• Sonuç bulunamadı

1. CUBRÂN ALÎL CUBRÂN’IN HAYATI

1.1. Çocukluğu

1.1. 1.1.

1.1. ÇocukluğuÇocukluğuÇocukluğuÇocukluğu

Cubrân 6 Ocak 1883 yılında Bişerrî76 köyünde doğmuştur. Babasının adı alîl, annesinin adı Kâmile’dir. Aile kökünün nereden geldiği tam olarak bilinmemektedir. Kendi araştırmaları, kökeninin Arap matematikçi el-Harezmî’ye dayandığını belirtir.77 Bazı kayıtlar ailenin Bişerrî köyüne 17. yy. da geldiklerini göstermektedir. Aile içinde anlatılanlara göre geçmişleri Babil’deki Kaldelî’lere uzanmaktadır. Bir başka görüşe göre de, Türkiye’nin Tunceli yöresinden göç etmişlerdir. Yavuz Sultan Selim zamanında ( 1514 ) Konya, Karaman, Ankara, Kayseri bölgelerinde yaşayan Milan, Berazan, Karakeçi, Cubrân, Hasenan, Sipkan, Hahderan, Celali aşiretleri; Viranşehir, Varto, Muş, Hınıs, Eleşkirt, Patnos, Ağrı, Erciş ve Van yörelerine yerleştirilmiştir. Adı geçen Cubrân aşireti belki de alîl Cubrân’ın aile kökeni olabilir.78

Anne tarafından dedesi olan İsfahan Abdülkadir Rahme, papaz mertebesine kadar yükselmiş Marûnî bir papazdır. Baba tarafından dedesi olan Mî^â’îl ise servet sahibi bir tüccardı. Ancak kaynaklar Cubrân’ın bu dedesine pek az ilgi duyduğunu ifade etmektedir.79

Babası alîl b. Mî^â’îl bulunduğu bölgedeki koyun ve keçilerin sayımı ve bunların vergilerini yoplamakla meşguldü. 37 yaşına geldiğinde kendisinden 10 yaş

76

Lübnan’ın Kuzeyinde bir belde olan Bişerri, “Beytu Aşterüt (Aşterut’un Evi) demek olan bir terkibin bozulmasıyla oluşmuş bir yer ismidir. Eski bir yerleşim yeri olduğu Fenikeliler’e ait kalıntılardan anlaşılmaktadır. Ancak buradaki Yunan ve Roma tesiri Fenikelilerin tesirinde daha fazladır.

77 Hüseyin Yazıcı, a.g.e, s.119

78 Mehtap Kızıltaş, “HalilCibran”, Kandil Dergisi, Sy.4, 2011.

küçük olan aynı zamanda dul bir bayan olan Kâmile ile evlendi. Bu evlilikten önce Cubrân daha sonra kardeşleri Miryâna ve SulYâna dünyaya geldi.

Babasına nisbeten dinî hayatına daha fazla dikkat eden anne Kâmile, dinî hayatı yaşamada daha dikkatliydi. 19 yaşında Bişerri kasabasının semtlerinden birinde bulunan Papaz Sem’an Rahibe Manastırı’na katılmak istemiş ancak ailesi buna müsaade etmemişti. Kâmile gençlik yıllarının hayallerini süsleyen bu arzusunu daha sonraki yıllarda oğlu Cubrân’a şu şekilde ifade etmiştir. “Hayatım boyunca üç şeyden hep pişmanlık duymuşumdur; kısa sürede boşanmayla sonuçlanan ikinci evliliğimden, bir rahibe manastırına devam edememekten ve Cubrân’ı Boston’a götürmek zorunda kalışımdan”80

Son derece katı bir aile ortamında yetişmesi, annesinin babasıyla üçüncü evliliğini yapması ileride Cubrân’ın kişiliğinin oluşmasında önemli etkenler olmuştur. Cubrân daha 11 yaşındayken babasının zimmetine para geçirmekle suçlanması ve tutuklanması onun küçük dünyasını altüst etmiştir.81 Cubrân, çocukluk yıllarında ailesinin başına gelen bu dramı ileride Maryy Haskell’e anlatmış ve yaşadığı bu sıkıntılı dönemlerden kalan üzüntüyü onunla paylaşmıştır.82

Cubrân beş yaşına geldiğinde St.Elîşâ okuluna başladı. Yaz tatillerini dedesi İsfahânî’nin yanında geçirirdi. Daha bu yaşlarında Mâr Serkîs manastırında bulunan kilise resimlerine ilgi duyması onun sanatçı ruhunun henüz çocukken geliştiğini gösteren bir alamet olmuştur.

Bunun yanında aslen doktor olan Selîm ez- Zâhir, Cubrân’daki bu ışığı almış ve ona okuma-yazma ve çizim konusunda rehberlik etmiştir. Cubrân daha sonraki yıllarda hayatının bu döneme ait kesitlerinden bahsederken, kendisine ait çocuk odasının içinde yüzlerce bitmiş kalem ve üzerinde resim yapmada kullanılmış taşların bulunduğunu, bu haliyle çocuk odasının bir hurdacı dükkânını andırdığını büyük bir gururla anlatır.

80 Cemîl Cebr, a.g.e, s.13 81 Hüseyin Yazıcı, a.g.e, s.120 82 Cemîl Cebr, a.g.e, s.11

Cubrân, on iki yaşındayken 25 Haziran1985 tarihinde annesi ve üç kardeşi (Butrus,83 Miryâna ve SulYâna) ile Amerika’ya göç etmiştir. Bu göç çileleri de beraberinde getirmiştir. Boston’un Oliver bölgesine yerleşen aile için zor dönemler başlamıştır.84 Anne Kâmile Boston sokaklarında seyyar el arabasıyla kumaş parçaları, kurdele ve önemsiz zînet eşyaları satmakla meşguldür. Butrus, mağazalardan ucuz yollu eşya temin ederek evin ihtiyaçlarını karşılıyordu. Kız kardeşler ise komşu evlere temizliğe giderek aile bütçesine yardımcı oluyorlardı. Bu iş bölümünde Cubrân’a düşen tek şey ise derslerine çalışmaktı.

İlk, orta ve lise eğitimini Boston’da tamamlamıştır. Daha okul çağındayken yetenekleri fark edilince öğretmeni tarafından ünlü ressam Fred Holland Day ile tanıştırıldı. Bu kişi sanatçılara ilgi duyan, yetenkeli gençlere maddî açıdan destek olan varlıklı bir kimseydi. Bundan sonra uzun yıllar Cubrân’ın koruyucusu olmuştur.85 Bu dönemlerde zamanının büyük çoğunluğunu kütüphanede geçiren

Cubrân hem çizimlerine devam ediyor hem de fırsat buldukça haftalık sergilere uğruyordu.

Daha sonra isteği üzerine 1898’de Beyrut’a Maruni kilisesine bağlı el-Hikme Medresesinde86 okumak için gelmiştir. Cubrân’ın bu dönüşüyle ilgi farklı görüşler

olsa da onu yakından tanıyan Barbara Young dönüşünün eğitim amaçlı olduğunu teyit etmektedir.

Cubrân’ın bu dönem hocaları arasında Abdullah el-Bustânî, Sa‘îd eş-Şartûnî ve Yusuf el-Haddâd vardır. Cubrân okulun müfredatıyla yetinmeyip beyân dersi hocası Yusuf el-Haddâd’ın tavsiye ettiği İbn Haldûn’un Mukaddime’sini, Kelile ve Dimne’yi Mütenebbî’nin Dîvân’ını, Tevrat’ı bunun yanında Fen Bilimleri, Sosyal Bilimler ve Etnoloji alanında yazılmış eserleri okuma fırsatı bulur. Yine bu dönemde Cubrân’ın okumak için yanında getirdiği ve Fred’in tavsiye ettiği Thomas Bulfinch’in The Age of the Fable (Fabl Çağı), Archibald Lampman’ın Mythology

83

Cubrân’ın annesinin ikinci evliliğinden olan üvey kardeşidir.

84 Süleyman el- Kettânî, Cubran alîl Cubran fî Medârihi’l- Vâsî, Mektebetü Nevfel, ts., s.67 85 Cemîl Cebr, a.g.e, s.23

and Art (mitoloji ve sanat) kitaplar onun ilerde ortaya çıkacak kişiliğini oluşturmada ilk rehber eserler arasında sayılabilir.

Cubrân bu dönemde her ne kadar Lübnan’da bulunsa da Boston ile yazışmaları devam etmektedir. Yaptığı resimlerinden oluşan bir antolojiyi ünlü fotoğrafçı Fred Holland Day’e gönderdi. Day’den elli dolarlık bir takdir mektubu alan Cubrân, aldığı bu ilk ödülle kendisine bir takım elbise alacaktır.

Cubrân’ın okuldaki en samimi arkadaşı Yûsuf el-Huveyyik’tir. Cubrân, Yusuf ile sık sık geziye çıkar ve birlikte Burç Meydanındaki Şark Yıldızı isimli bir kıraathaneye uğrarlardı. Bir gün Cubrân buraya çiçek satmak için gelen pejmurde bir çocuk ile tanışır ve onun hazin hikâyesini dinler. Sonra çocuğun annesini ziyaret eder. Bu olay ileride Cubrân’a Mârtâ el-Bâniyye (Bân’lı Marta) isimli hikâye için ilham verecektir.87

Benzer Belgeler