• Sonuç bulunamadı

5. SONUÇ, TARTIŞMA VE ÖNERİLER

5.1. Sonuç ve Tartışma

5.1.1. Öğretmen Bilgi Formundaki Demografik Verilere İlişkin Sonuç ve

Sınıf öğretmenlerinin cinsiyet, yaş, kıdem yılı, öğrenim durumu-bölümü değişkenlerine ilişkin sonuç ve tartışma

Öğretmen bilgi formundaki demografik verilere göre, araştırmaya katılan sınıf öğretmenlerinin çoğunluğunun (28 kişi) bayan olduğu görülmektedir.

Öğretmenlerin yaş aralığı ise oldukça geniş bir dağılım göstermekle birlikte, görüşülen öğretmenlerin çoğunluğu (14 kişi) 31-35 yaşa aralığında ve 11-15 yıllık kıdem yılındadır. Bu bulgudan hareketle görüşülen sınıf öğretmenlerinin belli bir mesleki tecrübelerinin olduğu söylenebilir.

Sınıf öğretmenleri mezun oldukları bölüme göre değerlendirildiklerinde çoğunluğunun (24 kişi) lisans mezunu oldukları görülmektedir.

Araştırmaya katılanların büyük bir kısmı (28 kişi) sınıf öğretmenliği bölümü mezunudur. Öğretmenlerden özellikle 40 yaş ve üstünde olanların öğretmenlik eğitimi almadığı, üniversitelerin çeşitli lisans ve ön lisans bölümlerinden mezun oldukları görülmektedir.

Katılımcı sınıf öğretmenlerinin bilgi düzeylerinin kaynaştırma eğitimine tabi öğrencilere yönelik tutumlarını nasıl etkilediğine ilişkin görüşleri incelendiğinde,

154

öğretmenlerin cinsiyetleri, yaş aralıkları, kıdem yılları, aldıkları eğitim değişkenlerine göre kaynaştırma eğitimine dair tutumları üzerinde önemli bir farklılık yaratmadığı söylenebilir.

Yıldırım’ın (2014) yaptığı araştırma bu bulguları destekler niteliktedir. Yıldırım, öğretmenlerin yaş gruplarının, kıdem yıllarının ve mezun oldukları bölümlerin kaynaştırma eğitimine yönelik tutumları üzerinde farklılıklara yol açmadığı sonucuna ulaşmıştır.

Yaralı (2015) öğretmen adaylarının kaynaştırma eğitimine yönelik tutumlarını bazı değişkenler açısından incelediği araştırmasında; öğretmen adaylarının cinsiyetlerine göre özel gereksinimli bireylere yönelik benzer tutumlarda oldukları, okudukları bölümlerin geliştirdikleri tutumlar üzerinde etkili olmadığı ve yakın çevresinde engelli birey bulunanlarda duyarlılık gelişebildiği ancak bu durumun tutumları üzerinde önemli farklılıklara yol açmadığı sonuçlarına ulaşmıştır. Yaralı’nın araştırma sonuçları bu araştırmayı desteklemektedir.

Sınıf mevcutları ve bu sınıflardaki kaynaştırma öğrencisi sayılarına ilişkin sonuç ve tartışma

Araştırmaya katılan sınıf öğretmenlerinin yarısının (20 kişi) eğitim verdikleri sınıflardaki öğrenci sayıları 31-40 öğrenci civarındadır.

Öğretmenlerin büyük bir bölümünün (27 kişi) sınıfında 1 ve daha fazla kaynaştırma eğitimi öğrencisi bulunmaktadır.

Sınıf mevcutları ve bu sınıflardaki kaynaştırma eğitimi öğrencisi bulunma sayılarına bakıldığında ÖEHY’nde (MEB, 2012) belirtilen uygulamanın hayata geçirilemediği görülmektedir. 1 kaynaştırma eğitimi öğrencisi bulunan sınıflarda mevcudun 35’i; 2 kaynaştırma eğitimi öğrencisi bulunan sınıflarda ise 25’i geçmemesi yasal olarak belirtilmektedir. Ancak pek çok büyükşehirde bu yasal kurala uymak mümkün olmamaktadır. Özellikle araştırmanın yapıldığı çevrede sınıf mevcutlarının ortalama 40 kişi olduğu ve sınıfların çoğunda kaynaştırma eğitimi öğrencisi bulunduğu belirlenmiştir. Bu sonuç, öğretmenlerin özel gereksinimli öğrencisine ayıracak vakti bulamamasına sebep olmaktadır.

Güldü (2010) sınıf öğretmenlerinin kaynaştırma eğitimine yönelik fikirlerini belirlemeye yönelik araştırmasında, öğretmenlerin sınıf fiziki şartlarının ve

155

mevcutlarının kaynaştırma eğitimi için uygun bulmadığı sonucuna ulaşmıştır. Güldü’nün ulaştığı bu sonuç yapılan araştırmayı desteklemektedir.

Sınıf öğretmenlerinin kaynaştırma öğrencisi ile çalışma deneyimlerine ilişkin sonuç ve tartışma

Görüşülen sınıf öğretmenlerinin büyük çoğunluğu (32 kişi) daha önce kaynaştırma eğitimi öğrencileri ile çalışmıştır. Bu durum ise özel gereksinimli bireylerle çalışmaya yönelik mesleki deneyimlerinin olduğunu göstermektedir.

Sınıf öğretmenlerine seçme hakkı tanınsa sınıflarında kaynaştırma eğitimi öğrencisi olmasını isteme durumları, mesleki deneyimlerinin olup olmaması değişkenine göre incelendiğinde; sınıf öğretmenlerinin, kaynaştırma eğitimi öğrencisi ile çalışıp çalışmama durumlarının fikirleri üzerinde etkili olmadığı, sınıflarında bu öğrencilerle çalışmayı tercih etmedikleri görülmüştür.

Akalın (2015) kaynaştırma eğitimi veren sınıf öğretmenlerinin mesleki deneyime sahip olsalar dahi, lisans eğitimleri esnasında özel eğitim ve kaynaştırma eğitimine dair ders almadıkları için sınıf yönetimi bilgi ve becerilerinin sınırlı olduğu sonucuna ulaşmıştır. Akalın’ın araştırma sonucu bu araştırmayı desteklemektedir.

Sınıf öğretmenlerinin yakın çevresinde ya da ailesinde özel gereksinimli birey bulunma durumlarına ilişkin sonuç ve tartışma

Sınıf öğretmenlerinin çoğunluğunun (29 kişi) yakın çevrelerinde ya da ailelerinde özel gereksinimli öğrenci yoktur. Yakın çevrelerinde ya da ailelerinde kaynaştırma eğitimi öğrencisi bulunan sınıf öğretmenlerinin (11 kişi) konuya dair daha hassas oldukları ve öğrencilere daha sabırlı yaklaştıkları söylenebilir.

Kaynaştırma eğitimine yönelik öğretmen tutumlarında etkili olan faktörlere ilişkin verilen yanıtlar ailede ve yakın çevrede özel gereksinimli birey bulunma değişkenine göre incelendiğinde; ailesinde ve yakın çevresinde yetersizliğe sahip birey bulunan öğretmenlerde konuya yönelik duyarlılık olduğu görülmüştür. Ancak yine de kaynaştırma eğitimi öğrencileri ile çalışma konusunda istekli olmadıkları da gözlemiştir.

Dolapçı (2013), öğretmen adaylarının öz yeterlilik algıları ve kaynaştırma eğitimine bakış açılarını belirlemeye yönelik yaptığı araştırmasında, ailede engelli birey olma ve yaşanılan yer değişkeninin kaynaştırma eğitimi yeterliliklerini etkilemediği, kısmen

156

hassasiyet oluşturabildiği sonucuna ulaşmıştır. Dolapçı’nın araştırma sonucu yapılan çalışmanın sonucu ile kısmen örtüşmektedir.

Sınıf öğretmenlerinin hizmet öncesi ve sonrasında kaynaştırma eğitimi alma durumlarına ilişkin sonuç ve tartışma

Görüşülen öğretmenlerin yarısından fazlası (21 kişi) eğitimleri esnasında kaynaştırma eğitimine dair ayrıca bir ders almamış, mesleğe başladıktan sonra da yeterli derecede hizmet içi eğitimlere katılmamışlardır. Bu bulgulardan hareketle sınıf öğretmenlerinin üniversitelerden kaynaştırma eğitimine dair yeterli bilgiye sahip olarak mezun olmadıkları ve sonrasında da bilgilenmeyi tercih etmedikleri söylenebilir.

Yekeler’in (2005) sınıf öğretmenlerinin kaynaştırma eğitimine yönelik tutumlarını etkileyen psiko-sosyal değişkenleri belirlemeyi amaçlayan araştırması bu bulguları desteklemektedir. Yekeler, sınıf öğretmenlerinin cinsiyet, mezun olunan bölüm, kıdem yılı, yaş, sınıf mevcudu, özel eğitim konusunda alınan lisans dersi, kaynaştırma eğitimi öğrencisi ile çalışma durumu, aile ya da çevrede özel gereksinimli birey bulunma ve hizmet içi eğitimlere katılma değişkenlerine göre tutumlarında farklılıklar bulunmadığı sonuçlarına ulaşmıştır. Bu sonuçlar yapılan araştırmayı desteklemektedir. Balo (2015), ilkokullarda kaynaştırma eğitimi uygulamalarında yaşanan sorunları araştırdığı çalışmasında, sınıf öğretmenleri ve süreç içindeki kişilerin konuya dair bilgi sahibi olmadığı ve gerekli eğitimleri almadıkları sonucuna ulaşmıştır. Balo’nun araştırması da bu yönüyle yapılan araştırmanın sonucu ile örtüşmektedir.

Sınıf öğretmenlerinin kaynaştırma eğitimine yönelik yapılan yasal düzenlemeleri takip etme durumlarına ilişkin sonuç ve tartışma

Sınıf öğretmenlerine dünyada ve ülkemizde kaynaştırma eğitimine dair yapılan yasal düzenlemeleri takip edip etmedikleri sorulduğunda yarıdan fazlası (21 kişi) kısmen yanıtını vermiştir. Araştırmaya katılan sınıf öğretmenlerinin çok azı (9 kişi) yasal düzenlemelerden haberdar olduğunu belirtmiştir. Araştırma bulgularından hareketle sınıf öğretmenlerinin kaynaştırma eğitimine yönelik bilgi eksikliklerinden birinin de yasal düzenlemeleri takip etmekteki yetersizlikleri olduğu söylenebilir.

İlgili literatür incelendiğinde kaynaştırma eğitimi uygulamalarında karşılaşılan sorunları konu alan pek çok araştırmadan öğretmenlerin kaynaştırma eğitimi ile ilgili yasal süreçten çoğunlukla haberdar olmadığı çıkarımı yapılabilir.

157

Ülkemizde kaynaştırma eğitimine dair yasal dayanaklar uluslararası gelişmelerden etkilenmiştir. Batılı ülkeler ile karşılaştırıldığında, hukuki çerçevede özel gereksinimli bireylere tanınan haklar ülkemizde de mevcuttur. Ancak kaynaştırma eğitimi uygulamalarında karşılaşılan sorunlar ve toplumsal anlayıştan kaynaklı problemler devam etmektedir. Bu problemlere son verebilecek en önemli kişiler öğretmenlerdir. Öncelikle öğretmenlerin özel eğitimin dünü, bugünü ve bu süreçte geçirdiği yasal düzenlemeler konusunda bilgilenmeleri gerekmektedir. Uygulanacak eğitimin başarıya ulaşması gönüllü ve ne yaptığını bilen öğretmenlerle mümkün olacaktır (Çitil, 2013).

Uygulamada başarıya ulaşmanın ön koşulu teorik birikimin yeterli olmasıdır.

Okul ve sınıf fiziki şartlarının kaynaştırma eğitimi için uygun olma durumuna ilişkin sonuç ve tartışma

Okul ve sınıf fiziki şartlarının kaynaştırma eğitimi için uygunluğu konusunda ise hiçbir sınıf öğretmeni ‘evet’ yanıtı vermemiş, çoğunluğu (30 kişi) mevcut şartların uygun olmadığını belirtmiştir. Bu sonuç, kaynaştırma eğitimine yönelik olumsuz tutum geliştirilmesinde en büyük sıkıntılardan birinin fiziki imkân yetersizliği olduğunu göstermektedir.

Karaer (2010), okul yöneticileri, sınıf öğretmenleri ve PDR öğretmenlerinin kaynaştırma eğitimine dair görüşlerine başvurduğu araştırmasında, okul yönetiminin kaynaştırma öğrencisi bulunan sınıfların mevcutlarının azaltmadığı, okul yönetimi ve sınıf öğretmenlerinin okulların fiziki imkânlarını kaynaştırma öğrencileri için yeterli bulmadığını ancak PDR öğretmenleri tarafından fiziki şartların yeterli bulunduğu sonucuna ulaşmıştır. Karaer’ in araştırma bulgusu sınıf öğretmenleri bazında dikkate alındığında, bu araştırma sonucunu desteklemektedir.

Okul rehberlik servisi ve RAM’nin kaynaştırma eğitimine dair bilgilendirmesine ilişkin sonuç ve tartışma

Okul Rehberlik Servisi’nin öğretmenleri bilgilendirmesi konusunda araştırmaya katılan öğretmenlerin fikirlerinin ‘evet-kısmen-hayır’ cevaplarında neredeyse eşit dağılım gösterdiği görülmüştür. Sınıf öğretmenlerinin çoğunluğu (27 kişi) Okul Rehberlik Servisi ile ya hiç iletişim kuramadıkları ya da yetersiz iletişim kurabildiklerini belirtmişlerdir. Öğretmenin özel gereksinimli olduğunu varsaydığı

158

öğrencisini ilk yönlendirdiği kişinin rehber öğretmenler olduğu düşünüldüğünde, baştan iletişimin doğru kurulamaması uygulanacak eğitimin kalitesini de düşürecektir. Nizamoğlu’nun (2006), sınıf öğretmenlerinin kaynaştırma eğitimine yönelik yeterlilikleri konulu araştırmasının sonuçlarından biri bu araştırma sonucu ile benzerlik göstermektedir. Nizamoğlu, sınıfında kaynaştırma eğitimi öğrencisi bulunan sınıf öğretmenlerinin, öğrencinin durumunu fark ettiklerinde rehber öğretmene başvurdukları ve bilgilerinden faydalandıkları ancak bu faydalanmanın olumlu ya da olumsuz sonuçlar getirip getirmediğine dair net bir düşüncelerinin olmadığını sonucuna ulaşmıştır.

İki araştırma bulgusundan yola çıkarak, sınıf öğretmenlerinin rehberlik servisi ile yeterince faydalı ve süreklilik arz eden bir iletişim kuramadıklarını söylenebilir. Can’ın (2011) sınıf öğretmenlerinin rehberlik ve danışma ihtiyaçlarının belirlenmesini konu alan araştırmasında, öğretmenlerin okullarında yapılan rehberlik uygulamalarının yetersiz olduğunu ve sınıf rehber öğretmenliğinin tam olarak uygulanmadığını düşündükleri sonucuna ulaşılmıştır. Ayrıca araştırmaya katılan sınıf öğretmenlerinin rehber öğretmenlerden beklentileri şunlardır; kendilerini bilgilendirmeleri, rehberlik derslerinin gerçekleştirilmesi, veli ve öğrenciler için bilgilendirme çalışmalarının yapılması, hoşgörülü, bilgili, sabırlı olmaları ve kendileri ile iyi iletişim kurmalarıdır. Can’ın (2011) araştırması, okul rehberlik servislerinin öğretmeni bilgilendirmesi ve iletişim kurması değişkenlerine göre incelendiğinde bu araştırmayı desteklemektedir.

Sınıf öğretmenlerinin BEP hazırlama yeterliliklerine ilişkin sonuç ve tartışma:

Sınıf öğretmenlerinin BEP hazırlama yeterlilikleri konusunda ise ‘evet-kısmen-hayır’ seçeneklerinde birbirine yakın dağılım gösterdikleri belirlenmiştir. Araştırma bulguları sonucunda görüşülen sınıf öğretmenlerinin çoğunluğunun BEP hazırlama konusunda kendilerini yeterli bilgi düzeyine sahip görmedikleri sonucuna ulaşılmıştır. Ayrıca öğretmenlerin özel gereksinimli öğrencisi için BEP hazırlamayı istemedikleri söylenebilir.

Sınıf öğretmenlerinin kaynaştırma eğitimi uygulamalarında karşılaştıkları temel problemlere ilişkin görüşleri; kaynaştırma eğitimi uygulamalarında okul ve sınıf fiziki şartlarının yeterli olmaması, öğretmenlerin rehberlik servisi ve RAM ile iletişim

159

problemleri, BEP hazırlamak konusunda yeterli bilgiye sahip olunmaması temel problemlerden bazıları olarak saptanmıştır.

Bu sonuçlar Çuhadar’ın (2006), sınıf öğretmenleri ve yöneticilerin BEP hazırlanması, uygulanması, izlenmesi ve değerlendirilmesi konusunda görüşlerini belirlemeye yönelik yaptığı araştırmanın sonucu ile örtüşmektedir. Çuhadar, yönetici ve öğretmenlerin özel eğitim, kaynaştırma ve BEP ile ilgili yeterli bilgiye sahip olmadıkları, okul rehberlik servisi ve RAM personeli ile yeterince iletişim kuramadıkları sonucuna ulaşmıştır.

Can’ın (2010) ilköğretim okullarında görevli rehber öğretmenlerin kaynaştırma eğitimi uygulamalarında karşılaştıkları sorunları incelediği araştırmasında, sınıf öğretmenlerinin BEP hazırlanmasında rehber öğretmenlere tüm sorumluluğu yükledikleri ve bu konuda bilgi düzeylerinin yetersiz olduğu sonuçlarına ulaşılmıştır. Atıcı (2014), kaynaştırma öğrencilerinin okul hayatında karşılaştıkları zorlukları konu alan araştırmasında öğretmenler; öğrencinin tanılanmasındaki aksaklıklar, öğretmenlerin BEP hazırlamak konusundaki yetersizlikleri, özel eğitim öğretmeni sayısının azlığı ve RAM’lerinin yoğunluğunu temel problemler olarak belirtmişlerdir. Çuhadar (2006), Can (2010) ve Atıcı’nın (2014) araştırmaları, öğretmelerin BEP hazırlamak konusunda yeterli bilgiye sahip olmamaları ve rehberlik servisleri ile iletişim problemlerinin olması bakımından karşılaştırıldığında yapılan araştırmanın sonucu ile örtüşmektedir.

Benzer Belgeler