• Sonuç bulunamadı

6. Kütahya Vahîd Paşa Yazma Eser Kütüphanesi

1.6. Kullanılan Malzeme ve Âletler

1.7.2. Süsleme Tekniklerine Göre Cilt Çeşitleri

1.7.2.5. Şükûfe Ciltler

XVIII. ve XIX. yy. larda yaygın bir süsleme biçimi olan Şükûfe(çiçek) üslubunda ise,doğal veya üsluplaşmış çiçek minyatürleri buket,vazolu,vazosuz çiçekler veya tek çiçek resmedilmiştir277. Bu realist çiçek vaya çiçek grupları deri

ciltlerde olduğu kadar kumaş işleme ve lake cilt kapakları üzerinde de görülmektedir.Gül, lale, karanfil ve sümbül başta olmak üzere hemen her çeşit buket çiçek buketlerde yer almıştır278. Daha ince ve nazik şekillerden oluşan şükûfe

tarzındaki bezemeler kabartmalı ciltlere uygulanmaz. Bu nev'î çiçekler ancak lâke ciltlerde kullanılmıştır279 (Resim-43).

Resim: 43.Şükûfe Cilt.

(Kütahya Vahid Paşa Yazma Eser Kütüphanesi:67)

274 Ahmet Saim Arıtan, a.g.md., s.553. 275 Zeynep Balkanal, a.g.m., s.346. 276Mine Esiner Özen, a.g.e., s.22 277Mine Esiner Özen, a.g.e., s.21. 278 Zeynep Balkanal, a.g.m., s.346. 279Celal Esat Arseven, a.g.md., s.345.

70

1.7.2.6. Yazılı Ciltler

Yazma eserlerde ve levhalarda en güzel örneklerini veren hat san’atı, kitabın cildine de uygulanmıştır. Özellikle XIV. yy.'da bazı Kur’ân ciltlerinin kesme su (bordür) kitâbelerinde kabartma yazılar, süsleme motiflerinin yerini almıştır.Bu tür kitabe yazıları deri ciltler yanısıra lake (Edirnekârî)ciltlerde de görülmektedir.Kur’ân ciltlerindeki kitâbelerde âyet-i kerimeler yazılmıştır. Bu ciltlerin sertâbında ise beyitler görülür, bu yazılar arasında nadiren mücellit ismine de rastlanmaktadır280. 1.7.2.7. Çârkûşe Ciltler

Ortası ebrû, kadife veya desenli, işlemeli kumaşlarla kaplanmış ve kenarları 1 cm. kadar, köşelerde üçgen köşebentler yapacak şekilde deri ile çevrilmiş cilt çeşididir. Adını köşebentlerden alır281 (Resim-44).

Resim: 44. Çârkûşe Cilt.

( Kütahya Vahid Paşa Yazma Eser Kütüphanesi:1220)

1.8. Cilt Üslûpları

Üslûp; tavır, tarz. Bir sanatçıya ya da bir çağa özgü teknik, renk ve biçimlendirme özelliğidir282 ya da bir sanatkârın kendine has yapım usûlü, ifade tarzı

demektir283.

280Mine Esiner Özen, a.g.e., s.22.

281Ahmet Saim Arıtan, a.g.md., s.553.; Celal Esat Arseven, a.g.md., s.346.

282 Azade Akar- Cahide Keskiner, Türk Süsleme Sanatlarında Desen ve Motif, İstanbul 1978, s.30. 283 Hasan Özönder, a.g.e., s.211.

71 Malzemelerine ve süslemelerine göre birbirlerinden ayrılarak ortaya çıkan ciltlerdeki üslûplar daha çok ait oldukları kültür alanlarının adıyla anılmaktadır284.

Türk-İslâm cilt san’atını tarihi gelişim süreci içinde;Hatâî (Kâşî-Horasan- Buhara-Dihlevî), Herat (Herat-Şiraz-İsfahan), Arap (el-Cezîre-Halep-Şam), Rûmî (Selçuklu), Memlûk (Mısır), Mağribî (İspanya-Sicilya-Fas), Türk (Diyarbakır- Bursa-Edirne-İstanbul-Şükûfe-Rugânî-Barok-Modern) ve Buhârâ-yı Cedîd gibi üsluplara ayrılmaktadır285.

1.8.1. Hatâî

Çin ve Orta Asya'nın etkisi altında oluşan, çoğu kez kökeni belli olmayacak derecede stilize edilmiş çiçek ve yaprakların girift desenlerinden286 oluşan Hatâîlerin

bütün süslemelerinde tercih edildiği Hatâî üslubunun, birbirlerinden pek az yönleriyle farklılık gösteren, Kâşi, Horasan, Buhârâ ve Dihlevî gibi alt üslûpları vardır287.

1.8.2. Herat

Timurlular zamanında (1370–1506) en büyük san’at merkezi olan Herat ile diğer önemli san’at merkezleri Şirâz ve İsfahânda, Türk, Moğol ve İranlı ustalar tarafından geliştirilmiştir. En güzel örnekleri Timur ve torunlarının sarayları ile ünlü vezir Ali Şir Nevâî’nin sarayında yapılmış olan bu ciltlerde, şemselerle köşebentlerin içleri ve aralarında kalan boşluklar bitkisel motiflerle doldurulmuş, ayrıca uygun yerlere insan, kuş, yılan, aslan gibi hayvan ve ejderha, Zümrüd-ü ankâ gibi efsanevî yaratık figürleri yerleştirilmiş, bunların arasına Çin bulutları serpiştirilmiştir. Kapak içlerinde “ kat’ ” tekniği yaygın olarak kullanılmıştır288. Bu tarz ciltlere Timurlular

yanında Celâyirli, Karakoyunlu, Akkoyunlu, Safevî ve erken dönem Osmanlı ciltleri arasında da rastlanır289. Hataî üslûbunun son zamanları Herat üslûbu ile aynı döneme

tesadüf eder290 (Resim-45).

284 Ahmet Saim Arıtan, a.g.md., s.552 .

285 İsmet Binark, a.g.m., s.101; Mine Esiner Özen, a.g.e., s.10. 286 Azade Akar- Cahide Keskiner, a.g.e., s.18.

287Ahmet Saim Arıtan, a.g.md., s.552.

288 Ahmet Saim Arıtan, a.g.md., s.552.; Ahmet Saim Arıtan, ‘‘Türk Cild San’atı...’’, s.84. 289 Arıtan, a.g.md., s.552.

72

Resim: 45. Bostan. Süleymâniye Yazma Eser Kütüphanesi, Laleli 01679, Herat Üslûbu cilt.

(29 Kasım -8 Aralık 2012 Uluslararası Cilt San'atı Buluşması Katolog, s.62.)

1.8.3. Arap

Bu üslûp El-Cezire, Halep ve Şam’da gelişmiştir. Ciltlerin gerek derileri gerekse işlemeleri biraz kaba görünümlüdür. Bu aslında Abbasîlerle başlayan Türk tesirli bir üslûptur ve Uygur cildinden mülhemdir291. Bu üslûpta hakim olan

poligonal ve epigrafik geometrik şekillerdir. Bunlar arasında Mühr-i Süleyman en çok kullanılan şekildir292.

1.8.4. Türk (Osmanlı)293

Diyarbakır, Bursa, Edirne, İstanbul, Şükûfe, Barok ve modern olmak üzere birbirinden küçük farklılıklar gösteren alt üslûplara ayrılır. Adı geçen şehirler Osmanlı ciltciliğinin geliştiği başlıca merkezlerdir. Lâke cilt de bu üslûp içerisinde değerlendirilir294.

1.8.5. Rûmî

Rûmî'nin lügat manası ''Anadolu'' demektir.Kökeni Orta Asya 'dan gelen ve Selçuklu Türkleri tarafından XI. yüzyıldan itibaren süslemeye aktarılmış, çeşitli

291Ahmet Saim Arıtan, a.g.md., s.552.

292 Ahmet Saim Arıtan, Konya Müzelerinde Bulunan Selçuklu Cildlerinin Özellikleri, S.Ü. Sos. Bil.

Ens. Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi, Konya 1987,s. 39.

293 Ahmet Saim Arıtan, Konya Dışındaki Müze..., s.4. 294Ahmet Saim Arıtan,Konya Müzelerinde Bulunan..., s. 38.

73 hayvan formlarının stilize edilmiş şekillerinden oluşmaktadır295. Anadolu Selçuklu

ve Moğol istilasından sonra Selçuklu tesiri altında devam ettirilen İlhanlı ve Anadolu Beylikleri ciltciliğidir296. Rûmî denilmesinin sebebi, Selçuklular zamanında Anadolu’ya Diyâr-ı Rum denilmesinden dolayıdır297 Geometrik bezemeler bu üslûpta

biraz daha giriftleşmiş ve stilize edilmiş bitki motifleri de cild bezemeleri arasına girmiştir298. Aslında buna ''Anadolu Cildleri'' demek gereklidir. Çünkü Moğol

istilasından önce Anadolu’da Selçuklu kitap ve cild san’atı vardır. Bu ciltler Anadolu Osmanlı ciltlerinin başlangıcını meydana getirmiştir299.

1.8.6. Memlûk

Memlûk Türkleri’nin, Mısır’da ortaya koydukları, Arap üslûbuyla karışık olan Memlûk üslûbu birçok yönüyle Rûmîye benzer; XV. ve XVI. yy. başlarında da Osmanlı üslûbuyla paralellik gösterir. Bu tarzda yapılan ciltlerin çoğu Kayıtbay (1468–1496) ile Kansû Gavri (1501–1516)’ye ithaf edilmiştir300.

1.8.7. Mağribî

Endülüs, Sicilya ve Fas’ta gelişmiştir. Arap üslûbunu andırır; İspanya ve Sicilya yoluyla Avrupa ciltciliğini etkilemiştir. Renk, ağırlıklı olarak kahverenginin bütün tonları ile siyahtır. Yuvarlak, girift geometrik şemseler çok görülür. Cilt kenarlarında mutlaka zencirek veya bordür vardır301.

Benzer Belgeler