• Sonuç bulunamadı

Y. Ö.K DÖKÜMANTASYON MERKEZİ TEZ VERİ FORMU

1.3. Primitif Toplumlarda İnanç

1.3.5. Şamanizm

Trans durumuna geçerek, doğaüstü varlıklarla ilişkiler kurma, onların güçlerine sahip olma ve bu gücün kişi veya toplum yararına kullanılması şeklinde yapılan çeşitli dinsel büyüsel pratiklere Şamanizm denir. Ruhlar dünyası ile iletişim kurabilen şamanlar, toplumun mitolojisini ayakta tutmakta önemli bir işlev görürler. Sanata, trans durumundayken beliren düşsel imgelerin resimlerini yapma şeklinde yansımıştır. Şamanizm’de ruhlar iyi ve kötü ruhlar olarak ayrılmıştır. Eski Türklerde9

iyi ruhlarla ilişki kuran ve iyilik yapan Şamanlara ak-Şaman, kötü ruhlarla konuşup, Erlik'in hizmetinde olanlara da kara-Şaman denir. Orta-Asya’daki Şamanizm’in temelinde, Gök-Tanrı, güneş, ocak (ateş), su, yer, atalar ve kültleri vardır. Bu halklarda, insan ve doğanın birlik, beraberlik ve uyumu düşüncesi vardır. Evren, dünya, insan, hayvan ve bitkiler âlemi bir bütün olarak düşünülür. Her şeyi dünya ve gök, birlikte yaratmışlardır ve her şeyin yaratıcısı oldukları için kutsaldırlar. Şaman olacak kişinin, çocukluk ya da ergenlikten itibaren diğerlerinden farklı; cin, peri, dev görme, baş dönmeleri, bayılmalar, gelecekten haber verme, hayaller görme, içe kapanık sıkılgan bir yapıda olma gibi ruhsal belirtiler sergilediği gözlenmiştir.

9Eski Türklerde dünya; gök, yeryüzü ve yeraltı olmak üzere üç kısma ayrılır. Altay Türklerine göre

yukarıdaki dünya aydınlık âlemidir ve gökyüzünü Tanrı Ülgen'le ona bağlı iyi ruhları temsil eder. Yeraltı dünyası ise aşağıdaki dünyadır ve Tanrı Erlik ile ona bağlı kötü ruhlar oluşturur. Orta dünya ise yeryüzüdür ve insanlar oluşturur.

Şamanlık konusundaki araştırmalar, şaman hastalığı denilen, genellikle ergenlik çağında görülen psiko-patolojik bir durumun varlığını göstermektedir. Çoğu zaman bir kaç yıl süren bu hastalığa yakalananlar, acı çekmekte, kuşkulu ve tedirgin davranışlarda bulunmakta, sık sık bayılmaktadırlar. Bu hastalığın en yüksek noktası, trans durumunda iken, cinlerin parçalaması ya da hayvanlar tarafından yenilip sonra yeniden dirilme şeklinde anlatımlarla açıklanan, mistik parçalanma evresidir ve primitif toplulukların pek çoğunda olan; ergin yaşa gelenlerin yetişkinliğe geçişleri için yapılan dinsel ve geleneksel törenler sırasında adayların geçirdikleri ritüel ölüp- dirilme olayının bir benzeridir.

“Araştırmalar, trans durumundaki bir kimsenin ilkin, titrek ışık, pırıltı, devingen biçimler gibi, görsel sistemde oluşan entopik (‘görsel alanda’ anlamında Yunanca bir sözcük) imgeler “görmeye” başlar. Bu imgeler, ızgaralar, paralel çizgiler, zikzaklar, benekler, sarmallar ve çeşitli iç içe bükümlere, kıvrımlara dönüşebilir. Daha derin trans aşamasında bu geometrik biçimler, bireyin o sıradaki ruhsal durumuna ve kültürel deneyimine bağlı olarak, gerçekmiş gibi görünebilir. ... Laboratuvar bulgularına göre, daha derin trans aşamasında deneğin çevresinde dönen bir girdap ya da burgaçlı tünel görünür. Bu durumda dış dünya giderek kaybolur; iç dünya ise daha da canlanır, renklenir. Burgacın duvarlarında genellikle, kareli örüntüler üzerine tutturulmuş ikonsu imgeler belirir. Bu geometrik ve ikonsu formlar çoğu kez birbirine karışır. Deneyimli şamanlar çabucak derin transa geçerek, bu etkinliği başlatmak üzere oldukları törensel etkinliğin özelliğine göre yönlendirebilirler. Dahası, sanrısal deneyimlerini, kendi yarattıkları bir dünya olarak değil de, kısa bir süre için yerleşmek üzere geldikleri bir dünya (ziyaret edebilme ayrıcalığına sahip oldukları ruhsal dünya) olarak görürler. ... Bu en derin trans aşamasındaki sanrısal imgeler yarı insan, yarı hayvan kılığındaki garibelere (teriantroplara=Yunanca hayvan ve insan terimlerinden türeme bir terim) dönüşebilir. ... Lewis-Williams ve Dowson, nöropsikolojik yazında yer alan bu ve diğer bilgiler yardımıyla, giderek derinleşen üç trans aşamasına karşılık, üç aşamalı nöropsikoloji olarak adlandırdıkları modellerini geliştirdiler. Şamancıl sanat sonuçta, bu modelde tanımlanan üç aşamalı sanrılamalardan kaynaklanmışsa, onun bu aşamalara karşılık oluşturacak imgeler içermesi gerekecektir. Örneğin, kimi geometrik işaretler (entopik imgeler), simgesel resimler (yorumlamalar) ve yarı insan- yarı hayvan yaratıklar (teriantroplar) gibi.”10

10 Roger Lewin, Modern İnsanın Kökeni, Çev: Nazım Özüaydın, Tübiak Popüler Bilim Kitapları, 12.Basım 2004 Ankara 194-200 s.

Şamanların, hastaları sağaltmak ve ölenlerin ruhlarının öte dünyaya gidişlerine eşlik etmek şeklinde başlıca iki görevleri vardır. Bunların dışında büyü yapmak, yağmur yağdırmak, bitki ve hayvanların çoğalmasını sağlamak, fala bakmak vs de ilgilenirler. Şamanlar, ölülerin ruhlarına eşlik etmek ve hastaları iyileştirme törenleri esnasında özel bir giysi giyerler ve şaman davulu kullanırlar. Genellikle üzerinde çeşitli şekiller ve resimler bulunan şaman giysilerini, şaman törenlerinde önemli bir role sahiptir. Örneğin, Kuzey Asya’da, üzerinde kuş resmi olan bir giysi, şamanın bu kuşun yardımıyla öte dünyaya uçabileceği şeklinde yorumlanır. Giysilerin üzerlerinde özellikle kuş, geyik gibi çeşitli hayvan resimlerinin yanında, şamanın onun gücünün ve kudretinden etki alacağına inanılan cin resimleri, giysinin üstüne ya da eteklerine asılan insan ya da hayvan kemikleri gibi farklı objeler bulunabilir. Şaman giysisi de diğer kült araçlar gibi kutsal kabul edilir ve kullanılmadığı zamanlarda görülmeyecek ya da dokunulamayacak şekilde saklanır. Genellikle tahta bir kasnağa geçirilen deriden yapılmış olan şaman davulu, şaman giysisine göre çok daha eskilere tarihlenir ve çok daha yaygındır. Şaman giysisinde olduğu gibi, şaman davulunun da içinde, koruyucu cinlerin, doğaüstü güçlerin bulunduğu canlı bir araç olduğu düşünülür. Şamanizm, Kuzey, Doğu ve Orta Asya’da, Kuzey ve Güney Amerika’da, Eskimolarda, Hindistan’da, Çin’de, İran’da, Orta ve Yakın Doğu’da gibi yeryüzünün çeşitli bölgelerinde ve çeşitli biçimlerde görülmüş bir inanıştır.

Benzer Belgeler