• Sonuç bulunamadı

1. Problem Durumu

2.3. Örgüt Normları Konusunda Yapılmış Araştırmalar

Sherif (1935, Akt. Kağıtçıbaşı, 2010) tarafından grup normlarının oluşumunun incelendiği çalışmada, otokinetik etki diye bilinen bir görsel algı yanılgısından faydalanılmıştır. Bu araştırmada birbirlerini tanımayan, birbirleri ile daha önce herhangi bir grup içinde bulunmamış katılımcılar belirlenmiştir. Bu katılımcılar öncelikle teker teker laboratuvara alınmış, kendilerine bir algı deneyi yapılacağı söylenerek tamamen karartılmış bir odada, ufak ve hareketsiz bir ışık kısa aralıklarla gösterilmiştir. Işık her gösterilişinde, katılımcılardan bu ışığın hangi yönde ve ne kadar hareket ettiğini tahmin etmeleri istenmiştir. Araştırmanın ilk aşamasını oluşturan bu bölümde, her deneğin önce birbirini hiç tutmayan sayılar verdiği, fakat zamanla belli bir sayıda karar kıldığı belirlenmiştir. Araştırmanın ikinci aşamasında, katılımcılar birkaç kişilik gruplar halinde laboratuvara alınmış ve ışığın her gösterilişinde uzunluk yargılarını yüksek sesle belirtmeleri istenmiştir. Araştırma

 

sonucunda, ilk aşamada birbirlerinden farklı standart geliştirmiş katılımcıların, bir araya geldiklerinde, bu standartlardan vazgeçerek grup halinde tek bir standart oluşturdukları belirlenmiştir. Bu araştırma sonuçları itibarı ile sosyal etki ve uyma davranışının anlaşılması açısından “klasik” olarak nitelendirilen, önemli bir araştırma olarak kabul edilmektedir.

Asch (1951, Akt. Kağıtçıbaşı, 2010) tarafından yapılan bir çalışmada, doğru bildiğini sandığı şeyin tersini iddia eden bir grup içerisinde bireyin nasıl davrandığı belirlenmeye çalışılmıştır. Laboratuvar ortamında yürütülen çalışmada, belirli sayıda bireyden meydana gelen gruplara sırayla birçok kart çifti gösterilmiştir. Her çift kartın birinin üstünde çeşitli uzunlukta üç çizgi, diğerinde ise tek bir çizgi olup, tek çizgi diğer karttaki üç çizgiden biriyle aynı uzunluktadır. Deneklerden tek çizginin uzunluk bakımından diğer karttaki çizgilerden hangisine benzediğini belirtmeleri istenmiştir. Araştırmada her kart çifti gösterildiğinde, önce araştırmacının denek rolü yapan yardımcıları sırasıyla yargılarını söylemekte, daha sonra ise esas deneğe sıra gelmektedir. İlk birkaç kart gösterildiğinde, araştırmacının yardımcıları doğru cevap vererek deneklerin güvenini kazanmaya çalışırlar. Ancak sonrasında hep yanlış cevap vermeye başlarlar. Araştırmada bazı deneklerin sıra kendine gelene kadar diğerlerinin verdiği cevaplardan rahatsız oldukları ancak gerçeğe aykırı olduğu halde diğerlerinin kararlarını tekrarladıkları belirlenmiştir. Çok sayıda deneğin kullanıldığı bu araştırmada, kullanılan bütün deneklerin yaklaşık % 35’inin, yanlış ta olsa grup tarafından verilen kararlara uyarak apaçık gördükleri şeyin tersini söylemeleri şaşırtıcı ve önemli bir bulgudur.

Dittes ve Kelly (1956, Akt. Kağıtçıbaşı, 2010) tarafından yapılan çalışmada, grup hiyerarşisi ile grup normlarına uyma davranışı arasındaki ilişkinin belirlenmesi amaçlanmıştır. Çalışmada bir deney grubu oluşturulmuş ve gruptaki bireyler bir süre beraber çalıştıktan sonra, grup üyelerinin her birine grubun kendisini ne derece kabul ettiği ve ona ne kadar değer verdiği

 

hakkında bilgi verilmiştir. Aslında birbirinden farklı olmayan bu deneklerin bazılarına, “grup seni seçti, sana değer veriyor” şeklinde bilgi verilirken, diğer bazılarına “seni isteyenler de var istemeyenlerde, ortadasın” şeklinde bilgi verilmiştir. Üçüncü grubu oluşturan deneklere ise, “grup seni seçmedi, grup içinde olman fazla değerli görülmüyor” şeklinde bilgi verilmiştir. Deneklere verilen bilgilerin hepsi asılsız ve grup içinde deneysel olarak statü farklılaşması yaratmak için araç olarak kullanılmıştır. Araştırma sonucunda, kendilerini grubun kısmen kabullendiğini düşünen (orta statüdeki) deneklerin, grup tarafından reddedildiğini (alt statü) ya da kabul edildiğini (üst statü) düşünen deneklere göre, grup normlarına daha içten bağlandıkları ve büyük bir hevesle normlara uyma davranışı gösterdikleri belirlenmiştir. Söz konusu çalışmada kısmen kabullenildiğini düşünen deneklerin grup normlarına uyma davranışını sergilenmelerinde temel amacın grup desteğini sağlama almak ve reddedilmemek olduğu belirtilmiştir.

Little (1982) tarafından yapılan araştırmada, okul başarısında etkili olan mesleki normların belirlenmesi amaçlanmıştır. Araştırmanın verileri, 105 öğretmen ve 14 okul yöneticisi ile yapılan yarı yapılandırılmış görüşmelerden ve yapılan gözlemlerden toplanmıştır. Araştırma görece 4 başarılı ve 2 başarısız okulda yürütülmüştür. Yapılan analizler sonucunda, mesleki gelişime daha açık olan başarılı okulların, başarısız okullardan personel arasındaki etkileşime ilişkin normlar açısından farklılaştığı belirlenmiştir. Başarısız okullarla karşılaştırıldığında başarılı okullarda öğretmenlerin, mesleki ilişkiler ve sürekli gelişime (yeni şeyler deneme) ilişkin normlara daha fazla değer verdiği belirlenmiştir. Başarılı okullarda öğretmenlerin, meslektaşları ve okul yöneticileri ile daha fazla mesleki iletişimde bulunduğu, bu bağlamda meslektaşları ile eğitim-öğretimle ilgili konularda konuştuğu, plan ve hazırlıklarını paylaştığı belirlenmiştir.

 

Gebbia (1999) tarafından yapılan çalışmada örgüt normlarının, örgütsel vatandaşlık davranışları üzerinde nasıl bir rolü olduğu belirlenmeye çalışılmıştır. Araştırmanın verileri ast, yönetici ve yardımcı işçilerden oluşan 170 kişilik bir çalışma grubundan elde edilmiştir. Astlar kişilik özellikleri ve işe ilişkin tutumlarla ilgili soruları yanıtlamışlardır. Yöneticiler ise astların örgütsel vatandaşlık davranışları ve iş performanslarına ilişkin soruları yanıtlamışlardır. Astlar, yöneticiler ve yardımcı işçilerin tamamı ise örgüt normları ile ilgili soruları yanıtlamışlar ve çalışma grubunun normlarının ölçülürken bu üç farklı kaynaktan elde edilen veriler bir arada değerlendirilmiştir. Yapılan regresyon analizi sonucunda, örgüt normlarının, örgütsel vatandaşlık davranışına ilişkin varyansın yaklaşık %12’sini açıkladığı belirlenmiştir. Regresyon modeline işe ilişkin tutumlar ve kişilik özellikleri eklendiğinde, örgüt normlarının örgütsel vatandaşlık davranışına ilişkin varyansın yaklaşık %16’sını açıkladığı belirlenmiştir.

Hammer, Saksvik, Nytrø, Torvatn ve Bayazit (2004) tarafından yapılan araştırmada, iş performansı ve sosyal ilişkilere ilişkin örgüt normları ve iş-aile çatışması ile iş stresi ve sağlık semptomları arasındaki incelenmiştir. Araştırmanın verileri Norveç’te içecek ve yiyecek sanayisinde faaliyet gösteren 56 farklı firmada görev yapan toplam 1346 çalışandan toplanmıştır. Hiyerarşik lineer modelleme yöntemi kullanılarak yapılan analizler sonucunda, iş performansı ve sosyal ilişkilere ilişkin örgüt normları ile iş-aile çatışmasının, iş stresine ilişkin varyansı büyük bir oranda açıkladığı belirlenmiştir. Araştırma sonucunda; sosyal ilişkilere ilişkin normlar ile meslektaş ve yönetici desteği arasında pozitif yönde orta düzeyde, iş performansına ilişkin normlar ile aile-iş çatışması arasında pozitif yönde orta düzeyde bir ilişki olduğu belirlenmiştir. Araştırmada ayrıca sıkı çalışma ve işe sürekli devam etmeyi öngören örgüt normları ile iş stresi arasında pozitif yönde bir ilişki olduğu belirlenmiştir.

BÖLÜM III