• Sonuç bulunamadı

Bu bölümde, ses eğitimi ve müzik eğitimi alanında program geliĢtirme ile ilgili yurtiçi ve yurt dıĢında yapılan yayın ve araĢtırmalara yer verilmiĢtir.

Ses Eğitimi Ġle Ġlgili AraĢtırmalar

ġahin (1995), “Ses Perdeleri ve Vibrato” isimli yüksek lisans tezinde, registerlerin (ses bölgeleri) tarihsel süreç içindeki tanımı ve ses eğitimindeki önemi, vibrato ile ilgili genel bilgiler, vibratonun oluĢumu, teknik, müzikal ve duygusal açıdan vibratonun kontrolü ve geliĢtirilmesi konularını ele almıĢtır. AraĢtırmada, gırtlak anatomisine ve sesin oluĢumu ile ilgili bilimsel geliĢmelere de yer verilmiĢtir.

Akdamar (1996), “Ses Eğitiminde Rezonans” isimli yüksek lisans tezinde, ses ve sesi oluĢturan organların anatomik yapıları ile fonksiyonlarına, ses ile ilgili teorilere, ses eğitimi açısından rezonansın oluĢumu, incelenmesi ve önemine, Türk dilinin fonetik yapısına ve ses çalıĢmalarına yer vermiĢtir.

Ebedi (1996), yüksek lisans tezi olarak sunduğu “Ses Eğitiminde Artikülasyon” isimli araĢtırmasında, ses eğitiminde artikülasyon konusunu ele almıĢ ve artikülasyonun önemine değinmiĢtir. AraĢtırmada, solunum ve sesin oluĢumu, doğru artikülasyon için harflerin ve hecelerin nasıl kullanılacağı açıklanmıĢ, ses eğitimiyle birlikte, artikülasyon eğitimi alınmasının gerekliliği üzerinde durulmuĢtur.

ġengül (1997), “Müziğin Psikolojik Temelleri Bakımından Ses Eğitiminin Ġncelenmesi” konulu yüksek lisans tezinde, ilköğretim okullarının 7. sınıflarında, müziğin psikolojik temelleri açısından ses eğitimi uygulamalarının, program- öğrenci-öğretmen bazında ne ölçüde gerçekleĢtiğini incelemiĢ ve önerilerde

bulunmuĢtur. AraĢtırma, belirlenen üç okuldan 105 öğrenci ile ilköğretim okullarında görevli 11 öğretmene anket uygulanarak yürütülmüĢtür. Anket sonuçları, müziğin psikolojik temellerinin, ses eğitimine katkı sağladığı yönündedir.

Hesapçıoğlu (1997), yüksek lisans tezi olarak sunduğu “Müzik Eğitiminde Ses Eğitiminin Oynadığı Rol” isimli araĢtırmasında, sesin özellikleri, ses organları ve fonksiyonları, iĢitme organı ve fonksiyonu ile müzik eğitimi ve bu eğitim içinde yer alan ses eğitiminin uygulanıĢı ile ilgili bilgilere yer vermiĢtir.

Polat (1999), “Ergenlik Dönemindeki Ses Problemleri” konulu yüksek lisans tezinde, ergenlik dönemi ve ergenlik döneminde ortaya çıkabilecek ses problemlerini incelemiĢtir. AraĢtırmada, cinsiyet farklılıkları açısından ne tür sorunlar yaĢandığı ele alınarak, bu sorunların aĢılmasında, okul, aile ve ses eğitimcilerinin koordineli olarak çalıĢmalarının gerekliliğine değinilmiĢ ve ergenlik dönemi ses eğitimine yönelik çeĢitli yaklaĢımlara ve önerilere yer verilmiĢtir.

Metin (2001), “Ġnsan Sesinde Fizyolojik DeğiĢim ve GeliĢim (Mutasyon) Döneminin ġarkı Söylemeye Etkilerinin Ġncelenmesi” konulu yüksek lisans tezinde, ergenlik döneminde değiĢen sesin gençler üzerindeki etkileri, ergenlik döneminde Ģarkı söylemenin taĢıdığı önem ve gençlerin Ģarkı söylemeye bakıĢı, ailede, okulda ve çevrede Ģarkı söylemeye verilen önem, ergenlik dönemine geçiĢte ne derece hazırlıklı olunduğu, müziğin gençler üzerindeki etkileri ve dinlenen müzik türleri ile ilgili konuları ele almıĢtır. Ayrıca, sesin oluĢumu ve özellikleri, ses ve solunum organları, ergenlik çağı ile bu çağda seslerde karĢılaĢılabilecek sorunlar ve çözüm önerileri ile sesin korunması konularına da yer verilen araĢtırmada, Bolu ilinde bulunan ilköğretim okulları ve liselerde öğrenim gören 180 öğrenciye anket uygulanmıĢtır.

Kaya (2006), yüksek lisans tezi olarak sunduğu, “Müzik Öğretmenliği Programı 1.sınıf Öğrencilerinin Bireysel Ses Eğitimi Dersindeki BaĢarılarını Etkileyen Faktörler” konulu araĢtırmasında; Eğitim Fakülteleri Güzel Sanatlar Eğitimi Bölümü Müzik Öğretmenliği Programı 1. sınıf öğrencilerinin, BSE

dersindeki baĢarılarını etkileyen faktörleri, öğrenci görüĢleri doğrultusunda inceleyerek değerlendirmiĢtir. Öğrencilere uygulanan anketin değerlendirilmesi sonucunda, öğrencilerin baĢarılarını etkileyen faktörler, olumlu ve olumsuz olmak üzere iki Ģekilde ele alınmıĢtır. AraĢtırmada, bulgulardan elde edilen sonuçlar doğrultusunda, olumlu faktörlerin devamına ve olumsuz faktörlerin önlenebilmesine yönelik öneriler sunulmuĢtur.

Evren (2006), “Ses Eğitimi Yöntemlerinin Ses Hastalıklarının Tedavisinde Kullanımı” konulu yüksek lisans tezinde, ses eğitimi yöntemlerinin, ses hastalıklarının tedavisinde kullanılabilirliğini araĢtırmıĢtır. Bu amaçla, Konya Selçuk Üniversitesi Meram Tıp Fakültesi K.B.B. Anabilim Dalı‟na ses bozukluğu Ģikâyetiyle baĢvuruda bulunan 15 hastanın, muayene, teĢhis ve tedavileri konunun uzmanı tarafından belirlenip, ses eğitimi önerilen 3 hastanın tedavisinde kullanılan ses eğitimi yöntemleri, yine uzman tarafından uygulanmıĢtır. Hastaların teĢhis ve tedavi aĢamalarında, videolarengostroboskopik incelemeler yapılmıĢtır. Bu incelemelerden elde edilen kayıtlardan, yapılan ses eğitimi çalıĢmaları ve uygulanan form sonuçlarından elde edilen veriler, bu alanda yapılmıĢ diğer çalıĢmalara ve uzman kiĢilerden elde edilen bilgilere göre değerlendirilmiĢtir. AraĢtırmada, ses eğitimi uzmanları tarafından kullanılan ses eğitimi yöntemlerinin, ses hastalıklarının tedavisinde kullanılabileceği sonucu ortaya çıkmıĢtır. Hastaların, tedavi süresince çalıĢmalara düzenli olarak ve en az 2,5- 3 ay süreyle katılmasının, sonuç üzerinde etkili olacağı düĢüncesi de belirtilmiĢtir.

Aytekin (2006), “Müzik Öğretmenliği Programlarında Bireysel Ses Eğitimi Sürecinin Akustik Ses Parametreleriyle Ġzlenmesi” konulu yüksek lisans tezinde, Gazi Üniversitesi Müzik Öğretmenliği Anabilim Dalı I. Sınıf öğrencilerinin, ses eğitimi süreci öncesi ses performansları ile 7 aylık ses eğitimi sonrası ses performanslarındaki geliĢimlerini karĢılaĢtırmıĢtır. AraĢtırmada, ses eğitimi sürecinin izlenmesine ve analizine dayanarak, elde edilen sonuçlar doğrultusunda, öğrencilerin ses performanslarındaki geliĢimin belirlenmesi ve eğitim sürecinin daha verimli olmasına katkı sağlayacak öneriler getirilmesi amaçlanmıĢtır. AraĢtırmada, Voice Range Profile (Fonotogram) programı kullanılarak ses analiz testi yapılmıĢtır. Bunun

için, random yöntemiyle, 10 bayan, 5 erkek olmak üzere toplam 15 kiĢi belirlenmiĢtir. Ses analizleri öncesinde, her öğrenci, K.B.B. (kulak, burun, boğaz) uzmanı tarafından incelenmeye alınmıĢtır. Ölçümler; Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Prof. Dr. Necmettin Akyıldız ĠĢitme, KonuĢma, Denge Bozuklukları Tanı, Tedavi ve Rehabilitasyon Merkezi Ses Laboratuarında (Computer Speech Laboratory), bilgisayar ortamında “Voice Range Profile” programı kullanılarak, konunun uzmanı tarafından yapılmıĢtır. Ölçümler sonunda elde edilen veriler, SPSS istatistik paket programında Wilcoxon Sıra Toplamı testi ile karĢılaĢtırılmıĢtır. AraĢtırma sonunda, ses eğitiminin, bir öğretim yılı boyunca ses kalitesine olumlu olarak yansıdığı görülmüĢtür.

Yiğit (tarihsiz), koro çalıĢmaları kapsamında yapılan, bedensel hazırlık ve rahatlama çalıĢmaları ile soluk ve ses eğitimi uygulamalarının, çocuklarda, sesi doğru kullanma alıĢkanlığı kazanma ve ses aralığının geliĢimine etkilerini araĢtırmıĢtır. AraĢtırmada, 8-12 yaĢ grubunda, 8 ay süreyle programlı ses eğitimi alan 36 öğrencinin ses aralığı, bir dizi içinde, sesi doğru kullanmaya iliĢkin davranıĢları ise, sınıf öğretmenleri ve velileri ile görüĢme yapılarak değerlendirilmiĢtir. Değerlendirme sonunda, koroda düzenli olarak uygulanan ses eğitimi çalıĢmalarının, çocuklarda ses aralığının geliĢmesinde ve sesi doğru kullanma alıĢkanlıklarının kazanılmasında belirgin etkilerinin olduğu saptanmıĢtır.

Jaffurs (2000), öğrencilerin Ģarkı söyleme baĢarısı ile tonal yetenekleri arasındaki iliĢkinin anlaĢılması amacıyla bir araĢtırma, yapmıĢtır. Michigan‟daki bir ilköğretim okulunda öğrenim gören 4. sınıf öğrencilerinden oluĢan 56 kiĢi üzerinde gerçekleĢtirilen araĢtırma sonucunda, öğrencilerin Ģarkı söyleme baĢarısı ile tonal yetenekleri arasında bir iliĢki olduğu belirlenmiĢtir.

Hale (2006), ilköğretim birinci ve ikinci sınıflarından oluĢan 150 öğrenci üzerinde; öğrencilerin seslerine ve sesin cinsiyetle ilgisine, Ģarkı söyleme yeteneğine, Ģarkı söyleme aktivitesine katılımlarına ve gelecekte Ģarkı söyleme aktivitelerine olan ilgilerine karĢı tutumlarını incelemek amacıyla bir araĢtırma yapmıĢtır. AraĢtırmada, öğrencilerin Ģarkı sesine karĢı tutumları ile bireysel olarak Ģarkı söyleme aktivitesine

katılımlarının düzeyi ve gelecekte Ģarkı söyleme aktivitelerine olan ilgileri arasında bir iliĢki olduğu belirlenmiĢtir. Kendi seslerine karĢı olumlu tutuma sahip olan öğrencilerin, Ģarkı söyleme aktivitesine katılımlarının yüksek düzeyde olduğu ve gelecekte Ģarkı söyleme aktivitelerine olan ilgi ve eğilimlerinin de daha fazla olduğu saptanmıĢtır. ġarkı söylemeye karĢı olumlu tutumlarla, özellikle Ģarkı söylemeye katılımla ilgili olumlu tutumlar arasında iliĢki olduğu belirlenmiĢtir. Cinsiyetle ilgili olarak; kızlar, kendi Ģarkı sesleri, Ģarkı söylemeye katılımları ve gelecekte Ģarkı söyleme aktivitelerine olan ilgileri konusundaki sorulara daha olumlu yanıtlar vermiĢlerdir. ġarkı söyleme yeteneği ile bireysel olarak Ģarkı söylemeye karĢı tutum arasında negatif bir korelasyon bulunmuĢtur. AraĢtırmada yer alan açık uçlu sorular, öğrencilerin, Ģarkı sesine karĢı tutumları ile tek baĢına ve birlikte söyleme konusunda duygularının anlaĢılması için sorulmuĢtur. Açık uçlu sorular, ek bilgi ve öğrencilerin algılarına yönelik detaylı bilgi sağlamak amacıyla kullanılmıĢtır. AraĢtırmanın bulgularına dayalı olarak, gelecekte yapılacak araĢtırmalar ve uygulamalar için öneriler de sunulmuĢtur.

Rao (1988), performans tekniklerinin öğretiminin, estetik eğitimi olarak müzik eğitiminin amaçlarına katkıda bulunup bulunmadığı konusunda bir araĢtırma yapmıĢtır. AraĢtırmanın amacı, tekniğin doğasını ve onun müziği oluĢturmadaki rolünü, tekniğin özel bir çeĢidi olarak Ģarkı söylemeyi ve teknik ile Ģarkı söyleme tekniği arasındaki iliĢkiyi, birbirini etkileyen estetik davranıĢları içeren bir süreç olarak; “amaçlar, araçlar ve sonuçlar” yönünden incelemektir. AraĢtırmada, tekniğin doğasına yönelik bilimsel bir açıklama geliĢtirmek için, geniĢ bir çeĢitliliğe sahip, karĢıt felsefi görüĢleri içeren ciddi bir araĢtırma yapılmasının gerekliliği belirtilmiĢtir. Bu görüĢ ve yaklaĢımlar Ģunlardır:

Ekspresyonist (dıĢavurumcu) yaklaĢımlar Klasik görüĢler

ÇağdaĢ yaklaĢımlar Psikolojik yaklaĢımlar

Birinci bölümde; teknik, sanat olarak yeniden tanımlanmıĢtır. Sanat, insan bedeninin yetenek gerektiren amaçlar için kullanıldığı, zeka ya da yöntemsel bilginin

uygulamalı bir formudur. Sanat, yeteneğe ve anlamaya dayalı olarak bir iĢin-Ģeyin yapılması ya da baĢarılmasıdır.

Ġkinci bölümde; sanatın doğasını ve sanat ile müziksel estetik deneyim arasındaki iliĢkiyi açıklamak için, ses bilimi, psikoloji ve ses pedagojisi ile Ģarkı söyleme olgusu çok boyutlu incelenmiĢtir. ġarkı söyleme; sesin, biyolojik, psikolojik, duygusal ve estetik yönleriyle, özel bir Ģekilde kullanılması olarak tanımlanmaktadır. ġarkı söyleme sanatı, yeteneğe ve anlamaya dayalı müzik yapmada, sesin ustaca değiĢtirilmesi, kontrol edilmesi ve kullanılmasıdır.

Müzik eğitiminde, müzikal bir yetenek olarak Ģarkı söyleme, hem bir amaç, hem de bir araç davranıĢı olarak anlaĢılabilir. Bir araç olarak Ģarkı söyleme; bilgi, analiz ve değerlendirme gibi zeka etkileĢimlerinin çeĢitliliğini içeren bir kavrama biçimidir. Bir amaç davranıĢı olarak Ģarkı söyleme yeteneği ise, müziksel deneyimin, duygusal, algısal ve yaratıcılık olmak üzere çeĢitli düzeylerini içermektedir.

AraĢtırmanın sonunda, estetik eğitimi olarak, ses müziği eğitimine, Ģarkı söylemedeki düĢünce sanatını uygulama konusunda öneriler getirilmiĢtir.

Ferranti (2004), ses eğitiminde register konusunu tarihi bir yaklaĢımla ele aldığı çalıĢmasında, Tosti, Mancini ve Garcia gibi eski ses eğitmenlerinin register konusundaki öğretilerine yer vermiĢ, ses registerleri konusunda, eski eğitim anlayıĢı ve çağdaĢ yaklaĢımlar ile eski ve yeni ses eğitmenleri arasında bir karĢılaĢtırma yapmıĢtır.

Kim (2005), dört büyük Amerikalı ses eğitmeni; Appelman, Reid, Vennard ve Miller tarafından ses eğitiminde uygulanan solunum kontrolü çalıĢmaları konusunda bir araĢtırma yapmıĢtır. Solunum konusunun ve Ģarkı söylemede doğru solunumun ele alındığı çalıĢmada, solunum sürecinin anlaĢılması için, anatomi ve fizyolojinin bilinmesinin önemine ve solunum sisteminin nasıl çalıĢtığının anlaĢılması gerektiğine değinilmiĢtir. Bu amaçla, araĢtırmanın birinci bölümünde; solunum sisteminin anatomisine, ikinci bölümünde; Amerikalı dört ses eğitmeninin

solunum tekniklerine, ayrıca doğru ve etkili solunumun geliĢtirilmesi için, Appelman, Vennard ve Miller tarafından önerilen bazı solunum çalıĢmalarına yer verilmiĢtir.

Weiss (2005), tarafından yapılan ve Aleksander Tekniği‟nin prensiplerine ve uygulamalarına dayanan araĢtırmada, bu prensip ve uygulamaların, ses eğitiminde etkili bir Ģekilde nasıl kullanılabileceği konusu ele alınmıĢtır. Sertifikalı bir Aleksander öğretmeni olan Weiss, bu konudaki bilgilerini, farklı beden-zihin teknikleri ve ses pedagojisi konusundaki bilgileriyle birlikte ele alarak, farklı beden- zihin teknikleri ve ses eğitimi yaklaĢımları ile Aleksander Tekniğini karĢılaĢtırmıĢtır.

AraĢtırmanın birinci bölümünde; Aleksander Tekniği ile ilgili bilgilere ve bu tekniği destekleyen, ses pedagojisi ile ilgili literatüre yer verilmiĢ, bazı kaynaklarda Aleksander Tekniği ile ilgili prensiplerin bulunabileceği belirtilmiĢ ve bu kaynaklarda belirtilen ses eğitmenlerinin ses eğitimine yaklaĢımlarıyla, Aleksander öğretmenlerinin yaklaĢımlarının bir karĢılaĢtırması yapılmıĢtır. Ayrıca, faklı beden-zihin teknikleri ile Aleksander Tekniği arasındaki benzerlik ve zıtlıklara değinilmiĢtir.

Ġkinci bölümde; Ģarkı söyleme ile ilgili, postür, solunum ve performans konuları ele alınmıĢ, bu konular, Aleksander‟ın kendisi, Aleksander öğretmenleri, farklı beden-zihin tekniklerinin eğitmenleri, ses eğitmenleri ve Ģarkıcıların konulara bakıĢıyla tartıĢılmıĢtır. Ayrıca postür ve solunumla ilgili anatomi bilgilerine yer verilmiĢ, bilinçli bir dikkatle yapılan çalıĢmalar ile performans arasındaki iliĢkiye de değinilmiĢtir.

Weiss, çalıĢmasında, Aleksander Tekniği, beden-zihin teknikleri, ses eğitimi kitapları, anatomi ve ses bilimi konularında, yazılı kaynaklardan oluĢan detaylı bir bibliyografya da sunmuĢtur.

Rock (2005), soprano seslerle sınırlı olarak gerçekleĢtirdiği araĢtırmasında, sağlıklı ses tekniğini oluĢturan öğelere yönelik temel bilgilerin öğrenilmesi için,

repertuar içinde ses tekniği uygulamalarının anlaĢılması gerektiğini belirtmektedir. AraĢtırma, sağlıklı ses üretimi konusunda, 19. yüzyılın eski bir Ġtalyan ses eğitimi okulundaki uzman ses eğitmenlerinin görüĢlerinden, 20. yüzyılın çağdaĢ ses eğitmenlerinin görüĢlerine doğru genel bir değerlendirme sunmaktadır. Ayrıca, soprano seslerde yaygın olan ses hataları ve bu hataların ses alıĢtırmaları yoluyla düzeltilmesi incelenmiĢtir. Son bölümde, repertuar belirlemenin öğelerine, bir Ģarkıyı öğrenme yöntemlerine, düĢünme ve kafada canlandırmanın ses tekniği üzerindeki etkilerine, Ģarkı söylemede artikülasyona ve belli ses hatalarının düzeltilmesi için, uygun ses ve Ģarkı literatürünün seçilmesi konusuna yer verilmiĢtir.

Price (2006), araĢtırmasında, konuĢma sesinin, Ģarkı söyleme sesi üzerindeki etkilerinin anlaĢılması için, konuĢma sesi ile Ģarkı söyleme sesi arasındaki iliĢkiyi ele alarak, ikisi arasındaki bağıntıları bulmayı amaçlamıĢtır. AraĢtırma sonucunda, konuĢma sesi, Ģarkı sesine göre daha çok kullanıldığından, Ģarkı sesinin daha iyi kullanılması için, önce konuĢma sesine yönelik eğitimin gerekli olduğu saptanmıĢtır.

Chen (2006), Ģarkı söyleme eğitimi sırasında, sözsel imgelerin rol ve etkinliği konusunda, bir durum çalıĢması ve bilgisayarlı ses analizine dayalı bir araĢtırma yapmıĢtır. AraĢtırmacıya göre; ses eğitmenlerinin görüĢleri ve ses eğitimi ile ilgili literatür araĢtırıldığında, sözsel imgelerin (örneğin; “bir elmayı ısırırmıĢ gibi Ģarkı söylemek”), fiziksel duyular, vokal özellikler, müziksel yorumlamalar ve ses üretimi konseptleri üzerinde, en az uygun ses kalitesinin yakalanmasında olduğu kadar etkili olduğu gözlemlenmektedir. Hem bu uygulamayı yapan profesyoneller, hem de araĢtırmacılar, sözsel imgelerin, modern ses eğitim ve öğretimi için bir temel olduğunu savunmaktadır. Ancak, bu görüĢlerin yanı sıra, Ģarkı söyleme eğitimi için bu tekniğin ne derece yararlı olduğunu gösteren detaylı bir çalıĢma yapılmamıĢtır.

AraĢtırmanın amacı, seçilmiĢ dört önemli ses eğitmeninin görüĢleri ve ses eğitimi alanında üniversite öğrenimine devam etmekte olan dört öğrencinin, bilgisayar akustik analizi üzerine görüĢlerine dayanarak yapılan analizler sonucu, sözsel imgelerin, ses eğitimine olan etkilerinin gözlemlenmesi ve analiz edilmesidir.

GörünüĢte farklı olan bu iki yaklaĢım biçiminin kullanılması, araĢtırmanın iki farklı bakıĢ açısı ile değerlendirilmesini sağlamaktadır. Bu avantajların birincisi, pedagojik mantık ve pratikten yararlanılması, ikincisi ise, bilgisayar akustik analizi sayesinde elde edilen teknik objektiflikten yararlanılmasıdır.

AraĢtırma sonucu elde edilen bulgular, incelenen derslerde ses eğitmenlerinin 5-9 dakika ortalaması ile sözel imgeleri kullandığını ortaya çıkarmıĢtır. Bunun yanında, daha ileri seviyelerdeki öğrencilerde bu kullanımın azaldığı da gözlenmiĢtir. Ġncelenen dört sözel betimlemenin içerisinden (fizyolojik obje imgelemesi, fizyolojik imgeleme, müziksel kavramsal imgeleme ve müziksel olmayan kavramsal imgeleme) müziksel olmayan imgelemelerin en çok kullanılan teknik olduğu gözlenmiĢtir. Bundan sonra sırasıyla, fizyolojik imgeleme, fizyolojik obje imgelemesi ve müziksel kavramsal imgeleme en çok kullanılan tekniklerdir. Sonuçlar, sözsel imgelemenin öğrencilerin geliĢmesine çok fazla bir katkısı olmadığını, ses eğitmenlerinin aynı sözsel imgelemeleri, ses eğitimine katkısı olması için bazı küçük değiĢiklikler yaparak kullandıklarını göstermektedir.

AraĢtırmanın görüĢme aĢamasında, eğitimcilerin, sözsel imgelemelerin ses mekanizmasının karmaĢık yapısının anlaĢılmasına ve ses problemlerinin düzeltilmesi için bazı fiziksel hareketlerin yapılmasına yardımcı olacağı kanısında oldukları gözlemlenmiĢtir. Bunun yanı sıra, ses eğitmenleri, sözsel imgelemenin özellikle kendiliğinden (spontane) çalıĢtırıldığı zaman etkili olacağını savunmuĢlardır; çünkü her sözsel imgelemenin, öğrencinin gereksinimi ve yeteneğine göre, özel olarak belirlenmiĢ sorunların çözümü için tasarlanmıĢ olduğunu öne sürmektedirler. Ses eğitmenleri diğer yandan, sözsel imgelemeleri kullanırken Ģu üç adımın son derece önemli olduğunu vurgulamıĢtır: 1. Vokal problemin analizi, 2. Sözsel imgelemenin verilmesi, 3. ġarkı söyleme tekniğinin ve müziksel yorumun düzeltilmesi. Sonuçlar aynı zamanda, ses eğitimi sırasında iki ana sözsel imgelemenin kullanıldığını da göstermiĢtir: 1. Ders sırasında eğitim-öğretim konusu belirleme (belirli bir ses problemini çözmek için, aynı sözsel imgelemeleri kullanma) 2. Bir ses problemi için, birden fazla sözsel imgeleme tasarlama ve kullanma.

AraĢtırmanın, Bilgisayarlı KonuĢma Laboratuarlarında elde edilen bilgisayar akustik analizlerinden oluĢan bölümünde, kiĢiler üzerinde özellikle sesin Ģiddeti dikkate alınarak yapılan ölçümlerle, sözsel imgelemelerin uygulanması öncesinde ve sonrasında oluĢan değiĢiklikler gözlemlenmiĢ ve analiz edilmiĢtir. Uygulanan t-testleri ve kiĢisel öğrenci bilgileri analizleri sonucunda elde edilen bulgular, sözsel imgeleme öncesi ve sonrasında, çok büyük bir farklılığın ortaya çıkmadığını göstermiĢtir. Ancak bununla birlikte, sözsel imgelerin etkilerinin durumdan duruma bazı farklılıklar gösterdiği, ses basıncı seviyesine, ses perdelerinin ayarlanmasına ve Ģarkı söyleme gücü oranına olumlu katkıları olduğu gözlemlenmiĢtir.

Müzik Eğitiminde Program GeliĢtirme Ġle Ġlgili AraĢtırmalar

Uçan (1982), “Gazi Yüksek Öğretmen Okulu Müzik Bölümü Müzik Alanı Birinci Yıl YetiĢeğinin Değerlendirilmesi” konulu doktora tezinde, programın yapısını ve etkinliğini belirlemeyi ve araĢtırmanın sonuçları yönünde öneriler sunarak, program geliĢtirme çalıĢmalarına katkıda bulunmayı amaçlamıĢtır.

1980-1981 öğretim yılının birinci ve ikinci yarıyıllarında, Gazi Yüksek Öğretmen Okulu Müzik Bölümü birinci sınıf öğrencileri üzerinde gerçekleĢtirilen araĢtırmada, görüĢme tekniği, kaynak tarama, giriĢ, vize ve final sınav sonuçları ile veri toplanmıĢtır. Değerlendirmede, program hazırlama esasları ve programın hedefleri ölçüt olarak alınmıĢtır.

AraĢtırmada elde edilen sonuçlar Ģunlardır:

1. Müzik alanı birinci yıl yetiĢeği, içerdiği öğeler ve hazırlanmasında izlenen yaklaĢım açısından, eğitimde yetiĢek geliĢtirme esaslarına uygun değildir.

2. YetiĢekteki dersler arasında, anlamlı derecede dayanıĢıklık ve aĢamalılık iliĢkisi bulunmaktadır.

3. Hedeflerin gerçekleĢtirilmesinde, yetiĢeğin etkililik derecesi geçerli öğrenme düzeyindedir.

4. YetiĢekte bulunan toplam 12 dersten 11‟i, hedeflerin gerçekleĢtirilmesi açısından etkili bulunmuĢtur.

Bilen (1983), “Müzik Öğretmeni YetiĢtiren Kurumlarda Okutulan Müzik Öğretim Yöntemleri Dersinin Program GeliĢtirme Açısından Değerlendirilmesi” konulu yüksek lisans tezinde, “Müzik Öğretim Yöntemleri” dersi programının geliĢtirilmesine yönelik somut öneriler getirebilmeyi amaçlamıĢtır. Bu amaçla, bu dersi okutan öğretim elemanları ile son sınıf öğrencilerine anket uygulanarak toplanan veriler, bilimsel yöntemlerle çözümlenmiĢtir. Sonuçlar değerlendirildiğinde, “Müzik Öğretim Yöntemleri” dersinin amaçlarının açık olmadığı, ders içeriğinin amaçlara yeterince hizmet etmediği, derse yönelik kaynakların yetersiz olduğu, dersin teorik bölümünün değerlendirme tekniklerinin uygun, ancak uygulama

Benzer Belgeler