• Sonuç bulunamadı

Örgütsel Politika Algısının Nedenleri İle Sonuçlarının Belirlenmesi ve

2.7. ÖRGÜTSEL POLİTİKA ALGISI

2.7.2. Örgütsel Politika Algısının Nedenleri İle Sonuçlarının Belirlenmesi ve

Örgütsel politika algısına ilişkin Ferris ve Kacmar (1992) tarafından geliştirilen kapsamlı model (Bkz. Şekil 2.1) politik algı araştırmaları için büyük bir öneme sahiptir. Zira model, örgütsel politik algıları belirleyen çeşitli faktörler ile politik algıların işe ilişkin bazı sonuçlarının ne şekilde etkileneceğini ortaya koymaktadır. Modele göre örgütteki politik ortamın çalışanlar tarafından algılanması kimi zaman örgüte; kimi zaman görev ve çalışma çevresine; kimi zaman da kişisel faktörlere bağlı olarak oluşabilmektedir (Ferris ve Kacmar, 1992).

Kaynak: Ferris ve Kacmar, 1992

Şekil 2.1. Örgütsel Politika Algısı Modeli

Modele göre örgütsel politika algısına ilişkin örgütsel etkenler merkezileşme, biçimselleşme, Hiyerarşik düzey ve kontrol alanı faktörlerinden oluşmaktadır.

Merkezileşme: Bir örgütte merkezileşmenin yoğun olması, gücün ve kontrolün

örgütün üst kademelerinde toplandığını; alt kademede çalışanların ise, güçten ve kontrolden yoksun bir şekilde çalışarak örgütte alınan kararlar ve yürütülen faaliyetlerdeki belirleyiciliklerinin düşük olduğunu göstermektedir (Ertekin, 2003). Yüksek merkezileşme derecesine sahip örgütlerde hiyerarşinin alt kademelerindeki çalışanların örgütsel kararlar üzerinde az söz sahibi olmamaları, onların örgütsel politika algılarını etkilemektedir (Allen, vd., 1979; Parker, vd.,1995; Kırel, 1998b; Çınar- Altıntaş, 2007). Diğer taraftan, merkezîleşmede kararlar belirli bir hiyerarşik düzeyde alındığı için çalışanlar farklı görüşleri seslendirmekte daha az isteklidirler (Ertekin 2003). Yani merkezîleşme arttıkça örgütlerde politik davranışlar da artmaktadır (Eisenhardt ve Bourgeois, 1988). Çünkü üst yönetim sahip olduğu yetki ve

sorumlulukları alt kesimlerle paylaşma konusunda her zaman istekli değildir. Ancak profesyonel örgütlerde bu ilişki bazen gerçekleşmeyebilir (Kırel, 1998b).

Biçimselleşme: Ferris ve Kacmar (1992) biçimselleşmeyi işlerin standartlaşma

derecesi olarak tanımlamaktadır. Bir örgütte, çalışanların görevlerini yerine getirmelerine ilişkin bilgiler, ayrıntılı bir şekilde belirtilmiş ve bunlar yazıyla ifade edilip, belgelenmişse; o örgüt yüksek düzeyde biçimsel bir yapıya sahiptir (Çınar-Altıntaş, 2007). İşlerin biçimselleşme derecesi artığında hangi işi kimin nasıl yapacağı üzerine karar vermede çok az zaman harcanır. Biçimselleşmenin altında yatan temel amaç, çalışanların iş davranışlarını öngörme ve kontrol etmedir (Daft, 2010). Biçimsel örgütlerde, örgütsel roller ve bu rollere bağlı görevler ile bu görevlerin karşılığında çalışanın alacağı maaş ve terfi gibi uygulamalar belli bir sıraya konmakta ve denetlenmektedir (Sarpkaya, 2011). Buna karşın belirsizliğin yüksek olduğu ortamlarda örgütsel politika, daha fazla görülmektedir. Mintzberg (1985) örgütlerin politik yönü üzerine yaptığı araştırmasında, düşük derecede biçimselleşmeye sahip örgütlerde kararların politik etkilere daha açık olduğunu ortaya koymuştur. Bu tespiti destekleyen birçok araştırmada da rol belirsizliği ile biçimselleşme derecesi arasında negatif bir ilişki bulunurken, örgütsel politika algısı ile pozitif bir ilişki bulunmuştur (Ferris ve Kacmar, 1992; Kacmar ve Ferris, 1993; Parker vd., 1995, Kacmar ve Carlson, 1997). Biçimselleşme artığında çalışanların algıladıkları rol belirsizliğine bağlı olarak politik algılarının da azalmaktadır (Kırel, 1998b).

Hiyerarşik düzey: Hiyerarşi veya aşamalar zinciri, örgütte en aşağıdan en

tepeye kadar uzanan aşamalı merdiven düzenidir (Koçel, 2003). Bütün toplumsal alanlarda ve örgütlerde hiyerarşik bir yapı söz konusu olup; hiyerarşi, örgütlerde görev ve yetkilerin bir makamlar sistemi oluşturacak şekilde düzenlenmesi anlamında kullanılmaktadır (Sabuncuoğlu ve Tüz, 2001). Örgütte oluşturulan görev ve yetkilerin yönetici-çalışan ilişkisine göre düzenlenmesi, yöneticilerin çalışanlarına çeşitli konularda emir vermelerini ve onları kontrol etmelerini; çalışanların da yöneticilerinin emirlerine uymalarını sağlamaktadır. Alanyazına göre hiyerarşinin üst kademelerinde çalışan bireylerin ortamı politik olarak algılama seviyeleri düşük, alt kademede çalışanların örgütsel politikalara yönelik algılamaları ise daha yüksektir (Valle ve Perrewe, 2000; Andrews, vd., 2003; Mohan-Bursalı 2008). Bunun nedeni de alt

kademelerde çalışanların yönetim süreçlerinde kontrollerinin olmamasıdır (Mintzberg, 1983).

Kontrol alanı: Kontrol alanı bir yöneticinin yönettiği çalışanların sayısı olarak

ifade edilmektedir (Koçel, 2003). Kontrol alanı politik algılamalarla pozitif bir ilişki içindedir. Yöneticiye bağlı çalışan sayısı arttıkça yöneticinin de çalışanlara ilgisi azalacağından, çevrede belirsizlik artacaktır. Böylece, kontrol alanı arttıkça politik davranış algılamaları da artacaktır (Murray ve Gandz, 1980; Ferris ve Kacmar, 1992).

Politik algıya ilişkin çevresel etkenler ise beş faktörden oluşmaktadır (Ferris ve Kacmar, 1992): İş özerkliği, Beceri çeşitliliği, geri besleme, ilerleme fırsatı ve diğerleriyle (meslektaşlar, amirler) etkileşim.

İş (otonomisi) özerkliği: Çalışana işini programlamada ve işini yerine getirirken

kullanacağı süreçleri belirlemede yeteri kadar özgürlük, bağımsızlık ve değerlendirme imkânı sağlamaktadır. Bu da çalışanın politik davranış algılaması da azaltmaktadır (Kırel, 1998b).

Beceri (görev) çeşitliliği: İş yerine getirilirken çalışanın birçok farklı yetenek ve

becerisini kullanmasını gerektiren ve böylece farklı ve çeşitli faaliyetleri kapsayan iş boyutudur. Yapılan araştırmalar örgütteki çeşitli görevlerin daha fazla güce sahip olduklarını göstermiştir (Mintzberg, 1983; Aryee, vd., 1993; Bolman ve Deal, 2011) Az olan görev çeşitliliği ve otonominin güç sahibi olmama ile sonuçlanmakta ve bu da çalışanın örgütsel politika algısını arttırmaktadır (Kırel, 1998b).

Geri besleme: Geri besleme, çalışanın yaptığı işle ilgili olarak etkinliğine,

performansına ve iş sonuçları hakkında doğrudan bilgi elde etmesine yönelik yapılan faaliyetleri kapsamaktadır (Sabuncuoğlu ve Tüz, 2001). Çalışana işiyle ilgili geri besleme, yöneticiler, diğer çalışanlar ve müşteriler aracılığı ile sağlanmaktadır. Çalışana yeterli derecede geri besleme yapılmaması veya gerekenden daha fazla yapılması politik algıları arttırmaktadır (Ferris ve Kacmar, 1992).

İlerleme fırsatları: Örgütte çalışanlara sağlanan ilerleme fırsatları, belirli bir

kariyer elde ederek, amaçlarını gerçekleştirmek isteyen bireyler açısından son derece önemlidir (İnandı, vd., 2013). Çalışanın kariyeri sadece onun sahip olduğu iş ve görevler değil; örgüt içinde yükselmesi ve ilerlemesi için amaç ve hedeflerini gerçekleştirebilmesi anlamı taşımaktadır (Küçük, 2005). Eğer bir kişi ilerleme fırsatının engelleneceğini anlarsa, bu pozisyonların ilerleme açısından "elde edilemez" olduğunu göstermez. Bunun yerine fırsatlar sınırlandırılmış olarak yer alır, çünkü bu kararların politik doğası ilerlemeyi bir kariyer olarak görür (Daft, 2010). Bu nedenlerle terfi için yaratılacak fırsatlar, örgütsel politika algıları ile doğrudan ilgilidir (Ferris ve King, 1991).

Diğerleriyle İlişkiler (amirler ve meslektaşlar): Çalışanlar açısından çalışma

arkadaşları ve yöneticileri ile olan ilişkileri ve onların kendilerine yönelik düşünceleri çalışanların örgütü değerlendirmelerinde ve gösterecekleri tepkilerde çok önemli bir rol oynamaktadır (Ferris ve Kacmar, 1992). Örgütte diğerlerine karşı fırsatçı bir şekilde davranan çalışanlar, örgütteki bireysel politik algılamaları arttırmakta; aksi durumda ise bu tür algılar azalmaktadır (Kırel, 1998b).

Modelde örgütsel politika algılarına etki edebilecek son faktör olarak kişisel etkiler ele alınmıştır. Bu kategoriyi; çalışanın demografik (cinsiyet, yaş) ve kişilik özellikleri (makyevelizm ve kendilik kontrolü) oluşturur. çalışanların doğuştan ya da sonradan kazandığı çeşitli kişilik özellikleri, onların örgüt yaşamlarındaki politik ortama yönelik bakış açılarını ve tepkilerini etkilemektedir (Ferris, vd., 1989). Politik algılamalar, çoğu zaman yönetsel müdahale alanlarının dışında kalan bireysel farklılıklardan kaynaklanan unsurlara bağlı olarak meydana gelmektedir (Valle ve Perrewe, 2000).

Örgütlerde, çoğunlukla düşük pozisyonlarda çalışmak zorunda olan kadınlar ile daha fazla politik manevraya maruz kalan yaşlı çalışanlar; çalışma ortamlarını, bu durumda olmayan çalışanlara göre daha politik olarak görmektedirler (Ferris ve Kacmar 1992). Kişilik özellikleri ile ilişkili olarak; bireysel amaçları için kişilerarası ilişkilerde fırsatçılık ve dolandırıcılık yaparak başkalarını kullanan kişiler olarak

nitelendirilen (Ayhan, 2013) Makyevelistler çalışma ortamlarını göreceli olarak daha politik olarak görmektedir (Kırel, 1998b). Makyevelistler diğerlerini etkilemek için, özellikle yüz yüze ilişkilerde sıklıkla politik davranışlar içeresine girerler (Mohan- Bursalı, 2008; Mohammed, 2011). Kendilik kontrolü çalışanın, davranışlarını ve bu davranışların sonuçlarını içten denetimli olarak yorumlaması şeklinde tanımlanır (Robbins, 1983). Çalışanın çok çalışırsa ödüllendirileceğine, tembellik yaparsa işten atılacağına inanması gibi. Kendilik kontrolü düşük olan çalışanlar, dış etkilere daha açık olacağından diğer çalışanlara göre örgütsel politika algıları daha yüksektir (Ferris ve Kacmar, 1992).