• Sonuç bulunamadı

Erken çocukluk döneminde çocukların gelişimlerinin hızı, gelişim süreçleri ve öğrenme yaşantılarının gelecekteki hayatlarına sağladığı katkı göz önüne alındığında;

çocukların öğrenmelerinin ve gelişimlerinin değerlendirilmesi oldukça önemli görülmektedir. Burada bahsi geçen değerlendirme; çocukların öğrenmelerine ve gelişimlerine yönelik sürekli bir şekilde veri toplama ve sonrasında öğretime yönelik doğru kararlar verebilmek amacıyla elde edilmiş olan verileri düzenleyerek yorumlama süreci olarak tanımlanmaktadır (Bredekamp 2015: s.342).

Çocuklar benzer gelişimsel süreçlerden geçmekte, bazı ortak özellikler sergileyebilmekte ancak çocukların sahip oldukları bireysel farklılıklar sonucu gelişimleri tıpatıp aynı olmamaktadır (Aktürk, 2014). Bu nedenle yapılacak değerlendirmelerde çocukların bireysel farklılıklarının göz önünde bulundurulması gerekmektedir. Bununla birlikte çocukların kültürel geçmişlerinin, yaşantısal geçmişlerinin ve ailelerinin birbirinden farklı olduğu için okul öncesi dönemde yapılacak olan tek tip bir değerlendirme yönteminin bu dönemdeki çocukların ihtiyaçlarını belirleyemediği ve karşılayamadığı düşünülmektedir (Kelly ve diğ., 2010).

Erken çocukluk döneminde öğrenmenin gerçekleşebilmesi için çocukların mutlaka nesnelere dokunmaları, görseller oluşturmaları, anlatılanları dinleyerek canlandırmaları, konuşmaları, şarkı söylemeleri, oyun oynamaları, hareket etmeleri ve model almaları gerekmektedir. Bu nedenle erken çocukluk dönemindeki çocukları ne bildiklerini ve ne yapabildiklerini değerlendirebilmek için kâğıt kalem kullanılarak yapılan geleneksel değerlendirme türlerinden farklı yöntemler kullanılmalıdır. Bu dönemdeki çocukları değerlendirilmesi gelişimin hızlı bir şekilde ilerlemesi, kendine özgü bir yol izlemesi ve çevreden oldukça fazla etkilenmesinden dolayı oldukça güç görülmektedir (Snow ve Van Hemel, 2008).

Erken çocukluk döneminde yapılacak değerlendirmelerin; çocukların eğitim ve öğretimlerinin desteklenmesi, gelişimsel bir destek ya da özel eğitime gereksinimi bulunan çocukların belirlenebilmesi, eğitim programlarının değerlendirilmesi ve sorumlulukların değerlendirilmesi olmak üzere dört amacı bulunmaktadır (Gullo, 2005).

Erken çocukluk döneminde çocukların öğrenmelerinin ve gelişimlerinin

belirlenmesi ve giderilmesi sonucunda onların akranları ile eşit düzeye ulaşabilmesi ve eşit imkânlara sahip olmalarını sağlamaktır. Ayrıca bütün çocukların ve onların eğitim süreçlerindeki paydaş unsurların değerlendirilmesi ve bu değerlendirmelerden elde edilen sonuçlar doğrultusunda ihtiyaç duyulan müdahale ve düzenlemelerin yapılması amaçlanmaktadır (Snow ve Van Hemel, 2008).

Çocukların öğrenmeleri ve gelişimlerini değerlendirmek amacıyla farklı değerlendirme yaklaşımları kullanılmaktdır. Bu yaklaşımlar; formal, informal ve alternatif değerlendirme olmak üzere üç ana gruba ayrılarak incelenmektedir (Gullo, 2005). Formal değerlendirmeler; daha önceden belirlenmiş, yapılandırılmış ve standartlaştırılmış araç gereçler vasıtasıyla yapılan değerlendirmelerdir (McAfee ve Leong, 2012; Bredekamp, 2015). İnformal değerlendirmeler; görüşme, derecelendirme ölçekleri, gözlem, rubrik ve etkinlik örnekleri gibi standart olmayan tekniklerin kullanıldığı değerlendirmeleri kapsamaktadır. İnformal değerlendirme türü ile çocukların gelişim ve öğrenme süreçleri değerlendirilmektedir (McAfee ve Leong, 2012).

Alternatif değerlendirmeler ise, çocukların sahip oldukları bilgi ve becerileri sergileyebilecekleri gerçek ve anlamlı çalışmaları ortaya çıkarmaları gereken bir değerlendirme türü olarak tanımlanmaktadır. Alternatif değerlendirmede; çalışma örnekleri toplanarak, gözlem, oyun temelli uygulamalar yapılarak çocukların gelişim ve öğrenmeleri değerlendirilmektedir (Gullo, 2005; Riley, Miller ve Sorenson, 2016).

Erken çocukluk döneminde; gözlem (Erözkan, 2014; Gülay Ogelman, 2014a), oyun temelli tanıma ve değerlendirme (Kelly-Vance ve Ryalls, 2014; Riley, Miller ve Sorenson, 2016), oyun terapisi (Ünüvar, 2014b), sosyometrik teknikler (Gülay Ogelman, 2014b), projektif teknikler (Seven, 2014), değerlendirmeli ölçekler (Önder ve Gülay Ogelman, 2014), görüşme (Glesne, 2014; Ünüvar, 2014a), ev ziyaretleri (Alabay ve Gülay Ogelman, 2014), eğitici drama (Önder, 2014), anekdot kaydı (Bredekamp, 2015), portfolyo (Erözkan, 2014; Orçan, 2014), dinamik değerlendirme (Akşin Yavuz ve

Zembat 2016; Akşin Yavuz ve Zembat 2017) gibi yollarla çocukların öğrenme ve gelişimleri değerlendirilebilmektedir.

Erken çocukluk dönemi, gelişimsel anlamda kritik bir dönem olduğu için değerlendirmelerden elde edilen sonuçlar doğrultusunda çocukların sahip olduğu eksiklerin ve problemlerin erken bir zamanda belirlenebilmesi ve bunlara ilişkin önlemlerin alınarak çocukların gelişimlerinin desteklenmesi gerekmektedir (Fairtest, 2007; Bredekamp, 2015). Bu dönemde değerlendirmeler yapılırken dikkat edilmesi gereken önemli hususlardan biri değerlendirmelerin devamlı olarak yapılması ve bu değerlendirmelerin çocuklar için öğrenme ve gelişimlerini destekleyici olmasıdır (Gullo ve Hughes, 2011). Değerlendirme yapılırken ilk olarak değerlendirilmesi istenilen beceriler belirlenmeli, daha sonra ise yapılacak değerlendirmeye yönelik en uygun yöntemler seçilmelidir (Tunçeli ve Zembat, 2017).

Erken çocukluk döneminde yapılan değerlendirmeler hem tek tip olmamakta hem de daha büyük çocukların değerlendirilmelerinden birçok yönüyle farklılık göstermektedir. Bu farkların en önemlisi, erken çocukluk dönemindeki çocukların öğrenme biçimleri olarak ifade edilmektedir. Bu dönemdeki çocuklar kazandıkları bilgiyi, kâğıt kalem kullanarak veya soyut düşünme ile değil etkileşim, konsantrasyon ve deneyimleri ile yapılandırmaktadır (Bredekamp ve Rosegrant, 1995). Bununla birlikte erken çocukluk döneminde yapılan değerlendirmelerde bir takım kriteler bulunmaktadır. Erken çocukluk döneminde çocukların öğrenmelerini ve gelişimlerini değerlendirmek için kullanılan bütün ölçme araçlarının uygulanma sürecinde ve değerlendirme sürecinde etik kurallar göz önünde bulundurulmalı ve tarafsız yorumlamalar yapılmalıdır. Ayrıca uygulanan tek bir değerlendirme yöntemi ile çocuklara tanılama yapılmamalıdır (Fairtest, 2007; Bredekamp, 2015).

Erken çocukluk döneminde yapılan değerlendirmelerde çocuklarla birebir olarak yapılan çalışmalardan elde edilen sonuçların daha doğru olduğu düşünülmektedir. Bu dönemde çocukların ilgi sürelerinin kısa olmasından dolayı çocuklarla yapılan değerlendirmelerin zamana yayılması ya da kısa süreli oturumlar şeklinde düzenlenmesi

önerilmektedir. Ancak bu durum değerlendirmeler yapılırken zaman kullanımında güçlükler yaşanmasına yol açmaktadır (Bredekamp ve Rosegrant, 1995).

Erken çocukluk döneminde çocukların öğrenmelerinin ve gelişimlerinin değerlendirilmesinin önemi göz önüne alındığında değerlendirme yöntem ve araçlarının sürekli olarak yenilenmesinin gerektiği düşünülmektedir. Çocukların öğrenmelerinin ve gelişimlerinin değerlendirmesi yapılırken gözlemler aracılığıyla ve doğrudan çocuklar ile çalışmanın bir arada olduğu, çocukların öğretmenlerinin ve ailelerinin de değerlendirme sürecine katıldığı bütüncül bir değerlendirme yapabilen ölçme araçlarının kullanılmasının daha uygun olacağı düşünülmektedir (Tunçeli ve Zembat, 2017).