• Sonuç bulunamadı

2.1.4.1. Mcclelland’ın iki taraflı güç kuramı. McClelland, örgütlerde gücün doğru ve yanlış kullanımının üzerinde önemle durmuştur. Bu kuramda, gücün birisi olumsuz diğeri de olumlu olarak iki farklı tarafı bulunur. Gücün olumsuz tarafı, kişisel güçtür. Bireysel güç, bireysel çıkarlar için kullanılır. Bu gücü kullanan yöneticilerin sadece kendi kazançlarını düşündükleri görülür. Onların bireysel gücü bir kazan/kaybet şeklidir. Bu şekli kullanan yöneticilerin hedeflere ulaşmak için diğerlerini basamak şeklinde kullanmaktan çekinmedikleri görülür. Bireysel güç, başkaları üzerinde baskın olma şeklinde kendini göstermektedir. Bu gücü sıkça kullanan yöneticilerin, McClelland tarafından güce aç kişiler şeklinde nitelendirilmesi önemli ayrıntıdır. Gücün olumlu yönüyse, toplumsal güçtür. Toplumsal güç, grup amaçlarının başarılması ve bu şekilde güdülenmeyi yaratmak amacıyla kullanılan güç şeklidir. Yöneticilerin bireysel güçten öte toplumsal gücü kullanmalarının gerektiği vurgulanır. Bunun yanı sıra McClelland, güçlerini başarıyla kullanan yöneticilerin dört tarz davranış sergilediklerini belirtilir (Aşan ve Aydın, 2006, ss. 268-269).

1. Otorite sistemine inanç: Bu tarz yöneticiler biçimsel olan kuralların hiyerarşik ve sistemli olması gerektiğine inanmaktadırlar. Bunlar, emir/komuta zinciri içinde başkalarını etkilemekte ve bundan da memnuniyet duymaktadırlar. Bu yöneticilerin güç kaynakları kendilerinin bir parçası olduğu yetki sistemidir.

2. İş ve disiplin odaklılık: Bu tarz yöneticiler, disiplin ve düzen içinde iş yapmaktan zevk alırlar. Çalışmak, bu kişiler için kazançtan öte bir değer taşımaktadır bu nedenle de çok önemlidir.

3. Özveri: Bu yöneticilerin örgütü ve örgütün ihtiyaçlarını kendi ihtiyaçlarından önde tuttukları görülür. Bunu yaparlarken de, kendi hedeflerine ulaşmanın örgütün hedeflerine ulaşmayla sıkı sıkıya bağlı olduğunu bilmektedirler.

4. Adalete inanç: Adalet her şeyden önemlidir. Her çeşit karar ve uygulamalarda bu temel ilke göz önünde bulundurulur.

2.1.4.2. Etzioni’nin güç analizi. Etzioni (1961), güç konusuna sosyolojik açıdan yaklaşmaktadır. Yazarın, üç çeşit örgütsel güç ve yine üç çeşit örgütsel üyelik olduğundan söz ettiği görülmektedir. Bu güç ve üyeliklerin arasında bulunan ilişki, örgütsel gücün uygun ve uygun olmayan kullanımlarını ortaya çıkarmaktadır. Bu güçler de; cezalandırıcı, ödüllendirici ve kuralsal güçtür (Aydın, 2005, s. 14).

Etzioni’nin güç analizini aşağıdaki gibi sıralamak mümkündür (Aşan ve Aydın; 2006, s. 269) :

1. Zorunlu üyelik: Çalışanların, örgütün üyesi olma hususunda olumsuz bazen de düşmanca duygular beslemeleri söz konusudur. Örgütün üyesi olmayı istemezler. Hapishane ve toplama kampları zorunlu üyeliğe örnek verilebilir.

2. Çıkarcı üyelik: Çalışanların, örgüte ait olmanın fayda ve maliyet analizini yapıp örgütte kalmaları söz konusudur. Örgütler, çıkarcı üyelik adına iyi bir örnektir. 3. Ahlaki üyelik: Kişilerin, kendi ihtiyaçlarına bir faydası olmasa bile örgütün bir

parçası olmaktan memnun olurlar. Türk Eğitim Vakfı gibi gönüllülerden oluşan örgütler örnek olarak verilebilir.

2.1.4.3. Clegg’ in güç devreleri modeli. Clegg (1989)’in ortaya koyduğu güç devreleri modelinin örgütsel güçte farklılaşan seviyelerde görülen işleyişlerle ve bu seviyelerin etkileşimiyle ilgili ayrıntıları açıklayan kavrayıcı çerçeveler sunar ve örgütsel gücü netleştirme imkânları sağlar.

Şekil 2.4. Clegg’ in güç devreleri modeli

Modelde görüldüğü gibi örgütsel güç üç farklı seviyede değerlendirilmektedir. Burada güçler ayrık devreleri içerisinden geçen bir süreci kapsamaktadır. Bu devreleri ve birbirleri ile etkileşimlerinin tüm bunların örgütsel güç bakımından; örgütsel aktörlerin belli şartlar altında, kaynakların kontrollerini ele geçirme mücadelesi içerisine girmeleri anlamına gelir. Faillerin tüm eylemleri, kendisinin de içerisinde bulunduğu ve örgütün kültürel dokusunu meydana getiren anlamlandırma normlarıyla örgütsel üyelik ilişkilerini belirleyen normları dönüştürülerek yeniden üretir. Diğer yandan örgütün var olma hedeflerini gerçekleştirmek için gereksinim duyduğu disiplinsel teknikler ve üretim teknikleri de örgütün kültürel dokusunun oluşmasını sağlayan normlar ile dış çevreden empoze edilen belirsizliklerin etkisi alanındadır. Bu konuda etkisinin olduğu çevresel belirsizlikler, örgütün sosyal yapısı ve sosyalleşme normlarını da yakından etkilemektedirler (Bayraktaroğlu, 1999, s. 92).

2.1.4.4. Cobb’un Bölümlü Güç Modeli. Cobb (1984) gücün uygulanma sürecine odaklanılan bir model önermiştir. Erken dönemde teorik modellerin gücün, amacın algısı ile karar verilmesi arasındaki süreç üzerindeki rollerine odaklandığı görülmektedir. Buna karşılık, son dönem çalışmaları daha ziyade öznel açıdan beklenilen fayda ve beklenti teorilerinin geliştirildiği modellere dayanır. Cobb, temel olarak davranışsal anlayışı benimsemenin yanında, yapının etkilerini göz önüne alacak bir model ile gücü uygulayan aktörle üzerinde gücün uygulandığı aktörün bireysel ve durumsal bağlamlarına dayanılarak bir açıklama sunmaktadır. Önsel şartlar modelin önemli parçasını oluşturmaktadır. Önsel koşullarla anlatılmak istenilen gücün faal kullanımının daha önceden olan koşullar ile ilişkilendirilmesidir. Failin güç kullanımıyla ilgili psikolojik eğilimi, politik yetenekleri ve bireysel güç temelleri önsel koşullar için önemlidir (Yıldız, 2007, s. 16).

Şekil 2.5. Cobb’ un bölümlü güç modeli

Kaynak: Yıldız, 2007, s. 19.

Üzerinde gücün uygulanılacağı, hedefte olan aktör, eyleme hazır olma derecesini; bu durumu yapabilirlik de hedef aktör ile ilgili olan kritik faktörleri kapsamaktadır. Bu iki faktör, organizasyonun biçimsel ve biçimsel olmayan yapısı; kendileriyle örgüt arasında bulunan uyum derecesi; Cobb’un geliştirdiği çapraz faktörler olarak isimlendirdiği belirsizlikler ile mücadele etme düzeyi ve kaynakların kontrolü değişkenlerinin karakterize ettiği şartlar birbirleriyle etkileşim içindedirler (Aydın, 2007, . 20).