• Sonuç bulunamadı

4. BULGULAR VE YORUMLAR

4.2. ALT PROBLEMLERE ĠLĠġKĠN BULGULAR VE YORUMLAR

5.1.1. Ölçek Maddelerine ĠliĢkin Sonuçlar

5.1.1.1. Çevre Etiğinin Tanımıyla İlgili Boyuta Yönelik Sonuçlar

Bu boyutu ölçen ilk 7 maddeye verilen cevapların büyük bir çoğunluğu “katılıyorum (% 21,34)” ve “kesinlikle katılıyorum (% 73,41)” şeklinde olması, katılımcıların çevre etiği kavramının tanımının farkında olduğunu göstermektedir. [12]‟nin çalışmasının nihayetinde onurlu insanı tarif ederken, kendisi kadar başkalarını da önemseyen, sorumluluk ve koruma duygusuna sahip, doğal düzenin bütünlüğüne saygı gösteren, gelecek nesillere temiz ve yaşanılası bir ortam bırakan kişi, tanımlamasını kullanması bu çalışmanın sonuçlarını desteklemektedir.

[58]‟in çalışmasının sonucundaki çevreyi önemseyen kuruluşların çevre etiğine dair sergiledikleri başarının temelinde etik yaklaşımların olması, çevre etiğinin “yaşanabilir bir çevrede yaşamak” ve gelecek kuşaklara “yaşanabilir bir çevre” bırakmak adına ne kadar önemli olduğuna yönelik ifadeleri de bu çalışmanın sonuçlarını desteklemektedir. Ayrıca, [11]‟in “Sürdürülebilir Kalkınma ve Çevre Etiği” başlıklı çalışmasının sonucundaki, gelecek nesillerin yaşam kalitesini sınırlayan ya da yok eden bir davranış, bugünün nesillerine faydalı bile olsa etik açıdan iyi bir davranış olarak onaylanmamaktadır, şeklindeki ifadesi de bu çalışmanın sonuçlarını desteklemektedir. [13]‟ün

“insanların kendi çıkar ve mutlulukları için diğer canlılara ve varlıklara zarar verme hakları bulunmamaktadır”, “çevre sorunlarının gelecek kuşaklara bir kötülük olduğu”

şeklindeki çıkarımları eldeki çalışmanın sonuçları ile uyumlu gözükmektedir.

5.1.1.2. Çevre Etiğine Yönelik Önlemler Boyutuna İlişkin Sonuçlar

Bu boyutu ölçen 8.-15. maddelerin geneline “katılıyorum (% 29,79)” ve “kesinlikle katılıyorum (% 59,04)” ifadeleri kullanılmıştır.

“Teknolojiyi kullanan beyinlere yatırım yapılmalıdır. Ayrıca alternatif ve temiz teknolojilere yönelmek ise artık günümüzde bir zorunluluk haline gelmiştir. Çünkü bizler çevreyi atalarımızdan miras olarak değil, torunlarımızdan emanet olarak aldık”

ifadeleri ulaşılan sonuçları desteklemektedir.

Ayrıca, [102]‟nin “Çevrenin Hukuksal Yönden Korunması” adlı çalışmasındaki, çevre kirliliğinin önlenebilme çaresinin sadece yasaların çıkarılması ile sınırlı tutulmaması gerektiği, aynı zamanda yasaların içeriğinin etkin uygulanmasıyla tamamlanacağı, gerek idari gerekse de sivil toplum kişi veya kuruluşlarının sorumluluk üstlenmesiyle ve tabiki en başta toplumda “çevre adaleti” ve bilinci oluşturmayla mümkün olacağı şeklindeki sonuç ifadeleri eldeki çalışmanın sonuçlarını desteklemektedir. Yine, [103] çalışmasında eğitim sistemimizde çevre ve insan yeniden tanımlanmalı, çevreyi korumanın gerekliliği ve yolları açıklanmalı, çevre eğitimine önem verilmeli sonucuna varmıştır.

[6] da benzer olarak çalışmasında çevre korumanın kalkınmanın önünde engel olmadığı mesajını “koruma kavramı doğanın korunmasını ve kaynakların bilinçli kullanımını içermektedir. Eğer bu kavram bu şekilde hayata geçirilebilirse insanlar hem bugünkü yaşam saygınlığını elde edebilir hem de şimdi ve gelecekteki kuşakların refahını güvence altına alabilir” ifadesiyle vermektedir.

[29] da çalışmasında çevre konusundaki sorumluluk anlayışının gerek hukuki gerekse ahlaki bakımdan büyük bir önem taşıdığı sonucuna varmıştır.

5.1.1.3. Çevre Etiğinin Ortaya Çıkış Nedenleri Boyutuna İlişkin Sonuçlar

Bu boyuta yönelik 16.-20. maddelere “katılıyorum (% 31,60)” ve “kesinlikle katılıyorum (% 56,72)” ifadeleri kullanılmıştır.

[1] çalışmasında çevre sorunlarına mikro boyuttan makro boyuta kadar, yani tek tek bireylerden, çok uluslu şirketlere kadar bütüncül bir şekilde ve etik değerler göz önünde bulundurarak bakmanın elzem olduğu sonucuna varmıştır. [31] de çalışmasında öğrencilere ilkokuldan itibaren çevre etiği eğitimi verilerek bu eğitimin lisans bazında da devam ettirilmesi gerektiği sonucuna varmıştır. [1] ve [31]‟in yaptığı çalışmaların sonuçları bu çalışmanın sonuçları ile uyum sağlamaktadır.

[104] çalışmasında

tabiriyle çevre eğitiminin etkin bir şekilde verilebilmesi adına öncelikle öğretmenlerin sonrasında diğer personelin hizmet içi eğitim veya etkinliklerle çevre bilinçlerinin arttırılması gerektiğini işaret ederek, öğrenmeyen birinin başkasına da öğretemeyeceği sonucuna varmıştır. Ayrıca [81], doğanın korunmasının öncelikle bireyin doğaya olan yaklaşımı ve doğal çevre algısıyla başladığından çevre sorunlarına çözüm arama sürecinde de bireylerin sahip oldukları etik tutumları, çevreye yönelik sorumlu davranışları göz önünde bulundurmak gerektiği sonucuna varmıştır. [104] ve [81]‟in yaptığı çalışmalarındaki varılan sonuçlar bu çalışmanın sonuçlarını desteklemektedir.

5.1.1.4. Çevre Etiğinin Amacı Boyutuna İlişkin Sonuçlar

Bu boyutu ölçen 21.-23. maddelere “katılıyorum (% 18,97)”, “kesinlikle katılıyorum (% 77,87)” gibi ifadeler kullanılmıştır.

Verilen cevaplara bakarak öğretmen adaylarının genelinin çevre- merkezli ve canlı- merkezli çevre yaklaşımına sahip olduğu söylenebilir. Fakat canlı ve cansız varlıklarla araçsal ilişkiler kurmayı gaye edinen insan-merkezli çevre anlayışına sahip öğretmen adayları da bulunmaktadır. [23]‟ün sonuçları da bu çalışmanın sonuçlarıyla benzer olmakla birlikte yeni nesilleri yetiştirecek olan öğretmenlerimizin, çevreyle uyumlu bir yaşam ve mutlu yarınlar için çevre etiği konusunda daha yüksek bilince sahip olmaları beklentisi dile getirilmiştir. Öte yandan [17]‟nin sonuçlarında ise bu durumun tam tersi sonuçlara ulaşılmış ve öğretmen adaylarının daha çok insan-merkezli yaklaşıma sahip olduğu belirtilmiştir. [81]‟in sonuçlarına göre de; sınıf öğretmeni adaylarının çevrenin çok boyutluluğu, biyoçeşitlilik, su temaları için zayıf insan merkezci; toprak, hava ve enerji temaları için çevre merkezci olduğu değerlendirilmiştir.

5.1.2. Katılımcıların KiĢisel Özelliklerine Göre Çevre Etiği Farkındalıklarına

Benzer Belgeler