• Sonuç bulunamadı

ÜÇÜNCÜ BÖLÜM

Belgede Manzara (sayfa 41-46)

MANZARA FİLMİNİN İSMİ

All that is needed is the knowledge bound up with our perception. Roland Barthes

Dokuzuncu Kısım Filmin Adı

Filmin ismini senaryonun ilk versiyonlarında Uçurum olarak düşündüm. Bu isim karakterin iç dünyasındaki karmaşıklığı sembolleştiriyordu. Karakter her gün baktığı manzara karşısında kendisi ile mekan arasında büyük mesafeleri ve bu anlama gelebilecek Uçurum’ları sembolik olarak takip edecekti. Ancak son revizeyle birlikte filmdeki karakter çıkartıldığından ve filmin nesneler üzerinden bir anlatı oluşturduğundan dolayı Uçurum ismi filmin genel duygusunu anlatmakta yetersiz kaldı. Bahsettiğim mesafeler artık üst okuma yoluyla ortaya çıkabilecek hale geldiler. Dolayısıyla filmin isminin tüm bunlardan sonra Uçurum olarak kalması benim inadım ve filmin geneline erişimimin bir dönem kopması ile açıklanabilir. Ama bu durumdan filmi tekrar tekrar izleyerek çıktım. Filmin isminin artık Uçurum olamayacağına karar verdim.

Filmin yeni ismi gördüğümüz ve duyduğumuz tüm motiflerin ortasında durmalıydı. Filmin isminin döngü, sirkülasyon, devamlılık barındıracak bir içeriği olmalıydı. Çünkü alanda rutinleşen şeyler bir döngüyü, sirkülasyonu ve bu anlamlara gelebilecek devamlılığı barındırıyordu. Aklıma ‘yığıntı’ ismi geldi. ‘Yığıntı’ nesneleri tarif etmek için güçlü bir isimdi. Ancak eksik noktaları vardı. Bu kelime filmdeki insanları ve hayvanları ne kadar temsil ediyorsun? sorusuna cevap veremedi. Ayrıca içerisinde bir sirkülasyon yoktu. Donuk bir ifadesi vardı. Yığıntı. Bu açıdan alandaki nesnelere çöp demek kadar sığ idi. Üstelik filmin genelini temsil etmeyecek, bölgesel kalacak bir ifadeydi ‘yığıntı’. Dolayısıyla bu isim üzerine düşünmekten vazgeçtim.

İkinci isim ‘sarmal’ idi. ‘Sarmal’ üzerine çok derin düşündüğüm bir isim oldu. Hem birbirini takip eden şeyleri karşılıyordu hem de bir döngüyü, akan bir zamanı içinde barındırıyordu. Bu açıdan baktığımızda beni oldukça etkilemişti. Ancak filmde

sadece döngü, sirkülasyon ve birbirini takip eden nesneler mi vardı sorusunu kendime sormaya başladım. Burada içime sinmeyen bir şey oluştu. Yapbozun eksik bir parçası vardı. Ya da o parça yanlış bir yere konulmuştu. ‘Sarmal’ ismi bir türlü filmin üzerine yerleşmedi. Üstelik telaffuzu da zordu. Ancak sonradan filmin bir çok parçasının olduğunu ve bu parçaların oluşturduğu bütünlüğün bir sonucu oluşturduğunu tekrar düşündüm. Ve bu sonuç orada duruyordu. Yani mekan açık bir şekilde orada duruyordu. Filmi ekip arkadaşlarıma alanı tarif ederken kullandığım bir isim aniden filmin tüm planlarını, içeriğini, teknik detaylarını, kültürel taraflarını vb. birbirine bağladı. Sonunda doğru ismi buldum, Manzara. Filmin ismi artık Manzara oldu. Filmin ismini bulduktan sonra fark ettim ki, filmin üzerine kafamda kurarak mekana geldiğim hiçbir şey kalmamıştı. Önce senaryo değişti, sonra mekana bakış açım, ardından çekim yöntemim ve son olarak filmin ismi değişti.

SONUÇ

Manzara filminin benim açımdan nasıl göründüğünü biçimsel detaylar

paylaşarak ifade etmeye çalıştım. Biçimsel tüm detayların mekanda gördüğümüz canlı ve cansız varlıkların kendi içindeki zıtlıklarını, detaylarını, anlamlarını vb. uygun bir şekilde anlatabilmek adına standart olmayan stratejiler kullandığım ortadadır. Seslerin uyumsuzluğu, görsellerin filmin başında birbirinden soyut oluşları ve sonrasında nesnelerin geniş ölçekte bütünleşmesi, net bir şekilde seyirciye ifade etmek istediğim

Manzaranın bulunmasına hizmet eder. Benim manzaram mekandaki kişisel

yolculuğumda hissettiklerimden ibarettir. Bu his, canlı ve cansız varlıkları tarif etmeye başladığımız anda ortaya çıkar. İletişim ve empati kurmanın, ön yargılı olmamanın, yargılamamanın, kalıp yargılardan uzak bir şekilde bu varlıklar üzerine düşünmenin, bize Manzara filmini getireceğini düşünüyorum. Bu açıdan bakıldığında benim niyetim: seyirciye bir çeşit iletişim kurma süreci yaşatmaktı. Zıtlıklar üzerinden giderek mekanın rutininde gördüğüm ve duyduğum detayları yeniden yaşadım. Ve bunu seyirciye iletmeye çalıştım. Dolayısıyla çekim ve senaryo sürecinde paylaştığım mümkün mertebe müdahale etmeyen tavrım ile kurgudaki keskin müdahalem yaşanılan deneyimler açısından aynı sonucu verir.

Film çekiminde bir çok zorluk yaşadım. Alandaki nesneleri idare etmek ve kameraya doğru aksiyonlar içinde kayıt etmenin, yaratılmış oyuncuları idare etmekten daha zor olduğunu düşünüyorum. Durumu zorlaştıran önemli noktalardan birisi de, benim mekanın yapısıyla girdiğim çetin mücadeleydi. Sonunda mekan ile iletişim kurarak filmi doğurmayı başardık. Mekan ile kurduğum iletişim benim bazı şeylerden feragat etmem anlamına da geliyordu. Birincisi, tutuk ve değiştiremez düşüncelerden uzaklaştım. Sadece kafamdakine odaklanan bir düşünce ile mekanda yapılabilecek hiç bir şey olamazdı. Çünkü mekanın ritmini orayı işleten kişiler dahi kontrol edemiyordu.

Bu durumda benim müdahalem söz konusu dahi olamazdı. İstediğim ayrıntıları kameraya alabilmem için mekanın yapısını kabul edip, bu yapıya uygun teknik alt yapıyla mekana giderek alanı olduğu gibi çekmeliydim. İkincisi, ön yargılı olmamak. Kafamdaki düşünceler değişince filmin berbat bir film olabileceğini düşünmem dahi mekana karşı duyduğum ön yargıdan kaynaklanıyordu. Kafamda gezen bu düşünceye ihtiyacım yoktu. Film tüm bu sürecin sonucunda tam olarak istediğim filme dönüştü. Son olarak ise filmin isminin uzun süre Uçurum olarak kalmasıydı. Bu konuda ısrar etmem hala mekanın yapısını tam anlamıyla çözemediğim gerçekliğini gösterir. Bunu düzeltmem zaman alsa da gerçekleşti. Bunun sonucunda da iletişim tam anlamıyla kuruldu ve bütünlüğe kavuştum. Feragat ettiğim noktalar ise bana en öğretici tarafları gösteren deneyimlere dönüştü. Yani sonuç olarak: Manzara açıkça oradaydı. Gördüm, ardından gösterdim.

KAYNAKÇA

Barthes, Roland. 1977. Image, Music, Text. S. Heath (Translated by.). London, Fontana Press

Barthes, Roland. 2002. A Lover’s Discourse Fragments. H. Richard (Translated by.).London, Vintage Press

Barthes, Roland. 2000. Camera Lucida. H. Richard (Translated by.). London, Vintage Press

Barthes, Roland. 2009. Yas Günlüğü. R. Mehmet, R. Sema (Çev.). İstanbul, Yapı Kredi Yayınları

Belgede Manzara (sayfa 41-46)

Benzer Belgeler