• Sonuç bulunamadı

C Ö DUYGUSAL ZEKA

3.6. Örgüt Kültürü ve letişim Becerileri lişkis

Güçlü ve başarılı örgüt kültürlerinde bireyleri destekleyici, empatik bir ortamın olduğu doğrudan iletişim biçimi geçerlidir. Kurallar ve kanallar belirginleştirilmiş, açıklık, dürüstlük ve sürat anlayışı benimsenmiştir. Mesajların açık şekilde verildiği kolaylaştırılmış bir iletişim biçimi söz konusudur. Böyle bir iletişim örgüt üyeleri arasında inandırıcı ve akılda kalıcı bir etki yapar. Buna karşın zayıf bir örgüt kültürünün en belirgin işaretlerinden biri örgüt içi iletişimde yaşanan sorunlardır. İletişim sürecinde yaşanan sorunlar yanlış algılamalara ve bunun sonucu olarak bireyler arasında çatışmalara neden olmaktadır (Cansu, 2006, s.87).

Örgüt kültürü iletişim üzerinde kilit bir rol oynamaktadır. Conrad & Poole (2005)’e göre iletişim, kişiler arasında yaratıcılık, sürdürülebilirlik ve yönetim

metodu anlamına gelmektedir. İletişim insanlara kültürü geliştirmeleri için yardım eder. Bu yüzden, iletişim ve kültür ayrılmaz ve her zaman birliktedir, şöyle ki iletişim kültürü hem etkiler hem etkilenir. İletişim etkinliğinin geleneksel yaklaşımına göre iletişim örgüt kültürünü etkiler ve kişiler arası paylaşılan değerleri, fikirleri, davranışları güçlendirir (Tucker v.d., 1996; Goodman, 1998).

Van Maanen ve Kunda (1989), örgüt kültürünün çalışanların duygularının yönlendirildiği ve geliştirildiği ve duygularının paylaşıldığı güçlü bir anlam ifade ettiğinden söz etmektedir.

Gudykunst (1 ), bireylerin örgütteki iletişim sürecini biçimlendiren bir kültür içerisinde sosyalleştiklerini ve aynı zamanda iletişim aracılığıyla zaman içinde kültürü değiştirebildiklerini belirtmektedir. Benzer şekilde, Ko alski (2000), kültürün iletişimsel bir oluşum olarak görülebileceğini ve iletişimin kültürün oluşması, yönetilmesi ve sürdürülmesinde merkezi bir role sahip olduğunu ileri sürmektedir.

Luftman (2004), örgütün hedeflerine ve başarıya ulaşması için etkili iletişimin desteklendiği sürdürülebilir kültürün örgütün temelini oluşturduğunu ifade etmektedir. Ayrıca, Gray and Robertson (2005), iletişimin örgüt kültürünü ve davranışları direkt olarak etkilediğinden bahsetmektedir. Kültür, iletişim yoluyla paylaşılır.

İletişimi ve kültürü birbirinden ayırmak ya da öncelikli olanın hangisi olduğunu belirlemek son derece zordur. Çünkü kültür insanların yaşayış biçimleri, iletişim ise varoluşlarının kanıtı gibidir. Çoğu zaman iletişim ve kültür birbirinin göstergesidir. İletişim kültürel bir etiket, kültür de iletişimin temel zeminini oluşturması açısından anlamlar bütünüdür. İletişim esnasında kodlanan mesajın içeriği kültürün etkilerini taşır. Kullanılan sözcükler, ses tonu, jestler zihinde yer

düşünceyi kodlar. Aynı zamanda mesajı alan kişinin zihninde aynı imge ve anlamı içermesi yani hedeflenen şekilde çözümlenmesi iletişimde ortak zemini oluşturan kültürün etkisini kanıtlar durumdadır (Aydın, 2012, s.76).

İletişim ve kültür ilişkisinin hikayesi örgütün ilk oluşum aşamasında başlar ve örgütlerin faaliyette bulundukları süre boyunca devam eder. Örgütü oluşturan kişiler bir kültüre sahiptir ve bu kültürle uyumlu bir iletişim biçimi benimsemişlerdir. İster aynı isterse farklı kültürlere sahip bu kişiler birbirleri ile iletişime geçerek örgüt fikrini ortaya atar ve geliştirir. Bu aşamada iletişim halinde olan örgüt kurucularının sahip oldukları kültür, örgütün kuruluş aşamasında etkilidir. Ortak amaçları etrafında buluşan bu kişiler onları hedeflerine ulaştıracak değer ve tutumları örgüte taşır. Artık örgüt bir kimliğe bürünmüş, kendine has değerleri olan bir yapıdır. Örgütün işleyişi onun kültürünü gösteren öğelerdir. Bu işleyiş içinde bağı sağlayan ise iletişimdir.

Bir örgütün iletişim sistemi ya da örgüt kültürü nihai olarak bu ilişkiye ya katkıda bulunacaktır ya da zarar verecektir. Bu açıdan örgüt kültürü ve iletişimin birbirlerine etki ettikleri noktaların tespitini ve iletişimin örgüt kültürü üzerindeki olumlu ya da olumsuz etkilerinin ortaya çıkarılması önem arz etmektedir.

Bir örgütte İletişim kanalları ne kadar doğru ve etkin kullanılırsa o örgütün kültürü o derece güçlenmektedir. Çünkü iletişimin örgüt kültürü üzerindeki en önemli etkisi hiç şüphesiz örgüt kültürünü oluşturan değerlerin, tutumların, inançların, normların aktarılmasını sağlamak ve benimsetilmesine yardımcı olmaktır.

Hastanelerin her biri kendine özgü temel değerlere, inançlara, geleneklere ve iletişim stillerine sahip olan ve belirli sınırlar içerisinde varlığını sürdüren örgütlerdir. Bu çalışmada, düşünce ve sembollerin paylaşılmasını sağlayarak sağlık çalışanlarının duyguları, değerleri, inançları ile olay ve olgulara yükledikleri anlamları ortaklaşa hale getirerek örgüt kültürünün oluşturulması ve sürdürülmesinde iletişim sürecinin yeri ve önemi üzerinde durulacaktır.

Behera ve Pena’nın (2014) Orisada bir özel üniversite öğrencileri ve çalışanları üzerinde yaptığı araştırmalarında duyguların etkili iletişimde gözardı edilemeceği bu ilişkinin pozitif bir çevre oluşturacağı ve ilişkinin doğru kurulamadığında negatif bir örgüt kültürü ve ikliminin oluşacağına vurgu yapmışlardır (Behera ve Pena , 2014, s.104).

Ülkemiz açısından bakıldığında çalışma yaşamında duyguların yönetimine ilişkin yeterli çalışmanın olduğunu söylemek zordur. İş ve duygu birbiriyle karıştırılmaması gereken iki olgu olarak algılanmaktadır. Oysa bireyler işe gelirken duygularını da beraberinde getirmektedirler. Ülkemizde yapılan çalışmaların daha çok duygusal zekaya yönelik çalışmalar olduğu görülmektedir. Yapılan birçok çalışmada duygusal zeka farklı bir değişkenle birlikte ele alınarak araştırılmıştır. Duygusal zeka konusu daha çok bireysel bir bakış açısıyla ele alınmaktadır. Oysa çalışma yaşamında duygular sadece bireyleri değil, iletişim ile birlikte diğer çalışanları ve örgütleri de derinden etkilemektedir (Akçay, 2012, s.5).

3. . Örgüt Kültürü ve Duygusal Zeka lişkisi

Örgüt Kültürü; birey ve örgüt arasındaki etkileşim ile yapılandırılmış ve onu açıklamak için kullanılan, kişisel ve öznellik, akıldışılık, duygusallık gibi karakter özellikleri var olmadan açıklanamayan toplumsal bir olgudur (Tolmats and Reino, 2006, s.125). Bu aşamada, duygusal zeka, organizasyonun örgüt kültürünü şekillendirmesine ve organizasyonun tüm seviyelerindeki faaliyetlerine katkı sağlar (Langhorn, 2004, s.226).

Duygusal zek ve örgüt kültürü iki farklı kavram olarak çeşitli araştırmalara konu olmuş ve üstünde çalışmalar yapılmış konulardır. Duygusal zek kavramı son yıllarda ön plana çıkan, yönetim bilimlerindeki yeri de bunun paralelinde sorgulanmaya başlayan ve ünü gün geçtikçe artan bir kavramdır. Örgüt kültürü

başlamıştır. ilk bakışta, birbirleriyle ilişkisiz gibi görülen bu iki kavram bir bütün olarak ele alındığında birbirlerini tamamlayan kavramlardır. Örgüt kültürü duygusal zeka üzerinde önemli bir rol oynamaktadır. Duygusal zeka süreci motivasyonun, girişimin, sürdürülebilirliğin gelişmesidir, uzun bir süre boyunca tekrarlanan pratik gerektirir (Jorfi, 2012, s.4).

Parson (1 56) geliştirmiş olduğu AGIL modeli doğrultusunda; her sosyal sistemde bütünleşme, uyum, amaca ulaşma ve meşruluk fonksiyonlarının mevcut olması gerektiğini ifade etmekte ve sistemin sürdürülebilir yapısını AGIL’e bağlamaktadır. Parson modeli, örgüt kültüründe sosyal değerlerin katkıları üzerinde durmakta ve örgütün varlığını devam ettirebilmesi, amaçlarına ulaşabilmesi için sosyalleşmesi gerektiğinin altını çizmektedir. Sosyalleşme kavramı ile kastedilen örgütün faaliyet gösterdiği çevreye uyumudur. Parson’a (1 56) göre bu uyum, öncelikle örgütün kendi içerisinde yaratacağı iç uyumdan geçmektedir. Nitekim AGIL Modelinin “bütünleşme” boyutu bu iç uyumu tarif etmektedir. Goleman (2002) geliştirdiği modelinde sosyal bilinç ve ilişki yönetimi boyutlarıyla örgüt içi uyumun yaratılmasında duygusal zek nın önemini ön plana çıkarmaya çalışmaktadır. Dolayısıyla bu modellerde örgüt için birbirini tamamlayan boyutlar içerdiği görülmektedir.

Goleman, Boyatzis ve McKee (2002) yöneticilerin duygusal zekasının kültür üzerinde özellikle de örgüt kültürü üzerinde çok önemli bir etkisi olduğundan bahsetmektedirler. Bu yüzden kültür duygusal zekanın gelişimini etkiler (Jorfi, 2012). Duygusal zekaya sahip yöneticiler ilişki içerisindeki koordinasyonlar sonucunda klan-tipi örgüt oluştururlar. Bu yönetim tarsi, çalışanların ilişkilerinin ve karşılıklı iletişimlerinin güçlendirildiği örgütsel değer yaratır (K an ve Walker, 2004, s.23).

Trabun’a (2002) göre eğer bir organizasyon örgütsel kültürün gelişme sürecinin bir parçası olarak duygusal zekaya önem veriyorsa, sosyal ve duygusal öğrenmeyi destekleyen yüksek bir örgütsel kültür seviyesi sağlar demektedir.

Esba (200 ), yöneticilerin duygusal zekalarının örgüt kültürüne etkisini incelediği yüksek lisans tezinde yöneticilerin duygusal zek düzeyleri arttıkça çalışanlar arasında örgüte bağlılığın arttığı, örgütün benimsediği kültürün çalışanlar tarafından daha da içselleştirildiği sonucuna varılmıştır. Yöneticinin duygusal zeka düzeyinin örgüt kültürüne yönelik sağladığı katkının göz ardı edilemeyecek boyutlarda olduğunu korelasyon analizlerinde ve regresyon modellerinde ortaya koymuştur (Esba, 200 , s.115).

Behera ve Pena’nın (2014) Orisa’da bir özel üniversitenin öğrencileri ve çalışanları üzerinde yaptıkları araştırmalarında duyguların etkili iletişimde pozitif bir çevre oluşturacağına ve ilişkinin doğru kurulamadığında negatif bir örgüt kültürü ve ikliminin oluşacağına vurgu yaparak bu ilişkiden söz etmişlerdir (Behera ve Pena , 2014, s.100).

Tolmats ve Reino tarafından Estonya’da iki iş sektöründe yapılan bir araştırmaya göre; duygusal zeka yeterlilikleri ve örgüt kültürü arasında bağlantı olduğu bulunmuştur (Tolmats and Reino, 2006, s.130). Araştırma sonuçları göstermektedir ki; duygusal zekası yüksek olan katılımcıların, düşük olanlara göre örgüt kültürü değerleri yüksektir. Araştırmaya göre duygusal zeka, örgüt kültürünün insan ilişkileri, açık sistem ve mantıklı hedef başlıkları ile pozitif ilişkili bulunmuştur, bu yüzden işletmede çalışanların duygusal zekasının geliştirilmesi, işletmede örgüt kültürünün geliştirmesini mümkün göstermektedir (Tolmats and Reino, 2006, s.132).

hizmet sağlayıcı sektöründe yapılan diğer bir araştırma sonuçları göstermektedir ki; duygusal zeka direkt olarak örgüt kültürünü etkilemektedir. Yani İşletmede, duygusal zekanın yaratılması, örgüt kültürünün geliştirilme yollarından biridir (Danaeefard, Salehi, Hasiri ve Noruzi, 2012, s.1925).

DÖ D C Ö

DU GU Z K C K : Ö G K CI

( Z Z K Ğ I H K H Ö Ğ )

Bu bölümde duygusal zeka ve iletişim becerileri ilişkisini belirlemek ve örgüt kültürü aracı rolünü ortaya çıkarmak amacıyla, verilerin toplanması için izlenen yöntem ve toplanan verilerin analiz edilmesi için kullanılan istatiksel yöntemler açıklanmaktadır.