• Sonuç bulunamadı

Şeker Pancarı Yetiştiriciliğinde Gübrelemenin Verim ve Kaliteye Etkileri

2. ÖNCEKĐ ÇALIŞMALAR

2.2. Şeker Pancarı Yetiştiriciliğinde Gübrelemenin Verim ve Kaliteye Etkileri

Şeker pancarında esas verim unsuru kök-gövde verimidir. Şeker şirketi tarafından kök-gövde verimi ile kalite değerlerinin dengeli olması istenirken, çiftçiler tarafından kök-gövde verimi arzulanan bir özelliktir. Kök-gövde verimi özellikle çevre faktörleri (Loomis ve ark. 1977) ve kültürel işlemlerden etkilen bir karakter olmasına rağmen, esasta verim potansiyelinin çeşidin genetik yapısında saklı olduğu (Vukov, 1971; Feucht ve ark. 1972), dekara 20.000 kg kadar ulaştığı (Hay ve Walker, 1989), tarlada gerçekleşen verimin ise dekara 2737 – 8084 kg arasında

oranı, amino azot oranı, ham şeker oranı alınmaktadır. Kuru madde oranı, usare safiyeti ve ham şeker miktarının fazla, amino azot miktarının ise düşük olması arzulanmaktadır. Şeker pancarında bu kalite kriterlerinin şeker pancarının ekiminden işleninceye kadar kaldığı bütün dış etmenlerin etkisiyle değiştiği gibi (Vukov, 1971; Şahbağı, 1973) çeşide bağlı olarak da önemli varyasyonlar gösterdiği belirlenmiştir (Günel ve Ilbaş, 1994).

Yeni geliştirilen genetik monogerm şeker pancarı çeşitlerinin mevcut çeşitlerle karşılaştırılarak bölgeye uyum yetenekleri araştırılmıştır. Şeker pancarında çeşit adaptasyonuyla ilgili gerek Dünyada gerekse ülkemizde birçok çalışma yapılmış olup, bu çalışmaların bir kısmı aşağıda  özetlenmiştir. Şeker pancarında yaprağa, beslenme fizyolojisi ve kuru madde birikimi yönünden büyük görevler düşmektedir. Yaprağın büyümesi ile daha fazla şeker yapmaya imkan veren asimilasyon yüzeyi genişletilmiş olunur. Bunun yanında yaprak şeker endüstrisi için bir hammadde olmayıp, yeşil halde hayvanlara yedirildiği gibi silajı yapılarak da hayvan yemi olarak değerlendirilmektedir. Önemli bir hayvan yemi olması nedeniyle şeker pancarı ıslahında yaprak verimi de dikkate alınmaktadır (Feucht ve ark. 1972). Şeker pancarında yaprak veriminin çevre şartları ve kültürel işlemlerden önemli ölçüde etkilendiği belirtilmiş (Şahbağı, 1973; Loomis ve ark. 1977) olmakla beraber çeşitler arasında da yaprak verimi bakımından önemli varyasyonlar görülebilmektedir (Bilgin, 1973; Đşler ve ark. 1997).

Erel (1975-1978), Adapazarı koşullarında azot ve potasyumlu gübrelerin şeker pancarının verim ve kalitesine etkisini incelediği araştırmada, azotun kaliteyi kötü etkilediğini en iyi kök veriminin 300 kg N ha-1 ve 400 kg K2Oha-1 K, en iyi şeker veriminin 150 kg N ha-1 ve 400 kg K2O ha-1 uygulaması ile alınabileceğini, azotun bütün seviyelerinde potasyuma yer verilmesi gerektiğini bildirmektedir.

Şeker varlığının, kuru maddenin önemli bir kısmını oluşturduğu bilindiğine göre, fosfor ve potasyumun da ortak etkisiyle artan azot dozlarının şeker pancarının kuru madde miktarını azaltması şeker varlığının da azalacağı anlamına gelmektedir. Artan azot dozlarının eker pancarında kuru madde miktarını düşürdüğünü benzer olarak birçok araştırmacı da bildirmiştir (Yavuz, 1973; Erel, 1977–1980; Esendal, 1989).

Koppen ve ark. (1992) şeker pancarına çiftlik gübresi ve mineral azot uygulamaları ile eker pancarının azot içeriğinin arttığını bildirmişlerdir. Benzer

olarak Strnad ve Javurek (1991) artan azot dozlarına bağımlı olarak pancar kök azot ve potasyum içeriğinin arttığını rapor etmişlerdir.

Şeker pancarında yumru kalitesinin belirlenmesinde ele alınan kriterlerin başında usare safiyeti, kuru madde oranı, amino azot oranı, ham şeker oranı alınmaktadır. Kuru madde oranı, usare safiyeti ve ham şeker miktarının fazla, amino azot miktarının ise düşük olması arzulanmaktadır. Şeker pancarında bu kalite kriterlerinin şeker pancarının ekiminden işleninceye kadar kaldığı bütün dış etmenlerin etkisiyle değiştiği gibi (Vukov, 1971; Şahbağı, 1973) çeşide bağlı olarak da önemli varyasyonlar gösterdiği belirlenmiştir (Günel ve Ilbaş, 1994).

Huijbregts ve ark. (1996), pancarda çoğunlukla α-amino azot, sodyum ve potasyum konsantrasyonlarının düşük olmasının kalitenin artmasına sebep olduğunu rapor etmişler ve potasyum gübrelemesinin (0-450 kg K2O ha-1) sodyumu az miktarda azalttığını, α-amino azotuna etki etmediğini ve ilginç olarak ta sadece potasyum konsantrasyonunu az miktarda yükselttiğini bildirmişlerdir. Kimi araştırıcılar pancarın şeker varlığına potasyum gübrelemesinin etkisinin pozitif olduğunu belirtmişlerdir.

Şeker pancarı tarımında esas dikkate alınan birim alandan elde edilen şeker verimidir. Bu yönüyle ne kök-gövde verimi ne de şeker oranı yüksek olan çeşitler tercih edilmektedir. Kültürel ve ıslah çalışmaları birim alandan en yüksek şeker elde edilebilen çeşitlere yönelik olmuştur. Şeker pancarı üzerinde yapılan ıslah çalışmalarında birçok çeşit geliştirilmiş ve halen geliştirilmektedir. Geliştirilen çeşitler üzerinde yapılan adaptasyon çalışmalarında dekara şeker veriminin 500 kg ile 1216 kg arasında değiştiği değişik araştırıcılar tarafından belirlenmiştir (Günel ve Ilbaş, 1994; Anonim, 1996; Barshtein ve ark. 1996).

1995, 1996, 1997 ve1998 yıllarında Şeker Enstitüsü Ilgın Deneme Đstasyonunda potasyumun şeker pancarının verim ve kalitesine etkilerini araştıran Turhan ve Pişkin (2000), 9 değişik potasyum dozu (0, 40, 80, 120, 160,200, 400, 800 ve 1600 kg K2O ha-1) uygulanarak tesadüf blokları deneme deseninde 4 tekrarlamalı olarak yapmışlar ve deneme yapılan Şeker Enstitüsü Ilgın deneme tarlası şartlarına benzer yerler için çiftçi geliri ve fabrika işletmesinin ekonomik çalışması birlikte düşünüldüğünde 40 ile 80 kg K2O ha-1 arasındaki potasyum gübrelemesinin

gübrelemesi şeker pancarının kalitesini artıracağı gibi topraktaki kil minerallerinin degradasyonunu da belirtmişlerdir.

Van koşullarında eker pancarına, 0, 9, 18 kg N/da; 0, 7.5, 15 kg P2O5/da ve 0,

5, 10 kg K2O/da gübre uygulamalarının eker pancarı kuru madde miktarı, N, P, K

içeriği ve alımlarına etkilerini araştıran Çimrin (2000), azotlu gübrelemenin etkisiyle şeker pancarının kuru madde miktarı, şeker oranı ile fosfor içeriği azalırken, azot içeriği ve alımı artırdığı tespit etmiştir. Fosforlu gübrelemenin etkisi ile pancar fosfor içeriği ve alımı artarken, fosfor alımında N X P interaksiyonu önemli bulmuştur.

Şeker pancarı potasyum içeriğine azot, fosfor ve potasyumlu gübrelemenin bağımsız etkileri gözlenememiş ancak N x K interaksiyon etkisi önemli olduğunu bildirmiştir.

Göller bölgesine uygun şeker pancarı çeşitlerinin belirlenmesini araştıran Karadoğan ve Kurtçebe (2005), Burdur, Atabey ve Isparta olmak üzere 3 lokasyonda 2 yıl süre ile kök verimi, şeker oranı ve yaprak verimini belirlemişler ve farklı çeşitlerde ortalama en yüksek verimi sırasıyla, Burdur lokasyonunda 7967.2 kg, Atabey lokasyonunda 7253.8 kg ve Isparta lokasyonunda 5203.5 kg olarak tespit etmişlerdir. Aynı çalışmada ham şeker oranları, Burdur lokasyonunda %18.91, Atabey lokasyonunda %17.62 ve Isparta lokasyonunda %20.62 olarak tespit etmişlerdir.

Şeker ve Turhan (2004), bazı organik ve mineral gübrelerin şeker pancarının verim ve kalitesine etkilerini araştırmak amacıyla 3 yıl süreyle yaptıkları tarla denemesinde organik gübre kaynağı olarak; tavuk gübresi kompostu, kentsel atık kompostu, leonardit ve humik-fulvik asit, mineral gübre kaynağı olarak ise; N- P2O5-

K2O kompoze uygulamışlar ve Na, K ve α-amino N içerikleri açısından

değerlendirdiklerinde, tavuk gübresi kompostu uygulamasında doz artırıldıkça Na, K ve α-amino N içeriklerinin de arttığını tespit etmişlerdir. Çalışma sonucunda şeker pancarının fabrikasyon işlemi sırasında sorun teşkil eden bu üç kalite unsurunun en düşük değerlerinin kontrol grubunda, uygulamalar arasında ise Na ve K içeriği için NPK uygulamasının alt dozunda (80-40-50 kg/ha), α-amino N içeriğinin ise leonardit uygulamasının en alt dozunda (200 kg/ha) belirlemişlerdir. Araştırmacılar, kentsel atık kompostu, leonardit ve humik-fulvik asit uygulamalarının kök-gövde verimi ve şeker verimini artırdığı, tavuk gübresi kompostunun toprağın fiziksel özelliklerini geliştirdiğini tespit etmişlerdir.

Benzer Belgeler