• Sonuç bulunamadı

3. ÇOK KATLI BİNA KAVRAMI VE KONUT İLİŞKİSİ

3.2 Çok Katlı Bina Kavramı Gelişim Süreci ve Tarihi

Çok katlı bina kavramı ilk olarak insanlık tarihinde yüksek yapılara özlem olarak başlamıştır. İnsanoğlu hep yüksek yapılara özenmiş ve yüksekte olanın kutsal olduğu inancına göre yüksek yapılar inşa edilmiştir. ‘‘İlk çok katlı yüksek yapılar Babil Kulesi, Rodos Heykeli, Maya Tapınağı (Şekil 3.1), Mısır Piramitleri, Keops Piramidi (Şekil 3.2) ve Kutup Minar gibi yapılar olarak karşımıza çıkmaktadır. Günümüz modern çağda ise çok katlı binaların ortaya çıkma nedenleri vardır’’ (Url-12).

Şekil 3.1: Maya Tapınağı, Güney Amerika, Url-12 Her ülkenin sosyal, kültürel, ekonomik ve teknolojik durumu, çok katlı binaların ortaya çıkmasını ve bunun gelişiminde önemli etkenlerden bazılarıdır. ‘‘Nüfusun artması, yeşil alan gereksinimi, teknolojik gelişmeler, prestij. Sanayi devriminden sonra köyden kente göçlerin artması sebebiyle nüfus artışı başlamıştır ve bun nüfus artışına çözüm aranmaktadır’’ (Bal, 2003).

‘‘Bina yapılacak olan arsaların değerlerinin artması ve az alana daha fazla çözüm ile insan yerleştirilmeye çalışılması çok katlı bina kavramının gelişmesine sebebiyet vermiştir. Arsa maaliyet değerleri olduğundan daha fazla değerlenmiş ve böyle bir

23

yere yapılacak olan binaya fazlaca fonksiyon yüklenmek istenmiştir. İkinci sebep ise yeşil alan gereksinimi olarak tanımlayabiliriz, nüfusun artması ile şehirlerde yeşil alana gereksinim artmıştır böylece yeşil alan için şehirlerde daha fazla ihtiyaç olmuştur. Yeşil alan gereksiniminin sağlanması istenirken şehirlerde çok katlı bina kavramı gelişmiş daha fazla kat daha fazla arsa anlamına gelmiştir. Üçüncü sebep olan teknolojik sebepler ise çok katlı bina kavramını tetikleyen en önemli sebeplerden birisi olmuştur’’ (Güleryüz ve Dostoğlu, 2012).

Şekil 3.2 : Keops Piramidi, Mısır, Url-13

‘‘Mimari alanda taşıyıcı sistemlerin gelişmesi, çeliğin yapılarda kullanılması, asansörün ve hidroforun icadı, yangın önleme sistemlerinin artması, inşaat yapım, gelişmesi, dış cephe kaplama sistemlerinin gelişmesi, deprem mühendisliğindeki gelişmeler, havalandırma sistemlerindeki gelişmeler çok katlı bina yapımında katkıda bulunmuştur’’ (Zinzade, 2010).

Ayrıca yatayda ve düşeyde büyük açıklıkların betonarme sistemiyle geçilmesi, betonarme kalitesinin artması, kalıp sistemlerinin gelişmesi çok katlı bina kavramının gelişmesine katkıda bulunan sebeplerden bazılarıdır. Bununla birlikte yüksek olanın prestijli olması, insanoğlunun daima yüksekte olana kutsadığı ve önemli gördüğü gerekçesi vardır.

‘‘Çok katlı binaların kentlerdeki çarpıcı imajı, şirketlerin güç ve prestij simgesi haline gelmesi sağlamıştır’’ (Özdeş, 1989).

24

Yüksek yapılar ilk olarak dünya tarihinde Mısır’daki Keops (Şekil3.2) piramidi ile başlamıştır. M.Ö. 2589- 2566 yılları arasında inşaa edilmiştir. Ağırlığı 2,5 tonu bulan Mısır piramidi toplam yüksekliği 482 feet, 140 metredir. ‘‘Tamamı taş olarak inşaa edilmiştir. Bunun ardından Babil Kulesi 90 m yükseklğinde onu takip eder. M.Ö. 479 yılında yapılmıştır. M.Ö. 268 yılında ise İskenderiye Feneri 140 m yüksekliğinde inşaa edilmiştir’’ (Url-13).

‘‘Yüksek yapılar ilk olarak dini yapılar olarak inşa edilmiştir daha sonra tekonolojinin gelişmesiyle birlikte halkın ihtiyaçlarını karşılayacak konut ve ticari amaçlı kullanan çok katlı binalar olarak inşaa edilmeye başlanmıştır’’ (Işık, 2008).

Şekil 3.3: Chicago Home İnsurance Building, Amerika, 1885, Planı Url-14 ‘‘1891 yılında yığma taş sistemiyle 64 metrelik 17 katlı Monadnock Binası inşa edilmiştir. 18. Yüzyılın sonlarına doğru dökme demirin bulunmasıyla ve daha sonra endüstiri devrimi ile çelik sanayinin gelişmesiyle çok katlı binaların yapılmasına yavaş yavaş başlanmıştır. 19 yüzyılda çelik sistem ile kagir duvarlar kullanılmıştır daha sonra bina yüklerinin azaltılma isteği ile taşıyıcı duvarlar terk edilerek tümüyle çelik sistemler kullanılmıştır’’ (Bozloğan, 2005).

‘‘1885 yılında Amerika’da Chicago Home İnsurance Building’I (Şekil 3.3) yapılmıştır. Mimarı William Le Baron Jenney’dir’’ (Taştan, 2012).

‘‘1885 – 1930 yılları arası yüksek binaların yapılmasını hızlandıran en önemli faktörlerden birisi asansör sistemlerinin icat edilmesi olmuştur’’ (Taştan, 2012).

25

1890 yılında 24 metre yüksekliğinde Pulitzer binası yapılmıştır. Louis H. Sullivan 1890-1891 yılları arasında Wainwright Binası 11 katlı yapılmıştır. 1825 ‘te Portlan çimentosu bulunmuştur. Bununla birlikte duvarlarda çimento kullanımı artmıştır. 1. Dünya savaşı sebebiyle bina yapımına ara verilmiştir ama savaşın ardından hemen Wall Tower 71 katlı 283 metre yüksekliğinde inşaa edilmiştir. ‘‘1930 yılında New York’ta Willian Van Allen tarafından 319 metre yüksekliğinde Chrysler Binası (Şekil 3.4) inşa edilmiştir’’ (Özgen ve Sev, 2000).

Şekil 3.4: Chrysler Binası, New york, 1930, Planı, Url-16

‘‘77 katlı çelik çerçeveli ofis binasında 30 adet yolcu asansörü bulunmaktadır’’ (Özgen, 1989).

‘‘Yine aynı yıllarda Empire State binası inşa edilmiştir. Teknolojinin artması ile şehirlerde nüfusun artması sorunu yüksek binaların sadece ofis olarak değil ayrıca konut olarak yapılmasına neden olmuştur. Çok katlı konut binasının en önemli örneklerinden biri 1952 yılında Mies Van Der Rohe’nin Lake Shore Drive apartmanı olmuştur. 1965 yıllarında tüp sistemini geliştirmiştir’’ (Url-19). ‘‘1970’lerden sonra yapılan sistemlerin çoğu tübüler sistemde yapılmıştır’’ (Sohrabi, 2015).

‘‘1973 yılında yapılan İkiz kuleleri 413 metre yüksekliğinde World Trade Center, Empire State Binası’nı geçmiştir. 1973’de Sears Tower 442 metre yüksekliğinde Chicago’da yapılmıştır. 1980’lerde Asya ve Uzak Doğu’da çok katlı bina yapımı hızlanmıştır. 1989’da IM Pei’nin tasarladığı 369 metre yükseklğinde Bank of China Kulesi (Şekil 3.5), yapılmıştır’’ (Özgen, 1989).

26

Şekil 3.5: Bank of China Binası, Hong Kong, Görünüş, 1989, Url-17

‘‘1998 yılında Malezya’da Petronas Kuleleri günümüzün en yüksek binalarından biri özelliğini kazanmıştır. 1999 yılında yapımına başlanılan Tayvan’daki Tiapei 101 ise günümüzdeki en yüksek yeşil bina özelliğini kazanmıştır’’ (Url-17).

Benzer Belgeler