• Sonuç bulunamadı

1. BÖLÜM

2.3. ÇAĞDAŞ SANATTA TOPLUMSAL DİNAMİKLER

Çağdaş insanı, bu tükeniş halinden ancak okumak ve sanat kurtaracaktır (Erbaş, 2008: 158).

“Çağdaş” ise, en açık anlamıyla, şu anda olmakta olan demektir: Çağdaş sanat da çağdaşlarımızın ürettiği sanat olsa gerektir (Danto, 2014: 33) Çağdaş sanatı sınırlandırabilecek zaman perspektifi muğlaktır. Çünkü çağdaş terimi şuan-günümüz temsilinde olduğu için sürekli değişim gösterdiği görülmektedir.

“Bugün güncel-çağdaş sanat olarak sözü geçen üretimler, 1970’lerde, tıpkı modernizm tavrı gibi geçmişle hesaplaşmadan doğdu. Ancak modernist ve güncel-çağdaş sanat, içerik ve biçime bakışta oldukça net ayrımlar içermektedir” (Selçuk, 2018: 237). Artur C. Danto göre bunun sebebi “artık büyük bir anlatıya ait olmama duygusudur” (2014: 27)

Hans Belting de Danto’nun düşüncesiyle hem fikirdir. Çağdaş sanat hakkındaki düşüncelerini de şu sözlerle ifade etmiştir: “Çağdaş sanat, belli bir sanat tarihine dair bir farkındalık ortaya koyuyor ama artık onu ileriye taşımıyor, büyük ve güçlü bir anlatıya, neyin ne şekilde görülmesi gerektiğine ilişkin görece yakın tarihli bir inanç yitiminden” söz etmektedir (Danto, 2014: 26-27).

44 Danto’nun (2014) çağdaş sanatı tanımlayan en belirgin özelliği, geçmiş sanat ile münakaşaya girmemesidir. Modern sanattan farklı olmasının sebebi geçmişten kendini kopararak özgür olma düşüncesinde olmamasıdır. Geçmişi kullanarak kendine mal ederek yeniden üretebilme düşüncesindedir.

“Çağdaş sadece şimdinin karanlığını algılayan, hedefine asla varamayan bir ışığı yakalayan kişi olmakla kalmaz; o aynı zamanda, zamanı bölerek ve araya sokarak, onu dönüştürme ve başka zamanlarla ilişkiye geçirme becerisine sahiptir”

(Selçuk, 2018: 237).

Çağdaş sanatçılar modern sanatı kendilerine mal ederek (temellük) yeniden kurgulamaktadır. Cindy Sherman fotoğraf tekniği ile temellük kavramını kullanan sanatçılardandır. Sherman’ın eserlerinde “kendi varoluşsal gerçekliği, kimliklerin ve mekânların kendine mal ederek yeniden kurgulanması” (Erkan Güray, 2017: 395) söz konusudur. Sherman “Adsız Film Karesi” serisinde çektiği fotoğraflarda Hollywood sahnelerinin sinematik bir kurgusunu oluşturmaktadır. Seyredilen bir filmi durdurmuşçasına bir izlenim edinilir.

Sherman çektiği fotoğraf karelerinde gündelik yaşamdan bir kesit ortaya koymaktadır. Toplumun yaşam dinamiklerini ele alan Sherman, tüketimin tezatlığını, bireyin kendisine ve çevresine duyarsızlaşmasındaki yabancılaşmayı içsel parçalanmalar ile ele almaktadır. Sherman’ın izlediği yöntem aslında toplum içindeki bireylerin kendi gerçekliklerinin yansıması olabilir. Sayısız özneyle dolup taşan bu sosyal çevrede belki de hepimiz farkına varmadan türlü türlü roller üstlenip farklı boyutlarda dolaşarak kendimizi var ediyoruz (Erkan Güray, 2017: 411)

45 Görsel 15. Cindy Sherman, , “Adsız Film Karesi #7”, 1978,Siyah Beyaz Fotoğraf, 24 x 19 cm, Museum of Modern Art, New York, ABD

1980’lerde resmetmeye başladığı tüketilip atılan nesneleri –çöp- ayrıntılarıyla aktaran Sanchez birçok şehri gezerek resimlerini resmetmektedir. Tomas Sanchez çağdaş toplumun eziciliğinin küreselleşmenin ışında materyalist tüketimin manzaralarını sunmaktadır. Manzara ressamı olan Sanchez çağdaş yorumlarıyla resmettiği eserlerinde toplumun nasıl yozlaştığını dile getirmektedir.

Eserlerinden “Golgotha’nın Güneyine Doğru 1994” eserindeki tüketim ayrıntıları ve haçların sisler içinde kalması izleyiciye yolunda gitmeyen bir manzarayı sorgulatmaktadır.

46 Görsel 16. Tomas Sanchez, “Golgotha’nın Güneyinde Doğru”, 1994, tuval üzerine akrilik, 91.5 x 122 cm, Özel Koleksiyon

Markus Muntean ve Adi Rosenblum’un yapıtlarının başkahramanları yapaylığı hissettirmektedir. Figürleri daha derinden incelendiğinde yabancılaşma hissiyatını aktarmaktadır. Yapıtlarının neredeyse hepsinin isimsiz olması ama bir ek açıklama olarak parantez içinde duygularını yazmaktadırlar. Farklı kültürlerde büyüyen –Muntean Avusturya / Rosenblum İsrail- bu iki sanatçının çağının sorunlarında hem fikirlerdir. Tüketimin birey üzerinde yarattığı değer yoksunluğu, boş bakan figürlerin ruhsuzluğu ile söylenebilir. ‘İsimsiz (Unutmak kolay, bazen de hatırlamayız ama belleksiz insan, anlık bir görüntü, iki boyutlu imge, bir hayalettir) 2007’ eserinde figürlerin iletişimsizliği aralarındaki uyum sorunu dikkat çekmektedir (Wilson, 2015). Sağ köşede tek başına duran figürün düşük omuzlarından çağının zaman akışına uyum sağlamaktaki baskısını, ruhsuzluğunu, zombi edasıyla çizilmesi izleyiciyi, bir şeylerin yolunda gitmediği sorusuna yönelttiği ifade edilebilir.

47 Görsel 17. Muntean/ Rosenblum, “İsimsiz (Unutmak kolay, bazen de hatırlamayız ama belleksiz insan, anlık bir görüntü, iki boyutlu imge, bir hayalettir”), 2007, Tuval Üzerine Yağlıboya, 210 x 260 cm,

Gustav Metzger çağdaş bir sanatçı olarak geçmişin deneyimlerin bugünkü deneyimler kadar önemli olduğuna değinmektedir. Metzger için geçmiş deneyimdeki bilinç bugünü temsil etmektedir.

“Gustav Metzger’in sanatındaki imha eyleminin temel hareket noktası siyasi, psikolojik ve toplumsal belirsizliklere dikkat çekmek, kendini yok eden, ayrışan ve yapısı bozulan nesnelerde biçim, özne, madde ve içeriği tek bir ifade düzleminde bir araya getirmektir. Böylece yıkımın kendisi estetik bir nitelik kazanmaktadır.

Sanayileşme yoluyla insanın yok etme kapasitesinin boyutlarını göz önüne sererken, yaşayan bir organizmanın yok edilmesi ve buna bağlı olarak insan eliyle gerçekleştirilen tahribatı ele almıştır. (Alpsoy, 2019: 430- 437).

“Mobil” eserinde sanayinin endüstriyelleşmesi ile otomobillerin seri üretimi ve gerekliliği zorunlu hale gelen bir nesne oluşuna dikkat çeken Metzger, tüketimin sadece kendimize zarar vermemekte olduğuna aynı zamanda içinde bulunduğunuz doğaya ve canlılara da zarar vermekte olduğu mesajını verdiğini söylenebilir.

48

Görsel 18. Gustav Metzger, “Mobil”, 2015, yerleştirme, Merkezi Pompidou-Metz, Metz.

Louis Pratt gündelik kullanılan hazır nesneleri yeniden değerlendirerek ürettiği eserleri ile çağının sorunlarına estetik bir dille değinmektedir. Kullandığı hazır nesneleri, kültürel ve sosyo-politik konulara vurgu yapmaktadır. Materyal olarak kullandığı kömür ve altının parıltısı ile sosyal konulara değinirken ki titizliği eserlerinin ön plana çıkmasını sağlamaktadır. Loui Pratt’ın hazır nesneleri tüketilip kenara atılan nesnelerdir, bu nesneler yeniden değerlendirilerek seyirciye sunulmaktadır.

Görsel 19 Louis Pratt, “Elma Serisi 666- Tüketım”, 2015, Kömür, Altın Varak, Reçine, 8x5x8cm

49 Görsel 20. Louis Pratt, “Takım Elbise Ve Kravat”, 2015, 81x56x9cm Pirinç Kaplama Çivili Kömür, Kumaş, Reçine, Pigment Ve Altın Varak

Çağımızın sorunlarından bir diğeri ise bireyin kendisini izole etmesidir. Çağın en büyük korkusu haline gelen yalnızlığın her geçen gün arttığı sorunsalı gözlemlenmektedir. Popüler kültürün akışını yakalamaya çalışan bireyin çabasındaki başarısızlığı onu yalnızlığa itmektedir. Bu sorunsalı dile getiren sanatçı Lantomo (Antonella Montes) eserlerinde kullandığı figürlerin duygu değişimlerini aktarmaktadır. Portrelerindeki duygu ayrıntıları gerçeklik ve vizyon arasındadır.

Çağımızın çok kültürlülüğünü de ele alan Lantomo Asya ve Batı kültürünü sentezlemektedir.

50 Görsel 21 Lantomo, “Pop Yalnızlığı”, 2019, Ahşap Panel Üzerine Monte Edilmiş Kâğıt Üzerine Grafit, Sulu Boya ve Pastel, 97 X 130cm