• Sonuç bulunamadı

2. ÖRGÜTSEL ÇATIŞMA VE YÖNETİMİ

2.3. ÇATIŞMA TÜRLERİ

Örgütlerde meydana gelen çatışmalar değişik başlıklar altında sınıflandırılmakla birlikte en yaygın sınıflandırma; çatışmaların kişisel ve ikili olarak iki grup halinde yapılan sınıflandırmadır. Çünkü ne ad alırsa alsın çatışma kişinin ve kişilerin gerçekleştirdiği bir süreçtir. Kişi çatışmayı ya kendi içinde yaşar ya da çatışma, onu yaşatan kişilerce yaşanır[Başaran,1992: 264].

Diğer yandan Dinçer ve Fidan(1996); çatışmanın yalnızca kişiler arasında görülen bir olgu olmadığına dikkat çekmişlerdir. Örgütlerde insanların oluşturduğu grupların da kendi aralarında çatışmaları söz konusu olabilmektedir. Bu mahiyette yazarlar örgütsel çatışmaları dört safhada incelemişlerdir. Bunlar; kişiler arası çatışmalar, gruplar arası çatışmalar, bölümler arası çatışmalar ve örgütler arası çatışmalardır[Dinçer ve Fidan,1996: 361]. Moore(1996) ise, çatışma biçimlerini; kaynaklarına göre aşağıdaki gibi sınıflandırmaktadır[Christopher W. MOORE’den aktaran Karip,2000: 16]:

Tablo-4 : Çatışma Biçim ve Kaynakları

Çatışma Biçimi Çatışma Kaynakları

İlişki Çatışması

Aşırı duygusallık,

Yanlış algılama, ön yargı ve kalıp-yargılar, İletişim bozukluğu, zayıflığı,

Negatif davranışların sürekliliği. Veri Çatışması

Bilgi yetersizliği ve yanlış bilgi, Verilerin farklı yorumlanması, Değerlendirme süreçlerinin farklılığı,

Yapısal Çatışma

Yapıcı olmayan davranış veya etkileşim biçimi,

Kaynakların dağılımında, sahipliğinde ve kontrolünde eşitsizlikler

Yetki ve güç dengesizlikleri,

İşbirliğini engelleyici çevresel, fiziksel ya da coğrafi etkenler,

Zaman sınırlılıkları. Çıkar Çatışması

Çıkarlar üzerinde algılanan ya da gerçekten var olan rekabet,

İşlemsel çıkar farklılıkları, Psikolojik çıkar farklılıkları. Değer Çatışması

Düşünce ve davranışları değerlendirmede ölçüt farklılıkları,

Manevi değeri olan amaç ayrılıkları, Yaşam biçimi, ideoloji ya da din farklılığı.

Organizasyonlardaki çatışmaları değişik kaynaklardan yararlanarak karma bir şekilde 5 gruba ayıran Koçel(2001), bu sınıflandırmalar içerisinde en önemlisi ve çok kullanılanı, fonksiyonel ve fonksiyonel olmayan sınıflama olarak belirtmiştir. Koçel’e göre bir örgütteki başlıca çatışma türleri ve kapsadığı alanlar şunlardır[Koçel,2001: 535-538]: 1.Fonksiyonel ve Fonksiyonel Olmayan Çatışma Sınıflaması: Fonksiyonel çatışmalar organizasyonun amaçlarını gerçekleştirmesine katkıda bulunan çatışmalardır. Bu tür çatışmalar örgütün çeşitli kısımlarındaki sorunlara işaret edebilir. Dolayısıyla bu sorunların yöneticilerin dikkatine getirilmesini sağlamada etkin rol oynar. Ayrıca organizasyona canlılık kazandıracak yeniliklerin ve değişimlerin gerçekleştirilmesini kolaylaştırmaktadır. Fonksiyonel olmayan çatışmalar ise; işletmeyi amaçlarına ulaşmaktan erteleyen, amaçları gerçekleştirmeye katkıda bulunmayan çatışmalardır. Klasik ve neo-kalasik yaklaşımlar bütün çatışmaları fonksiyonel olmayan çatışmalar olarak ele almışlardır. Bu görüşlere göre çatışmanın varlığı formel organizasyon yapısının yetersizliğine işarettir. Modern yaklaşıma göre de çatışmalar fonksiyonel olmayabilir. Ancak her türlü çatışmayı fonksiyonel olmayan çatışma olarak nitelemek mümkün değildir.

2.Çatışmanın Ortaya Çıkış Şekli İle İlgili Sınıflama: Bu sınıflamaya göre çatışmalar; potansiyel çatışma, algılanan çatışma, hissedilen çatışma ve açık çatışma şeklinde bir yapı göstermektedir.

Potansiyel çatışma, çatışmayı ortaya çıkarabilecek nedenleri ifade etmektedir. Organizasyon içerisinde, örneğin amaçlar konusundaki önemli farklılıklar, kaynakların kıt olması vs. gibi durumlar bir çatışmaya neden olabilecek, çatışma potansiyeli taşıyan

durumlardır.

Algılanan çatışma, çatışmaya konu olan tarafların olayları ve durumu algılama tarzları ile ilgilidir. Bazen çatışmanın sadece algılama farklılıkları nedeniyle ortaya çıkması da muhtemeldir. Hissedilen çatışma, çatışma halindeki tarafların olay(lar) konusundaki hislerini ifade etmektedir. Örneğin taraflar, kızgın, kırgın, endişeli olabilir. Nihayet açık çatışma, çatışma halindeki tarafların fiilen gösterdiği davranışa işaret etmektedir. Örneğin, açık çatışma; karşılıklı tartışma, birbirine ağır dil ve sözler kullanma, belli bilgi ve verileri karşı tarafa göndermeme, hatta fiziki kuvvet kullanma şekillerinde ortaya çıkabilir.

3.Organizasyonda Çatışmaya Taraf Olabileceklerle İlgili Sınıflama: Bu tür çatışmaları;

kişilerin kendi içlerindeki çatışma, kişiler arası çatışma, kişiler ve gruplar arası çatışmalar, grupların kendi içinde ve gruplar arası çatışmalar olarak sınıflandırmak mümkündür[Stoner,1978: 347].

Kişinin kendi içindeki çatışma, kişinin kendisinden ne beklendiğinden emin olmadığı veya kendisinden farklı-çelişkili davranış-kararlar beklendiği veya kendisinden yapabileceğinden fazlasının beklendiği durumlarda ortaya çıkan ve kişiyi rahatsızlığa, kızgınlığa ve baskı altında kalmaya sevk eden çatışmalardır. Özellikle kişinin bir engellenmeyle karşılaşma ihtimali ve bunun kendi içinde yarattığı huzursuzluktan kaynaklanan bu tür çatışmaların aşağıda kısaca sebepleriyle birlikte açıklanan belli başlı üç tipi vardır[Ateş,2003]. Bunlar:

Yanaşma-Yanaşma: Birey birbiriyle bağdaşması olanaksız iki çekici değere de aynı

zamanda ulaşmak isteğindedir.

Kaçınma-Kaçınma: İstenmeyen iki durumdan birini seçmek zorunda olduğu

zaman ortaya çıkar.

Yanaşma-Kaçınma: Birey aynı zamanda hem çekici hem de itici bir durum

karşısındadır. İnsan aynı nesneye karşı hem sevgi hem de nefret duyabilir.

Kişiler arası çatışmalar ise; iki veya daha fazla kişinin çeşitli konularda anlaşmazlığa düşmeleridir. Bunun en önemli nedenlerinden birisi kişilerinin amaçlarının, izledikleri metotların sahip oldukları bilgi ve verilerin ve değer yargılarının farklı olmasıdır. Ayrıca kişilerin örgüt içinde oynadıkları rol de bu tür çatışmalara bir kaynak teşkil etmektedir. Kişilerle gruplar arasındaki çatışma, daha çok kişilerin grup tarafından belirli normları kabule zorlanması ile oluşmaktadır. Grup amaçlarını, normlarını ve izlenen yolu

benimsemeyen kişiler grup ile çatışma haline gelecektir. Bu kişiler aynı zamanda grup üyesi ise bu taktirde grupların kendi içindeki çatışmadan söz edilecektir.

Gruplar arası çatışmalar, organizasyonlarda en çok rastlanan çatışma türlerindendir. Bu tür çatışmaların yönetimi bir yönetici için diğer çatışma türlerine nazaran daha zordur. Çünkü bazen yönetici de bir grup mensubu olarak çatışan gruba dahil olabilmektedir. Böyle olmasa veya hakem rolü oynasa bile, izleyeceği çözüm metodu eğer grupları tatmin etmezse organizasyon faaliyetlerini olumsuz yönde etkileyecektir.

4.Çatışmaların Organizasyon İçindeki Yerleri İle İlgili Sınıflama: Bu sınıflamaya göre,

çatışmalar, dikey çatışma, yatay çatışma ve emir komuta-kurmay çatışma şeklinde ortaya çıkmaktadır. Dikey çatışma, ast-üst arasındaki çatışmayı, yatay çatışma aynı organizasyon kademesinde bulunanlar arasındaki çatışmayı ifade etmektedir. Bunlar kişisel düzeyde olabileceği gibi gruplar arası çatışma şeklinde de olabilir. Emir-komuta personeli ile kurmay personel arasındaki çatışma ise en çok bilinen ve görülen çatışma türüdür.

5.Amaç, Rol, Beliren ve Rol Çatışması İle İlgili Sınıflama: Bu sınıflamada amaç

çatışması, çeşitli düzeylerde ve çeşitli taraflar arasındaki amaçlar konusundaki anlaşmazlıkları, rol çatışması da, kişilerin organizasyon içindeki oynamak istedikleri rol ile oynamaları beklenen rol arasındaki uyumsuzlukları ifade etmektedir.

Beliren çatışma olarak ele alınan çatışma türü ise, özellikle emir komuta-kurmay personeli arasında ortaya çıkan çatışmalarla ilgilidir. Ayrıca bu tür çatışmaların en önemli nedeni iş dışı sosyal ve kişisel faktörlerdir.

Kurumlaşmış çatışma ise, çatışmanın doğabileceği koşulların, çatışmanın derece ve şiddetinin, çatışma çözüm yollarının sosyal sistem tarafından belirlendiği, tarafların bir çatışma halinde nasıl davranacaklarının, hangi yöntemleri izleyeceklerinin ayrıntılı olarak belirlendiği durumları ifade etmektedir. Bu tür çatışmanın tipik örneği işçi-işveren ilişkilerinde ortaya çıkan çatışmalardır. Şikayetlerin nasıl yapılacağı ve değerlendirileceği, disiplin konuları, grev ile ilgili konular gerek toplu sözleşmelerle gerek yasal hükümlerle belirli yöntemlere bağlanmıştır[Doğrusöz,1987: 13-14].

Yukarıda yapılmaya çalışılan sınıflandırmalara rağmen, çalışanların farklı rol ve statülere sahip olmaları, görev, yetki ve sorumluluklarının açık bir biçimde tanımlanmış olmayışı; yöneticilerin insan, iş, liderlik anlayış ve uygulamalarındaki farklılıklar, örgütsel değişmeler, yetersiz iletişim, çevresel baskılar, gruplarda çatışmaların nedeni olabilmektedir. Çatışmanın önemi, karar sürecindeki insana ilişkin olmasındadır.

Yöneticiler, çatışmaya egemen olma, uzlaşma ya da birleştirme yöntemleriyle birlikte, çatışmayı yönetme yeterliliklerini geliştirecek ortamları astlarına sağlamakla yükümlü konumdadırlar. Çatışmanın kaçınılmaz olduğu gerçeğinden hareket eden yöneticiler için, çatışmayı kabul alanına almak ve çatışmayı yönetmek yaklaşımı etkili bir yöneticilik becerisi olarak algılanmaktadır[Açıkalın,1996: 24].