• Sonuç bulunamadı

ÇİNİ SÜSLEMELİ 17 YÜZYIL YAPILARININ GÜNÜMÜZDEKİ DURUMU

Çini süslemenin kullanıldığı 17. yüzyıl yapılarından bazıları günümüze ulaşmamıştır. İznik Eşrefzade camii (1624) 20. yüzyılın başında yıkılmıştır. Edirne Sarayı Kum Kasrı (1667, )15. Yüzyılda inşa edilmekle birlikte Sultan IV. Mehmed (1648-1687) tarafından yeniden inşa edilmişçesine tamir edilmiş ve Türk konut mimarisinin en güzel örneklerinden biri olmuştur. İçinin 17. yüzyıl çinileri ile kaplı

olduğu bu eser 19. Yüzyılın sonunda yanmıştır104. 17. yüzyılın saray ve konut yapıları

içinde en önemli örneklerinden biri sayılan Beşiktaş sahilindeki Çinili Köşk, 1680 yılında Beşiktaş Sarayı’na bağlı olarak inşa edilmiştir. Yapı, 19. Yüzyıl ortasında yıkılmıştır. Yapıyı betimleyen 17. yüzyıl gravürlerinde içinin ve dışının çini süslemeli

olduğu görülmektedir. Yapının mavi-beyaz çinilerle süslü olduğu bilinmekte idi105.

Bu iki önemli yapının dışında, genel olarak 17 yüzyılın çini süslemeli yapıları günümüze ulaşmışlardır. Fakat geçen yüz yıl içinde, gerek doğal afetler (deprem) gerekse sonraki yüzyıllarda yapılan eklemeler ve değişiklikler, hatalı kullanım çinilere zarar vermiştir.

Topkapı Sarayı Harem Valide Sultan Yatak Odasında (1668) yer alan çini süslemeler, 17. yüzyılda buraya eklenen ve bu süslemeleri kapatan ağaç oyma süslemelerle görünmez olmuşlardır. Benzer bir durum Harem’in Şehzadeler Mektebi (1668) duvarları içinde ortaya çıkmaktadır. Valide Sultan Dua Odası 19. Yüzyıla tarihlenen içbükey alçı tavan etekleri ile görünümünü değiştirmiştir.

      

104 S. H. Eldem, (1974): Köşkler ve Kasırlar II, İstanbul: 27. 105 A.e.: 124 vdd.

Yeni Camii (1663) Hünkar Mahfili ve Hünkar Kasrı çinilerinde bazı panoların yerinden alınıp, bunların yerine aynı boyutlarda dikdörtgen İtalyan renkli mermer levhaları yerleştirilmiştir106.

Bazı yapıların hatalı onarımlar sonucunda çinileri zarar görmüştür. Üsküdar Çinili Camii (1640) son cemaat yeri ve kadınlar mahfili, hatalı onarımlar sonucunda çinilerinde bozulmalar oluşmuştur, son cemaat yeri çinileri 20. yüzyılın ortasında

yapılan bir onarımda harap edilmiştir107.

Çinilerin yok olmasına neden olan bir başka olumsuzluk ta yurt dışında önemli bir değer taşıyan İznik çinilerinin yurt dışına kaçırılmasıdır.

17. yüzyıldaki depremlerden dolayı, İstanbul’daki yapıların büyük kısmı zarar görmüştür. Depremler çinilerde hasara neden olmuş, bu olumsuzluk 20. yüzyıldaki

onarımlarda ele alınabilmiştir108.

Çinilerin zarar görmesine neden olan bir diğer önemli etmen ise rutubettir. Yapıların çini kaplı duvarındaki rutubet arka yüzünden çiniyi bozmaktadır.

      

106 E. Yücel, (1971): Yeni Cami Hünkar Kasrı, İstanbul: 18; E. Yücel, (1972): “Yeni Cami Hünkar

Kasrı”, Türkiyemiz 6: 26.

107 İ. H. Konyalı, (1976): Abideleri ve Kitabeleriyle Üsküdar Tarihi, İstanbul: 135.

108 F. Yenişehirlioğlu, (1982): “Osmanlı Dönemi Yapılarında Bulunan Çini Kaplamalar ve Restorasyon

9. 16. YÜZYIL ÇİNİLERİNİN 17. YÜZYIL YAPILARINDA KULLANIMI

17. yüzyılda inşa edilen yapılarda, 16. yüzyılın depo çinileri de kullanıldığı görülmektedir. Bunlar, 16. yüzyılda kullanılmayan ve büyük bir olasılıkla Topkapı Sarayı’nda bir mekanda saklanmış olan çinilerdir. Sultan Ahmed Camii (1617) üst mahfil çinileri 16. yüzyılın en mükemmel çinileridir. Özellikle kuzey üst mahfildeki iki sıralı çini panolar önem taşır. Şemseli pano, Kanuni Türbesi’nde (1568) yer alan pano ile aynıdır. Bahar açmış ağaçların çok yakın benzerleri Hürrem Sultan Türbesi’nde (1558) yer alır. Doğal çiçek süslemeli çiniler, Bursa Muradiye Şehzade Mustafa Türbesinde yer alan çinilerin aynıdır. Sultan Ahmed Camiinde Depo çinileri olarak kullanılmışlardır. Sultan Ahmed Camii’ndeki tek bir panoda yer alan ve Hürrem Sultan Türbesi’nde (1558) bordür çinisi olarak kullanılan rumili hatayili kompozisyonu içeren panodur. I. Ahmed Türbesi’nde (1619) yazı kuşağının sonunda yer alan slip süslemeli

çini, 16. yüzyıla aittir ve yapılan restorasyon sonucunda buraya konmuştur109.

Büyük bir yangınla 1656 yılında harap olan Topkapı Sarayı Haremi 17. yüzyıl İznik Çiniler ile yeniden kaplanmıştır. Bununla beraber, bu kadar geniş bir alanın yeniden çini ile kaplanmasında, 16 yüzyıl depo çinilerinin kullanıldığı da görülmektedir. Harem de 18. yüzyıl çinileri de yer almıştır. Cumhuriyet döneminde

yapılan onarımlarda bazı çinilerin yerlerinin değiştirildiği görülmektedir110. Sultan

Ahmed Camii (1617) dışında 17. yüzyılda inşa edilmiş, 16. yüzyıl depo çinilerinin geniş ölçüde süsleme amaçlı kullanıldığı başka bir yapı yoktur. Sonraki dönemlerde, 18. yüzyılda inşa edilmiş olan yapılarda, 16. ve 17. yüzyıllar çinilerinin bir arada kullanıldığı da görülmektedir. Topkapı Sarayı III. Ahmed Kitaplığı (1718) ve Ayasofya I. Mahmud Kütüphanesi (1740) bu yapılar arasında, önemli çini kaplamalarla yer alırlar.

      

109 Ş. Yetkin, (1986): Sultan Ahmet Türbesinde Bulunan Bir Çini Tekniği ve Restorasyon Uygulaması İle

ilgili Yorumlar”, 16. yüzyılda Türk ve İslam Bilim ve Teknolojisi Sempozyumu, İstanbul: 127-134; Ş. Yetkin, (1987): “Sultan Ahmet Türbesinde Bulunan Bir Çini Tekniği”, Antika 27: 23-27.

110 R. Anhegger – M. Eyüboğlu, (1980): “Topkapı Sarayı Veliaht Dairesi Onarımı”, Sanat Tarihi Yıllığı

IX-X, İstanbul: 53-82; S. Emler, (1963): “Topkapı Sarayı Restorasyon Çalışmaları”, Türk Sanatı Tarihi

10. 17. YÜZYIL ÇİNİ MERKEZLERİ

İznik, Osmanlı Devletinin çini ve seramik üretiminin yapıldığı merkezlerin başında gelir. Ürettiği seramikler de dünyaca ünlüdür. 17. yüzyıl Osmanlı yapılarını süsleyen çinilerin büyük bir çoğunluğunu İznik çinileri oluşturur. Kütahya Anadolu Beylikleri döneminden beri önemli bir çini ve seramik merkezi olmuştur. Osmanlı döneminde İznik’ten sonra ikinci bir merkez olarak ta Kütahya görülür. Özellikle 15. Yüzyıl sonları ve 16. yüzyıl başlarında İznik ve Kütahya eşit koşullarda ve süslemelerle üretimlerini yapmışlardır. 16. yüzyılda İznik çinilerinin öne çıkması ile Kütahya ikinci merkez durumuna gelmiştir. 17. yüzyılda Kütahya’da üretimin İznik’ten fazla olduğu

kaynaklardan bilinmektedir111.

17. yüzyıl Kütahya çinilerinin kullanıldığı Sultan Ahmed Camii’nin çinileri bellidir. Önemli bir mavi-beyaz çini grubunu oluşturan, bu yapıdaki eserler İznik çinileri olarak tanınır. Revan Köşkü (1635) ve Bağdat köşkü (1639), Üsküdar Çinili Camii (1640) ve Yeni Camii Külliyesi (1663) çinileri konu ile ilgili yabancı

kaynaklarda İznik grubu içine sokulmaktadır112. Prof. Dr. Oktay Aslanapa, bu çinileri

Kütahya çinileri olarak değerlendirmiştir113. Prof. Dr. Şerare Yetkin, bu eserleri “İznik

17. yüzyıl çinilerini andıran bir üsluptadır”114 diyerek Kütahya çinileri olarak yayına

almıştır.

Üsküdar çinili Camii (1640) çinileri ile Kütahya çini süslemeli yapılarından açık bir şekilde ayrılmaktadır. Yapı içinde yer alan çiniler, Bağdat Köşkü ve Yeni camii çinileri ile benzerdir. Özellikle yapının güney köşesinde yer alan süsleme, Yeni Camii       

111 J. Carswell, (1991): “Kütahya Çini ve Seramikleri”, Sadberk Hanım Müzesi Türk Çini ve Seramikleri,

İstanbul: 53.

112 V. Meinecke Berg, (1972): “Marmorfliesen zum Verhaeltnis von Fliesendekoration und Architektur

in der osmanischen Baukunst”, Kunst des Orients VIII/2, 52; Carswell, (1972): 10; Atasoy - Raby, (1989): 278.

113 Aslanapa, (1949): 105. 114 Yetkin, (1982): 85.

Hünkar mahfili mihrabı üzerinde yer alan süsleme ile aynıdır. Yeni Camii (1663) çinilerinin İznik’te yapılmış olduğu vakfiyesinde belirtilmiştir. Kronolojik sıralamaya bakıldığında, arada yer alan Üsküdar Çinili Camii (1640) çinilerinin büyük bir bölümü İznik üretimi çinilerdir. Prof. Dr. Gönül Öney ayrıntılı bir açıklama yapmadan yapının

çinilerinin İznik ve Kütahya çinisi olduğunu belirtmiştir115.

Süslemeler göz önüne alındığında, Üsküdar Çinili Camii (1640)’de son cemaat yeri ve kadınlar mahfilinde bulunan kıvrık dallı hatayili çini levhalar, Kütahya’da yapılmış olmalıdır. Aynı çini levhalar Revan Köşkü (1635) ve Bağdat Köşkünde (1639) yer alır. Bundan dolayı bu yapıları süsleyen çinilerin bir bölümü de Kütahya üretimi olmalıdır. Yeni Camii (1663) çinilerinin bir bölümü de bu grubun içinde Kütahya çinisi olabilir.

17. yüzyıl çinilerinin hangi yapılarda kullanılmış olduğuna dair kesin bilgiler yoktur. Yapılarda yer alan çinilerin teknik analizleri ve ortaya çıkacak belgeler, gelecekte bu konuya ışık tutacaktır.

      

11. ÇİNİ SÜSLEMELERİNİN DİĞER SÜSLEME SANATLARIYLA OLAN

Benzer Belgeler