• Sonuç bulunamadı

∗ Araştırma örnekleminde yer alan deneklerin görüşlerini içtenlikle yansıttıkları

1. İLKÖĞRETİMDE GÜNCEL DENETİM DURUŞUNUN ÖĞRETMENLİK BİLİNCİNİ UYANDIRMA YETERLİLİĞİ

1.3. İlköğretim Sisteminde Güncel Denetim Duruşu

1.3.2. Öğretmenlik Kültürü Aşılayan Tepkisel Denetim

Bireysel farklılıklar insana özgü, belirleyici ve ayırtedici özelliklerdir. Belirli bir eğitim sürecinden geçmiş olan insanların edindikleri mesleğe bağlı olarak çalışma alanlarında gösterdikleri performans da farklıdır. Biz, insanları zaman zaman çalıştıkları alanlara göre verimli, verimsiz, başarılı, başarısız, sorumlu, sorunlu, uyumlu, dağınık, prensip sahibi vb. ifadelerle tanımlarız. Bu farklılıkların, insanoğlunun kapasitesine bağlı olarak ortak bir payda etrafında verimli kılınması için bazen/çoğu zaman dıştan ve koşullanmış caydırıcı ve korkuyu da içinde barındıran yaklaşımlar ile denetlemeye çalışırız. Bu döngüye bağlı olarak yaşanan durum, örgüt çalışanlarına tepkisel bir yaklaşım tarzının ifadesidir.

Eğitim örgütlerinde görev yapan yönetici ve denetçilerin, kişi, yer ve zamana göre yetkilerinden çok etkisini kullanabilme davranışını sergilemeleri gerekir. Yetki kullanma edimi, sürecin en son basamağı olarak düşünülmelidir. Olaylar karşısında yetki kullanımı, örtülü direniş kültürüne neden olabilir. Oysa etki; güdüleme, başarı ve sinerji yaratabilir.137 Denetçinin etki yolları bir kaynakta şöyle betimlenmiştir:

Denetçinin etki yolları yetki, enformasyon, hizmet içi eğitim, bireysel gereksemelerin karşılanması; kararlara katılma olanağının sağlanması ve örgütün üyelere benimsetilmesidir.138

Eğitim ve öğretimde denetim sistemi, öğretmenlerin bilgi ve deneyim birikimi ile kapasitelerini harekete geçirecek ve performans düzeylerini artıracak şekilde uygulama alanı bulmalıdır. İlköğretim müfettişlerinin eğitim – öğretim kurumundan ayrılmaları durumunda bir örgüt olarak okulda görev yapan öğretmenlerin görev anlayışı üzerinde olumlu yönde kalıcı iz bırakmaları durumunda etkili, aksi takdirde tepkisel bir anlayış ve yaklaşım şekli oluşur. Bu noktada önemli olan öğretmenin denetim etkinliği sürecinden sonra duyduğu ve doyduğu hazdır. Eğitim ve öğretim kurumlarında, denetim sisteminin genelde orta düzeyde etkili olduğunun yapılan literatür taramalarında ortaya çıkması, denetçinin

137

Bursalıoğlu, Ziya, Okul Yönetiminde Yeni Yapı ve Davranış. Ankara:Ankara Üniversitesi Eğitim Fakültesi Yayını, Altıncı Baskı, 1982, s.160

138

etki yollarının klasik denetim anlayışının izlerini taşıdığı gerçeğini ortaya çıkarmaktadır.139

Öğretmen davranışlarının değerlendirilmesinin, sadece öğretim alanında sergilediği etkinliklere bağlı olarak yapılması, denetim sürecine etki eden diğer unsurların göz ardı edilmesi anlamına gelir. Öğretim etkinliklerinin değerlendirilmesi için öğretim sürecini etkileyen her öğenin bu değerlendirme kapsamına alınması gerekir. Bu öğeler öğretmen, öğrenci, yönetici, veli, ders programları, eğitim – öğretimde kullanılacak araç ve gereçler, eğitim – öğretim ortamı ile çevredir.140

Eğitim denetçisi, üyelerin beklentilerini gerçekleştirmede, kurumun, çevrenin, örgütün olanaklarını bilmeli, bunları kullanabilmelidir. Bu, onun çevreyi de tanımasını gerektirir. Çevresel olanaklardan okulun üyelerinin yararlanması, örgüt olanaklarının dışına taşan bir liderlik etkililiği ister.141

Denetim etkinlikleri esnasında tepkisel yaklaşım anlayışına bağlı olarak örtülü direniş kültürü ortaya çıkmaktadır. Denetimde, öğretmenlerin özgün yaratıcı açılımlarını desteklemekten uzak, yönlendirme anlamında öğretmenlere bilgi yükleyerek onların davranışlarını kısıtlamak/sınırlamak yerine, onları özdüzeltme yolu ile dönüştüren ve özdenetim anlayışının içselleşmesini sağlayan bir yapılandırılmaya gidilmelidir. Çünkü denetim yolu ile öğretmenlik kültürü aşılama anlayışı öğretmenleri tektipleştirirken, doğal öğretmenlik bilincinin de özgür olarak doğmasını engeller. Tepkisel denetim anlayışı, öğretmenlikte örtülü direniş kültürü ile birlikte cezai müeyyideleri, etkisel denetim anlayışı da yüksek moral ve motivasyonun doğmasına kanal olurken ödül kavramını da beraberinde getirir.

Denetçi, kendi yetkisinde bulunan ödül ve ceza edimini etkin biçimde işletmelidir. Yanlış ve hatalı davranış sergileyen örgüt çalışanı cezalandırılacağını,

139

Bursalıoğlu, Ziya, Okul Yönetiminde Yeni Yapı ve Davranış. Ankara:Ankara Üniversitesi Eğitim Fakültesi Yayını, Altıncı Baskı, 1982, s.160

140Karagözoğlu, Galip, Türk Eğitim Düzeninde Bakanlık Müfettişlerinin Rolü (Araştırma Özeti). Ankara, MEB PAK Dairesi, 1972, s.35

141

fazla iş yapan örgüt çalışanı ise ödüllendirileceğini bilmelidir. Olaylara bu şekilde yaklaşılmadığı ve değerlendirilmediği takdirde ceza ve ödülün geçerliliğinin de kalmayacağı bilinmelidir. Bağışlanma düşüncesi, yanlış ve kötü eylemleri kurallaştırırken, başarılı çalışmanın farkına varılmaması ve takdir edilmemesi düşüncesi, çabaların nicelik ve niteliklerini düşürdüğü gibi, örgüt olarak bir okulda öğretmenlerin motivasyonunu ve yaratıcılığını da düşürür.142

Ödül ceza kullanımında ağırlık derecesi, fırsat düştükçe ödül, zorunlu kalındıkça ceza şeklinde kurulmalıdır. Beğendiğini belli eden bir hareket, bir bakış da ödüldür. Denetçi, öğretmeni, yöneticiyi denetlerken yalnızca aksayan yönleri belirtmekten özenle kaçınmalı, bu yönlerin azınlıkta kaldığını görebilmelidir.143

Ödül ve caza ile ilgili, 657 Sayılı Devlet Memurları Kanunu’nda, tüm memurlar gibi öğretmenler için de geçerli ödül ve cezayı gerektiren maddeler vardır. Öğretmenle ilgili bir şikayet olduğunda gerekli araştırmalardan sonra işlem yapılmaktadır. Suçun özelliğine göre öğretmene uyarma, kınama, aylıktan kesme, maaş kesimi, kademe ilerlemesinin durdurulması, kıdem indirme, meslekten çıkarma, devlet memurluğundan çıkarma gibi cezalar verilebilmektedir.

Mili Eğitim Bakanlığı İlköğretim Müfettişleri Başkanlıkları Rehberlik ve Teftiş Yönergesinin kurum başarı puanı ve kurumların ödüllendirilmesi başlıkları altında düzenlenen 24. ve 25. maddelerinde “Kurumlarda görevli ve değerlendirmeye alınan bütün yönetici ve öğretmenlerin almış oldukları puanlarının toplamının aritmetik ortalaması alınarak belirlenir; yapılan denetim sonucunda eğitim bölgesi veya yerleşim alanı bazında kurum başarı puanına göre en yüksek puanla değerlendirilen kurum, valilikçe bu Yönergenin 11 numaralı ekinde yer alan "Başarı Belgesi" ile ödüllendirilir. Ancak, aynı eğitim bölgesi veya yerleşim alanının farklı teftiş gruplarınca denetlenmesi halinde en başarılı kurumun belirlenmesi, teftiş sonuçlarına göre en yüksek puan alan kurum ödüllendirilir.”144 ifadeleri yer almaktadır.

142Başar, Hüseyin, Eğitim Denetçisi. Ankara: Pegem A Yayınevi, 2000, s. 49 143 a.g.e,s. 49

144

Değerlendirme sonucunda morali yükseltmede ödüllendirmenin önemli ve yararlı olduğu yapılan araştırmalar sonucunda paylaşılan bir konudur. Ödülü “işverenin eylemi sonucunda elde edeceği haz verici, gereksinme doğurucu sonuç” olarak tanımlayan Başaran, iş görenin elde ettiği ödülün gösterdiği çabaya, ürettiği edime denk olduğunda haz verici olacağını işaret ederek, doyumun gerçek ödülün alınmasıyla ortaya çıkacağını belirtmiştir.145 “Morali yükseltmek için ödüllendirme yöntemlerini kullanma” konusunun ele alındığı araştırmada, müfettişlerin ödüllendirmeyi “çok” derecede kullanıyoruz biçiminde işaretlemelerine karşın, okul yöneticileri ve öğretmenlerin bunun “az” uygulanan bir durum olduğuna değinmeleri düşündürücü bulunmuştur.146

Öğretmeni sınıf içi etkinlikler yolu ile belli ve sınırları önceden çizilmiş dış odaklı bir denetim anlayışına bağlı değerlendirmek, öğretmende korkuya dayalı örtülü direniş kültürü oluşmasına sebep olur. Bu bağlamda yaratıcılıklar ve oluşacak yeni fikirler törpülenmiş düzeyde kalır. Şüphesiz korkuya dayalı ve dış odaklı bir denetim anlayışı, kendi içinde ödül ve ceza kavramlarını da barındırır. Okulda görev yapan öğretmenlerin mesleki etik ve ilkelerde ifadesini bulan amaçların gerçekleştirilmesine bağlı olarak görev yapma anlayışının kökleşmesi durumunda ödül ve cezanın da süreç içinde anlamını ve önemini yitirmesi söz konusu olabilir.

Yasal mevzuatın öğretmenlik mesleğinin sınırlarını önceden belirlemesi, öğretmenin mesleki kişiliğinde özdenetim ve dönüşme anlamında özgün ve özgür bir şekilde kapasitesini kısıtlamaktadır. Öğretmene neyi, niçin, ne zaman, nerede ve nasıl yapılacağının önceden bir program dahilinde verilmesi, merak duygusu ile hayal gücünün özgür bir şekilde ortaya konmasında çekincelerinin olması ve davranışlarının sınırlandırılması onu dışa bağımlı kılarken yaratıcılığın köreltilmesine sebep olduğu, bu nicelik ve niteliklere sahip öğretmenlerin de

145

Başaran, İbrahim Ethem, Örgütsel Davranış. Ankara: Ankara Üniversitesi Eğitim Fakültesi Yayınları, No:108, Ankara Üniversitesi Basımevi, 1982, s. 185

146 Yalçınkaya, Mustafa, Ortaöğretimde Ders Denetimi. (Yayımlanmamış Doktora Tezi), Ankara: Ankara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, 1992,s.144-148

öğretmenlik kültürü aşılayan tepkisel denetime bağlı olarak meslek kişiliği geliştirdikleri söylenebilir.

Ödül ve cezanın büyük ölçüde bireyin kendi eseri olduğu, bunların ortaya çıkışında daha çok bireyin kendi davranışlarının etken olacağı doğrultusunda beklentiler de göz önüne alındığında öğretmene verilen ödül ve ceza düzeni ile ilgili mevzuatın güncelleştirilmesi gerekir. Yasal mevzuat ve denetim sistemi, öğretmenlere dıştan bilgi yüklemek yerine, onlarda doğal öğretmenlik bilincinin doğmasına yol açacak özdüzeltme ve öz denetim yolu ile dönüştürücü etkisi olacak şekilde yeniden yapılandırılmalıdır.

2. İLKÖĞRETİMDE GÜNCEL DENETİM DURUŞUNUN ÖĞRETMENLİK