• Sonuç bulunamadı

1.2. VASIF BEY’İN ESERLERİ

1.2.4. Şark Ordusunda

Vasıf Bey’in hatıraları arasında “Şark Ordusunda” başlığıyla yazdığı bölüm,98dört yıl sabık hakanın muhafızlığı görevini ifa ettikten sonra Sirkeci Levazım Ambarı Sevk Memuru olarak görevlendirilmesiyle başlamış, bu dönem Bulgar ordusunun Çatalca Hattına dayandığı, harbin ateşli günlerinin yaşandığı 1913 yılına rastlamaktadır. Bu kısımda Bulgarların istila ettiği yerlerden kaçan yerli halkın durumu ve çatışmaların seyriyle ilgili olaylar aktarılmıştır.99 Daha sonra Şark Ordusuna katılmak üzere hareket eden Vasıf Bey, Hadımköyünde bulunan Keçecizade İzzet Fuat Paşa (1814-1868) kumandasındaki kolorduda görevlendirilmiştir.

1.2.5. Trabzon Seyahati

Vasıf Bey’in hatıralarının “Trabzon Seyahati” bölümünde100 yer alan olaylar Askeriyeden Mülkiyeye geçmesiyle başlamaktadır. Vasıf Bey, Emniyet-i Umumiye’de görevli olduğu sırada görev icabı bazı seyahatlere çıkmıştır. Bunlardan biri de Edirne ve Bandırma seyahati olmuştur. İsmail Canpolat Bey, Vasıf Bey’den Fransız Petro isimli bir zatın Sivas’tan iade edilmesi için bir telgraf çekmesini istemiştir. Gizlilik içinde yürütülen bu görevin içeriğini Vasıf Bey daha sonra

95 “Abdülhamid’in Muhafızlığında III ”, Atatürk Kitaplığı, Bel_Mtf_048203, III/2/1.

96 “Abdülhamid’in Muhafızlığında III ”, Atatürk Kitaplığı, Bel_Mtf_048203, III/2/7-9.

97 “Abdülhamid’in Muhafızlığınd a III ”, Atatürk Kitaplığı, Bel_Mtf_048203, III/2/5.

98 Hatıratın bu bölümünün orijinal örneğinin ilk sayfası için. Ek. 19.

99“Şark Ordusunda”, Atatürk Kitaplığı, Bel_Mtf_048202, III/1.

27

öğrenmiştir. Fransız Petro ismindeki bir Rum’un bir hazinenin yerini bildiği ve hazinenin bulunması halinde devlete ait olan kısmının alınması görevi Vasıf Bey’e verilmiştir. Bu olay Cihan Harbi esnasında 12-15 Mart 1914 tarihleri arasında Bandırma’ya bağlı Kurşunlu köyünde gerçekleşmiştir.101 Bu vazifelerdeki gözlemleri de hatıratın ilgili bölümünde detaylı bir şekilde yer almaktadır.

Vasıf Bey, Emniyet-i Umumiyede görevli bulunduğu sırada 1916 yılı Kurban Bayramında Dolmabahçe Sarayı’nda gerçekleşen padişahla bayramlaşma törenine katılmıştır. Çok kalabalık olan bu törendeki izlenimlerini hatıratında detaylı olarak aktaran Vasıf Bey, adeta ironi yaparak Çaldıran Seferinde Yavuz Sultan Selim (1470-1520) tarafından ele geçirilen tahtta oturan padişahı gördüğünü ve bir hayli etkilendiğini ifade etmektedir.102

Bu bölüme adını veren Trabzon seyahatinin sebebi Cihan Harbi’nde Doğu Anadolu’nun bir kısmını işgal eden Rusların, barış sürecine girilirken bölgeden çekildiklerinde Ermenileri silahlandırmaları üzerine buradaki Türklerin saldırılara uğramalarına sebebiyet vermeleri üzerine bölgede yerel yönetimlerce tahkikat yapıldıktan sonra bu olaylarla ilgili bir kitap yazılmasına karar verilmesidir. Neşredilecek bu kitap için malumat ve fotoğraf elde etmek için Erzurum, Erzincan, Van, Trabzon illerine birer tahkikat komisyonu gönderilmesine karar verilmiş olup; Trabzon’a gönderilen üç kişilik heyete reislik yapma görevini de Vasıf Bey üstlenmesi üzerine bu seyahat başlamıştır. Vasıf Bey ve Mahir Bey, 15 Nisan 1918 tarihinde Harbiye Nazırı Enver Paşa’yı Trabzon’a götürmek üzere hazırlanmış olan Gülnihal vapuru ile hareket etmişlerdir.103

Trabzon’da kaldıkları ilk akşam ve daha sonraları da Vasıf Bey ve yanındakiler bir Ermeni saldırısına uğramamış; asıl olaylar Erzurum ve Van’da cereyan etmişti.104 Heyet önce Polathane kazasında,105 sonra da 22 Mayıs 1918

101 “Trabzon Seyahati”, Atatürk Kitaplığı, Bel_Mtf_048207, III/II, 6-10.

102 “Trabzon Seyahati”, Atatürk Kitaplığı, Bel_Mtf_048207, III/II, 10-12.

103 “Trabzon Seyahati”, Atatürk Kitaplığı, Bel_Mtf_048207, III/1.

104 “Trabzon Seyahati”, Atatürk Kitaplığı, Bel_Mtf_048207, III/3-4.

28

tarihinden itibaren o zamanlar Trabzon’a bağlı bir sancak olan Gümüşhane’nin tahkikine başlamışlardır.106

Gümüşhane’den sonra sırasıyla Ardasan, Şiran ve Kelkit kazalarında tahkikatlarına devam etmiş ve burada şiddetli bir kıtlık yaşandığını gözlemlemişleridir. Havsiş köyüne gittikleri sırada insanların tabiri caizse hayvan gibi otlandıklarını, yüzlerinin gözlerinin şiştiğini, kıtlığın ne boyutlara ulaştığını kendi gözleriyle görmüşlerdir. Yollarda sürekli muhacir kafilelerine rastlamışlar ve bunların da yerel halktan aşağı kalır yanı olmadığını görmüşlerdir.107 Hatta Kelkit’e giderken yolda ölmüş insan yığınlarına rastlamışlardır. Bu kazaların içinde en harap olan Türk-Rus ordularının hedef hattında olan Şiran kazasıdır. Buradaki tahkikatlar bitince heyet tekrar Trabzon’a dönmüş, buradan vilayetin batı sahillerine çıkmaya hazırlanmışlar; fakat menzil yönetimi gerekli araçları sağlamakta güçlük çıkarmaya devam etmiştir. Bu müracaatlar sürerken Trabzon jandarma kumandanlığına Vasıf Bey’in okul arkadaşı Binbaşı Nazmi Bey tayin edilmiş ve o da gerekli hayvanları buldurmuş, böylelikle yola koyulabilmişlerdi. 108 Polathane kazasının tahkikatı önceden yapıldığından ertesi gün Vakfıkebir’e hareket etmişler, Vasıf Bey arkadaşlarını burada bırakarak iki köylü eşliğinde Vakfıkebir’e bağlı Tonya nahiyesine gitmiştir. 109 Bundan sonra da Görele ve Tirebolu’da çalışmalarını sürdürmüşlerdir. Vasıf Bey’in Tirebolu’da çalışmaları sürdürdüğü tarih Sultan Mehmed Reşat’ın vefatı üzerine tahta geçen Sultan Vahdettin’in cülûsunun olduğu gündür (Temmuz 1918). Jandarma yüz bir pare tüfek atarak cülûsu ilan ederken kaymakamda hükûmet binasının önüne toplanan halka nutuk veriyordu. Bu nutku Vasıf Bey hatıratında olduğu gibi aktarmıştır.110

Heyet, 25 Temmuz 1918 tarihinde Trabzon’dan ayrılmıştır. On gün sonra Hopa kazası ve daha sonra da Batum’da tahkikatlarını sürdürmüş, buraların diğer bölgelere göre çok daha az zarar gördüğü kanaatine varmıştır.111

106 “Trabzon Seyahati”, Atatürk Kitaplığı, Bel_Mtf_048207, III/7-8.

107 “Trabzon Seyahati”, Atatürk Kitaplığı, Bel_Mtf_048207, III/9.

108 “Trabzon Seyahati”, Atatürk Kitaplığı, Bel_Mtf_048207, III/10-11.

109 “Trabzon Seyahati”, Atatürk Kitaplığı, Bel_Mtf_048207, III/12.

110 “Trabzon Seyahati”, Atatürk Kitaplığı, Bel_Mtf_048207, III/12-13.

29

Heyet üyeleri, görev süresi sonunda Batum’dan İstanbul’a dönmek için vapura binmeye hazırlanmışlar, ancak sivillerin alınmadığı gerekçesiyle vapura binmelerinin engellenmesine çalışılmıştır. Merkez kumandanlığına başvurmuşlarsa da ret cevabı almışlar ve sonra Nail Bey’e başvurmuşlardır. Arkadaşları olan vapur kaptanı Nail Bey, heyettekilerinvesika olmaksızın kaçak olarak vapura binmelerini sağlamıştır. Kendilerine sivillerin vapura binmesinin yasak olduğu öne sürülerek vesika verilmemiştir. Vapurda yolculuk ederlerken birçok sivilin de vapurda bulunduğunu görmüşler ve bunun sadece onları engellemek için söylendiğini anlamışlardır. Bu engellemelerin Esat Paşa’nın kardeşinin ellerindeki belgelere önem vermemesinden ve itibarsızlaştırmak istemesinden dolayı yaşandığını bize Vasıf Bey hatıratında aktarmaktadır.112 1914 Ermeni olayları bakımından çarpıcı bilgiler içeren bu bölüm oldukça kıymetli gözlemler içermekle beraber tahkikat sonucu yazılan kitap, araştırmalara rağmen tespit edilememiştir.

Benzer Belgeler