• Sonuç bulunamadı

1.1. Sivil Toplum

1.1.6. Örgütlenme Özgürlüğü

Çağımızın sanayileĢmiĢ ve demokratik toplumları, birbirinden kopuk bireylerden çok, örgütlü insan topluluklarından oluĢmaktadırlar. ToplumsallaĢmanın bu örgütlü biçimi,

20

insan temel hak ve özgürlüklerinden “kollektif özgürlükleri” ön plana çıkarmıĢtır. Dernekler, vakıflar, toplantı ve gösteriler, meslek kuruluĢları ve sendikalar, siyasal partiler vb. kollektif özgürlüklerin kullanıldığı somut mekan ve topluluklardır (Tanör, 1994:99). Toplu Eylem Özgürlükleri olarak da adlandırılan bu özgürlükler, birden çok kiĢinin ancak birlikte kullanabildiği, özneleri sürekli yada geçici gruplaĢmalardan oluĢan ve kiĢilerin yalnız olarak gerçekleĢtiremedikleri amaçları hedefleyen özgürlüklerdir. Örgütlü (dernek) ve örgütlü olmayan (toplanma, gösteri ve yürüyüĢ)toplu özgürlükler olarak ikiye ayrılırlar. Bu özgürlükler, bireysel hakların ilerletilmesi, geliĢtirilmesi ve derinleĢtirilmesini hedeflerler (Kaboğlu, 1998:221). BirleĢmiĢ Milletler Genel Kurulu'nun 10 Aralık 1948 tarih ve 217 A(III) sayılı Kararıyla ilan edilen Ġnsan Hakları Evrensel Beyannamesi bu konuyu 20.maddesiyle düzenlemiĢtir. Buna Göre; Madde 20 1. Herkesin silahsız ve saldırısız toplanma, dernek kurma ve derneğe katılma özgürlüğü vardır. 2. Hiç kimse bir derneğe girmeye zorlanamaz.www.belgenet.com

BM KiĢi özgürlükleri ve Siyasal Hakları Uluslar arası Paktı, toplu eylem özgürlüklerini iki ayrı madde Ģeklinde düzenlemiĢtir. 21.maddesi ile “toplanma özgürlüğünü” düzenler: “BarıĢçıl bir biçimde toplanma hakkı hukukça tanınır. Bu hakkın kullanılmasına ulusal güvenliği veya kamu güvenliğini, kamu düzenini, sağlık veya ahlakı veya baĢkalarının hak ve özgürlüklerini koruma amacı taĢıyan demokratik bir toplumda gerekli bulunan ve hukuka uygun olarak getirilen sınırlamaların dıĢında baĢka hiçbir sınırlama konulamaz.” 22.maddesi ile örgütlenme özgürlüğünü düzenler: “Herkes baĢkalarıyla bir araya gelerek örgütlenme özgürlüğü hakkına sahiptir. Bu hakkın kullanılmasına ulusal güvenliğin, kamu güvenliğinin, kamu düzeninin, genel sağlık ve genel ahlakın, baĢkalarının hak ve özgürlüklerinin korunması amacıyla hukuken öngörülmüĢ ve demokratik bir toplumda gerekli olan sınırlamaların dıĢında hiçbir sınırlama konulamaz” (Kaboğlu, 2000:135).

BM Çocuk hakları sözleĢmesi de 15.maddesiyle örgütlenme ve toplanma özgürlüğünü tanımaktadır: “1. Taraf Devletler, çocuğun dernek kurma ve barıĢ içinde toplanma özgürlüklerine iliĢkin haklarını kabul ederler. 2. Bu hakların kullanılması, ancak yasayla zorunlu kılınan ve demokratik bir toplumda gerekli olan ulusal güvenlik, kamu güvenliği, kamu düzeni yararına olarak ya da kamu sağlığı ve ahlâkın ya da baĢkalarının

21

hak ve özgürlüklerinin korunması amaçlarıyla yapılan sınırlamalardan baĢkalarıyla kısıtlandırılamaz” (Kaboğlu, 2000:136).

Ġnsan Haklarının Ve Temel Özgürlüklerinin Korunmasına ĠliĢkin SözleĢme (Avrupa Ġnsan Hakları SözleĢmesi) de bu iki özgürlüğü 11.maddesiyle düzenlemiĢtir:” 1. Herkes asayiĢi bozmayan toplantılar yapmak, demek kurmak, ayrıca çıkarlarını korumak için baĢkalarıyla birlikte sendikalar kurmak ve sendikalara katılmak haklarına sahiptir.

2. Bu hakların kullanılması, demokratik bir toplumda, zorunlu tedbirler niteliğinde

olarak, ulusal güvenliğin, kamu emniyetinin korunması, kamu düzeninin sağlanması ve suç iĢlenmesinin önlenmesi, sağlığın veya ahlakın veya baĢkalarının hak ve özgürlüklerinin korunması amaçlarıyla ve ancak yasayla sınırlanabilir. Bu madde, bu hakların kullanılmasında silahlı kuvvetler, kolluk mensupları veya devletin idare mekanizmasında görevli olanlar hakkında meĢru sınırlamalar konmasına engel değildir.”

Görüldüğü gibi uluslar arası metinlerde örgütlenme özgürlüğü esas olup bazı hallerde hukukilik Ģartına bağlı olmak koĢuluyla sınırlamalar konulması mümkün görülmüĢtür. Bu Ģartlar da yine sayılarak belirlenmiĢtir. Ancak kısıtlama Ģartlarının açık bir tanımı ve sınırı yoktur. Ulusal güvenliğin tanımı ve anlayıĢı ülkeden ülkeye değiĢebilmektedir. Yine kamu emniyeti, kamu düzeni, genel ahlak kavramının tanım ve sınırlarında ülkelere göre farklılıklar olabilmektedir. Bu farklılık ve muğlaklıklar çoğunlukla mahkeme kararlarıyla giderilmeye çalıĢılmaktadır. Bu konularda ülkemizdeki temel hak ve özgürlüklerin geliĢmesi ve yerleĢmesi, demokratik ülkelerin standartlarına ulaĢılabilmesi açısından Avrupa Ġnsan Hakları Mahkemesinin kararları belirleyici olmaktadır. 11.Maddenin ihlaliyle ilgili olarak Türkiye zaman zaman yaptırımlarla karĢılaĢmaktadır. Özellikle toplantı ve gösteri yürüyüĢleri, bu eylemleri önlemede orantısız güç kullanımı, Türkiye‟nin mahkum olduğu hususlardandır.

Ulusal hukukumuza Temel Hak ve Özgürlükler 1876 Anayasasında(Kanun-i Esasi) yapılan 1909 değiĢikliğiyle girmiĢtir. Yapılan bu değiĢiklikle KiĢi özgürlüğü güvence altına alınmıĢ, toplanma ve dernek kurma özgürlüğünün sınırları belirlenmiĢtir. Aynı zamanda çıkarılan Cemiyetler Kanunuyla konu düzenlenmiĢtir (Gözübüyük, 1991:110). Özgürlük anlayıĢı Fransız Ġhtilali zamanlarının anlayıĢından pek farklı olmayan,<Hürriyetin herkes için hududu baĢkalarının hudud-u hürriyetidir> diyen 1924

22

Anayasası ekonomik ve sosyal haklardan hiç söz etmemiĢ,Klasik hak ve özgürlükler ise kısaca sayılmıĢtır (Soysal, 11987:50). 1945‟e kadar tek partili, 1945‟ten 27 Mayıs 1960‟a kadar çok partili bir rejim içinde uygulanan Anayasa, demokratik bir ruha sahip olmakla beraber çoğulcu demokrasi değil,<çoğunlukçu> demokrasi anlayıĢını yansıtır (Özbudun, 1990:13). Bu dönemde çıkarılan 3512 sayılı Yeni Cemiyetler Kanunu ve genel uygulama toplumun örgütlenme özgürlüğünü hemen hemen yok etmiĢtir.

27 Mayıs askeri darbesinden sonra yapılan 1961 anayasasında dernek kurma ve toplantı hak ve hürriyetleri Temel Hak ve Hürriyetler ana baĢlığı altında düzenlenmiĢtir. Buna göre: “Herkes, önceden izin almaksızın dernek kurma hakkına sahiptir. Bu hak, ancak kamu düzenini veya genel ahlâkı korumak için kanunla sınırlanabilir.” Görüldüğü gibi örgütlenme hakkı sadece kamu düzeni ve genel ahlakı korumak için ve kanunla ancak sınırlanabilmektedir. Askeri bir darbeden sonra yapılan Anayasada yer alan bu hüküm on yıl sonra yine bir baĢka askeri müdahale sonrası değiĢtirilmiĢtir. 1971 yılında yapılan değiĢiklik sonrası madde:” Herkes, önceden izin almaksızın dernek kurma hakkına sahiptir. Bu hakkın kullanılıĢında uygulanacak Ģekil ve usuller kanunda gösterilir. Kanun, Devletin ülkesi ve milletiyle bütünlüğünün, millî güvenliğin, kamu düzeninin ve genel ahlâkın korunması maksadıyla sınırlar koyabilir.

Hiç kimse bir derneğe üye olmaya veya dernekte üye kalmaya zorlanamaz. Dernekler, kanunun gösterdiği hallerde hâkim kararıyla kapatılabilir. Devletin ülkesi ve milletiyle bütünlüğünün, millî güvenliğin, kamu düzeninin ve genel ahlâkın korunması bakımından gecikmede sakınca bulunan hallerde de, hâkim kararına kadar kanunun açıkça yetkili kıldığı merciin emriyle faaliyetten alıkonulabilir.”Bu değiĢiklik sonrası örgütlenme özgürlüğü kısıtlandığı gibi hakim kararıyla kapatma ve kanunun açıkça yetkili kıldığı merciince faaliyetten alıkonma mümkün hale gelmiĢtir. Bu yetkili mercii de Ġl ve Ġlçede emniyet ve asayiĢten birinci derecede sorumlu olan Mülki Amirlerdir. Bu dönemde çıkarılan 1630 sayılı Dernekler Kanunu Anayasada değiĢiklik yapma gerekçelerine bağlı olarak örgütlenme özgürlüğünü kısıtlayıcı hükümler içermektedir. 1982 Anayasası örgütlenme özgürlüğünü Temel Haklar ve Ödevler ana baĢlığı altında KiĢinin Hakları ve Ödevleri bölümünde düzenlemiĢtir. Her Ģeyden önce Kısım ve Bölüm baĢlıkları bir hakkın hemen yanında bir ödev verme anlayıĢıyla hazırlanmıĢtır. Dernek kurma hürriyetine iliĢkin kanun maddesi iki defa değiĢtirilmiĢtir. Buna rağmen

23

hala kısıtlayıcı pek çok hüküm içermektedir. Buna göre: Herkes, önceden izin almaksızın dernek kurma ve bunlara üye olma ya da üyelikten çıkma hürriyetine sahiptir. Hiç kimse bir derneğe üye olmaya ve dernekte üye kalmaya zorlanamaz. Dernek kurma hürriyeti ancak, millî güvenlik, kamu düzeni, suç iĢlenmesinin önlenmesi, genel sağlık ve genel ahlâk ile baĢkalarının hürriyetlerinin korunması sebepleriyle ve kanunla sınırlanabilir. Dernek kurma hürriyetinin kullanılmasında uygulanacak Ģekil, Ģart ve usuller kanunda gösterilir. Dernekler, kanunun öngördüğü hallerde hâkim kararıyla kapatılabilir veya faaliyetten alıkonulabilir. Ancak, millî güvenliğin, kamu düzeninin, suç iĢlenmesini veya suçun devamını önlemenin yahut yakalamanın gerektirdiği hallerde gecikmede sakınca varsa, kanunla bir merci, derneği faaliyetten men ile yetkilendirilebilir. Bu merciin kararı, yirmidört saat içinde görevli hâkimin onayına sunulur. Hâkim, kararını kırksekiz saat içinde açıklar; aksi halde, bu idarî karar kendiliğinden yürürlükten kalkar. Birinci fıkra hükmü, Silahlı Kuvvetler ve kolluk kuvvetleri mensuplarına ve görevlerinin gerektirdiği ölçüde Devlet memurlarına kanunla sınırlamalar getirilmesine engel değildir. Bu madde hükümleri vakıflarla ilgili olarak da uygulanır.” Bu dönemde çıkarılan 2908 sayılı Dernekler Kanunu aynı anlayıĢı yansıtmaktadır. Avrupa Ġnsan Hakları Mahkemesine baĢvuru hakkının kabulünden sonra verilen aleyhte kararlar ve Avrupa Birliğine uyum sürecinde yapılan düzenlemeler çerçevesinde 2004 yılında 5253 sayılı Dernekler kanunu daha özgürlükçü bir anlayıĢla hazırlanmıĢ ve uygulamaya konulmuĢtur.

Örgütlenme özgürlüğüyle ilgili olarak Ulusal mevzuatımız, Anayasa ve yasalar ve bunlarda yapılan değiĢiklikler daha sonraki bölümde daha ayrıntılı açıklanacaktır.

Benzer Belgeler