• Sonuç bulunamadı

Çocuk Edebiyatının Nitelikleri

3.7. Mizah ve Mizah Unsurlarının Çocuk Edebiyatındaki Önemi

3.7.2. Çocuk Edebiyatının Nitelikleri

Çocuğa yönelik olarak oluşturulan edebiyat, çocuk edebiyatı olarak kabul edilmektedir. Çocuk edebiyatının varlığı yeni bir dal olarak kabul edilmesine rağmen üzerinde titizlikle durulmalıdır. Çocuğun geleceği yansıtan birey olarak kabul edilmesi, biyolojik olarak ya da kültürel olarak geleceği yansıtması bu konunun önemini arttırmaktadır (Tekin, 2005: 469).

Norton, Çocuk edebiyatının, çocuğun okuma-yazma bilme zorunluluğu olmaksızın okul öncesi dönemden başlayan ve çocuğun dilsel, bilişsel ve toplumsal gelişimine katkı sağlayan önemli bir unsur olduğunu belirtir. Çocuğun gelişimine katkı sağlayan eserlerin varlığı önemlidir (Akt.: Sever, 2008: 37).

Sever, okuma sevgisi ve alışkanlığı kazandırmanın çocuk edebiyatının aranan en önemli özelliği olduğunu söyler. “Çocuk edebiyatının temel işlevlerinden biri çocuğa kitap okuma sevgisi ve alışkanlığı kazandırmaktır. Çocuğun okuyacağı eserlerle kitaba olan ilgisinin artması ve okuma kültürü kazanması, çocuk edebiyatı ürünlerinde aranan en önemli özelliklerdendir. Kitaplara karşı ilgi duyan çocuk zamanla ilgisine yönelik kitapları arayacak, kazandığı sanat zevki ile okuma alışkanlığı kazanacaktır” (Sever, 2003: 19).

Güleryüz‟e göre (2002: 35), “Çocuk edebiyatı ürünleri, çocuğun sanat zevkini geliştirmesinin yanı sıra, anadili eğitiminde de destekleyici olmalıdır” Edebiyat sanat içerisinde sunulmalıdır. Sanat kaygısı ile oluşturulan eserler, çocuğun dil gelişimine de katkıda bulunur. Sözlü (konuşma) ve yazılı (yazma) olarak tanımlanan edebiyat, dinleme ve okuma becerilerini de kapsamaktadır. Çocuk edebiyatı, okul öncesi dönemi kapsaması ile birlikte ilerleyen dönemlerde geliştirilerek çocuğun gelişimi ile eşdeğer ilerlemelidir (Güleryüz, 2002: 35). Çocukluk döneminde bulunan çocuklar, dilsel gelişimlerini edebi metinler ile

„zenginleştirilmiş bir dil çevresi‟ oluşturan ve bu metinler çocukların dil gelişimine katkı sağlayan türler olarak görülebilir (Sever, 2003: 36).

“Çocuk kitapları, okul öncesi dönemden başlayarak dilsel becerilerin edinilmesi sürecinde çocuklara „zenginleştirilmiş bir dil çevresi‟ yaratan önemli araçlar olarak değerlendirilebilir” (Sever, 2003: 36).

Okul dönemindeki çocuk, ders kitaplarından sıkılabilir. Bu durum bazen okuma sevgisini köreltebilir. Bu durumu engellemek ve çocuğun okuma sevgisini canlı tutmak için edebi metinler tavsiye edilmelidir. Çocuğa, çocuğun hayal dünyasını ve duygularını ön plana çıkaran kitaplar önerilmelidir (Oğuzkan, 2010: 12- 13).

Çocuk edebiyatı ürünlerinin nasıl olması gerektiği ile ilgili şu yorumlar yapılmıştır: “Çocuk edebiyatı ürünlerinde yalın, sade bir anlatım benimsenmelidir. Yalın anlatımdan kasıt ise içi boşluk ya da yüzeysellik değildir. Edebiyatın gerçekliğine yaklaşan bir anlatım olmalıdır. Yalınlık, edebiyat gerçekliği üretmeli, kuru ve yavan bir anlatımdan kaçınılmalıdır. Yalın anlatım yazarın sığlıkta yazması değildir, tam tersine ustalaşması, birikimlerini ortaya çıkarmasıdır” (Nas, 2004: 36). Yazarın yalın yazmasından kasıt, nitelikli eserler sunması ve bu eserlerin öz ve kısa yazılmasıdır.

“İyi bir çocuk kitabı, çocuğa yaşamın değişik yönlerini öğrenmesinde, türlü insan tiplerini tanımasında, başka ülkeler ve toplumlar üzerinde bilgi edinmesinde çok zengin imkânlar sağlar” (Şirin, 2000: 215).

Kıbrıs (2000: 320)‟a göre, çocuk kitaplarında olması gereken hedefler şunlar olmalıdır:

“En iyi arkadaş kitaptır” ilkesinden yola çıkılarak, kitabın iyi bir vakit

geçirme ve bilgi edinme kaynağı olduğunun sezdirilmesi

Çocuğun; güven duygusu, başarma, bir grupça benimsenme, sevme-

sevilme, öğrenme, oyun ve estetik duygu gibi ruhsal gereksinimlerinin karşılanması

Çocuğun dil gelişimine katkıda bulunarak, dilini kullanma becerisinin

Çocuğun algı, düşünme ve duyma yeteneklerinin geliştirilmesi,

Çocukların kitaba karşı olan ilgilerinin beslenip, kitap okumanın bir

gereksinim biçimine dönüştürülmesi,

Çocuklarda edebiyat zevkinin geliştirilmesi için katkıda bulunarak,

estetik-beğeni ve seçme-duygularının oluşmasının sağlanması,

Çocuklara türlü yaşantılar sunarak, yaşam deneyimlerinin

zenginleştirilmesi,

Yaratıcı düşünmeye özendirilmesi, düş güçlerinin sınırlarının

genişletilmesi

Çocuğun dinleme, okuma anlatma ve yazma yeteneklerinin

geliştirilmesi,

Çocukların değişik konu ve kavramları yansıtan kitaplarla tanıştırılarak

ufuklarının, içlerinde uyumakta olan “ben”lerinin uyandırılıp, genişletilmesi,

Aytaş ve Yalçın ise, “çocuk edebiyatı metinlerinin birtakım nitelikler içermesi gerektiği görüşündedir. Bu nitelikleri aşağıdaki gibi sınıflandırabiliriz:

Çocuk edebiyatı metinleri yaşamın gerçeklerine uymalıdır. Tamamen

hayali bir üslûp takınılmamalıdır.

Çocuk edebiyatı ürünleri çocuğun duygu dünyasını geliştirmeli, hayal

gücüne bir şeyler katmalıdır.

Metinler çocuğun ülkesine ve dünyaya olan sevgisini artırmalıdır.

Metinler çocuğun girişimci ve katılımcı bir ruh kazanmasına yardımcı

olmalıdır.

Çocuk edebiyatı metinleri, şiddet öğeleri içermemelidir.

Çocuk edebiyatı metinleri, çocukta sanat duygusunu geliştirmelidir.

Çocuk edebiyatı metinleri, çocuğun eleştirel düşünce yetisini

geliştirmesini sağlamalıdır.

Metinler, çocuğun dil becerisini geliştirici olmalıdır.

Çocuk edebiyatı metinleri, çocuğun kaderci bir anlayışa bürünmesine

neden olmamalıdır. Önyargılarından arınmasını sağlamalıdır” (Aytaş ve Yalçın, 2012: 50-52).

Çocuk edebiyatı metinlerinde olmaması gereken, sakıncalı durumları ise aşağıdaki gibi sıralayabiliriz: (Yörükoğlu, 2004: 95).

Çocuk kitapları her türlü kör inanç ve önyargılardan arınmış olmalıdır.

Irk üstünlüğü, din ayrılığı, bağnazlık, dolaylı ya da doğrudan aşılanmamalıdır.

Yurt sevgisi, ulusal değerler ve Türklük bilinci işlenirken evrensel

değerler bir kenara itilmemeli, ülkeler arasında düşmanlık ve öç alma duyguları körüklenmemelidir.

Yiğitlik abartılmamalı; çocuklara, yanılmaz insan, üstün insan, her şeyi

bilen insan örnekleri sunulmamalıdır. Başka bir deyişle, etiyle kemiğiyle, olumlu ve olumsuz yanlarıyla insan tanıtılmalıdır. Çocuk, kitaplarında çelişkileriyle, değişen duygu ve düşünceleriyle insanı görmeli; başkalarında kendisine benzerlikler bulabilmelidir. Katı ahlâk kuralları içinde sıkışıp kalmamalı, hoşgörü ve esneklik kazanmalıdır.

Alın yazısı, yazgı gibi insanın boynunu büktüren, savaşım gücünü

köstekleyen inanışlara yer verilmemelidir.

Her kitap bir dizi ahlak yargısıyla sonuçlandırılmamalıdır.