• Sonuç bulunamadı

Müzik Öğretmeni Adaylarının BÇE Dersine Yönelik Zihin Alışkanlıklarını Kullanma Ortalamalarına İlişkin Değerlendirmeler

BEŞİNCİ BÖLÜM TARTIŞMA ve ÖNERİLER

5.1.1. Müzik Öğretmeni Adaylarının BÇE Dersine Yönelik Zihin Alışkanlıklarını Kullanma Ortalamalarına İlişkin Değerlendirmeler

Katılımcıların zihin alışkanlığı puan ortalamalarına ilişkin sonuçlara göre, müzik öğretmeni adaylarının BÇE dersinde en çok kullandıkları zihin alışkanlığı “ustalık için çabalama”, ikinci sırada en çok kullanılan zihin alışkanlığı “deneyimlerini aktarabilme”, en az kullanılan ise “çalışma sürecini planlayabilme” zihin alışkanlığıdır. Tüm zihin alışkanlıkları göz önüne alındığında, müzik öğretmeni adaylarının “çalışma sürecini planlayabilme” zihin alışkanlığı dışında kalan diğer zihin alışkanlıkları puan ortalamalarının birbirine yakın olduğu görülmektedir. Fen branşlarında öğretmen adaylarının zihin alışkanlıklarını tespit etmek amacıyla yapılan çalışmada Ekici ve Akdeniz (2017), öğretmen adaylarının en çok kullandıkları zihin alışkanlığı olarak “geçmiş bilgileri yeni durumlarda kullanabilme” zihin alışkanlığını tespit etmişlerdir. Çalışmada en düşük puana sahip zihin alışkanlıkları olarak “düşünceleri yönetebilme” ve “ısrarcı olma” görülmektedir. Çalgı eğitimi için yapılan bu çalışmada en çok kullanılan zihin alışkanlığı olan “ustalık için çabalama” zihin alışkanlığı ise yüksek bir puan ortalaması ile fen branşları öğretmen adaylarında da tespit edilebilmiştir. Benzer iki çalışmanın sonuçlar açısından birbirine paralellik gösterdiği, birbirini destekleyici sonuçlara ulaştığı görülebilmektedir.

Bu sonuçlar ışığında müzik öğretmeni adaylarının Bireysel Çalgı Eğitimi derslerinde en çok hatasızlık için çabaladıkları, çaldıkları enstrümanda ustalık seviyesine ulaşmak için çaba gösterdikleri ve çalışmalarında geçmiş bilgilerinden, deneyimlerinden faydalandıkları anlaşılmaktadır.

Enstrüman çalmanın ve çalışmanın boyutları incelendiğinde, her çalgı için farklı teknik ve çalma becerileri var olmakla birlikte, tüm çalgılar için geçerli bir

takım teknikler bulunmaktadır. Bunlar çalgıyı çalarken doğru bir duruşa sahip olma, sağ ve sol el tekniklerinin doğru olması, kaliteli bir ton ve temiz entonasyondur (Ece vd. 2013). Müzik öğretmeni adaylarının çalgı eğitimi derslerinde, çalgıları için alana hakim olan bu kriterleri uygulamaya çalışmaları yerinde bir davranış olarak görülmekle birlikte çalışmada çıkan bu sonuç anlamlı bulunmuştur. Bununla birlikte viyola metot kitapları hakkında yapılan bir incelemede Ece vd. (2013) çalgı eğitiminde metotların öneminden bahsederken öğretmenin rolünün yadsınamayacağından; öğretmenin usta, öğrencinin ise çırak olduğundan ve öğrencinin öğretim süreci boyunca öğretmeninden öğrendiklerini uyguladığından bahsetmişlerdir. Hiç şüphesiz ki sanat alanları için usta çırak ilişkisi oldukça önemli bir öğretim yöntemidir. Müzik eğitiminin yüzyıllara dayanan süreci içerisinde her zaman en önemli öğretim yöntemlerinden biri olmuştur. Müzik öğretmeni adaylarının “deneyimlerini aktarabilme” zihin alışkanlığını doğaçlama olarak kullandıkları ve bunun altında yatan sebebin de usta çırak ilişkisi olduğu düşünülmektedir. Müzik eğitiminin en temel basamağından başlayarak, tüm basamakları için geçerli olan bu yöntemden dolayı, müzik öğretmeni adaylarının enstrümanlarında üst seviyelere çıkmak veya hatalarını düzeltmek ve mükemmele ulaşmak için çabalarken, geçmiş bilgilerinden, deneyimlerinden faydalanmaları anlamlı bulunmuştur. Başka bir noktadan bakıldığında, çalgı eğitimi alanında öğrenilen ve kullanılan bilgiler birbiriyle ilişkili olduğundan ve yeni beceriler elde etmek için eski becerilerin kullanılması gerektiği düşünüldüğünde de çıkan sonuçların anlamlı olduğu görülmektedir.

Bunun yanı sıra katılımcıların çalışmalarını yaparken, çalışma öncesini ve çalışma anını planlamadıkları veya yaptıkları çalışma planına uymadıkları sonuçlarına ulaşılabilmektedir. Özmenteş (2013), çalgı çalışma taktiklerinin öğrenciler tarafından ne kadar kullanıldığını ortaya çıkarmayı amaçladığı çalışmasında, araştırmaya katılan öğrencilerin; çalgılarını çalışırken, çalışma saatlerine, çalışma programına sadık kalmadıklarını; öğrencilerin düzenli ve programlı çalışmadıklarını ve çalışma saatlerine özen göstermediklerini tespit

etmiştir. İki çalışmanın çalışma sürecini planlama ve yapılan plana sadık kalma konusunda benzer sonuçlara ulaştıkları görülmektedir.

Plansız davranmanın veya çalışmanın yapılan işin verimini düşüreceği bir gerçektir. Çalgı eğitimi gibi bir plan, program kapsamında sistematik olarak sürekli çalışmayı gerektiren bir alanda, katılımcıların planlama konusunda gerekli özeni göstermediklerini gösteren sonuçlar, çalışma sürecinin verimliliği ve çalışma sürecinin sonucunda ulaşılması gereken hedef davranışlara ulaşabilme açısından düşündürücüdür. Katılımcıların büyük çoğunluğunun Güzel Sanatlar Lisesi mezunu olduğu göz önüne alındığında, bu noktada adaylarda eksiklik olduğu ve üzerinde durulması gerektiği düşünülmektedir.

5.1.2. Müzik Öğretmeni Adaylarının BÇE Dersine Yönelik Zihin

Alışkanlıklarının Cinsiyet Değişkeni Açısından Farklılıklarına İlişkin Değerlendirmeler

Katılımcıların zihin alışkanlığı puanlarında cinsiyet değişkenine göre bir farklılık bulunmamaktadır. Fen branşlarındaki öğretmen adaylarının zihin alışkanlıklarını tespit etmek için yapılan benzer çalışmada da, Ekici ve Akdeniz (2017) cinsiyet değişkenine ilişkin bir fark bulunmadığını ifade etmişlerdir. Matematik öğretmenlerinin zihin alışkanlıkları ile ilgili çalışmasında ise Korkmaz (2015) erkek ve kadın öğretmenlerin matematiksel zihin alışkanlıklarının cinsiyete göre farklılık göstermediğini tespit etmiştir. Birbirinden farklı 3 alanda zihin alışkanlıklarının tespiti için yapılan çalışmalarda; zihin alışkanlıklarının cinsiyete göre farklılık göstermediği anlaşılmaktadır. Bu sonuç oluşan sınıf ortamlarının cinsiyete göre öğrenme alışkanlıkları açısından aynı yapıda olduğunu düşündürmektedir.

5.1.3. Müzik Öğretmeni Adaylarının BÇE Dersine Yönelik Zihin