• Sonuç bulunamadı

BÖLÜM 6. PROBLEMLER POTANSİYELLER VE KISITLAR

6.1. PROBLEMLER

6.1.5. Üretim Problemleri:

6.1.5.1.Bitkisel Üretim Problemleri:

a. Arazilerin parçalı olması ve amacına uygun kullanılmaması.

b. Üretim planlamasının yapılamaması

c. Sertifikalı tohumluk kullanımındaki yetersizlik. Buğday tohumluluğundaki çok çeşitlilik .

d. Girdi fiyatlarının yüksek oluşu ve yetersiz girdi kullanımı nedeniyle verim düşüklüğü.

e. Bilinçsiz , dengesiz gübre kullanımı ve toprak analizi yaptırma noksanlığı . f. Gereğinden fazla ve bilinçsiz pestisit kullanımı .

g. Satılan ürün bedelinin geç ödenmesi .

h. Yeni üretim tekniklerinin çiftçiye ulaştırılmasındaki yetersizlik . i. Anız yakılması

j. Sulanan alanlarda ürün çeşitliliğinin olmaması. Ürün deseninin büyük ölçüde buğday-ayçiçeği münavebesiyle sınırlı olması. Sözleşmeli üreticiliğin gelişmemesi.

k. Üretim alanı planlaması yapılmaması

l. Tarım sigortalarının yaygınlaşıp gelişememesi

m. Tarımda işletmelerin muhasebe kayıtlarının tutulmaması

Tarım işletmeleri miras yoluyla parçalandığı için büyük bir kısmı yeterli genişliğe sahip değildirler . İşledikleri arazi miktarı sınırlı, çok sayıda küçük ve dağınık parçalardan meydana gelmektedir. Bu da iş gücünü ve tarımsal mekanizasyonu olumsuz yönde etkilemekte , üretimde verimliliği düşürmekte , üretim maliyetini artırmakta ve dolayısıyla işletme başarısının düşmesine neden olmaktadır.

Üretimde planlamanın olmaması pazarlama sorununu gündeme getirmektedir. Çokça rastlandığı gibi bazı ürünler bir yıl değer fiyatının çok üzerinde satılırken bazı yıllar ise değil maliyeti karşılamak tarladan dahi toplanmamaktadır.

Buğday ve ayçiçeği ülkemiz genelinde olduğu gibi , bölgemizde de en önemli tarla ürünlerindendir . Kaliteli ve yeterli ürün elde etmek , kullanılan tohumluğun kalitesine bağlıdır . Çiftçilerimizin sertifikalı , bölgede denenmiş, üretim izni olan , un fabrikalarının istediği tarımsal değeri yüksek olan tohumlukları kullanmaları yetersizdir. Yeterli oranda sertifikalı tohumluğun kullanmasını satış fiyatlarının yüksek oluşu engellemektedir. Yetiştiği çevre şartlarından en az etkilenen, istikrarlı çeşitlerin seçimine yönelmelidir.

Girdi fiyatlarının yüksek oluşu , bazı bölgelerde yeterli girdi kullanımını engellemekte , dolayısıyla verim düşüklüğü problemi yaşanmaktadır .

Yeterli ve düzenli mahsul için bilinçli gübreleme yapılması gerekmektedir . Bu ise toprak analizi yaptırıp , gübreleme tavsiyelerine uymakla mümkündür . Üreticilerin gereğinden fazla gübre , özellikle azot kullandıkları görülmektedir .Toprak tahlili konusuna önem vermedikleri gibi , ihmalkar davranmaktadırlar . Bilinçsiz bir şekilde yapılan gübreleme , verimi olumsuz yönde etkilemektedir .

Bitkisel üretimde zirai mücadelenin yeri önemlidir . Günümüzde hala bilinçsiz ve gereksiz yere ilaçlamalar yapıldığını , yüksek dozda ve uygun olmayan ilaçların kullanıldığını görmekteyiz . Bilinçli ve başarılı mücadele sürvey çalışmalarıyla mümkündür . Bayilerden ilaçların kontrolsüz satışı engellenmeli ilaçların reçeteye bağlı olarak satılması sağlanmalıdır. yetiştirilen ve pazara arz edilen ürünlerdeki kimyasal kalıntıların mutlaka kontrol edilmesi gerekmektedir .

Araştırma kuruluşları ile yayım kuruluşları arasındaki irtibatsızlık sonucu, yapılan araştırmalar ve yeni bulgular araştırma kuruluşlarının raflarında kalmakta, üreticiler yeni teknikler konusunda bilgilendirilememektedir.

Bölgede sık karşılaştığımız önemli bir problem de anız yakılmasıdır . Trakya’nın kuru tarım yapılan hemen hemen her yerinde yaz ve sonbaharda anızın yakıldığını görüyoruz . Anızların yakılması ile erozyon zararlarının arttığı , verimin olumsuz yönde etkilendiği , toprağın fiziksel ve kimyasal özelliklerinin bozulduğunu ve toprakta organik maddenin azaldığı görülmektedir .

İlde uygulanan münavebe sistemi yetersizdir . Genellikle buğday – ayçiçeği ekim nöbeti uygulanmaktadır . Arazilerimizin yüksek oranında üst üste buğday ekimi de yapılmaktadır . Bu tür uygulamalar toprakta organik maddenin azalmasına ve toprakların çoraklaşmasına neden olmaktadır . Sulanabilen alanlar randımanlı olarak kullanılmamakta, sulama imkanı arttığı halde ilin ürün deseni çok fazla değişiklik göstermemektedir.

Üretim alanı planlaması yapılmamaktadır. Yazlıklarla kışlıklar, kuru tarım ürünleri ile sulu tarım ürünleri genelde hiçbir kıstas ve disiplin gözetilmeksizin üreticinin tercihi doğrultusunda ekilmektedir. Bu durum toprak işleme, zirai mücadele, hasad, çiftçi malları koruma, pazarlama gibi bir çok alanda sorun oluşturmaktadır.

İlde tarımsal alanda sigorta konusu gelişmemiştir. 5254 sayılı kanun yürürlükte iken tabii afetlerden dolayı bir miktarda olsa çiftçi mağduriyeti önlenirken bu yasanın yürürlükten

kalkması sonucu çiftçiler önemli kayıplara uğrayabilmektedirler. Tarım sigortaları ile ilgili tasarıların bir an önce yasalaşması gerekmektedir.

Tarımsal işletmelerin muhasebe kayıtlarının tutulmaması istatistik bilgilerin elde edilmesini engellemekte, gelişim trendi tam anlamıyla çizilememektedir. İşletmeler kar ve zarar durumlarının farkında olmadan üretimde bulunmakta ve bu da ticari amaçlı üretimin önünde bir engel teşkil etmektedir . Üreticilerin öncelikli olarak işletme yönetimi konusunda eğitilmeleri gerekmektedir.

6.1.5.2.Hayvansal Üretim Problemleri:

İl hayvancılığının problemleri, büyük oranda ülkemiz hayvancılığının problemleriyle örtüşmektedir. Bunları maddeler halinde özetlemek gerekirse;

 İşletme başına düşen hayvan sayıları düşüktür. Yetiştiriciler hayvancılığı ek gelir kaynağı olarak görmekte, optimum işletme büyüklükleri göz önüne alınmamaktadır.

İşletmelerde ki hayvan sayıları, karlı olunabilir rakamlara ulaştırılamamakta bu da, işletmelerin planlı yapılmasından, girdilerin ekonomik teminine ve yetiştiricilerin eğitilmesinden örgütlenmesine kadar her şeyi etkilemektedir.

 Hayvan başına düşen verim (et-süt ) gelişmiş ülkelerin altındadır. Hayvansal ürünlerde bakteri sayısı ve ilaç kalıntıları tüketici ve sanayici açısından problem olmaktadır.

 Hayvan bakım ve besleme modern şartlarda yapılmamaktadır. Barınaklar sağlıksız, bakım-beslemeyi zorlaştırıcı ve işçiliği artırıcı niteliktedir. Modern ve kullanışlı bir işletme deyince de; genellikle çok masraflı bir işletme anlaşılmaktadır. Oysa özellikle açık ve yarı açık sistemler hem düşünüldüğü kadar pahalı değil, hem de havasızlıktan, hareketsizlikten ve kirlilikten doğacak bir çok problemi de en aza indirmektedir.

 Yem bitkisi ekimi düşük ve yetersizdir. Bu sebeple, hayvan bakım ve besleme maliyeti artmaktadır. Altyapısı tamamlanmış faaliyet halinde bir işletmenin girdilerinin yaklaşık %70’ini bakım-besleme oluşturmaktadır. Kaba yem ihtiyacına dönük ilimizde silajlık mısır ekimi son yıllarda büyük artış göstermekle birlikte halen yeterli düzeyde değildir. Diğer yem bitkileri içinde durum aynıdır. Kesif yemin tamamına yakını işletme dışından, özellikle yem fabrikalarından karşılanmaktadır.

Bütün bunlar işletmenin ekonomikliğini ortadan kaldırmaktadır.

 Yetiştirici örgütleri (kooperatifler ve birlikler gibi ) üretim-satış gibi konularda yeterli etkinliğe ulaşmamıştır.

 Yetiştiricilik, dededen-babadan kalma meslek olarak gelip, daha bilinçli ve profesyonel yetiştiriciler etkin sayıya ve üretime ulaşamamaktadır.

 Memleketimizde tarım ve hayvancılık politikalarında, hükümetlerin değişmesiyle çok farklı uygulamalara gidilmesi söz konusudur. Projeler maalesef hedeflere ulaşılamadan bırakılabilmektedir. Sonuçta da beklenen olumlu gelişmeler sağlanamamakta, güven ortamı oluşamamaktadır.

 Yetiştiricilere üretimi karşılığında ödenen destekleme bedelleri günün ekonomik gerçeklerine uygun değildir. Devlet gerek yetiştirici, gerek yetiştirici örgütleri, gerek ürün işleyen tesisler bazında ve gerekse pazarlama boyutunda yetiştiricilere organizasyon, plan-proje ve maddi desteklerde yeterince bulunmamaktadır. Damızlık düve konusunda desteklemeler sadece alıcıya verilmektedir. Oysaki damızlık yetiştiricilerine de destekleme yapılmalıdır.

 Bölge ve ülke genellinde yaşanan ekonomik krizler, hayvansal üretimlerde ağır tahribatlar yapmaktadır. Kurak geçen yıllarda bitkisel üretimin düşük olması, yetiştiricinin kredi, kooperatif vs borçları, ailenin diğer ihtiyaçları hayvan varlıklarının ve hayvancılık işletmelerin küçülmesine veya yok olmasına neden olmaktadır.

 Hayvansal ürün tüketimi toplumumuzun sosyo-ekonomik gerçekleri nedeniyle, gelişmiş ülkelerin çok altındadır. Hayvansal ürün tüketiminin artırılması hem yetiştirici, hem de tüm toplum sağlığı, üretkenliği açısından reddedilmez bir gerçektir.

Bu nedenle okul, yurt vb. yerlerde devlet süt, yumurta vs gibi hayvansal besinlerin tüketimlerini devam ettirmelidir. Bu, yetiştiricilerin-işletmelerin gelişmesi yanında;

toplum sağlığı açısından da gereklidir.

6.1.5.3. Gıda İşletmelerindeki Sorunlar :

 Bazı gıda tesislerinin ruhsatlandırma sorunu bulunduğundan Sicil ve Üretim izinleri olmaması nedeniyle kayıt altına alınamamaktadırlar.

 Bazı sektörlerde alet-ekipman yenilenmesi ve teknolojik gelişmelerin takibi yeterli değildir.

 Gıda sektöründe kaliteli ürün üretimi için kaliteli hammadde temininde güçlük çekilmektedir.

 Son iki yıldır ekonomik kriz nedeniyle tüketici sektöründe değişim olmuş ve bazı ürünlerin kısıtlı üretimine bazı ürünlerin de ucuz fakat kalitesiz üretimine yönelinilmiştir.

 Gıda sektörünün pazarlama konusunda organize olamaması, firmaların tek başlarına pazara çıkmalarına ve rekabet ortamında arz-talep dengesi kurulamamasına neden olmaktadır.

 Gıda sektörü hammaddenin büyük çoğunluğunu tarımdan aldığından tarım ürünlerindeki dengesizlik gıda üretim sektörünü olumsuz etkilemektedir. Genel olarak işletmelerin hammadde, teknolojik durum, finansman, mevzuat, denetim işçilik, personel ,kapasite ve kapasite kullanımı gibi sorunları bulunmaktadır.

6.1.5.4. Sulama Problemleri:

Ülkemizin büyük bir bölümü kurak ve yarı kurak iklim kuşağında yer aldığı göz önünde tutulursa, su kaynaklarının geliştirilmesi ve sulama daha da önem kazanmaktadır. Bu nedenle kalkınma planlarımızda su kaynaklarının sulama amacıyla planlanması, geliştirilmesi için yatırımlar yapılmaktadır. Bu yatırımlardan amaçlanan faydanın ülke ekonomisine dönüşümünün sağlanması ancak sulamaya açılan alanlarda sulama oranlarının en yüksek düzeye getirilmesi ve birim alandan en yüksek verimin alınmasıyla mümkündür.