkeye hedef ülkeye ulaşım ücretini temin etmek ve bunu en uygun seviyeye düşürmeye odaklıdır. Başka bir ifadeyle muhacir ilişkiler ağı, yeni muhacirler için ekonomik bir destek kaynağı olması bakımından da önemlidir. Crisp’e göre ülkelerarası muhacir ağının farklı bir yönü de illegal göçü artırma ve bunun organize edilmesine yol açmaktadır. Muhacir ilişkiler ağı bir ülkeden diğer ülkeye göçecek kaçak muhacirlerin muhtaç oldukları alt yapı organizasyonlarını hazırlamaktadır. Ağın son tesiri ise hedef ülkedeki destekle ilgilidir. Kurulan ağ muhacirlerin o ülkedeki ilk günlerinde hayatlarını idame etmekle hususunda destek olmaktadır (Crisp, 2006, 6–7).

Muhacir ağı teoremi önceden söz edilen teorilerden farklı olarak teorinin tabanına göç kavramından çok “muhaciri” alarak, bu minvalde hareketle analizlerini yapmıştır. Globalleşmeyle beraber bir sorun olarak ortaya çıkan göç kavramını muhacir üzerinden en ince ayrıntısıyla ele almak son zamanlarda ortaya çıkan göçleri anlamamızı

54

kolaylaştırmaktadır. Göç ve muhacir kavramları, her ne kadar birbirinden değişik kavramlar olarak görülse de birbirinden ayrı olarak düşünülemez. Nihayet göç eylemini yapan yine bireyin kendisidir, başka bir deyişle muhacirdir. Bu manada ferdi olarak muhacirin tercihleri, eğitim düzeyi, iş vaziyeti gibi ferdi nedenleri göç olgusunu anlayabilmek için göz önünde bulundurmak gerekir.

Muhacir ağı teorisi, muhacir üzerinden göçü benimsemeye çaba ederek başka teori ve modellerden farklılık ortaya koymaya çabalamaktadır. Bu gayretin en önemli nedeni ise, öteki teori ve modellerde göç alanında kaybolan ve hiçe sayılan muhaciri başka bir deyişle kişiyi göz önünde tutmaktadır. Kuram yapılacak olan tahlilde, yalnızca yapısal etkenleri göç sebebi olarak değerlendirmekle kalmamakta, şahsi tesirleri de göç nedeni olarak çalışmaya ekleyerek olasılıklı kılmaktadır. Zira bu kuram, hem geniş bir bakış açısı geliştirmeye olanak vermekte hem de ansızın fazla etkenli ve işler bir çalışmaya yönelmeye de imkân sağlamaktadır. Bu itibarla bu kuram; göçü, göç alan ve göç veren ülkeler özelinde özümsemeye ve kavramaya olanak vermektedir. Eldeki veriler, bu kuramın günümüzde görülen göçleri ve göç kavramını özümsemede ağ kuramının büyük bir izah edici etkisiyle şahsi tahlile en çok imkân tanıdığını göstermektedir.

Benzer Belgeler