• Sonuç bulunamadı

Araştırma sahasıyla ilgili önceki çalışmalar daha çok jeoloji, tektonik, maden ve bitki örtüsü konularında yoğunlaşmaktadır. Bu çalışmalar, genelde araştırma sahasının belli bölümlerini kapsamakta olup, aşağıdaki gibi sıralanmaktadır.

Yalçınlar ( 1958 ), Gediz ve Bakırçay vadileri arasında kalan sahada ayrıntılı incelemelerde bulunarak, yörenin Paleozoyik ve bilhassa Antrakolitik tabaklarının özelliklerini açıklamıştır.

Brinkman ve diğerleri ( 1970 ), Soma Dağları’nın jeolojisi ile ilgili incelemelerinde, Soma Dağları’nda madencilik bakımından önemli linyit kömürü bölgesinin 1/25000 ölçeğinde jeolojik etüdünü yapmışlar ve bugünkü rölyefin teşekkülünü ortaya koymuşlardır.

Nebert ( 1978 ), “ Linyit İçeren Soma Neojen Bölgesi, Batı Anadolu ” adlı çalışmasında kömür yataklarının oluşumunu açıklayarak, bu yöredeki karmaşık tektonik yapının aydınlatılmasına katkıda bulunmuştur.

Biricik ( 1980 ), Kırkağaç Dağları ve Kırkağaç depresyonu ile ilgili çalışmasında, bu yörenin jeolojik, jeomorfolojik ve yer altı suları açısından özelliklerini belirtmiştir.

Akyürek ve Sosyal ( 1983 ), “ Biga Yarımadası Güneyinin ( Savaştepe – Kırkağaç – Bergama – Ayvalık ) Temel Jeoloji Özellikleri ” adlı çalışmada, yörenin ayrıntılı stratigrafisini ortaya koymuşlar ve ayrıntılı jeoloji haritaları hazırlamışlardır. Hoşgören ( 1983 ), Akhisar havzasının jeolojik özelliklerini belirterek, bu havzanın jeomorfolojik özelliklerini ayrıntılı bir şekilde incelemiştir.

Öğdüm ( 1983 ), “ Menemen Dumanlıdağ volkan konisi ve kalderasının jeomorfolojisi, evrimi ” adındaki çalışmasında, Dumanlıdağ volkan konisi ve kalderasının oluşum özelliklerini ve evrimini blokdiyagramlar çizerek, ayrıntılı olarak açıklamıştır.

Yalçınlar ( 1983 ), “ Türkiye’de Neojen ve Kuaterner Omurgalı Araziler ve Jeomorfolojik Karakterleri ” isimli eserinde Manisa ve Soma çevresindeki arazilerde bulunan omurgalı hayvan fosilleri ile bu arazilerin paleocağrafya, jeolojik ve jeomorfolojik bakımdan özelliklerini belirtmiştir.

Tuncay ve diğerleri ( 1984 ), “ Dikili – Bergama – Çandarlı ( Batı Anadolu ) yöresinin jeolojisi ve magmatik kayaçların petrolojisi ” isimli çalışmada yörenin genel jeolojik yapısına değinmişler ve magmatik kayaçların petrolojisini incelemişlerdir.

Ardos ( 1985 ), “ Türkiye Ovalarının Jeomorfoloji ( Cilt 2 ) ” adlı çalışmada, araştırma sahasında yer alan ovaların jeolojik ve jeomorfolojik özelliklerine genel hatlarıyla değinmiştir.

Pınar ( 1985 ), Bakırçay deltasının jeomorfolojik özelliklerini ayrıntılı bir şekilde inceleyerek, deltanın gelişim sürecinde geçirdiği aşamaları ve Kuvaterner’de meydana gelen deniz seviyesi yükselmelerinden etkilendiğini ortaya koymuştur.

Eşder ve diğerleri ( 1991 ), Aliağa yöresinin jeolojisini inceleyerek, bu yörenin jeotermal enerji olanaklarını ortaya çıkarmışlardır.

Gemici ve diğerleri ( 1991 ), “ Soma kömür havzası fosil makro ve mikroflorası ” adlı çalışmada, Soma kömür havzasında elde edilen bitki fosilleri ve polen analizleri ile Soma yöresinin paleovejetasyonunu orataya koymuşlardır.

Koçman ( 1993 ), Ege ovalarının iklim özelliklerini detaylı bir şekilde inceleyerek, bu ovalarda görülen iklim özelliklerinin, insan faaliyetleri ve çevre üzerindeki etkilerini açıklamıştır.

Yalçınlar ( 1993 ), Ege’nin Edremit – Bodrum kıyı kuşağında, volkanik erüpsiyonlarla oluşmuş krater ve kaldera şeklindeki dairesel çanaklar saptayıp, bunların Miyo-Pilyosen yaşlı asit effüsiv volkanizmanın eseri olduğunu belirtmiştir.

Efe ( 1996 ), Yunt Dağı ve çevresinde doğal bitki örtüsü özelliklerini incelemiş ve doğal bitki örtüsünün dağılışına etki eden doğal ve beşeri faktörleri belirlemiştir.

Emre ve diğerleri ( 2005 ), İzmir kenti merkez olmak üzere yaklaşık 50 km. yarıçapındaki bir alanda diri fayları araştırmışlar ve bu fayların deprem üretme potansiyellerini ortaya koymuşlardır.

Işık ( 2005 ), “ Aliağa ilçesinin nüfus özellikleri ” isimli çalışmasında, Aliağa’da gelişen sanayi faaliyetlerinin nüfus gelişimi ve özelliklerine etkisini ortaya koymuştur.

Karadağ ( 2005 ), “ Coğrafi Değerlendirmelerle Soma’da Değişen Çevre Kent ve Kimlik ” adlı çalışmasında, Soma’da maden çıkarımına bağlı olarak görülen kentleşme hareketleri ve maden çıkarımından kaynaklanan çevre sorunları üzerinde durmuştur.

Bu çalışmaların dışında araştırma sahasını dolaylı olarak ilgilendiren çalışmalar da bulunmaktadır. Bunlar; Ozansoy ( 1960 ), Bingöl ( 1976 ), Kaya ( 1979 ), Ketin ( 1983 ), Koçyiğit ( 1984 ), Darkot ve Tuncel ( 1995 ), Metli ve diğerleri ( 1998 ), Sarıfakıoğlu ( 2006 )’dur.

BİRİNCİ BÖLÜM 1. FİZİKİ COĞRAFYA ÖZELLİKLERİ 1.1. YAPISAL ÖZELLİKLERİ

Yunt Dağı ve çevresinin jeolojik yapısı Paleozoyik, Mesozoyik, Tersiyer ve Kuvaterner’e ait formasyonlardan oluşmaktadır (Şekil 5). Sahanın çeşitli yerlerinde aflöre olan bu formasyonlar farklı stratigrafik, litolojik, metamorfik ve tektonik özellikler içermektedir. Prekambriyen yaşlı Menderes Masifi’nin kuzey kenarında yer alan inceleme sahasında, Alp Orojenezi ile başlayan Kuvaterner’de de devam eden tektonik ve volkanik faaliyetler ile flüviyal süreçler, bugünkü morfolojik görünümü ortaya çıkarmışlardır.

Araştırma sahasının temelini teşkil eden en eski formasyonlar, Paleozoyik’e ait kireçtaşları ile Mesozoyik yaşlı kumtaşı, grovak, marn, konglomera ve kireçtaşlarından oluşur. Sahada geniş yer kaplayan Neojen yaşlı göl çökelleri ile volkanitler önemli kömür ve perlit oluşumları ihtiva ederler. Kuvatener yaşlı alüvyonlar, depresyon alanları ve vadi tabanlarında yer alan en genç formasyonlardır.

1.1.1. Prealpin Formasyonlar

Araştırma sahasında Prealpin Formasyonlar’ı şistler ile Karbonifer ve Permiyen yaşlı kalkerler oluşturmaktadır. Aşağıda bu formasyonların özellikleri ve dağılış alanları incelenecektir.

1.1.1.1. Paleozoyik Formasyonlar

Yunt Dağı ve çevresinde şistler ve Karbonifer kalkerleri küçük yüzeylemeler şeklinde görüldükleri halde, Permiyen kalkerleri daha geniş sahalarda yer alırlar.

Şistler, Azimli ve Gözlet köyleri arasındaki tepelik alanda ve Çamlıca Dağı (1201 m.) nın kuzeybatısında yer alırlar. Azimli ve Gözlet köyleri arasındaki billurlu şistler genellikle gri renkli olup aynı zamanda açık renkli mermer ve kuvartsitlerle birlikte meydana çıkarlar. Burada kuvarsitlerle mermerler, billurlu şistlerin arasında kalmış vaziyettedir. Bu tabakaların hepsinin genellikle güneydoğu-kuzeybatı

istikametine uyan bir uzanış gösterdikleri ve dikeye yakın meyilli bulundukları göze çarpmaktadır ( Yalçınlar, 1958:33 ).

“ Mikaşistler, Gözlet köyünün 2-3km. güney tarafında ve sınırlı bir alanda yüzeye çıkmıştır ” ( Yalçınlar, 1976:101 ). Azimli köyü yakınında meydana çıkan mikaşitsler daha yeni olan koyu mavi beyaz kalsit damarlı Paleozoik kalker tabakalarıyla örtülmüştür ( Yalçınlar, 1958:33 ).

Yalçınlar’a göre Azimli ve Gözet köyleri arasında meydana çıkan billurlu şistlerle, mermer ve kuvartsitlerden oluşan en eski arazi Antehersiniyen bir teşekkül olup, Menderes Masifi’nin kuzeye doğru devamını teşkil etmektedir ( Yalçınlar, 1958:33 ).

Çamlıca Dağı’nın kuzeybatı yamacında grovaklı şistler yer alır. Yer yer koyu gri kalker mercekleri içeren bu grovaklı şistlere, Üst Karbonifer - Orta Permiyen yaşı verilmiştir ( Brinkmann vd., 1970:44).

Karbonifer kalkerleri, Musacalı köyünün 1km. kadar kuzey ve kuzeydoğusundaki sırtlar üzerinde bulunmaktadır. Koyu gri renkli bu kalkerlerin düzenli görünen ve fosilli olan tabakaları doğu-batı doğrultusunda 2-3km. uzanır ve 1km genişlik gösterir. Buradan toplanan numunelerde Endothyra, Climacammina, Stafella sp., Glomospira, Bryozoa (Fenestella) Schwagerina?, fosilleri tespit edilmiş ve bunların Karbonifer’i temsil ettiği bildirilmiştir ( Yalçınlar, 1976:95 ).

Permiyen kalkerleri, araştırma sahasının kuzeybatısında Aşağı Şakran köyünden, Bakırçay Vadisi’ne doğru uzanan alanda ve Kınık çevresinde görülmektedir. Bu sahalarda yer yer Neojen tortul ve volkanik formasyonları ile örtülen ve faylar ile sınırlanan Permiyen kalkerleri, dik yamaçların, yüksek sırt ve tepelerin yapısını oluşturmaktadır.

Permiyen kalkerleri mavi-koyu mavi, koyu gri renkli genellikle kalsit damarlarıyla kesilmiş fusulinli kalkerlerdir. Zeytindağ’ın doğusundaki koyu gri kalkerlerde tespit edilen Fusulinidae formları; Geinitzina (Lunucammina), Glomospira, Ostracoda, Mizzia fosillerine istinaden Permiyen yaşı verilmiştir (Yalçınlar, 1958:38).

Kınık çevresinde Permiyen kalkerleri serpilmiş kalker adacıkları halindedir. Gri renkli yer yer kristalize kireçtaşlarında Donbarulla tumida, Verbeekina verbeeki,

Neoschrpagerina craticulifera, Stafella sp., Nankinella sp., Chuseneüa sp., Reichelina sp., Neondothyra sp., Globivalvulina graeca, Hemigordiopsiz renzi fosilleri bulunmuş ve içerdiği faunaya göre Üst Permiyen yaşı verilmiştir ( Akyürek ve Soysal, 1983:5 ).

1.1.2. Alpin Formasyonlar

Araştırma sahasında Alpin Formasyonlar’ı Triyas, Jura, Kretase, Oligosen ve Miyosen formasyonları oluşturmaktadır. Bu formasyonlardan özellikle Miyosen volkanitleri geniş alanlara yayılmaktadır.

1.1.2.1. Mesozoyik Formasyonları

Araştırma sahasında Mesozoyik arazisini Triyas, Jura ve Kretase yaşlı çeşitli formasyonlar ile kireçtaşları oluşturmaktadır. Bu formasyonlar, Alpin orojenik hareketlerin etkisiyle yer yer kıvrılmış ve kırılmışlardır.

1.1.2.1.1.Triyas Formasyonları

Sahada, Triyas’a ait birimleri Kınık, Kırkağaç ve Kapıkaya formasyonları teşkil etmektedir.

Kınık Formasyonu: Kınık İlçesi’nin güneyindeki arızalı tepelik alanda geniş yayılım gösteren Kınık Formasyonu, Somasivrisi Tepe ( 1109 m. ) ile Sarıkaya Tepe ( 951 m. ) arasında uzanan sahada, Harlık Dere Vadisi’nde ve Kara Tepe ( 669 m. ) üzerinde gözlenmektedir.

Kınık Formasyonu; başkalaşmış kumtaşı, çamurtaşı, kireçtaşı ve bazı volkanik kayaçlardan oluşmaktadır. Bu formasyonun yer aldığı araziler genellikle çevrelerine göre yüksek ve arızalı rölyefi meydana getirmişlerdir. Birçok yerde faylar ile sınırlanmışlardır.

Kınık Formasyonu’nun Soma güneyinden alınan örneklerinde metakumtaşı ve milli kumtaşı saptanmıştır. Kuvars ve feldispat taneleri içerir. Kınık güneybatısında ise ortalama tane boyu 0,1-0,4mm olan genellikle eş boyutlu, köşeli ve yarı köşeli kuvars, serisitlenmiş artoklaz, plajiyoklaz, gnays parçacıklarından oluşan çakıltaşları

ve kumtaşları da saptanmıştır. Çakıltaşları ve kumtaşlarının hamuru önemli ölçüde biyotit, muskovit ve klorit pulcukları ile bunları bağlayan klorit çimentodan oluşmaktadır ( Akyürek, 1983:5 ).

Kınık Formasyonu fosilce çok fakirdir. Birim içindeki kumlu kireçtaşı bantlarında Meandrospira cf. pusilla bulunmuş olup, yaşı Alt Triyas olarak belirlenmiştir. Kınık Formasyonu’nun yayıldığı Kınık güneyinde dar bir alanın arazi yapısını, yeşil şist fasiyesinde metamorfizma geçirmiş spilit, diyabaz ve bunların tüfleri oluşturur. Spilitler gaz boşluklu olup, boşlukları kalsit ile doldurulmuştur. Hamuru intersertal doku gösteren küçük taneli feldispatlar ve sosiritleşme gösteren porfirik dokulu feldispatlar oluşturur. Hamurun dışındaki kayaçta ojit kristalleri çoğunlukla kısa prizmatik ve iri altıgen prizmatik kristaller halindedir ( Akyürek ve Soysal, 1983:5 ).

Kırkağaç Formasyonu: Soma Dağları ile Kırkağaç Dağları’nın yapısını oluşturan bu formasyon, Soma civarında Köse Dağ ( 984 m. ) ve Göz Tepe ( 758 m. ) den Bakırçay Vadisi’ne doğru uzanan sahada, Kırkağaç batısında ise Sarıkaya Tepe (951 m.), Kösekaya Tepe ( 1088 m. ), Mağara Tepe ( 890 m. ), Yellice Tepe (812 m.) ile Çamlıca Tepe ( 1201 m. )’nin yer aldığı dağlık alanlarda geniş yer kaplamaktadır. Bu sahaların dışında Ada Tepe ( 694 m. ) Tuğla Tepe ( 536 m. ) ve Sivri Tepe ( 609 m. ), Kılıçdağı Tepe ( 961 m. ) doğusundaki volkanik formasyonlar içinde de Kırkağaç Formasyonu’na rastlanır.

Kırkağaç Formasyonu beyaz, gri renkli, yer yer kristalize, kısmen dolomitleşmiş kireçtaşından oluşur. Orta-kalın tabakalanmalı olup, kolay ayrışabilme özelliği sayesinde tabakalanması her yerde belirgin olarak izlenmez. Kırkağaç Formasyonu, bol miktarda mikrofosil ve küçük gastropotlar kapsar. Birim içinde Triasina hantkeni, Triasina oberhauseri, Geleanella sp., Ophthalmipora sp., Trocholina permadiscoides, Involutina communis vb. fosilleri saptanmıştır. Bu faunaya göre Kırkağaç formasyonu Orta-Üst Triyas yaşlıdır ( Akyürek ve Soysal, 1983:6 ).

“ Kırkağaç Dağları’nda genellikle masif olarak görülen kalkerler yer yer oldukça bariz tabakalaşma gösterir. Kalınlığı takriben 500m.’yi bulan Kırkağaç

Dağları kalkerleri tektonik deformasyonlara maruz kaldığından az veya çok metamorfize olmuştur ” ( Biricik, 1980:80 ).

Kapıkaya Formasyonu: Etüt sahasında sadece Yayakent, Işıklar, Karatekeli ve Paryacık köyleri arasında araziyi yüzeyler. Birim çakıltaşı, kumtaşı, kumlu kireçtaşı, miltaşı ve kireçtaşından oluşur. Kireçtaşı beyaz, gri renktedir. Çakıltaşı ve kumtaşını kuvars, feldispat, metamorfik kayaç, kuvarsit, metakumtaşı, çakmak, kireçtaşı, asit plütonik kayaç parçaları oluşturur. Çimentosu ise karbonattır. Kumlu kireçtaşı ve kireçtaşından alınan örneklerde Endothyronella wirzi, Trochammina cf. almtalensis, Agathammina sp. fosilleri saptanmıştır. Bu fosil topluluğuna göre Kapıkaya Formasyonu Anisiyen yaştadır ( Akyürek ve Soysal, 1983:5-6 ).

1.1.2.1.2. Jura Kireçtaşları

Çalışma sahasında dar alanlarda aflörman veren kireçtaşları, Akhisar’ın güneybatısındaki tepelik alan ile Çamlıca Tepe ( 1201 m. )’nin kuzey ve batı yamaçlarında görülürler.

Akhisar’ın güneybatısındaki tepelik alanda Jura dönemi kireçtaşları beyaz, açık gri ve sarımsı renkli, orta tabakalanmalı ve yer yer oolitlidir. Trocholina umbo, Mayncina termieri, Havrama sp., Pseudocydammina cf., liassica, Conicospirilina sp., Labyrinthina sp., Tetrataxis sp., Ammobaculites sp., Nautiloculina sp., Trochammina sp., Coprolithes sp., Glomospira sp., Glomospirella sp. fosillerini içerir. Bu fosil topluluğuna göre yaşı Liyas’tır ( Akyürek ve Soysal, 1983:6 ).

Çamlıca Tepe ( 1201 m. )’nin kuzey ve batı yamaçlarında paketli koyu gri bitümlü kalkerler yer yer ostrakod kabuklarından meydana gelmiştir. Bu formasyona Üst Jura yaşı verilmiştir ( Brinkmann vd., 1970:46 ).

1.1.2.1.3. Kretase Formasyonları

Yunt Dağı ve çevresinde, Kretase arazisi kireçtaşı, grovak, marn, çört, şeyl, tüf, aglomera, konglomera ve kumtaşından oluşan formasyonlardan meydana gelmektedir.

Avgediği Formasyonu: Kösedağ Tepe ( 1088 m. )’den Mağara ( 890 m. ) ve Yellice ( 812 m.) Tepeleri’ne doğru uzanan Triyas yaşlı Kırkağaç formasyonu içinde, küçük adacıklar halinde mostra vermektedir. Birim konglomera, kumtaşı ve kırmızı, gri, bej renkli kireçtaşından oluşur.

Avgediği Formasyonu’nun gri renkli kireçtaşı düzeyleri bol fosillidir. Kırmızı renkli kireçtaşı düzeyleri ise daha az fosil içerir. Çeşitli yerlerinden alınan örneklerde; Anchispirocyclina lusitonica, Protopeneroplis trochangulata, Neotrocholina infragranulata, Neotrocholina valdensis, Everticyclammina greigi, Calpionella alpina, Calpionella elipthica, Trocholina alpina, Trocholina elongata, Contcospirillina basiliensis, Pseudocydammina tituus fosilleri ile Berriyaziyen yaşı saptanmıştır ( Akyürek ve Soysal, 1983:7 ).

Eydemirçay Formasyonu: Etüt sahasında sadece Kadıdağ ( 587 m. ) kütlesi üzerinde aflöre olan Eydemirçay Formasyonu, Kadıdağ ( 587 m. )’ın zirve kesimlerinden Akhisar Ovası’na doğru Musalar, Kadıdağı ve Gökçeahmet köylerinin yer aldığı sahada kuzey-güney doğrultusunda uzanır. Bu formasyon grovak, marn, şeyl, çamurtaşı, çört, kireçtaşı, spilitik lav, tüf ve aglomera gibi çökel kayaları ile volkanitlerden oluşur.

Kretase Kireçtaşları: Sahada dar alanlarda mostra veren formasyonlardan biri de Kretase kireçtaşlarıdır. Bunlar Bozalan, Büyüksümbüller, Küçüksümbüller köyleri çevresinde Neojen formasyonları içinde, Somasivrisi Tepe ( 1109 m. ) üzerinde ve güneybatısında, Kösekaya Tepe ( 1088 m. ) güneyinde, Yellice Tepe ( 812 m. ) kuzeyinde, Sazlıpınar Dere’nin batısındaki kuzey-güney doğrultusunda uzanan sahada, Sivri Tepe ( 609 m. )’nin kuzey yamaçlarında ve Sindelli Köyü batısındaki küçük bir tepelik alanda yayılırlar.

İnceleme alanının güneybatısında Bozalan, Küçüksümbüller, Büyüksümbüller köyleri civarında görülen kireçtaşları bütünüyle ekzotik, gri ve boz renkli rekristalize kireçtaşlarıdır. Alloktan konumlu bu kayalara Üst Kretase (Üst Santoniyen-Alt Meastrihtiyen) yaşı verilmiştir ( Eşder vd., 1991:31 ).

Soma ve Kırkağaç Dağları üzerinde yer alan Kretesa kireçtaşları, ince-orta tabakalı kırmızımsı ve gri renkli, laminalı, ince silis bantlı ya da beyaz, gri renkli, silis bantlı ve yumrulu yer yer kristalleşmiş kireçtaşı özelliklerini içerirler. Çeşitli yüzeylemelerden elde edilen Globotruncana helvetica, Globtruncana schneegonsi, Globotruncana renzi, Rotalipora aff. reicheli, Praeglobotruncana sp. Globotruncana angusticarinata, Globotruncana coronata, Rithonella ovalis, Heterohelix sp. fosilleri ile yaşı Turoniyen olarak belirlenmiştir ( Akyürek ve Soysal, 1983:7 ).

Sivri Tepe ( 609 m. )’nin kuzey yamaçları ile Sindelli Köyü batısındaki kalkerler krem renkli, sert, keskin kırıklı ve kompakt olup, genellikle rekristalizedir. Alınan numunelerde alg, fosil kırıntıları ve kalker kristallerinden oluşmuş çimento tespit edilen bu kalkerlerde Kretase (Senomanien, Turonien) yaşı belirlenmiştir (Hoşgören, 1983:23).

Yukarıda belirtilen sahalar dışında, Arabacıbozköy’ün 1-2 km kadar doğu ve güneyinde, Gökçeköy batısında, Taşdibi Köyü kuzeyinde, Seyitoba Köyü güneyinde, Kadıdağ Köyü kuzey ve kuzeybatısında küçük yüzeylemeler halinde Kretase yaşlı kireçtaşları görülmektedir.

1.1.2.2. Tersiyer Formasyonları

Yunt Dağı ve çevresinde Alpin Formasyonlar içinde kalan Tersiyer Formasyonlarını Oligosen ve Miyosen volkanitleri ile flüviyal ve limnik kökenli tortul kayaçların ardalanmasından meydana gelen Miyosen Formasyonları oluşturmaktadır. Miyosen Formasyonları ile volkanitleri çok geniş alanlara yayıldığı halde Eosen’i temsil eden herhangi bir formasyon bulunmamaktadır.

1.1.2.2.1. Oligosen Volkanik Arazisi

İnceleme sahasında sadece İsmailli ve Bayramcılar köyleri güneyindeki dar bir alanda ortaya çıkan Oligosen volkanik arazisi, Yarımca Dere ve kolları tarafından yarılmış, aşındırılmış türlerden oluşmaktadır. Buradaki tüfler sarı-beyaz, kahverenkli, aşırı altere özellikteki dasitik tüflerdir. En yaşlı Tersiyer arazisini temsil eden bu volkanik arazi Miyosen kayaçlarıyla tamamıyla çevrilmiştir.

1.1.2.2.2. Miyosen Formasyonları

Araştırma sahasının birçok yerinde geniş alanlarda aflörmanlar veren Miyosen Formasyonları, değişik iklim şartları altında biriken gölsel ve karasal sedimanlar ile etkin bir volkanizmanın ürünü olan volkanik malzemelerden meydana gelmektedir. Ayrıca tortul ve volkanik kayaçların karışık halde yer aldığı formasyonlarda bulunmaktadır.

Miyosen Çakıltaşı: Zeytindağ’ın batısındaki tepelerin Bakırçay çöküntü alanı ile temas halinde olduğu kuzeydoğu-güneybatı doğrultusunda uzanan sahada, Büyüksümbüller ve Bozalan köyleri çevresinde Kretase kireçtaşları, Zeytindağ Formasyonu ve volkanik kayaçlardan oluşan arazide dar alanlarda yayılırlar.

Miyosen öncesi temel kayaçları üstleyen çakıltaşı, litolojik olarak açık gri, kalın ile masif arası düzensiz tabakalı, yersel çok iyi pekleşmiş, alçak ile ortaç arası dokusal olgunlukta, genellikle tane destekli, epiklastik litarenit ara maddeli ve değişik oranlarda karbonat çimentoludur. Çakıllar olağan olarak 1-4cm büyüklük sınırları içindedir. Çakıltaşında Paleozoyik ( ve veya Mesozoyik ) yaşlı fliş topluluğundan türemiş bileşenler egemendir ( Kaya, 1979:40 ). Bu birimin yaşı stratigrafik bileşimine göre Alt Miyosen olarak öngörülmüştür ( Kaya, 1979:38 ).

İkibaşlı Formasyonu: Çalışma sahasında Tekke Dere Vadisi’nde ortaya çıkan İkibaşlı Formasyonu, burada Miyosen çakıltaşları ile Ballıca Formasyonu arasında damar gibi sokularak, Permiyen kalkerlerinden oluşan tepelerden Bakırçay çöküntü alanına doğru uzanmaktadır.

İkibaşlı Formasyonu, iyi pekleşmiş, olağan olarak 1-8 cm. arası düzgün tabakalı şeyl, çamurtaşı ve epiklastik litarenit ardalanmasından oluşur. Şeyl koyu gri, yeşilimsi gri, litarenit grimsi kırmızı ile grimsi turuncu arasında ayrışma renkli, kil aramaddeli, ince ile orta arası tanelidir. Formasyonun alt bölümünde şeyl, çamurtaşı, üst bölümünde litarenit tabakaları bağıl bolluk ve kalınlaşma gösterir ( Kaya, 1979:40).

Sahadaki temel kayaları üstleyen bu formasyonun yaşı Alt Miyosen olarak belirtilmiştir ( Kaya, 1979:38 ).

Zeytindağ Formasyonu: Etüt alanının kuzeybatısıda, batısında ve güneybatısında yer almaktadır. Kuzeybatıda Çandarlı Körfezi kıyısından kuzeydoğuya doğru Aşağı Şakran, Örlemiş, Bozyerler köyleri ile Oğlan Tepe ( 282 m. ) doğrultusunda uzanan sahada, Koyuneli Köyü arazisinde ve Bakırçay Deltası’nın kuzeyindeki alçak tepeler ile çakıltaşlarından oluşan arazide görülürler. Batıda Aliağa çevresindeki tepeler üzerinde mostralar veren Zeytindağ Formasyonu, genellikle volkanitler ve depresyon alanlarını dolduran alüvyonlar tarafından sınırlandırılmıştır. Güneyde ise Dumanlı Dağ ( 1091 m. ) kütlesinin kuzeydoğu yamaçları ile Çakal Dere, Çullu Tepe ( 204 m. ) arasında ve bu sahanın güneyinde İğne Dere Vadisi çevresinde yayılmaktadır.

Zeytindağ Formasyonu beyazımsı ve sarımsı gri kireçtaşı; ayrışma rengi soluk sarımsı turuncu killi kireçtaşı, kalkerli çamurtaşı, kiltaşı, şeyl, epiklastik çakıltaşı, litarenit; mafik kaba piroklastik tüf, volkanoklastik litarenit ve çakıltaşından yapılıdır ( Kaya, 1979:44 ).

Miyosen öncesi temel kayalarını transgressif olarak örten ve Alt Miyosen yaşı verilen Zeytindağ Formasyonu, yer yer daha genç tortul ve volkanik birimlerin altında kalmaktadır ( Kaya, 1979:38 ).

Soma Formasyonu: Çalışma sahasında çok geniş yayılım gösteren Soma Formasyonunu, Soma-Saruhanlı hattı üzerindeki ve çevresindeki dağlık ve tepelik alanlarda, yine bu hattın doğusunda depresyon alanları arasında yükselen tepelik sahalarda, Kınık güneyinde Triyas arazisi içinde adacıklar halinde ve bu arazinin güneyinden batıda Oğlan Tepe ( 282 m. ) ye kadar uzanan arazide görmek mümkündür.

Soma Formasyonu killi kireçtaşı, kil, marn, miltaşı, tüfit, kumtaşı, çakıltaşı ardalanmasından veya bu kaya türlerinin bir veya bir kaçının egemen olduğu kaya türlerinden oluşmuştur. Genellikle beyaz, sarı, gri renkte, ince-orta kalın tabakalanmalıdır. Yatay ve yataya yakın tabakalanmalı olan birim, yer yer yatık hatta devrik kıvrımlı yapı gösterir. Killi ve karbonatlı düzeyler bazen laminalıdır. Çapları 2 santimetreye varan oolitli kireçtaşı düzeyleri bulundurur. Tüfitler kısmen kaolinleşmiş olarak izlenir. Soma Formasyonu çeşitli yerlerde kömürlü olup (Soma

havzası), içinde bitümlü şist özelliğinde düzeylere de rastlanmaktadır ( Akyürek ve Soysal, 1983:9 ).

Soma Formasyonunun önemli linyit kömürü yataklarını içerdiği sahalar, Darkale ( Tarhala, Altınlı ) ve Sarıkaya köyleri ile Soma ilçe merkezi arasında, Kösekaya Tepe ( 951 m. ) güneybatısında, Çamlıca Tepe ( 1201 m. ) kuzeyi ve kuzeybatısında ve Eynez Köyü kuzeyinde yer almaktadır. Soma kömür havzasının bir bölümünü ( diğer bölüm Deniş yöresidir ) oluşturan söz konusu alan, ülkemiz linyit kömürü üretiminde oldukça önemli bir yere sahiptir.

Soma kömür havzasında önemli incelemelerde bulunan Nebert litolojik yapısına göre Soma Formasyonu’nu beş seriye bölmüştür. Alttan üste doğru;

Bazal seri ( m1 ): 50-200 m. kalınlıkta konglomera, kumtaşı ve kömürlü kiltaşları,

Alt linyit serisi ( k1 ): 15-22 m. kalınlıkta, kil ara katkılı linyit,

Benzer Belgeler