• Sonuç bulunamadı

ÇATIŞMADAN UZLAŞMAYA ERGEN VE AİLE ÇATIŞMADAN UZLAŞMAYA ERGEN VE AİLE

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2022

Share "ÇATIŞMADAN UZLAŞMAYA ERGEN VE AİLE ÇATIŞMADAN UZLAŞMAYA ERGEN VE AİLE"

Copied!
8
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

METAMORFOZ

NİSAN 2015 Sayı 7

FMV ÖZEL ERENKÖY IŞIK LİSESİ-FEN LİSESİ REHBERLİK VE PSİKOLOJİK DANIŞMANLIK SERVİSİ

ÇATIŞMADAN UZLAŞMAYA ERGEN VE AİLE

METAMORFOZ

NİSAN 2015 Sayı 7

ÇATIŞMADAN UZLAŞMAYA

ERGEN VE AİLE

(2)

Ne çocukluk ne de erişkinlik; ama hem çocukluk hem erişkinlik

Ergenlik çocukluktan çıkılıp erişkinlik dönemine adım atılan geçiş dönemidir. Artık kişi ne çocuktur ne de erişkin ya da hem çocuktur hem erişkin. Ancak çocukluktan erişkinliğe geçerken kişi sadece fiziksel ve sosyal olarak değişmez, aynı zamanda bilişsel, duygusal, düşünsel olarak da değişir. Değişimlere uyum sağlamak, alışmak genellikle zordur. Ergenlik döneminin de birçok değişimin gerçekleştiği bir süreç olduğu düşünülürse, yaşanılan zorluklar daha iyi anlaşılabilir.

İnsan hayatındaki en hızlı büyüme ve gelişim dönemleri doğum öncesi, doğumdan sonraki ilk yıllar ve ergenlik dönemidir.

Bir anda hızlanan ve orantısız olarak ortaya çıkan büyümeye ergenin uyum sağlaması zor olabilir. Bu dönemde sakarlıklara sık rastlanabilir. Ayrıca hızla değişen fiziksel görünüm benlik algısını da etkileyebilir. Ergenlik dönemi hem fiziksel görünüş ve beden imajının çok önem kazandığı hem de hormonlardaki değişimler nedeniyle çeşitli sıkıntıların (sivilceler, kilo almak/

alamamak gibi) yaşandığı bir süreçtir. Bu dönemde ergen çevresi tarafından beğenilmek, ilgi görmek ister ama bir taraftan da kendini oldukça "çirkin", "yetersiz" algılayabilir. Özellikle yaşıtlarına göre daha erken ve daha geç olgunlaşan ergenler bu dönemde sorun yaşayabilirler.

Özellikle ergenliğin ilk yılları (12-14 yaş) çatışmanın kaçınılmaz olduğu yıllardır. Kişisel farklılıklar olmakla birlikte bu dönem fiziksel değişimin en hızlı olduğu dönemdir. Hormonlardaki değişimler hem biyolojik büyümeyi hem de duygusal tepkileri yoğun olarak etkilemektedir. Bu dönemde ergenler duygularını kontrol (öfke patlamaları gibi) etmekte zorlanabilirler, duygu durumlarında ani değişimler (bir an oldukça keyifli iken bir süre sonra odasına kapanabilir) görülebilir, eleştiriye karşı oldukça duyarlı olabilirler ve oldukça hassas ve kırılgan bir benlik algıları vardır.

(3)

Gelişim genel olarak zihinsel, bedensel, duygusal ve sosyal gelişim alanları olarak dört gelişim alanında gerçekleşir. Bu alanların her hangi birisindeki olumlu ya da olumsuz etki diğer gelişim alanlarını da etkiler.

Ergenlik döneminin en zorlu tarafı belki de fiziksel olarak yetişkin bir bireyin özelliklerine sahip görünürken duygusal ve bilişsel olarak gelişimin bu kadar hızlı olmamasıdır. Ergenlik dönemi ile birlikte düşünme ve problem çözme becerilerinin de gelişmesi beklenir.

Çocukluk döneminde düşünce sistemi somut olanla ilgilenir. Örneğin nesneleri gruplarken çocuklar ilk olarak renklerine ya da şekillerine göre gruplamayı tercih ederler, ama ergenlik dönemi ile birlikte soyut düşünme becerisinin gelişmesi ile olayların farklı yönlerini de değerlendirmeye başlarlar. Ergenlerin birçoğu “işlevsel düşünme” durumundan hipotez kurabilme (varsayımda bulunma/fikir yürütme) “ya...ise?” sorusunu sorma becerisini kapsayan sorgulama, yorumlama becerilerini içeren “soyut düşünme” dönemine geçer. (tartışsak da bana değer veriyor mu? İyi bir insan nefret edebilir mi?

vb. soruları sorarlar.) Ama bu beceri bir anda kazanılmaz, özellikle ergenliğin ilk yıllarında çocukluk dönemine ait düşünme mekanizmaları hala kullanılmaktadır. Bu nedenle anne-babanın aklı karışabilir. Karşılarında kocaman bir delikanlı durmaktadır ama davranışları ve tepkileri çocuksudur.

Ergen bu kadar çok değişim ve gelişim aşamalarından geçerken aslında ergen anne-babası da değişimden geçer, geçmek zorunda kalır. Çatışma hayatın her alanında olan ve olması da gereken aslında sağlıklı bir süreçtir. Burada önemli olan bireylerin çatışmalar ile nasıl baş ettikleridir. Ergenlik döneminde hızlı büyüme ve değişim ergenin duygularını, davranışlarını kontrol etmesini zorlaştırabilir. Çocukluk ve yetişkinlik arasında kalmışlık hem anne-babanın hem de ergenin tepkilerini, sorunlar ile baş etme becerilerini farklılaştırır. Anne-baba bir taraftan büyüyen çocuklarının daha olgun, daha sorumluluk sahibi davranmasını beklerken, bir taraftan da eskiden alıştıkları gibi çocuklarının sözlerinden çıkmamasını isterler. Ergen ise bir yandan daha çok özgürlük ve bağımsızlık isterken bir yandan da davranışlarının sorumluluğunu almayı erteleyebilir. Anne-baba ve ergen arasındaki çatışmalar temelde bu ikilemlerden kaynaklanır.

ERGENLİKTE ÇATIŞMA

Çatışma durumunda, kişilerin istek ve amaçları birbirine uyuşmamaktadır.

(4)

Aslında anne baba ve çocuk arasındaki çatışmaların tohumu bebeklik döneminde atılır ve okul öncesi dönemden itibaren büyür. Doğumdan itibaren anne ile çocuk arasında emdi emmedi, yemeğini yedi yemedi, tuvaletini yaptı yapmadı vb. nedenlerle başlayan çatışma ergenlik dönemine geldiğinde tavan yapar.

Ailedeki çatışmaların temelinde geçmişte biriken psikolojik çatışmalar vardır. Aynı şekilde anne ve babanın kendi çocukluk döneminden getirdikleri çatışmalar ve duygular da çocuklarını yetiştirirken belirleyici olmaktadır. Çocuğun erken çocukluk döneminde psikolojik ihtiyaçları yeterince doyurulmamış olabilir. Erken çocukluk dönemi sağlıklı bir şekilde geçirildiğinde ergenlik çatışmaları yine yaşanır ama bu çatışmalar daha az hırpalayıcı olabilmektedir.

Dış görünüşüne derslerinden daha çok önem vermesi,

Dışarıya çıkmak için sürekli izin istemesi, izinli olduğu saatlere uymaması, Odasını toplamaması,

Uzun süre internette kalması ve sürekli telefonda konuşması/yazışması, Ders çalışmaması vb.

ÇATIŞMA NEDENLERİ

(5)

Ergen Neden Ailesi İle Çatışır?

Ergenler bağımsızlık arayışındadır. Kendi seçimlerini yapmak, kendi yaşamını düzenlemek ve bunu da kendi başına yapmak istemektedir. Aileden ayrılıp bağımsızlığı başarabilmek için, gencin gözünde anne baba ideal olma niteliklerini kaybeder. “Annem babam her şeyi bilir” düşüncesinin yerini yavaş yavaş, “annem babam nereden bilecek, onların dönemi geçmişte kalmış, ben onlardan daha iyi bilirim” düşünceleri alır. Bağımsızlığa gereksinim duyan genç için ev, çoğu zaman anlaşmazlığın ve çatışmaların ortaya çıktığı bir yer olarak görülmeye başlayabilir. Ergen, bağımsızlık arayışında davranışları ile şunu söylemektedir ‘’ Ben sizden farklıyım, bunu göstermek istiyorum, sizin olmamı istediğiniz kişi değil, kendi istediğim kişi olmak istiyorum". Yaşadıklarını anlamak ve kendilerini dinlemek için yalnız kalma gereksinimleri vardır.

Otoriteye karşı gelme, söz dinlememe, eleştirilmeye karşı hassaslık, beğenmeme ve eleştirme ergenlik döneminin tipik tepkileridir. Ergen bu yollar ile anne-babasından farklı bir birey olduğunu kanıtlamaya, kendi yeterliliğini göstermeye çalışır. Bir yandan da yalnız kalmaktan, hata yapmaktan korkar, anne-babanın ona rehberlik etmesine içten içe ihtiyaç duyar.

Anne-baba ise bir anda duygu durumu değişen, kendilerini eleştiren, sorumluluklar konusunda umursamaz davranan ve en önemlisi otoritelerini ve kurallarını sorgulayan çocukları ile baş etmekte zorlanabilir. Çünkü bu durum öncekilerden farklıdır, alışılagelmiş anne-baba-çocuk senaryosu artık geçerliliğini kaybetmeye başlamıştır.

Eğer anne-baba, çocukluk döneminde kullandıkları yöntemleri kullanmaya devam ederlerse ergen ile aile arasındaki çatışma artabilir.

Ergenin tam da kurtulmak istediği, kanıtlamak istediği şey artık çocuk olmadığıdır.

Ergen yeni taleplerde bulunmaya başlar, artık daha çok arkadaşları ile zaman geçirmek, istediği yere gitmek, istediği zaman dönmek, istediği gibi giyinmek, istediği müziği dinlemek için taleplerde bulunur.

Anne-baba bu talepler karşısında nasıl tepki vereceğini şaşırabilir. Kimi sınırları gevşeterek ergenin

istediklerini yapmasının en iyi yol olduğunu düşünür, böylece çatışma azalacaktır; kimi anne babalar ise

isteklerin karşısına katı kuralları koyarlar, ergenin hayatını kontrol altına alarak ona zarar gelmesine

engel olmaya çalışırlar. Aslında bu iki senaryonun ortasında yer almak, hem ergeni hak ve sorumluluklar

konusunda sınırlar koyarak desteklemek, hem de kişiliğini geliştirmesi, kendini ifade etmesi için ona

fırsatlar vermek en ideal çözümdür.

(6)

ÇATIŞMA DURUMLARINDA İLETİŞİM TÜRLERİ

Çatışma durumlarında hepimizin kullandığı bazı iletişim yöntemleri vardır. Bu yöntemler kişiliğimiz, kendi anne babamızın çatışma durumunda gösterdiği tavır ve yaklaşımlar, geçmiş çatışma yaşantılarımızda izlediğimiz yollardan etkilenir.

Şimdi bu yöntemler üzerinde biraz duralım:

Geri Çekilme (Kaçıngan)

İsteklerimizden ve ilişkilerimizden vazgeçme, geri çekilme taktiği. İletişim kurarken ne ilişki ne de amaç önemlidir. Amaca ulaşmayı da, ilişki kurmayı da tercih etmemek ya da bir süre ertelemektir. Örneğin; bir arkadaşınıza borç para vermişsiniz ama ödemiyor. Ama parayı isteseniz bir sürü tartışma olacak, canınız sıkılacak. “Ne seninle iletişim kurarım, ne de paranı isterim” diyerek parayı istemekten ve ilişki kurmaktan vazgeçiyorsunuz.

Çocuklarınızla ilişkinizi düşündüğünüzde bu strateji, beklemek, ertelemek anlamına gelir. Bazen sorunları hemen çözmek yerine beklemek iyi olabilir. Örneğin arkadaş seçiminde hoşlanmadığınız kişilerle arkadaşlık ediyorsa, bir süre beklemek/

ertelemek işe yarayabilir.

Alttan Alma (Memnun Edici)

Amaçtan vazgeçip ilişkiyi korumaya yönelik olarak davranmaya, karşıdakinin yapmak istediğine izin vermeye dayalı taktik.

Amaçtan çok ilişkinin bozulmaması önemlidir. Örneğin borç verdiğiniz kişi sevdiğiniz bir kişi ise parayı istemek yerine istememeyi tercih edebilirsiniz. “Canın sağ olsun” dersiniz.

Çocuklarınızla bu stratejiyi kullanmak “ duygusal olarak desteğe ihtiyaç duydukları zamanlarda” uygun olabilir. Örneğin arkadaşıyla tartışmış, üzgün, yalnız kalmak istiyor. Böyle bir durumda yemek saatine uymasını beklememek, derslerini yapması için onu zorlamamak uygun olabilir.

Yarışmacı-Baskıcı

İlişki yerine amaçlarımız, isteklerimiz önemli ise karşımızdakini zorlamaya dayalı taktik. Bu stratejide önemli olan amaca ulaşmaktır. İlişki ikinci plandadır ya da önemsizdir. Örneğin borç verdiğiniz parayı geri almak, ilişkiden daha önemli haldedir.

Çocuğunuzla ilişkinizde bu stratejiyi kullanmak riskli olabilir. Ancak çocuğunuzun sağlığı ve hayatı için olmazsa olmaz konularda kullanılabilir. Örneğin çocuğunuzun madde kullanımı riski olan bir ortama girmesinin yasaklanması gibi.

Uzlaşmacı

Amaç ve ilişki önemli ise biraz ilişkiden, biraz amaçtan vazgeçerek orta yol bulmaya çalışılan taktik. Hem ilişkinin hem de amacın dikkate alındığı stratejidir. İlişkinin dikkate alınarak, amaca ulaşılmasıdır. Örneğin borç verdiğiniz parayı hem geri almak, hem de borç verdiğiniz kişiyle ilişkinizin bozulmamasına dikkat etmektir. Ödeme planı oluşturmak, yeni bir anlaşma yapmak gibi seçeneklerin üretilmesi söz konusudur. Çocuğunuzla ilişkinizde yaptığınız anlaşmalar bu stratejiye girer. Beklentilerin, isteklerin konuşulması ve yapılacakların belirlenmesi hem ilişkinin olumlu gelişmesine hem de amaca ulaşmasına hizmet eder.

(7)

İşbirlikçi

Amaç ve ilişkinin çok önemli olduğu, iki tarafın da taviz vermeden gereksinimlerini tam olarak karşılayabildikleri taktik.

İlişkiden üst düzeyde keyif alınması için amaçların kullanılmasıdır. Örneğin borç verdiğiniz kişiyle gecikmeyi konuşmak, soruna kalıcı çözümler üretmek için kafa yormaktır.

Bir başka örnek herkesin en fazla keyif aldığı mutlu olduğu etkinlikleri planlamak ve uygulamaktır. Çocuğunuzla birlikte geleceği planlamak, isteklerinizi nasıl gerçekleştirebileceğinizi konuşmaktır. Çocuğunuzu hangi okulun, hangi üniversitenin, hangi mesleğin mutlu edeceği konusunu konuşmak, aslında bu stratejiyi kullanmaktır.

Kendi içimizde bile çatışma yaşadığımız olaylar ve durumlar yaşarken, etrafımızdaki kişilerle ve tabi ki çocuğumuzla da çatışma yaşamamız son derece doğaldır.

Hangi durum söz konusu olursa olsun çatışma yaşadığımız kişilere ve olaylara karşı gösterdiğimiz yaklaşım kişiye göre ve olaya göre farklılık gösterebilir. Örneğin bazı insanlar çatışma yaşamaktan hoşlanmadıkları ve stresi kaldıramadıkları için çatışma ortaya çıkar çıkmaz uzlaşmayı tercih ederken, bazıları da çatışmayı yeni ve daha iyi bir sonucun çıkacağı bir olanak olarak görebilir.

ÇATIŞMA OLDUĞUNDA BEN NASIL DAVRANIYORUM ?

SORUN: SÖZ VERDİĞİ SAATTE EVE GELMEZ.

— Hiç sesinizi çıkarmaz ve bakalım bu nereye kadar gidecek diye mi beklersiniz?

Böyle bir durumda;

Olay kendiliğinden düzelir. Çocuğunuzla yüz göz olmaktan kurtulabilirsiniz.

Ciddi bir sorunla karşı karşıya olabilir, geç kalabilirsiniz.

— Eve geldiğinde ona çok iyi mi davranırsınız?

Zamanında gelmeye başlar.

Ciddi bir sorunla karşı karşıya olabilir, geç kalabilirsiniz.

— Eve geldiğinde bağırıp çağırırsınız. Bir daha dışarı çıkamayacağını söyleyip tehdit mi edersiniz?

Korkusundan eve gelmeye başlayabilir.

Ne olursa olsun davranışını değiştirmeyebilir. Neden geç geldiğini bilemezsiniz.

Çatışma durumu ve iletişim türlerine bir örnekle bakalım.

(8)

KAYNAKLAR

Karabekiroğlu, Koray. Anne Babalar İçin Ergen Ruh Sağlığı Rehberi. İstanbul, Say Yayınları,2009 Bakanay Akın , Ece . "Ergenlik Döneminde Aile İlişkileri", www.guncedanismanlik.net

Karaca Tirit, Deniz. “Ergenlik Dönemi ve Ergenle İletişim" www.cocukpsikiyatrisiizmir.com/tr/ergenlik-donemi-ve-ergenle-iletisim — Çok geç kaldığını, Onu merak ettiğinizi, endişelendiğinizi söylersiniz. Eve söz verdiği saate gelmesinin sizin için önemli olduğunu söylersiniz.

Ciddi bir durum varsa zamanında müdahale etme şansınız olabilir.

Sizi reddedebilir, konuşmak istemeyebilir.

Ergenlik dönemi çocukların, yetişkinlerin dünyasına doğdukları bir süreçtir. Bu süreci aşmanın anahtarıysa anlayış ve sağlıklı bir iletişimdir.

Ergenin gelişiminde olumlu sonuçlar yaratan ebeveyn davranışları Sağlam ama zorlayıcı olmayan kurallar uygulamak.

Tutarlı ve adil bir disiplin.

Alınan kararların neye dayandığını açıklamak ve karar alırken gerektiğinde sürece dahil etmek.

Çatışmaya neden olan konuların/durumların tartışılmasına izin vermek.

Fazla koruyucu ve kısıtlayıcı olmadan çocuğun davranışlarını gözlem altına almak.

Sıcak bir aile ortamı sağlamak.

SON OLARAK...İYİ BİR İLETİŞİM İÇİN...

Temel ihtiyaç anlaşılmak ve ilgilenilmektir; ilk adım olarak etkin dinlemeye çalışın.

Verdiğiniz mesajlar davranışa yönelmelidir; kişiliği hedef almayın.

Ebeveynler olarak ailede tutarlı ve kabul edici bir tutum sergileyin.

DEMOKRATİK ve ADİL olabilmek önemlidir.

Ne baskıcı ne de aşırı esnek olun.

Sonuç değil, süreç odaklı; yapıcı eleştirilerin bulunduğu bir iletişim kurmaya çalışın.

Ani değişikliklere soğukkanlı yaklaşarak soruna uygun çözümler getirmeye çalışın.

Olumsuz bir şeyi yapmamasını söylemek yerine olumlu olanı yaptığında, bu davranışını vurgulayın.

Bazen sessizliğin en iyi yanıt olduğunu bilin.

Kendi duygularınız konusunda GERÇEKÇİ ve DÜRÜST olun.

Referanslar

Benzer Belgeler

FABA 2016: International Symposium on Fisheries and Aquatic Sciences (Özet Bildiri/Sözlü Sunum)(Yayın No:3055776).. Rashidi Adeleh,FİKİRDEŞİCİ ERGEN ŞEYDA,SAYDAM

Birçok ergen dini ve manevi gelişime ilgi gösterir. Kimlik arayışlarının bir parçası olarak ergenlerin ve müstakbel yetişkinlerin çoğu dinin karmaşık yönleri ile

Eğer daha önce uyarı yapıldıysa ve çocuk sınıra uymamaya devam. ediyorsa uygulanır, iki seçenekli

PYD her ne kadar kendisini Suriye’de Kürt kökenli nüfusun siyasi haklarını ilerletmek, korumak ve kollamak gayesiyle kurulmuş Suriye merkezli bir parti olarak

Benzer görevi olan sözcüklerin arasına .... SINIF NOKTALAMA İŞARETLERİ 4-Aşağıdaki cümlelerin hangisinin sonuna soru işareti gelmelidir?. A) Kapıyı ben

anla ştı.Konferansa katılan 190 ülkenin temsilcisi, Kyoto Protokolü'nün yerini alacak "iklim değişikliğiyle mücadelede yeni BM anla şması" görüşmelerinin 1

[r]

Almanya’nın Potsdam kentinde, G-8 ülkelerinin yansısıra Brezilya, çin, Hindistan, Meksika ve Güney Afrika gibi bazı gelişmekte olan ülkelerden temsilcilerin