• Sonuç bulunamadı

Okul öncesi dönem, çocukların ilerideki yaşamlarının temelini oluşturan ve onları birçok yönden etkileyen önemli bir süreçtir. Bu dönemde çocuğun dış dünya ile etkileşimini destekleyen, ona çevresini tanıma imkânı sağlayan, deneyimler kazandıran ve bir takım alışkanlıklar edinmesine yardımcı olan en temel kurum

11

ailedir. Aile, çocuğun yaşamının her alanında özel bir konuma sahip olmakla birlikte çocuğun da ilk eğitimcisi olarak ifade edilmektedir (Arabacı ve Aksoy, 2005). Okul öncesi eğitimin daha yararlı bir hale getirilmesi ve yaygınlaştırılması için çocuğun ilk eğitimcisi olan anne ve babalar büyük bir role sahiptir.

Çocuğun kişiliğinin şekillenmeye başladığı ve çevresindeki bireylerle iletişim kurmasında etkili olan aile, çocuğun gelişmesini aynı zamanda öğrenmesini sağlayan, ilk deneyimlerinin paylaşıldığı bir etkileşim ortamıdır. Bu ortamdaki anne ve babalar çocuğun gelişiminden ve eğitiminden sorumlu kişiler olarak ifade edilmektedir (Çamlıbel-Çakmak, 2010). Okul öncesi dönemde verilen eğitimin çocukların yaşamlarına dair hedeflerini belirlerken bu yolda yalnız olduklarını düşünmek de bu noktada doğru değildir. Çocuk ailesiyle birlikte bir bütün olarak ve dünyada olan biteni anlamlandırmasına destek olan bir kurum olarak kabul edilmelidir (Cömert ve Güleç, 2004).

Anne ve babaların eğitim sürecini okulla etkileşim halinde yürütmeleri ve sürece etkin katılım göstermeleri, her geçen gün farklılaşan dünyada çocuk gelişimi ve eğitimi hususunda bilgilenmelerine katkı da bulunarak çocuklarının başarılı ve daha donanımlı bir kişilik geliştirmelerine fayda sağlamaktadır. Böylelikle okul öncesi eğitimi, çocuğun sosyalleşmesinin yanında ilköğretime hazırlanmasını sağlayacak hem de anne ve babaların çocuklarının gelişimi ve eğitimi hakkında bilgi sahibi olmasına katkıda bulunacaktır. (Altınkaynak ve Yanıklar, 2014). Bu sebeple de nitelikli bir eğitimin en önemli bileşenlerinden biri olarak aileyi kabul etmek mümkündür.

Okul öncesi dönemdeki aile beklentileri, çocukların bilişsel, fiziksel ve sosyal gelişimlerini de etkilemektedir. Gelir durumu, eğitim düzeyi, yaşam stili kısaca farklı özelliklere sahip olan ailelerin okul öncesi eğitimden beklentileri de farklılık göstermektedir. Ancak tüm bu farklılıklara rağmen anne ve babalar okul öncesi eğitiminin çocuğun gelişiminde büyük bir öneme sahip olduğunu, bu dönemin çok iyi değerlendirilmesinin bilincinde olmalarını, buradan yola çıkarak da okul öncesi eğitimden faydalanma yolunu seçmeleri gerekmektedir. Bununla birlikte okul öncesi eğitimde ailenin ayrılmaz bir parça olarak görülmesi, çocukların ilgi istek ve ihtiyaçlarının yanında anne babaların da istek ve beklentilerini dikkate almak okul öncesi eğitime olan katılımı ve eğitimin niteliğini de arttıracaktır (Aibao, Xiaofeng ve Hajime, 2007).

12

Ebeveynlerin çocuğun eğitiminde aktif rol oynaması ve okulla iş birliği halinde olmasının ebeveynlere sağlayacağı faydalar şu şekilde sıralanabilir (Cömert ve Güleç, 2004):

• Çocuğun eğitiminde anne ve baba olarak kendi rollerinin farkına varma • Çocuğun gelişimini çok yönlü olarak destekleme

• Çocuğun eğitiminde kendine güven duyabilme

• Anne ve babanın kendi becerilerinin ve yeteneklerinin farkına varması • Çocukları birer birey olarak görmesi ve onlara duydukları saygının artması • Sağlıklı iletişim kurabilme

• Zaman ayıramamaktan kaynaklı suçluluk duygusunu aza indirme • Anne babanın kendisine ve çocuğuna yeni beceriler kazandırabilmesi.

Lahaie, (2008) çocuğun eğitimine katılım gösteren ailenin, çocuğunun gelişimini büyük oranda desteklediğini ve matematik becerilerini daha da geliştirdiğini tespit etmiştir. Ayrıca ailenin eğitime katılmasında ana dili İngilizce olmayan göçmen ailelerin çocukları için daha yararlı olduğunu ifade ederek bir sonraki eğitim kademesi için hazır bulunuşluklarını da arttırdığını ifade etmiştir. Başka bir araştırma sonucunda, babaların eğitime katılım göstermesiyle çocukların zihinsel sosyal ve duygusal gelişimlerinin etkilendiği belirtilmiştir (Cabrera, Shannon ve Le Monda, 2007). Yirmi beş araştırmanın meta-analizini yapan Chen ve Fan, (2001) anne babaların eğitimde katılım göstermeleri ile çocukların akademik başarıları arasındaki ilişkinin varlığını incelemiş ve bu inceleme sonucunda anne babaların eğitimde aktif rol alması ile çocukların başarısı arasında olumlu ve güçlü bir ilişki olduğu ortaya çıkmıştır.

Kotaman, (2008) anne babaların çocuğun eğitiminde yer aldıkları takdirde çocukların hayat boyu daha başarılı oldukları; çocukların okula karşı daha olumlu tutumlar yansıttıkları, eğitimin ileri süreçlerine geçişte daha istekli oldukları ve üniversiteye gitme şanslarının daha yüksek olduğunu belirtmiştir. Yine bunun yanında anne babalar eğitim kurumuyla işbirliği içerisinde olup yapılan çalışmalarda aktif rol aldıklarında, çocukların oryantasyon problemi yaşamadıkları ve okula devam noktasında olumsuz durumların olmadığı sonucu ortaya çıkmıştır. Epstein ve Sheldon, (2002) anne ve babaların eğitimde aktif rol oynamalarının çocuğun okula devamını sağlamada ve okulu bitirmeden ayrılma ihtimalini yok etmede etkili

13

olduğunu ortaya koymuştur. Bununla birlikte anne ve babanın eğitime katılım göstermelerinin; çocuğun sosyal ve davranışsal gelişimlerine katkı sağladığını, disiplin sorunlarını azalttığını bunun sonucunda da çocuğun daha güvenli bir ortamda gelişimlerinin desteklenmesine katkıda bulunduğunu belirtmişlerdir.

Okul öncesi eğitim kurumlarında verilen eğitimin amacına ulaşabilmesi ve eğitim faaliyetlerinin en etkili şekilde sürdürülmesinin, anne ve babaların eğitim sürecine aktif katılım sağlamalarıyla mümkün olduğu görülmektedir. Bu sebeple çocuğun eğitimine birçok boyutta katkı sağlayan ve etkin rol oynayan anne babalar, okul öncesi dönemdeki çocuğun okuldaki eğitimini evde de sürdürerek çocuğun öğrenme sürecindeki devamlılığını desteklemiş olacaklardır.