• Sonuç bulunamadı

Ġkincil çekirdeklenme ile oluĢan kopolimer partikülleri nedeniyle eĢ boyutluk kontrol

AFİNİTE KROMATOGRAFİSİ  Hidrofobik EtkileĢim Kromatograf

3. Ġkincil çekirdeklenme ile oluĢan kopolimer partikülleri nedeniyle eĢ boyutluk kontrol

edilemeyeceği için son ürünün boy dağılımı geniĢ olabilir.

Bu yöntem genellikle oluĢan tek boyutlu partiküle çok küçük miktarda komonomerin eklenmesi için uygun bir yöntemdir. Tek boyutlu poli(St/ AAm), poli(St/HEMA), poli(St/AAc) ve poli(St/AAm/AAc) lateksler direk emülsiyon kopolimerizasyon yöntemiyle hazırlanmıĢtır (Tamai ve ark., 1989). Bir baĢka çalıĢmada hidroksil grup taĢıyan poli(St/DVB) partikülleri polimerizasyon reçetesinde PVA‟yı stabilizatör olarak içeren çok basamaklı emülsiyon polimerizasyonu tekniği ile elde etmiĢtir. Reaktif gruplar içeren, stiren-akrilonitril (S/AN) ve stiren-glisidil metakrilat (S/GMA) “coreshell” emülsiyon kopolimerizasyonu veya yüzey aktif madde içermeyen emülsiyon kopolimerizasyonu yöntemiyle hazırlanmıĢtır.

2.3. Önceki Çalışmalar

Öncel (2004) poli(HEMA-MAPA) hidrofobik partikülleri üzerine 25 mg/g lizozim adsorpsiyonu olduğunu rapor etmiĢlerdir.

Yoon ve ark. (2005) doğal su ve nehir suyu içinde bulunan 3 H – etiketli 17-β- estradiolü toz haline getirilmiĢ aktif karbon (PAC) üzerine adsorplama çalıĢmasını

36

yapmıĢlar. Ayrıca toz haline getirilmiĢ aktif karbonun (PAC) farklı deriĢimlerinin E2 üzerine etkisini ve NaCI, Na2SO4, CaCI2 tuzlarının adsorpsiyona etkisini

araĢtırmıĢlardır. Örneklerdeki 3 H radyo iĢaretli 17-β-estradiol(E2) miktarını ölçmek için sıvı sintilasyon sayımını kullanmıĢlardır. Sıvı sintilasyon sayacının saptama sınırı 0,005 nM(1.36 ng /L) olarak saptanmıĢ. Aktif karbonun su arıtma tesislerinde uygun bir teknoloji oldunu bulmuĢlar.

Türkmen ve ark. (2008) antikor arıtma için hidrofobik nanoküreler içeren fenilalanin hazırlamıĢlardır. Hidrofobik monomer olarak N Methacryloyl-(L)- fenilalanin metil ester (MAPA)‟ı kullanılarak yaklaĢık olarak 158 nm büyüklüğündeki yeni bir hidrofobik nanosferler, sulu bir dispersiyon ortamına bağlı bir Ģekilde, MAPA ve HEMA‟nın yüzey aktif serbest emülsiyon polimerisasyonu tarafından üretmiĢler. Özel gözeneksiz yüzey alanda nanoküreler 1874 m2

/g olarak bulmuĢlar. Poli(HEMA-

MAPA) nanoküreler FTIR ve SEM tarafından karakterize etmiĢler. Nitrojen için MAPA‟nın element analizi 0,42 mmol/g polimer olarak varsaymıĢlar sonra

poli(HEMA-MAPA) nanosferler yığın sistemde Ġmmunglobulin G (lgG)‟nin

adsorpsiyonunda kullanmıĢlar. Poli(HEMA-MAPA) nanosferleri hem sulu çözeltilerde

hem de insan plazmasında kullandıkları zaman yüksek adsorpsiyon değerleri (780 mg/g) elde edmiĢlerdir. Adsorpsiyon olaylarının tipik bir Langmuir izotermini takip ettiğini gözlemiĢlerdir. lgG‟nin sürekli olarak adsorbe edilebileceği ve adsorpsiyon miktarında önemli bir kayıp olmaksızın desorbe edilebileceğini gözlemiĢlerdir.

Denizli ve ark. (2009) yumurta akından lizozim saflaĢtırmak için poli (2- hidroksi etilmetakrilat) içeren metakriloil- fenilalanin (MAPA) temelli [m-poli(HEMA- MAPA)] nanopartiküller hazırlamıĢlar ve 517 mg/g maksimum adsorpsiyon kapasitesine ulaĢmıĢlardır.

Saha ve ark. (2010) 17 beta-estradiol(E2) ve 17 alfa-etinil estradiol(EE2)‟ ün aktif karbonlar ve yüksek çapraz bağlı polimerik evreler yoluyla sudan uzaklaĢtırılmasını incelemiĢlerdir. Bu çalıĢmada ayrıca gaz kromatografisi, kütle spektroskopisi (GC/MS) kullanılarak düĢük seviyeli bir kontrol sistemi geliĢtirildikten sonra grup çalıĢmalarıyla E2 ve EE2‟nin birçok granül aktif karbon ve makronet polimer üzerindeki adsorpsiyonu araĢtırılmıĢtır. E2 ve EE2‟nin emme kapasitesini ölçmek için bütün adsorbentlere denge deneyleri yapıldı ve ortaya çıkan veriler

kullanılan geleneksel teorik tedavilerle paralel olduğu bulundu. Emicilerin daha iyi değerlendirilmesi için yüzey alanları, ortalama gözenek çapları, mikro gözenekli hacmi ve kimyasal yapılarını içeren fiziksel özellikleri ile N(2) adsorpsiyon yoluyla teorize etmiĢlerdir. Ayrıntılı karakterizasyonu taramalı elektron mikroskobu (SEM), FTIR spektroskopisi, sodyum kapasite tayini, pH, titrasyon, proton bağlayıcı eğrileri ve zeta potansiyeli ölçümleri geliĢimi ile gerçekleĢtirmiĢlerdir.

Murray ve ark. (2011) su ve atık sulardan 17-β-estradiol ve klorlanmıĢ yan ürünlerini ayrıĢtırmak için baskılı olmayan polimer parçacıklarının (NIP) yeteneklerini değerlendirmiĢlerdir. NIP atık sulardaki 10 mg/L E2 deriĢiminin % 98‟ini etkili bir Ģekilde ayrıĢtırmıĢlardır. Ayrıca sudaki 10 mg/L E2 deriĢiminde 5 mg/L klor bulunduğu zaman NIP, E2 nin klorlaĢtırılmıĢ yan ürünlerini ayrıĢtırılmasında % 84.9 etkili olduğu bulunmuĢtur.Hümik asidin 5 mg/L bulunması durumunda NIP 10 mg/L E2‟nin % 99.9 dan fazlasını ayrıĢtırmayı baĢarabilmiĢlerdir. Ayrıca10 mg/L E2, 5 mg/L hümik asit ve 10 mg /L klor ile klorlaĢtırıldıktan sonra NIP klorlaĢtırılmıĢ yan ürünlerini ve E2 nin kalıntılarınıda % 99.9 „danda daha fazla ayrıĢtırabilmiĢlerdir.

Ogata ve ark. (2011) sudan östrojenlerin ayrıĢtırılması için aktif karbon ve ozon tedavisini kullanmıĢlardır.Tekli solüsyon ve çoklu solüsyon sistemlerinin pH sı ve kimyasal oksijen taleplerini araĢtırmıĢlar.Östrojenin uzaklaĢtırılması aktif karbon miktarı ile fazlalaĢtığı bulundu. Tekli solüsyon sistemlerinde aktif karbon tarafından ayrıĢtırılan östrojen yüzdesi üçlü solüsyon sistemlerindekine göre daha fazla oluduğu bulundu. Kimyasal oksijen talebini ve pH azaltan ozon kullanılarak östrojen tamamen ayrıĢtırmıĢlardır.

Özgür ve ark. (2011) 17β-estradiol‟ün (E2) tayinine yönelik kuvars kristal mikroterazi (QCM) biyosensör hazırlamıĢlardır. QCM biyosensör, QCM çipinin altın yüzeyine E2 baskılanmıĢ poli(2-hidroksietil metakrilat-N-metakriloil-(L)-tirozin metil ester) (poli(HEMAT)) partiküllerinin tutturulmasıyla hazırlamıĢlardır. BaskılanmıĢ partiküller, E2 varlığında MAT ve EDMA‟nın miniemülsiyon polimerizasyon reaksiyonu ile hazırlanmıĢlar Ayrıca baskılanmamıĢ poli(HEMAT) (NIP) partiküller aynı yöntemle sadece ortama kalıp molekül (E2) eklenmeksizin sentezlenmiĢler. BaskılanmıĢ ve baskılanmamıĢ sensörler QCM sistemine bağlanarak hedef moleküle ait kinetik ve afinite bağlanma çalıĢmaları yapılmıĢtırlardır. BaskılanmıĢ partiküllerin,

38

baskılanmamıĢ partiküllere göre hedef moleküle (E2) daha fazla duyarlılık gösterdiğini bulmuĢlar. Sonuçta, baskılanmıĢ sensörün E2 için yüksek seçiciliğe ve duyarlılığa sahip olduğunu göstermiĢlerdir.

Üzek ve ark. (2011) nano-iğneler içeren poli(2- hidroksietilmetakrilat- matekriloilamidofenilalanin), poli(HEMA-MAPA) kriyojeller hazırlayıp plazmid DNA „ı saflaĢtırmıĢlardır. 25°C‟de, optimum pH 5.5‟de DNA adsorpsiyon kapasitesi 13.98 mg DNA/g kriyojel olarak bulunmuĢ. BaĢlangıç deriĢiminin adsorpsiyon kapasitesine olan etkisi incelendiğinde maksimum adsorpsiyon kapasitesi poli(HEMA) için 8.28 mg/g ve poli(HEMA-MAPA) için ise 45.31 mg/g olarak bulmuĢlardır ayrıca adsorpsiyon kapasitesi iyonik Ģiddet artıĢı (maksimum kapasite Na2SO4 ile elde edilmiĢtir) ve sıcaklık artıĢı ile (40°C‟de maksimum kapasite 15.69 mg/g‟dır) artını bulmuĢlardır.

Li ve ark. (2012) granül aktif karbon(GAC) reaktöründen elde ettikleri biyolojik aktif karbonu (BAC) kullanılarak 17-β-estradiolü içme suyundan arındırmıĢlardır. GAC içeren reaktöründen (kolunundan) 20 µg/L içeren 17-β-estradiolü geçirdiğinde 200 ng/L konsantrasyona sahip 17-β-estradiol elde etmiĢlerdir. Sonra BAC ile denediklerinde reaktörden (kolunundan) 17-β-estradiolün konsantrasyonunu 50 ng/L olarak bulmuĢlardır. Buna göre BAC ile yapılan ayırma GAC ile yapılan ayırmadan daha iyi olduğunu görmüĢlerdir.

Han ve ark. (2013) suda öncelikli kirletici olan etinilestradiolün(EE2) adsorbant olarak sanayi tipi poliamid 612( PA612) partikülleri kullanarak sulu çözeltilerden hızlıca seçici bir Ģekilde uzaklaĢtırılmasını incelemiĢlerdir. Ġzoterm çalıĢmalar, gözenekli olmayan düĢük yüzey alanlı (20 m2

/ g) PA612 parçacıkların sudaki EE2 için maksimum adsorpsiyon kapasitesi olan 25.4 mg/g „a sahip olduğunu gösterdi ki bu da iki adet aktif karbon adsorbenti (10.4-27.6 mg/g) ile kıyaslanmasıyla elde edilen sonuçlardan daha yüksek olduğunu ya da karĢılaĢtırılabilir olduğunu bulmuĢlar. PA612‟ deki EE2‟ nin adsorpsiyonun yalancı ikinci dereceden kinetik parametreler izlediğini bulmuĢlar bu da yüksek bir adsorpsiyon oranı ile aktif karbonunkini aĢarak 5.3‟ ten 22,4 olarak bulunmuĢtur. Ayrıca su tuzluluğu (NaCI, 1 mM - 1M),metal iyonları(K(I), Ca(II), ve Zn(II); 0.1 M),doğal organik maddeler (hümik asit, 0.2-5

mg/L)ve pH derecesi (4.8-9.1) içeren bir dizi su kimyası parametrelerde PA612‟ nin EE2 adsorpsiyonun yüksek seçicilikte olduğunu gözlemiĢlerdir.

Türkoğlu (2014) 17-β-estradiol (E2) tayini için E2 baskılanmıĢ yüzey plazmon rezonans (SPR) sensörü hazırlamıĢlardır. E2 baskılanmıĢ SPR sensörlerin duyarlılığını belirlemek için farklı deriĢimlerde hazırladıkları E2 çözeltileri kullanmıĢlardır. Ayrıca SPR çipin baskılama seçiciliğinin belirlenmesi için E2 baskılanmamıĢ SPR sensör hazırlamıĢlardı.

Caka ve ark. (2015) poli(HEMA-MAPA) membrandan kurkuminin

salınımını(salgılanmasını) incelemiĢlerdir. Poli(HEMA-MAPA) membranlar UV polimerizasyon tekniği ile hazırlanmıĢlardır. Bu membranlar SEM, FTIR ve ĢiĢme çalıĢmalarla karakterize edilmiĢlerdir. Kurkuminin salınımı farklı pH ve sıcaklıklarda araĢtırılmıĢtır. Optimum ilaç salınım verimi 7.4 pH ve 37o

C ta iki saatlik bir zaman dilimi içinde % 70 oranında olduğu tespit etmiĢlerdir. Kurkuminin zamana bağlı salınımı da araĢtırılmıĢ ve kurkuminin membrandan yavaĢ salınımı 48 saatlik zaman diliminde gözler önüne serilmiĢdir.

Li ve ark. (2015) kirli su ve inek dıĢkısından 17-β-estradiol(E2) ve dietilstilbestrolü (DES) uzaklaĢtırmak için indirgenmiĢ bakteri (Strain Rhodococcus sp. JX-2 ve strain Serratia sp. S) immobilizasyonlarını kullanmıĢlardır. Bakterileri alginate ile sabitleĢtirmiĢlerdir. Ġmmobilize bakteri, serbest bakteri ve bakterisiz kontrol iliĢkilendirilmesi arasında karĢılaĢtırma yaptılar.E2 ve DES‟ sin ayrıĢtırılmasına etki eden aĢılama miktarı, pH değeri, nem içeriği ve dönüĢme zamanı gibi faktörler incelemiĢler. Ġmmobilize edilmiĢ bakteriler belli koĢullarda E2 yi % 95.85 oranında DES‟ si ise sudan tamamen ayrıĢtırabildiklerini buldular. Ġnek gübresinden ise Ġmmobilize edilmiĢ bakteriler DES‟ si %97.41 oranında E2‟yi ise tamamen ayrıĢtığı bulmuĢlardır.

40

Benzer Belgeler