• Sonuç bulunamadı

1. BÖLÜM

2.3. KONULARINA GÖRE ADLAR

2.3.15. Ünvanlar, Rütbeler, Saygı Unvanları

Ayag

saygı, hürmet, şefkat, acıma, sempati, saygınlık bildiren unvan (SUK, Ad01-3); (EPDT, 270); [TürkRun. Ø; TürkMan. Ø; TürkBuddh. ayag “saygı, hürmet”

(ayagka tegimlik “saygıya değer” (U II 11,9); Türkİslm. ayag “saygınlık bildiren unvan, takma ad, lakap” (DLT III, 172); (han agnar ayaga yadı “han ona lakap verdi”) (Atalay, 1991: 271)]

titso ʼatlg olgum-nı çintso ayag-ka tegimlig-ke süt sevinçi yarım yasḍuk alıp ogulluk birtim “Titso adlı oğlumu saygıdeğer Çintso’ya (aldığım) süt(ün) maliyeti (ile) yarım yastık alıp evlatlık verdim” (Ad01, 3-4)

Ayguçı

Danışman, müşavir, akıl veren, komutan, devlet görevlileri için kullanılan unvan (SUK, EM01-3); (EDPT, 271); [TürkRun. ayguçı “kağan sözcüsü, danışman”

(ayguçısı bilgä ärmiş “Danışmanı bilgeymiş”); (User, 2010: 254); (T 10);

TürkBuddh. ayguçı “danışman, müşavir, akıl veren” (ayguçı ış ayguçı Avluç Tarkan

“işçileri kontrol eden kişi”) (Pfahl 13, 21); TürkBuddh. Ø; Türkİslm Ø.]

koço il begd-lerine ançası-lar-ka şazın ayguçı-ka… “Koço ili beylerine, müfettişlerine, Budist öğretisi danışmanına…” (Em01, 3)

Beg, bg

bey, erkek, eş, koca, memur, resmi görevli (Matsui, 2005: 51); bir boyun başı, Türk devletlerin kağanın emrinin altında kişiler için kullanılan unvan (SUK, Sa01-14); (EPDT, 322); [TürkRun. beg “bir boyun başı, Türk devletlerin kağanın emrinin altında kişiler için kullanılan unvan” (Tokkuz Oguz begleri “Dokuz Oğuz beyleri”) (KT G 1); TürkMan. beg “bir boyun başı, Türk devletlerin kağanın emrinin altında kişiler için kullanılan unvan” (beg ay teŋri “ay tanrısı”) (M I 24, 27-8); Bud. beg “bir boyun başı, Türk devletlerin kağanın emrinin altında kişiler için kullanılan unvan” (il tutdaçı beg erke “bir ülkeyi kontrol edecek beye”) (TT V 26, 104-5); İslamî Türk. beg ‘bey, koca, erkek, evli erkek, emir” (Erdi-Yurtsever, 2007:

180)]

beg iṣi küçin tutup çamlagalı sakı<n>sar “güçlü bir bey (devlet yetkilisinin) ve maiyetinin nüfuzunu kullanarak sıkıntı çıkarmayı düşünürlerse” (Sa01,14)

Beg+er

sayın bey (SUK, Mi02-5); [TürkRun. Ø; TürkMan. Ø; TürkBuddh. Ø;

Türkİslm. Ø.]

b..ltur atlg tmirçi karabaş toyın-çog-nuŋ ay silig atlg ʼebçi karabaş bözçi bu ikegü bu ikegü beger-ler-iŋe ayıtmatın er ebçi bolmış-lar “B..ltur adlı demirci erkek köle ile Toyınçog’un pamuk dokumacısı kadın kölesi bu ikisi sayın beylerine söylemeden karı koca olmuşlar” (Mi02, 2-3-4-5)

Beget, begd

bey, bey sınıfı (SUK, Sa11-20); [TürkRun. Ø; TürkMan. Ø;

TürkBuddh. Ø; Türkİslm. Ø.]

beget-ler-ke birer eder-ke yaraşu at kısgut birip söz-ler-i yorımazun “Beylere eyerlemeye uygun at ceza verip sözleri geçerli olmasın” (Sa11, 19-20)

Idıkkut

kutsal majeste (Yamada, 1993: 256); Uygur krallarına ve şehzadelerine verilen unvan (SUK, Mi01-18); [TürkRun. Ø; TürkMan. Ø; TürkBuddh. Ø;

Türkİslm. Ø.]

ıduk-kut-ka bir altun yastuk kögürüp koço balık ayguçı-ka bir kümüş yastuk birip agır kyn-ka tegzün-ler “Idukkut’a bir altın yastuk sunup koço şehrinin kumandanına bir gümüş yastuk verip ağır cezaya çarptırılsınlar” (Mi01, 18-19-20)

İṣi

yetkili (SUK, Sa02-16); [TürkRun. Ø; TürkMan. Ø; TürkBuddh. Ø;

Türkİslm. Ø.]

bir ok [=birök] erklig beg iṣi küçin tuḍup kam küç kılıp yulglı alglı sakınsar-lar...

“Eğer güçlü bir bey (devlet yetkilisinin)ve maiyetinin nüfuzunu kullanarak ve şamanlardan güç alarak geri almayı düşünseler ..” (Sa02, 16-17)

Kam

şaman (SUK, Sa02-17); (EDPT, 625); [TürkRun. Ø; TürkMan. kam

“kahin, büyücü” (takı kamag kamlar tirlep neŋ tirgürmegey “ve bütün kahinler taplandığında (onu) asla diriltemeyecek”) (M I 15, 8-9); TürkBuddh. kam “kahin, büyücü” (yekke içgekke kamka tapıgçı tınlıglar üküş “İbadet eden şeytanlar ve kahinler çoktur”) ( TT VI 017-18); Türkİslm. kam “kahin” (kerek tut otacı kerek erse kam “ister doktor getir, ister kam”) (KB, 1065) ]

bir ok [=birök] erklig beg iṣi küçin tuḍup kam küç kılıp yulglı alglı sakınsar-lar... “Eğer güçlü bir bey (devlet yetkilisinin)ve maiyetinin nüfuzunu kullanarak ve şamanlardan güç alarak geri almayı düşünseler” (Sa02, 16-17)

Kan

han, kağan (unvan) (SUK, Sa02-17); [TürkRun. kan “hani kağan” (kanın kodup “kağanını bırakıp”) (T 2); TürkMan. kan “han, kağan” (il(l)ig Bögö Kan

“Hükümdar Bögö Kağan”) (M III 19, 4); TürkBuddh. kan “han, kağan” (erklig kan

“Güçlü Kağan”) (U II 33, 7); Türkİslm. kan “Türklerin en büyük lideri” (DLT III, 157)]

…kayu il kan beg iṣi .. “…hangi il hanı (valisi) bey ve maiyeti..” (Sa02, 17) (EDPT, 630)

Suu, sṳü

kağan (SUK, Mi03-16); [TürkRun. Ø; TürkMan. Ø; TürkBuddh. Ø;

Türkİslm. Ø.]

ulug sṳü-ke iki yastuk ötünüp miŋ begi-ke bir yastuk lükçü<n>g ṭargu’-ıŋa yarım yastuk birip agır kın tgir-men “Büyük kağana iki yastuk sunup bin beyine bir yastuk Lükçü’nün idarecisine yarım yastık verip ağır cezaya çarptırırım” (Mi03, 15-16-17)

Şali

(Skt. ācārya) keşiş (SUK, Ex03, 6); [TürkRun. Ø; TürkMan. Ø;

TürkBuddh. Ø; Türkİslm. Ø.]

şalı-lar-ka ayıḍıp bitidim “keşişlere sorup yazdım” (Ex03, 6)

Tegimlik

layık, değerli; ayakka tegimlik saygıdeğer, saygıya layık (SUK, Ad01-2);

(EPDT, 484); [TürkRun. Ø; TürkMan. Ø; TürkBuddh. tegimlig “değerli, layık”

(körgeli tegimlig boltı “görmeye layık oldu”) (U III 17, 139; Türkİslm. tegimlig

“değerli, layık” (silig bolsa kutka tegimlig olur “insan nazik olursa, devlete layık olur.”) (Arat, 1998: 182) (KB, 2446)].

çintso ayag-ka tegimlig-ke süt sevinçi yarım yasḍuk alıp ogul-lug birtim

“Saygıdeğer Çintso’ya süt sevinçi (yetiştirme parası) yarım yastuk alıp evlatlık verdim.” (Ad01, 2-3)

Tigin

prens, Kağanın oğulları ve torunlarına verilen unvan (SUK, WP06-4); (EDPT, 483); [TürkRun. tigin “prens, Kağanın oğulları ve torunlarına verilen unvan”

(Ozmış Tigin han bolmış “Prens Ozmış han olmuş.”) (Şu K 9); TürkMan. tigin

“prens” (M III 14, 3); TürkBuddh. tigin “prens” (Teŋriken Kutlug Bars Tegin) (TT IV, p. 20); Türkİslm. tigin “asıl anlamı köle iken sonradan Kağan oğullarına verilen unvan” (küç tigin “güçlü prens”) (DLT I, 413)]

tigin-niŋ ken-tin yine kay-a-ka yantut bolmış negü kim yol-ınta sevinç buka munta yok erser “Prensin şehrinin Yine Kaya’ya iade edilmiş ki buna göre Sevinç Buka bunda yok ise” (WP06, 4)

Tigit, tigiḍ, tegiḍ

prens (SUK, Mi01-17); (EDPT, 479); [TürkRun. tigit

“prensler” (Ta K 2); TürkMan. tigit “prensler” (M I 31, 5); TürkBuddh. tigit

“prensler” (U III 42, 24); Türkİslm. tigit “prensler” (DLT, I 355)].

ini tigitler-ke birer altun yastuk “küçük prenslere birer altın yastık” (Mi01, 16-17)

Toyın

(< Çin. dàoren) (Budist) keşiş (SUK, PI02-2); (EDPT, 569); [TürkRun. Ø;

TürkMan. Ø; TürkBuddh. enetkek toyın “Hintli keşiş” (TT VIII 14); Türkİslm.

“Kafirlerin din büyüğü” (bir toyın başı agrısa, kamug başı agrımas “bir keşişin başı ağrısa, bütün keşişlerin başı ağrımaz”) (DLT III, 169)]

özüm-tugmış bolmış atlag toyın oğulum-nı “kendimden doğmış Toyın adlı oğlumu” (PI02, 2)