İhtiyaç tehdidi ölçeğinin anlamlı varoluş alt boyutunda dışlayıcı kişi sayısına göre koşullar arasında Bonferroni çoklu karşılaştırma testi sonuçları (Deneysel Tablo 4. Dışlama grubu üye sayısına göre anlamlı varoluş boyutunun Bonferroni çoklu karşılaştırma testi sonuçları ( Deney Tablosu 9.
DIŞLAMA TÜRLERİ VE PSİKOLOJİK DIŞLANMA
Sosyal dışlanma durumunda dışlanan kişi veya grup ile dışlanan kişi arasında devam eden bir ilişki vardır. Psikolojik dışlanma, bireyin göz ardı edilmesi, göz ardı edilmesi veya başka bir kişi veya grubun grubuna dahil edilmemesi olarak tanımlanmaktadır (Williams, 2007a).
PSİKOLOJİK DIŞLANMA MODELİ
- Psikolojik Dışlanmanın Tehdit Ettiği İhtiyaçlar
- Ait Olma İhtiyacı
- Benlik Değeri İhtiyacı
- Kontrol İhtiyacı
- Anlamlı Varoluş İhtiyacı
Dışlanmanın ait olma ihtiyacına yönelik bir tehdit oluşturduğu görüşü, dışlanmayı açıklayan tüm teori, model veya tartışmalarda ifade edilmektedir. Ancak bu teorilerde, modellerde ve tartışmalarda ait olma ihtiyacı genellikle dışlanmanın tehdit ettiği tek veya en önemli ihtiyaç olarak kabul edilir (örneğin, Baumeister ve Leary, 1995; Leary ve Baumeister, 2000; Pickett ve Gardner, 2005).

PSİKOLOJİK DIŞLANMA ARAŞTIRMALARINDA KULLANILAN
- Top Atma Paradigması
- Sanal Top Paradigması
- Yalnız Yaşam Paradigması
- Tanışma Paradigması
- Anı Yazma Tekniği ile Psikolojik Dışlanmanın Sağlanması
Deneye katılanların yarısı oyuna dahil edilirken (kontrol grubu); Diğer yarısı oyunun en başında oyuna dahil edilir ancak oyunun son beş dakikasında (deney grubu) katılımcıya top atılmaz. Tartışmalar bittikten sonra her katılımcıya gruptaki diğer bireylerden hangileriyle başka bir görevde çalışmak istedikleri tek tek soruluyor ve katılımcıya diğer bireylerin kendisiyle çalışmak isteyip istemedikleri konusunda geri bildirim veriliyor.
DIŞLANMA ARAŞTIRMALARI
- Refleksif Tepkilere İlişkin Araştırmalar
- Temel İhtiyaçlara Yönelik Tehdide İlişkin Araştırmalar
- Diğer Refleksif Tepkilere İlişkin Araştırmalar
- Kısa Vadede Ortaya Çıkan Tepkilere İlişkin Araştırmalar
- Dışlanmanın Davranışsal Sonuçlarına İlişkin Araştırmalar
- Uzun Vadeli Tepkilere İlişkin Araştırmalar
Bulgular, kural ihlaline maruz kalan katılımcıların aksine, psikolojik dışlanmaya maruz kalan katılımcılarda ventraldi. Bazı araştırmacılar, psikolojik dışlanmaya maruz kalan bireylerin, dışlanma sürecine katılmayan bireylere karşı bile saldırgan davranışlar sergilediğini ileri sürmektedir.
PSİKOLOJİK DIŞLANMANIN ETKİSİNİ DÜZENLEYEN DEĞİŞKENLERE
Benlik saygısının düzenleyici değişken olarak ele alındığı başka bir çalışmada ise dışlanma koşulunda benlik saygısı düşük olan bireylerin, aynı durumdaki benlik saygısı yüksek olan bireylere göre daha fazla dışlanmış hissettikleri bulunmuştur (Nezlek ve diğerleri, 1997). . . Ek olarak, obsesif-kompulsif kişilik bozukluğuyla ilişkili kişilik özelliklerine sahip katılımcılar, her iki durumda da daha fazla ihtiyaç tehdidi bildirdiler.
SOSYAL ETKİ KURAMI
Sosyal etki teorisinin önermelerini test eden çalışmalar incelendiğinde genel olarak bu önermeleri destekleyen bulgular ürettikleri görülmektedir. Sosyal etki teorisinin önermeleri genel olarak ampirik araştırma bulgularıyla desteklense de bu önermelerin geçerliliğini sorgulayan bazı araştırmacılar da bulunmaktadır. Ancak bu çalışmada sosyal etki teorisinin üçüncü önermesinin desteklenmediği ve hedef sayısı arttıkça davranışı gerçekleştiren bireylerin sıklığının azalmadığı tespit edilmiştir.
Sosyal etki teorisinin iddialarını test eden bir başka çalışma, sahne korkusunun izleyici büyüklüğü, izleyici statüsü ve oyuncu sayısına göre farklılık gösterip göstermediğini inceledi (Jackson ve Latané, 1981). DeWall, Twenge, Bushman, Im ve Williams (2010) sosyal etki teorisinin dışlanmayla ilgili ikinci önermesini tartışmışlardır.
ARAŞTIRMANIN AMACI
Üç deneyden oluşan bu araştırmanın ilk deneyi, sosyal etki teorisi ve DeWall ve arkadaşlarının çalışmasına dayanarak planlandı. (2010) yukarıda bahsedilen ve üçüncü deney sosyal etki teorisine dayanarak planlanmıştır. İlk deneyde, sosyal etki teorisinin ilk önerisine dayanarak, bir gruptaki dışlayıcı üyelerin (kaynakların) sayısındaki artışın, duygusal tepkilerin ve tehdit düzeylerinde paralel değişikliklere yol açıp açmadığının incelenmesi amaçlandı. dört. dışlanmanın neden olduğu acil tepkiler arasında yer alan temel ihtiyaçlar. Üçüncü deneyde ise sosyal etki teorisinin üçüncü önermesinden yola çıkılarak dışlanan (hedef) üye sayısındaki artışın söz konusu tepkilerde paralel değişikliklere neden olup olmadığı sorusuna yanıt arandı.
Bu, sosyal etki teorisinin ilk ifadesinde yer alan kaynak ve hedef arasındaki yakınlığın dikkate alınmadığı anlamına gelmektedir. Sosyal etki teorisinin kaynak sayısı arttıkça yeni eklenen kaynakların toplam etkiye katkısının azalacağı yönündeki öngörüsünün bir anlamda Asch'in bulgularıyla uyumlu olduğunu söylemek mümkündür.
ARAŞTIRMANIN AMACI VE HİPOTEZLERİ
YÖNTEM
- Örneklem
- Araştırmada Yer Alan Değişkenler
- Veri Toplama Araçları
- İhtiyaç Tehdidi Ölçeği
- Pozitif ve Negatif Duygu Ölçeği
- Saldırganlık ve Olumlu Sosyal Davranış Öyküleri
- Deneysel İşlem
Laboratuvara gelen beş katılımcıdan herhangi bir bilgi verilmeden önce PANAS ölçeğini doldurmaları istendi (bkz. Ek 1). Grup etkileşimlerinde kullanılmak üzere (1999) tarafından geliştirilen soru listesine dayanarak hazırlanan soru listesi verilmiştir (bkz. Ek 3, Ek 4, Ek 5). Sözlü talimatı verdikten sonra deneyci, her katılımcıdan önündeki yazılı talimatı okuyup imzalamasını istedi (bkz. Ek 2).Daha sonra deneyci, beş dakikalık süreye başlamaya hazır olduğunu ve kimin önce başlamak istediğini belirtti. başlayabilirdi.
Beş dakikalık tartışma süresi bittikten sonra deneyci laboratuvara geldi ve katılımcılara doldurmaları için İhtiyaç Tehdidi Ölçeği'ni verdi (bkz. Ek 6). Katılımcılardan iki ayrı öykü okumaları ve her öyküde yer alan kahramanın listelenen olumlu ve olumsuz duyguları hissetme ve davranışları gerçekleştirme olasılıklarını daire içine almaları istenmiştir (bkz. Ek 8, Ek 9).
BULGULAR
- Dışlayan Kişi Sayısına Bağlı Olarak Tehdit Edilen İhtiyaç Düzeylerinin
- Ait Olma İhtiyacına İlişkin Bulgular
- Anlamlı Varoluş İhtiyacına İlişkin Bulgular
- Benlik Değeri İhtiyacına İlişkin Bulgular
- Kontrol İhtiyacına İlişkin Bulgular
- Dışlayan Kişi Sayısına Bağlı Olarak Duygusal Tepki Düzeylerinin
- Dışlayan Kişi Sayısına Bağlı Olarak Saldırganlık ve Olumlu Sosyal
Anlamlı varlığın dışlayan kişi sayısına göre doğrusal olarak değişip değişmediğini tespit etmek için yapılan trend analizi sonuçlarına bakıldığında, koşullar arasındaki farklılaşmanın doğrusal olduğu görülmektedir, (F p<. Bonferroni Koşullara Göre Çoklu Karşılaştırma Sonuçları İhtiyaç-tehdit ölçeğinin anlamlı varoluş alt boyutunda dışlayan kişi sayısı¹ (Deney 1) Dışlayanların sayısına göre farklılaşan koşullar açısından özsaygı ihtiyaç doyumunun ortalama düzeyi (Deney 1).
İhtiyaç tehdidi ölçeğinin benlik saygısı alt boyutunda aykırı değerlerin sayısına göre koşullar arasında Bonferroni çoklu karşılaştırma sonuçları¹ (Deney 1). Kontrol algısının dışlayıcı kişi sayısına göre doğrusal olarak değişip değişmediğini tespit etmek amacıyla yapılan trend analizi sonuçlarına bakıldığında koşullar arasındaki farklılaşmanın doğrusal olduğu görülmektedir (F p<.

TARTIŞMA
Ait olma ihtiyacına ilişkin eğilim analizi sonuçları, bu ihtiyacın tehdit düzeyinin dışlanan üye sayısına bağlı olarak doğrusal olarak arttığını gösterse de, ortalamalar arasındaki karşılaştırmalar yalnızca dört dışlama/0 kabul koşulunun diğerinden anlamlı düzeyde farklı olduğunu ortaya koydu. dört. koşullar. Üç hariç tutma/1 kabul koşulu, 0 hariç tutma/4 kabul ve 1 hariç tutma/3 kabul koşullarından yalnızca önemli ölçüde farklıdır. Ait olma ihtiyacına ilişkin analizlerden ortaya çıkan bir diğer ilginç bulgu ise 4 dışlama/0 kabul ve 3 dışlama/1 kabul koşulları arasında aidiyet ölçüleri açısından anlamlı bir farklılık olmasıdır.
Öte yandan katılımcıların 4 dışlama/0 kabul koşulu ile 3 dışlama/1 kabul koşulu ortalamaları arasındaki fark anlamlı olup, 3 dışlama/1 kabul koşulu ile 2 dışlama/1 kabul koşulu ortalamaları arasındaki fark anlamlıdır. 2 kabul koşulunun anlamsız olması, birinci şahıs (n-1) olduğunu göstermektedir. Etkinin ikinci şahıs etkisinden (n) daha büyük olduğu iddiasının anlamlı varoluş ortalamaları açısından da geçerli olduğunu ortaya koymaktadır. Sözleşme katılımcıları ve deneyci, 4 Hariç Tut/0 Kabul Et ve 3 Hariç Tut/1 Kabul Et koşullarındaki deneklerin özellikle kızgın olduğunu bulmasına rağmen, duygu ölçümleri açısından gruplar arasında herhangi bir fark gözlenmedi.
- ARAŞTIRMANIN AMACI VE HİPOTEZLERİ
- YÖNTEM
- Örneklem
- Araştırmada Yer Alan Değişkenler
- Veri Toplama Araçları
- Deneysel İşlem
- BULGULAR
- Dışlayan Grubun Üye Sayısına (Kaynak Sayısı) Bağlı Olarak İhtiyaç
- Dışlayan Grubun Üye Sayısına Bağlı Olarak Duygusal Tepki
- TARTIŞMA
Dışlayıcı Grup Üyesi Sayısına (Kaynak Sayısı) Bağlı İhtiyaç Tehdit Düzeylerinin Karşılaştırılmasına İlişkin Bulgular Tehdit Düzeylerinin Karşılaştırılmasına İlişkin Bulgular. Ait olma ihtiyacının ortalama tatmin düzeyleri, dış grup üyelerinin sayısına bağlı olarak farklı koşullar altında farklılık gösterdi (Deney 2). Dışlayıcı grubun üye sayısına bağlı olarak değişen koşullar açısından anlamlı bir varoluş ihtiyacının ortalama tatmin düzeyi (Deney 2).
Dışlama grubu üye sayısına göre duygusal tepki düzeylerinin karşılaştırılmasına ilişkin bulgular Düzeylerin karşılaştırılmasına ilişkin bulgular. Dışlayıcı grubun üye sayısına bağlı olarak saldırganlık ve olumlu sosyal davranış düzeylerinin karşılaştırılmasına ilişkin bulgular.
- ARAŞTIRMANIN AMACI VE HİPOTEZLERİ
- YÖNTEM
- Örneklem
- Araştırmada Yer Alan Değişkenler
- Veri Toplama Araçları
- İşlem
- BULGULAR
- Psikolojik Dışlanmaya Hedef Olan Birey Sayısına Bağlı Olarak
- Psikolojik Dışlanmaya Hedef Olan Birey Sayısına Bağlı Olarak
- Psikolojik Dışlanmaya Hedef Olan Birey Sayısına Bağlı Olarak
- TARTIŞMA
Ait olma ihtiyacının doyum düzeylerinin, psikolojik tükenmeye maruz kalan birey sayısına göre farklılaşan koşullar açısından ortalamaları (Deney 3). Aidiyet alt boyutunun psikolojik tükenmeye maruz kalan birey sayısına göre Bonferroni çoklu karşılaştırma testi sonuçları (Deney 3). Benlik saygısı-ihtiyaç doyum düzeyi, psikolojik tükenmeye maruz kalan birey sayısına göre farklılaşan koşullar anlamına gelmektedir (Deney 3).
Psikolojik dışlanmaya maruz kalan bireylerin sayısına göre farklılık gösteren koşullar için algılanan kontroller (Deney 3). Grup içerisinde psikolojik dışlanmaya maruz kalan birey (hedef) sayısına bağlı olarak algılanan kontrolün doğrusal olarak değiştiği görülmektedir.
SOSYAL ETKİ KURAMI VE İLGİLİ ALANYAZIN BAĞLAMINDA
Anlamlı varoluş ihtiyacına ilişkin üç deneyden üç farklı durumu gösteren sonuçlar elde edildi. Dışlayıcı kişi sayısının değiştirildiği ilk deneyde, dışlayıcı kişi sayısındaki artışa paralel olarak anlamlı bir varoluş ihtiyacına yönelik tehdit algısında da artış gözlendi. Dışlanan kişi sayısına bağlı olarak anlamlı varoluş ihtiyacına yönelik tehdit algısında doğrusal bir artış olmaması, bir bakıma dışlanmanın bu ihtiyaca yönelik bir tehdit oluşturmadığı anlamına gelmektedir.
Bu açıdan bakıldığında, dışlanmış kişilerin varlığının ait olma ihtiyacı tehdidini azaltırken anlamlı bir varoluş ihtiyacını etkilemediğini bulmak anlaşılır görünmektedir. Anlamlı bir varoluş ihtiyacına ilişkin bulgularda olduğu gibi, öz-değer ihtiyacına ilişkin üç deneyden elde edilen bulgular arasında da bir tutarlılık olmadığı görülüyor.
SOSYAL ETKİ KURAMI BAĞLAMINDA PSİKOLOJİK DIŞLANMA
Tehdit altındaki ihtiyaçlara ilişkin bulgular genel olarak değerlendirildiğinde, dışlayan kişi sayısını (deney 1) ve psikolojik dışlanmaya maruz kalan kişi sayısını (deney 3) değiştirmenin, tehdit altındaki ihtiyaçlarda karşılaştırıldığında daha anlamlı farklılıklara neden olduğu söylenebilir. grup boyutunu değiştirme. Bu, sosyal etki teorisinin hem hedef sayısının hem de etki kaynaklarının sayısının sosyal etkide rol oynadığı yönündeki temel tahminini desteklemektedir. Yardım etmenin olumlu ruh halinde artışa, olumsuz ruh halinde ise azalmaya neden olduğu bilinmektedir (Carlson, Charlin ve Miller, 1988).
Buna göre, yardım etmenin yarattığı olumlu duyguların, dışlanmanın yaratması beklenen olumsuz ruh hali azalması ile olumlu ruh hali iyileşmesini dengeleyerek duygusal açıdan nötr bir durum yaratması mümkündür.
SOSYAL ETKİ KURAMI BAĞLAMINDA PSİKOLOJİK DIŞLANMA
Öte yandan duygusal tepkiler ve saldırgan davranışlara ilişkin bulgularımız DeWall ve ark.'nın bulgularıyla tutarlı değildir. (2010), literatürde dışlanmayı sosyal etki teorisi bağlamında inceleyen tek çalışmadır. DeWall ve arkadaşlarının (2010) araştırmasının sonuçları, grupta bir kişi bile katılımcıyı kabul etmeye başladıktan sonra örtülü saldırganlığın ve olumsuz duygu durumunun azaldığını göstermektedir. Ancak burada dikkat edilmesi gereken nokta, ilgili araştırmada sanal top oyunu ile sosyal reddedilme değiştirilirken, bu çalışmada aşinalık paradigması ile katılımcıların psikolojik dışlanmaya maruz bırakıldığıdır.
Dolayısıyla De Wall ve arkadaşlarının elde ettiği araştırma sonuçlarının bu çalışmada desteklenmemesinin nedeni metodolojik olabilir. Ayrıca, DeWall ve ark. (2010) saldırganlığı acı sos yapmak olarak işlevselleştirmiş, bu çalışmada saldırganlık katılımcılara okunan senaryolar ile ölçülmüştür.
ARAŞTIRMANIN DEĞERLENDİRİLMESİ VE ALANYAZINA KATKILARI
Bu listeye yavaş yavaş yeni paradigmalar eklense de ülkemizde yürütülen psikolojik dışlama çalışmalarında aşinalık paradigmasının kullanılmadığı görülmektedir. Bildiğimiz kadarıyla bu araştırma Türkiye'de tarihleme paradigmasına benzer bir değişiklikle yapılan ilk çalışmadır. Ayrıca bu araştırmada kullanılan paradigmada psikolojik dışlanmanın kavramsallaştırılmasına bağlı olarak değişiklikler yapılmış ve Williams'ın (2001) psikolojik dışlanma kavramını doğru bir şekilde yansıttığı düşünülmüştür.
Yani tanışma paradigması ile yapılan pek çok araştırma, katılımcıların standart bir süre boyunca birbirleriyle konuşmasını ve daha sonra gruptaki diğer kişilerin onun hakkındaki düşüncelerine ilişkin yorumlar yaparak katılımcıyı dışlamasını içermektedir (Maner, DeWall, Baumeister ve Schaller, 2007 Nezlek ve diğerleri, 1997; Twenge, Baumeister, Tice ve Stucke, 2001). Buradaki değişikliğin psikolojik dışlanmaya karşılık geldiğini düşünen akademisyenler olsa da burada kullanılan değişiklik, psikolojik dışlanmanın değil, sosyal reddin bir modifikasyonudur.
ARAŞTIRMANIN KISITLILIKLARI
Bu sözleşmeli katılımcılar, lisans eğitimleri kapsamında yer alan “Deneysel Sosyal Psikoloji” dersi kapsamında bu doktora tezinde görev almışlardır. İlk iki deneyde kullanılan sözleşmeli katılımcı grubu aynı olmasına rağmen, öğrencilerin mezun olması nedeniyle üçüncü deney yeni bir sözleşmeli katılımcı grubuyla gerçekleştirildi. Her iki sözleşmeli katılımcı grubuna da aynı eğitim verilmiş olmasına ve birinci grup sözleşmeli katılımcının ikinci grup sözleşmeli katılımcının eğitimine yardımcı olmasına rağmen, deneydeki sözleşmeli katılımcıların bireysel özelliklerindeki farklılık, sözleşmeli katılımcıların deneydeki farklılıklarından biri olarak değerlendirilebilir. çalışmanın sınırlılıkları.
Yukarıda özetlendiği gibi, her üç deneyde de duygu ve saldırganlık ve olumlu sosyal davranış ölçümleri açısından koşullar arasında hiçbir fark bulunmadı. Bu durumun deneyde kullanılan ölçümlerden kaynaklandığı ve ölçümlerin hem sözleşmeli katılımcılar hem de deneyi yapan kişi tarafından katılımcılarda gözlemlenen davranışları ölçmede yetersiz kaldığı söylenebilir.
GELECEK ARAŞTIRMALARA YÖNELİK ÖNERİLER
Being "in" with the in-crowd: The effects of social exclusion and inclusion are amplified by the perceived essentialism of in- and outgroups. Alone but feeling no pain: Effects of social exclusion on physical pain tolerance and pain threshold, affective prediction, and interpersonal empathy. Journal of Personality and Social Psychology. It's the thought that counts: The role of hostile cognition in shaping aggressive responses to social exclusion.
The social monitoring system: Increased sensitivity to social cues as an adaptive response to social exclusion. Von Hippel (ed.), The Social Outcast: Ostracism, Social Exclusion, Rejection, and Bullying içinde (s New York: Psychology Press. Social exclusion and the deconstructed state: Time perception, meaninglessness, lethargy, lack of emotion, and self- attention.
No effect of social exclusion on salivary cortisol secretion in women in a randomized controlled trial.