• Sonuç bulunamadı

Ayın Yatırım Sözü: "Yatırımcının en büyük problemi hatta düşmanı kendisidir" - Benjamin Graham

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2022

Share "Ayın Yatırım Sözü: "Yatırımcının en büyük problemi hatta düşmanı kendisidir" - Benjamin Graham"

Copied!
5
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

1

A yın Yatırım Sözü:

"Yatırımcının en büyük problemi hatta düşmanı kendisidir" - Benjamin Graham

Piyasalarda Haziran'da başlayan düşüş trendi Temmuz'da da devam etti. Haziran'da sert düşen Borsa Istanbul, Temmuz'da 70.000-77.000 bandında dalgalı bir seyre girerken, döviz ve faizde yukarı seyir devam etti.

TCMB'nin %0.75 puan faiz artışına gitmesi sonrasında Dolar kuru 1.92-1.94 arasında; iki yıllık gösterge tahvil faizleri ise %9.0-9.5 arasında işlem görüyor.

Aylık 28/06/2013 31/07/2013 Değişim

BIST-100 76,295 73,377 -3.82%

Tahvil 7.89% 9.23% 134 bps

USD 1.9281 1.9342 0.32%

EUR 2.5086 2.5734 2.58%

Sepet 2.2203 2.2538 1.51%

Temmuz ayında hem hisse senedi hem de tahvil fonlarımız piyasalara paralel kayıplara uğrarken 2 Mayıs'tan bu yana piyasa nört bir strateji ile yönettiğimiz Ata Serbest Fon ise artı getiri sağladı. Kurumsal yatırımcılara ve nitelikli bireylere açık olan bu fonumuz son üç ayda BIST-100 %15'e yakın düşerken %4.2 değer kazandı. Piyasa nötr stratejisi nedeniyle Ata Serbest Fon, dalgalı ve düşen borsa zamanlarında artı getiri sağlarken, borsanın hızlı yükseldiği aylarda geride kalabilir. Son üç yılda hisse senedi fonumuzun yılda ortalama %14.7 alfa sağlamasından hareketle, Ata Serbest Fon, düşük volatilite ile yılda ortalama %12 civarında getiri hedefliyor.

Piyasalar Ağustos ayına da hem ABD'den gelen verilerin hem de iç politika gelişmelerinin etkisinde başladı.

ABD'de ekonomik verilerin iyi gelmeye devam etmesi nedeniyle FED'in tahvil alımlarını Eylül'de azaltması piyasalarca artık büyük ölçüde kabullenilmiş durumda. Buna karşın çekirdek enflasyonun, büyümenin ve istihdamın FED'in hedeflerinin altında olması nedeniyle FED'in faizlerde artışa uzunca bir süre daha (2015'e kadar) gitmesi beklenmiyor. Sonuç olarak piyasalar FED depremini Haziran-Temmuz satışıyla atlatmış olabilir.

Eylül'de varlık alımını azaltmaya ("tapering") başladığına korkulan olmayabilir.

Taksim gösterileri ve Orta Doğu olaylarının da etkilediği Türkiye iç politikasında Temmuz sonu itibarı ile bir miktar yapıcı tavır gözlemlemeye başladık. Pek çok değişkenin rol oynadığı politika denklemini yeni anayasa maddelerindeki ilerleme ile ölçüyoruz. Politik ortam sert konuşmalar kadar kısa sürede hızlı açılımlara da sahne olabilir. Bu nedenle piyasaların politika baskısı altında olduğu bu haftaların orta ve uzun vadeli bakma toleransı olan yatırımcılar için bir alım fırsatı sunduğunu düşünmekteyiz.

(2)

2

Ata Büyüme Hisse Fonu (Ata A Değişken) Performans Verisi

Son 12 Aylık Performans

Fonun Başlangıcından Beri Performans (31 Temmuz 2012 – 31 Temmuz 2013) (17 Haziran 2010 – 31 Temmuz 2013)

Ata A Tipi Değişken Fon : %20.19 Ata A Tipi Değişken Fon : %74.78

IMKB-100 Endeksi : %14.19 IMKB-100 Endeksi : %28.98

Nispi Getiri : %6.00 Nispi Getiri : %45.80

Fonun Risk Göstergeleri (Yıllık)

Sharpe Rasyosu* : 0.97

Standard Sapma** : %19.25

* Sharpe rasyosu riske göre ayarlanmış getiriyi hesaplamak için kullanılır ve alınan bir birim risk için sağlanan ek getiriyi gösterir.(Kaynak: Bloomberg: ATYADEG TI)

** Standard sapma, getirilerinin ortalama değerinden sapmasını ölçer ve bu değer fonun oynaklığını gösterir. (Kaynak: Bloomberg: ATYADEG TI)

Ata Büyüme Hisse Fonu (Ata A Değişken) Performans Grafiği

(Fonun fiyatı IMKB-100 değeri ile endekslenmiştir ve 17 Haziran 2010 tarihiyle 100 olduğu kabul edilmiştir.)

(3)

3

Son iki aydır piyasalarda yaşanan karmaşa ABD’de faizlerin yükselmesinden kaynaklandı. FED Başkanı Bernanke’nin açıklamaları nedeniyle, tüm dünyada faizlerin en önemli referansı olan ABD 10 yıllık tahvil faizleri

%1 kadar yükseldi. Aşağıdaki grafikte son 30 yılda ABD’de faizlerin pek çok kez %1 veya daha fazla yükseldiğini görüyoruz. O zaman bu yükseliş çok mu özel bir durumdur?

1) Daha önceki yükselişler de dünya piyasalarında düşüşe neden olmuştur. Örneğin 1993-94 ve 2000-11

dönemleri Türkiye ile birlikte cari açığı olan gelişmekte olan ülkeler devalüasyon ve ekonomik kriz yaşamıştır.

2) ABD’de faizler, arada yükselişler olsa da, 30 yıldır düşmektedir. Mayıs başında %1.6’ya kadar inen faizin

burdan %2.5’ya çıkması nominal olarak sadece %0.9’lık bir artış ifade ederken, oransal olarak %50’yi aşan bir sıçrama ifade etmektedir.

3) En önemlisi, ABD ekonomisinin iyileşme sürecine girmesi ile faizlerde 30 yıllık düşüş trendinin sona erdiği düşüncesi piyasalardaki etkiyi arttırmıştır.

Gerçi FED piyasalardaki sert tepkiyi görünce mesajlarını yumuşatma yoluna gitti: Eylül'den itibaren tahvil alımlarını azaltmaya başlayıp 2014 ortasında bitirme planının ekonomide iyi gidişata bağlı olduğunun altını çizdi. Yani ABD'de işsizlik FED'in tahmin (ümit) ettiği şekilde %6,5'a inmeden faiz artışına başlamayı düşünmüyor. Bu sakinleştirici mesajlara rağmen FED'in son 3-4 yıldır uyguladığı "aşırı doz" likidite desteğini azaltma niyet ve planını ortaya koyması, dünya ekonomisi açısından önemli bir dönüm noktasıdır.

ABD'de faizlerin yükselmesi, borsaların yükselmesi ve Dolar'ın değer kazanması küresel sermayenin ABD'yi daha fazla tercih etmeye başladığı anlamına geliyor. Sermaye akışında bu ana trend değişimi, Türkiye gibi cari açığı yüksek ülkeleri olumsuz etkiliyor. Nitekim son iki ayda döviz kuru en fazla yükselen ülkeler cari açığı yüksek ülkeler oldu: Dolar kuru Brezilya'da %12, Hindistan'da %11, Güney Afrika'da %10 ve Türkiye'de %7 yükseldi.

Güney Afrika ile birlikte en yüksek (%6) cari açık oranına sahip olan Türkiye'ye bu noktada yardım eden bütçe dengesinin diğer ülkelere göre daha sağlam olmasıdır. Nitekim Türkiye bütçesi ilk 6 ayda 3 milyar TL fazla verdi (Geçen yıl aynı dönem 7 milyar TL açık vermişti.) Bu başarı sadece faiz giderlerinde düşüşle sağlanmış değil:

Faiz dışı bütçe fazlası geçen yıl ilk 6 ayda 20 milyar TL'den 2013 ilk 6 ayda 26 milyar TL'ye %33 gibi bir artış gösterdi.

(4)

4 Türkiye Piyasalarında Denge Arayışı

Piyasalar iki aylık bir dalgalanma sonrasında yeni bir dengeye oturuyor: Cari açığı olan Türkiye açısından bu denge daha yüksek bir faiz, döviz kuru seviyesi ve hedeflenen %4'ten daha düşük bir büyüme ifade ediyor.

Enflasyonda ise TCMB'nin hedefi olan %5 yerine piyasa beklentisi %6,5-7,0 aralığında oluşuyor. Bu enflasyonla uyumlu faiz seviyesinin %7,5-8,5 olmasını bekliyoruz. Ata Yatırım'ın yıl sonu Dolar kuru tahmini 1,88; ancak biz yüksek oynaklık nedeniyle 1.85-1.95 gibi bir aralık vermeyi tercih ediyoruz.

Borsa için Ata Yatırım Araştırma'nın yeni endeks tahmini 90.000 ancak bunda da piyasalardaki yüksek oynaklık nedeniyle temkinli olmak gerektiğini düşünüyoruz. Yükselen faiz seviyesi ve düşen ekonomik büyüme ortamı hisse senetlerin performansını kısa vadede olumsuz etkileyebilir. Bu tür belirsizlik dönemlerinde yatırımcılara tavsiyemiz faizde tuttukları yatırımlardan, iyi yönetilen yatırım ve emeklilik fonlarına piyasa düşüşlerinde kademeli aktarım yapmalarıdır.

Mehmet Gerz Ata Portföy Yönetimi Genel Müdür / CIO

%0.0

%2.0

%4.0

%6.0

%8.0

%10.0

%12.0

%14.0

%16.0

1983 1985 1987 1989 1991 1993 1995 1997 1999 2001 2003 2005 2007 2009 2011

ABD 10-Yıllık Tahvil Faizi

(5)

5

ATA Fonları Performans Tablosu

Ata Portföy Yönetimi Hisse Fonları

(% Getiri)

31 Temmuz 2013 Yatırım Stili Son

12 Ay 2012 2011 2010 2009

ATA Hisse Fonu (Ata A Değisken Fon) Hisse 20.19 64.14 -12.1 26.8 64.2

ATA Karma Fon (Ata A Karma Fon) Hisse + Tahvil 7.17 34.72 -11.7 13.7 37.5

Piyasa Benchmarkları Son

12 Ay 2012 2011 2010 2009 IMKB-100 Endeksi (Hisse Piyasası Benchmarkı) 14.19 53.33 -22.3 24.9 96.6

Ata Portföy Yönetimi Sabit Getirili Fonlar

(% Getiri)

31 Temmuz 2013 Yatırım Stili Son 12 Ay 2012 2011 2010 2009

ATA Para Piyasası (Likit Fon) Para Piyasası 5.07 7.56 4.1 3.2 6.3

ATA Sabit Orta Vadeli (B Değisken) Orta Vadeli Tahvil 5.95 15.74 0.1 5.7 14.2 ATA Sabit Uzun Vadeli (Tahvil/Bono) Uzun Vadeli Tahvil 3.82 19.64 1.0 7.3 16.6

ATA Özel Sektör Tahvil Özel Sektör Tahvili 7.42 NA NA NA NA

Piyasa Benchmarkları Son 12 Ay 2012 2011 2010 2009

KYD Tüm (Tahvil Benchmarkı) 4.04 16.54 4.4 11.0 19.9

KYD Brüt (Para Piyasası Benchmarkı) 5.24 7.84 7.3 6.8 9.6

Yasal Uyarı:

Bu rapordaki veri ve grafikler güvenirliliğine inandığımız sağlam kaynaklardan derlemiş olup, yapılan yorumlar sadece Ata Portföy Yönetimi A.Ş. (“ATA”)’nin görüşünü yansıtmaktadır. Bu bilgiler ışığında yapılan ve yapılacak olan ileriye dönük yatırımların sonuçlarından Şirketimiz hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz. Ayrıca, Ata Portföy Yönetimi A.Ş.'nin yazılı izni olmadıkça bu raporların içeriği kısmen ya da tamamen üçüncü kişilerce hiç bir şekil ve ortamda yayınlanamaz, iktisab edilemez, alıntı yapılamaz, kullanılamaz. Rapor gönderilen kişiye özel ve münhasırdır. İlave olarak, bu raporun gönderildiği ve yukarıdaki açıklamalarımız doğrultusunda kullanıldığı ülkelerdeki yasal düzenlemelerden kaynaklı tüm talep ve dava haklarımız saklıdır.

Referanslar

Benzer Belgeler

10x10 km grid aralıklı model için elde edilen Vp mutlak hız, bir boyutlu hız modeline göre yüzdelik değişim ve Vp/Vs hızları için yatay ve düşey yönlü 5 km

Enflasyonist Baskı (Sürdürülemez Büyüme) ile Mücadelede Maliye ve Para Politikaları Enflasyonist Baskı (Sürdürülemez Büyüme) ile Mücadelede

Sırasıyla Engle (1982) ve Bollerslev (1986) tarafından ortaya konan bu modellerde değişen oynaklığın tahmin edilmesi amacıyla koşullu değişen açıklanmaya

Kendisi, sonradan Türk vatandaşlığına geçmiş bir göçmen olsa, va­ tandaş iken yurt dışına gidip vatandaşlıkla ilişkisi olmayan davranışlarda bulunsa,

Ça- lışmamızda, biri BAL diğeri açık akciğer biyopsisi ile tanı alan iki pulmoner alveoler proteinozis olgusu literatür eşliğinde sunul- muştur.. Anah­tar­kelimeler:

Uzun Vadeli Tahvil Bono Fonları (Forbes Dergisi Şubat Sayısı) (Son Beş Yılda Yıllık Ortalama Getiri).. Fon İsmi

Türkiye ekonomisinin dış borç ve sermaye akışının da etkisiyle yüksek büyüme performansı gösterse de bununla birlikte dış ticaret haddinde ve cari açıkta da paralel

Sırasıyla Engle (1982) ve Bollerslev (1986) tarafından ortaya konan bu modellerde değişen oynaklığın tahmin edilmesi amacıyla koşullu değişen açıklanmaya