• Sonuç bulunamadı

Şüphe: Cerir bin Abdullah'ın (ra) Hadisinin Yanlış

Belgede Tüm Resûllerin Ortak Müjdesi (sayfa 180-183)

"Kim İslam'da iyi bir çığır açarsa açtığı çığırın ecri ve ken-disinden sonra onunla (o çığırla) amel edenlerin ecirleri, se-vaplarından hiçbir şey eksilmeden ona aittir. Kim de İslam'da kötü bir çığır açarsa açtığı çığırın günahı ve kendisinden sonra onunla amel edenlerin günahları, günahlarından bir şey eksil-meden ona aittir." 174

Bu hadise dayanarak dediler ki: "İslam'da yapılan ameller iki kısımdır. Bir amel, güzel bir sünnet olursa kişi ondan ecrini alır ve onunla amel edenler de ecir alırlar. Açtığı çığır, yaptığı sünnet kötü olanlar ise bundan günah kazanırlar. Öyleyse her yenilik bidat olsa da biz onun iyi ve kötü oluşuna bakarız, iyi olanları, güzel sünnet kapsamında değerlendiririz."

Şüphenin Cevabı

Bidat ehlinin ortak vasıflarından biri, nasları Bektaşî usulüyle değerlendirmeleridir. Başını, sonunu veya nassın anlaşılmasında hayati değere sahip kısımlarını atarak nasları ele alırlar. Bu hadis-i şerif bütünüyle ele alındı-ğında konuyla hiçbir alakasının olmadığı görülecektir.

Bidat taifelerinin yukarıdaki kısmıyla ele aldığı hadisin tamamını veriyorum:

"Biz, Resûlullah'ın huzurunda bulunuyorduk. Elbiselerinden fakir oldukları anlaşılan, Mudar kabilesinden birileri huzura girdiler. Onlarda gördüğü fakirlikten dolayı Resûlullah'ın yüzü değişiverdi. Resûlullah öğle namazı kıldırdı. Bir müddet sonra (oradakilere) şöyle dedi:

'Ey insanlar! Sizleri tek bir nefisten yaratan, ondan da eşini yaratan ve o ikisinden de birçok erkek ve kadın türetip (yeryü-zünde) yayan Rabbinizden korkup sakının. Kendisiyle istediğiniz

174. Müslim, 1017

179 Allah'tan ve akrabalık bağlarını koparmaktan korkup sakının.

Şüphesiz ki Allah, sizin üzerinizde gözetleyicidir.' 175 (ayeti ile) 'Ey iman edenler! Allah'tan korkup sakının! Herkes yarın için ne takdim ettiğine bir baksın. Allah'tan korkup sakının!

Şüphesiz ki Allah, yaptıklarınızdan haberdardır.' 176 (ayetini okudu sonra) 'Her kişi dinarından, dirheminden, giyeceğin-den, buğdayından, kuru hurmasından hatta bir hurmanın yarısından tasadduk etsin.'

Derken Ensar'dan bir adam büyük bir torba getirdi. Ağırlı-ğından neredeyse onu kaldıramıyordu. Halk birbirinin peşine sıraya girmişti. Nihayet, yiyecek ve giyecekten iki yığın gördüm.

Sonunda gördüm ki Resûlullah'ın yüzü, altın suyu ile kaplan-mış bir maden gibi parlıyor. Derken Resûlullah şöyle buyurdu:

'Kim İslam'da iyi bir çığır açarsa açtığı çığırın ecri ve kendisin-den sonra onunla (o çığırla) amel ekendisin-denlerin ecirleri, sevapların-dan hiçbir şey eksilmeden ona aittir. Kim de İslam'da kötü bir çığır açarsa açtığı çığırın günahı ve kendisinden sonra onunla amel edenlerin günahları, günahlarından bir şey eksilmeden ona aittir.' " 177

Hadise bütünüyle bakıldığında ne kastedildiği çok açıktır. Burada Allah Resûlü (sav), sadaka vermek suretiyle Müslimlere örnek olan bir sahabenin davranışını takdir ediyor ve ümmetine şunu öğretiyor: İslam'ın meşru kabul ettiği bir ameli yaparak başkalarına örnek olan hem kendi ecrini alır hem de onu örnek alanların ecir-lerinden pay elde eder� Yani mesele yenilik çıkarmak değil, İslam'da var olan bir ameli yaparak öncü olma meselesidir�

Zaten hadisin kendisi de bu manaya delalet etmektedir.

175. 4/Nîsa, 1 176. 59/Haşr, 18 177. Müslim, 1017

180

Çünkü, "... Kim İslam'da bir çığır açarsa..." denmiştir. Bi-datler İslam'dan değil, sapıklıktandır. Hadisin içindeki bu lafız, hadisle kastedilenin İslam'da var olan meşru ameller (sadaka vermek gibi) olduğunu göstermektedir.

Bir diğer mesele şudur:

Allah Resûlü (sav) insanların açtığı çığırı iki kısma ayır-mış ve kötü çığır açanları zemmetmiştir! Kişinin açtığı çığırın iyi veya kötü olduğuna kim karar verecektir?

İnsanların kendileri mi yoksa Allah'ın şeriatı mı? Bir-çok amel, insanın yanında iyi olmasına rağmen, şeriat onu zemmetmiş ve kabul etmemiştir. Bu konuda üç sahabenin kıssası meşhurdur:

"Üç sahabe, Allah Resûlü'nün ibadetlerini sormak için onun evine geldiler. Kendilerine onun ibadetlerinden haber verilince içlerinden biri 'Vallahi geceleri hiç uyumayacak, namaz kıla-cağım', diğeri, 'Her gün oruç tutacağım' üçüncüsü, 'Kadınlarla evlenmeyeceğim' dedi. Allah Resûlü, bu durumu haber alınca onları çağırdı ve şöyle dedi: 'Şüphesiz ben uyur ve gece namaz kılarım. Bazen oruç tutar, bazen de iftar ederim. Kadınlarla evlenirim. Kim benim sünnetimden yüz çevirirse benden de-ğildir.' " 178

Bu sahabelerin niyeti, Allah'a daha fazla yaklaşmak ve O'na hakkıyla kulluk edebilmekti. Yukarıdaki şüpheyle istidlal edenlere göre Allah Resûlü (sav) bu sahabeleri övmeli, güzel bir çığır açtıkları gerekçesiyle onları diğer sahabelere örnek göstermeliydi. Ancak sadaka örneğinde övücü sözler söyleyen Allah Resûlü, burada kızıyor ve onları tehdit ediyor. Gerekçe ise yaptıkları salih amel-lerin ölçüsünde onun sünnetine muhalefet etmeleridir.

Yapmak istedikleri amelin aslı sünnete uygundur. Namaz

178. Buhari, 5063; Müslim, 1401

181 kılıp oruç tutmak istemişlerdir. Ancak yapmak istedikleri ölçü sünnete aykırıdır. Allah Resûlü'nden daha fazla-sını yapmaya yeltenmişlerdir. Övülmek bir yana ağır bir uyarıya muhatap olmuşlardır. Şimdi soralım: Aslı sünnetten olup ölçüsü sünnete uymayan bidat/bidatçi bu ağır uyarıya muhatapsa, aslı dahi sünnetten olmayan bidat/bidatçi nasıl bir uyarıya muhatap olur?

Öyleyse, neyin güzel neyin de kötü bir çığır olacağına karar veren, şeriatın kaideleri olmalıdır. Bu, insanların hevalarına bırakıldığında dünyalarını ve ahiretlerini ifsat edecek yanlış kararlar vermiş, veriyor ve vermeye de devam edeceklerdir.

2. Şüphe: Ömer'in (ra): 'Bu ne güzel bir bidattir.' Sözünün

Belgede Tüm Resûllerin Ortak Müjdesi (sayfa 180-183)

Benzer Belgeler