• Sonuç bulunamadı

2.2 ALĠYA ĠZZETBEGOVĠÇ’ĠN ESERLERĠNE GENEL BĠR BAKIġ

2.2.3 Özgürlüğe Kaçışım

Ġzzetbegoviç‟in entelektüel birikimini yansıttığı diğer bir eseri, Özgürlüğe

Kaçışım -Zindandan Notlar- adlı eseridir. Bu eser Ġzzetbegoviç‟in 1983-1988 yılları

arasında hapishanede kaldığı sürece, gizlice yazmıĢ olduğu notlardan oluĢmaktadır. A5 ebadında alınan ve toplamda 13 küçük defter tutan notlar, Ġzzetbegoviç‟in hapishaneden bir arkadaĢı tarafından satranç kutusu içinde dıĢarı çıkartılmıĢtır. Ġzzetbegoviç hapisten çıktıktan sonra yaklaĢık 10 yıl bekleyen ve Ġzzetbegoviç ile sekreteri Mirsada Hanım tarafından düzenlenerek tasnif edilen defterler, 1999 yılında Saraybosna‟da bulunan bir yayım evi tarafından basılmıĢtır (Ġzzetbegoviç, 2003: 57). Bu eser 2005 yılında Hasan Tuncay BaĢoğlu çevirisiyle Klasik Yayınlarından basılarak dilimize kazandırılmıĢtır.

Siyasette, ahlaka, varoluĢa, Ġslam‟a, hayata, özgürlüğe vb. bir mahkûmun aklına gelebilecek her Ģeye dair tutulan notlardan oluĢan Özgürlüğe Kaçışım adlı eserini değerli kılan muhtevasının yanında yazıldığı koĢullar ve Ġzzetbegoviç‟in eserine yüklediği anlamdır. Hapishane hayatının zor ve baskıcı Ģartlarında yazılan bu eser her Ģeyden önce yazarının düĢünmeye, okumaya ve yazmaya olan tutkusunu ve düĢünce adamlığının bir hayat tarzına dönüĢtüğünün göstergesidir. Bu sebeple eseri öncelikle, kendisini düĢünmeye, okumaya ve yazmaya zorunlu hisseden bir yazarın kaleminden çıktığının bilincinde okumak gerekmektedir. Bunun yanı sıra eser, adından da anlaĢılabileceği üzere yazarın özgürlüğe kaçıĢına imkân vermektedir. Nitekim Ġzzetbegoviç, eserinin ön sözünde “okuyucunun göz atacağı (ve beklide okuyacağı) bu eser benim özgürlüğe kaçıĢımdır. Maalesef bu gerçek bir kaçıĢ değildi. Oysa ben öyle olmasını isterdim. Bu zihni ve fikri kaçıĢ, yüksek duvarları ve demir parmaklıklarıyla Foça Hapishanesinden mümkün olan tek kaçıĢ Ģekliydi” (Ġzzetbegoviç, 2005: XIII) diyerek bu eserin kendisi için ne anlama geldiğini ortaya koymaktadır. Dolayısıyla eseri önemli kılan unsurların baĢında, eserin, özgürlüğünü; düĢünmekte, okumakta ve yazmakta bulan birisinin kaleminden çıkmıĢ olmasıdır.

Cümleler ve paragraflar halinde tutulan notlardan oluĢan Özgürlüğe Kaçışım eseri 3676 nottan meydana gelmiĢtir. Bu haliyle eser felsefi aforizmalar olarak

nitelendirilebilir. Tutulan notlar kitabın basımından önce, altı baĢlık altında tasnif edilmiĢtir. Her biri bir bölüm olarak değerlendirilen bu baĢlılar: „Hayat İnsanlar ve

Özgürlük‟, „Din ve Ahlak‟, „Siyaset‟, „Doğu ve Batı Arasında İslam‟a Haşiye‟, „Komünizm ve Nazizm: Unutulmaması Gereken Bazı Gerçekler‟, „İslam Hakkında Düşünceler: Tarihe ve Diğer Şeylere Dair Gözlemler‟ Ģeklindedir. Eserde tutulan

notlar, baĢlıklarda dahil olmak üzere ilk tutulduğunda verilen numaralara sadık kalınarak tasnif edilmiĢtir. Notların yanı sıra eserde Ġzzetbegoviç hapishanede iken çocuklarının (Sabina, Bakir, Leyla) yazmıĢ olduğu mektuplara da yer vermiĢtir. Her biri umut dolu olan ve Ġzzetbegoviç‟e dıĢarıda olan olayları ayrıntılarıyla anlatan mektuplar, toplamda gönderilen 1500 mektubun arasından seçilmiĢtir. Fikri kaçıĢını/özgürlüğünü edebiyatta ve yazmakta bulan Ġzzetbegoviç, çocuklarından aldığı mektuplar sayesinde hissi kaçıĢını/özgürlüğünü de gerçekleĢtirmiĢtir (Ġzzetbegoviç, 2005: XI).

Kitapta yer alan notlar, kimi zaman özdeyiĢ, kimi zaman bir düĢüncenin ortaya konması veya analiz edilmesi, kimi zaman ise bir yazarın eleĢtirilmesi ya da doğrulanması Ģeklinde tasarlanmıĢtır. Eserde yer alan özlü sözlerin yanı sıra birçok düĢünüre ve esere dair tutulan notlar, Ġzzetbegoviç‟in düĢünce dünyasının oluĢması sürecinde ne kadar geniĢ bir havzadan faydalandığını tekrar gözler önüne sermektedir. Felsefenin temel metinlerinden, ÇağdaĢ Ġslam DüĢünürlerine, sosyolojinin en ağır metinlerinden edebiyat, tarih, antropoloji alanlarında uzman birçok yazarı eleĢtiren veya destekleyen notların yer aldığı kitap, bu yönüyle okuyucuya birçok yazarı ve eseri tek bir kaynaktan tanıma ve (sözlüklerden farklı olarak) değerlendirme imkânı vermektedir. Dolayısıyla notlar yazarını özgürlüğe kaçırırken aynı zamanda muhatabını da özgür bir dünyada gezindirmektedir.

Özellikle Herman Hesse‟nin Boncuk Oyunu adlı eserini okuduktan sonra oyundan çok etkilendiğini bildiren (Sf.14) Ġzzetbegoviç‟in eserinde değerlendirmeye tâbi tutuğu bazı yazarlar; Hegel (Taih Felsefesi, Ruhun Fenomennolojisi vd.), Kundera (Varolmanın Dayanılmaz Hafifliği), Karl Marx, Heidegger, Darwin, Nietzsche, Kant (Saf Aklın EleĢtirisi), Spinoza, Leibniz, Henry LeFebvre, Hannah Arendt, Horkheimer, Bergson, Dostoyevsky ve diğer klasikler,

Alvin Toffler, Eric Fromm, Fazlurrahman, Muhammed Ġkbal, Ġbn-i RüĢd ve diğer klasik Ġslam Felsefecileri, Suhreverdi vb.‟dir. Bunlar içinden Batı düĢünce dünyasının temellerini oluĢturması hasebiyle Hegel, Kant, Bergson, Nietzsche ve klasik edebiyatçılar ön plana çıkmaktadır. Ġslam konusunda ise özellikle Fazlurrahman‟ın görüĢlerine dayanarak analizler yapması Ġzzetbegoviç‟in onun görüĢlerinden çokça etkilendiğini düĢündürmektedir. Burada çok azının ismine yer verdiğimiz yazarların tamamını dikkatli bir Ģekilde okuyarak değerlendiren Ġzzetbegoviç‟in bu eserinde (diğer eserleri için de genellemek gerekir) yararlandığı en temel kaynak Kuranı Kerimdir. Hatta O‟nun tüm bu okumalarının Kuranî bir okuma olduğunu söylemek mümkündür.

Özgürlüğe Kaçışım eserinde, Doğu ve Batı Arasında İslam eserini bu gün

yazmıĢ olsaydı ne eklerdim sorusuna yönelik tutulmuĢ notlarda bulunmaktadır. Bu notlar Doğu ve Batı Arasında İslam‟a Haşiye baĢlığı altında derlenmiĢtir. Bu baĢlık adlı altında Ġzzetbegoviç daha öncesinde üçüncü yol olarak adlandırdığı teorisine katkıda bulunmuĢtur.

Batı düĢünürlerinin tenkitlerine bolca yer verilen eserde aynı zamanda Ġslam DüĢünce Dünyasına yönelik eleĢtirilerde bulunmaktadır. Ġzzetbegoviç‟in Ġslam DüĢünce Dünyası‟nın ilerlemesine yönelik çalıĢmalarındaki samimiyetini ve özeleĢtiri noktasındaki sorgulayıcı tavrını gösteren bu tenkitler genellikle İslam

Üzerine Düşünceler: Tarihe ve Diğer Şeylere Dair Gözlemler baĢlığı altında yer

almaktadır (bkz. 301-334). Son bölüm olan bu baĢlığın altında tuttuğu ilk notta Ġzzetbegoviç “ġimdiye kadar baĢkaları sebebiyle uğradığımız zarar ve hüsranlardan bahsettik. Sıra kendi kendimize verdiğimiz zarar ve hüsranlardan bahsetmeye geldi. Bu bizim olgunluğumuzun baĢlangıcı olacaktır” (Ġzzetbegoviç, 2005: 301) diyerek olgunlaĢmanın baĢlangıcını kendimize dair düĢünmekte bulmaktadır. Bu bölümde genel itibariyle Ġzzetbegoviç tasavvuf eleĢtirisi yapmakta ve Ġslam‟ın sosyal hayatın içinde yaĢanmamasını eleĢtirmektedir. Bu doğrultuda Ġslam‟da merkezi yer tutan namaz, oruç, zekât, iyilik yapma vb. unsurların sosyal hayatın tam merkezine konulması gerektiğini vurgulayarak, bu unsurların mistik ya da rasyonel değerlendirilmelerinin Ġslam dünyasına zarar verdiğini bu sebeple dinin temel

nosyonları olan bu unsurların üçüncü yol olarak adlandırdığı Kuranî bir değerlendirmeye tabi tutulması gerektiğini öne sürmektedir. Ġzzetbegoviç‟in eleĢtirel tavrını ortaya koyan bu bölümde, oruç, namaz zekat vb. Ġslami kavramların sosyal hayat ve insanlık açısından önemini analiz eden notlara yer verilmesi, aynı zamanda Ġslamî kavramların sosyolojisini yapmıĢ olması anlamına gelmektedir. Bu durum Ġzzetbegoviç‟in ortaya koyduğu eserin değerini bir kat daha artırarak esere akademik bir boyut katmakta ve eserin sadece teoloji alanına sıkıĢması tehlikesini önlemektedir.