PSİKOLOJİK DANIŞMA KURAMLARI
Dr. AYHAN ÇAKICI
İç Güdüler Kuramı
• Sürekli olarak faaliyette bulunan bir güçtür.
Organizmanın içinde yer alır. Hiçbir zaman kaçışla yok olmaz. Yalnız ihtiyaç karşılanınca faaliyetlerini bir süre için durdurur. İçgüdü sürekli bir içsel uyarıcıdır.
• 1.Yaşam İçgüdüsü(Eros):Bireysel yaşamın ve insanın devamlılığını sağlar Örneğin açlık, susuzluk vb.
• 2.Ölüm İçgüdüsü (Thanatos):İçgüdüsel bir gerileme, eski evreleri yeniden oluşturma eğilimidir.
Psikolojik Danışmada Kullanılan Teknikler
• Serbest Çağrışım: Hipnotizmadan vazgeçti, sinir hastalarında daha iyi olabilecek başka bir metod arayışına girdi.
• Psikanaliz tedavisinde ancak samimi hareket ettikleri zamanlarda başarıya ulaşabileceğine hastalarını inandırmaya çalıştı.
• Amacı bilinçaltı materyali bilince getirerek,
bastırmayı ortadan kaldırmaktır. Danışan aklına ne
geliyorsa anlamsız da olsa ya da hoşuna gitmese de
ve söylemek istemese bile söylemelidir.
• Direnç : Serbest çağrışımda analitik ortamdaki bağlam içinde çağrışım yapıldığından, danışma gerçekten özgürce gerçekleşmektedir.
• Yorumlama: Bastırılmış ve bilinçaltı materyalin bilinç öncesine ve bilinç durumuna dönüştürülmesidir.
Uygun zamanda yapılmalıdır, yoksa dirence neden olur.
• Rüyaların Yorumu: Bilinçaltını açığa çıkaran malzeme olması ve danışana çözümlenmemiş sorunlarına ait bazı alanlarda iç görü kazandırması nedeniyle önemli bir tekniktir. Uyku sırasında savunmalar en aza iner ve baskılanmış duygular su yüzüne çıkar.
• a)Simgeleştirme: Örneğin dışkı= para, pencere= kadın cinsel organı gibi
• b)Yön değiştirme:Annesinin yerine tanımadığı başka bir kadını görebilir.
• c)Daralma:Rüyada korkunç bir canavar gören çocuk sadece babasının değil annesininde bazı yönlerini görmektedir.
• d)Yansıtma:Kendi istek ya da dürtülerini rüyasında başka bir kişiden kendisine
yöneltiliyormuşçasına görebilir.
Psikanalitik Kurama Eleştiri
• Kişinin enerjisini denetim altında tutabilmesi çabalarının bir anlatımı olduğu, onun geliştirdiği en önemli kavramlardan biridir.
• Psikolojik Tedavi yöntemlerine temel oluşturmuştur.
• Çocuğun psikolojik dünyasının gelişimine dikkat çekerek çocukluk döneminin önemsenmesini sağlamıştır.
• Bastırma ve bilinç dışı olgularını bulması olmuştur.Yani insanların söyledikleri ve inandıkları ile onların davranışlarını belirleyen
• Gerçek nedenlerin birbirinden çok farklı olabilecekleri anlaşılıyordu.
• Bir insanı iyi etmenin yolunun onun ruhsal yapısını anlayıp, bastırma olayını yok etmekten geçer.
• Kavramları hep kuramsaldır.Kuramı destekleyen ya da karşı çıkan verileri deneysel olarak yoktur. Hastaların gözlemlenmesi sonucu oluşturulmuştur.
• Kişilik gelişiminin temelini cinselliğe bağlar.
• Burjuva materyalizminin etkisinde kalmıştır, dünyaya ataerkil bir gözle bakmıştır, bazı şeyler düşünülemez olarak kalmıştır.
• Ayrıca kendi sınıfı ve toplumu içinde yaptığı gözlemlerini, bu özel durumunu bütün insanlar ve toplum biçimi için geçerli saymak yanlışına düşmesi de o büyük buluşlarını kısıtlamış ve daraltmıştır.
• Nevrotik kişiler olan hastalarının davranışlarına yaptığı gözlemlere dayanarak geliştirmiştir.
• Herşeyi açıklayan sınırsız bir kuramdır.
• Doğrulanması ya da yanlışlanması söz konusu değildir.
• Çocukluk yaşantılarının geri gelmez, tamir edilmez bir biçimde bütün kişiliği ve yaşamı etkilemesi inancı çok eleştirilmiştir.
• Pek çok yeni ekol bu nedenle kurulmuştur.
• İnsanlığın bir bölümünün diğer yarısına oranla biyolojik , anatomik ve psişik açıdan üstün olduğu düşüncesi erkeksi ve şoven tavrın bir ürünüdür.
• Freud sadece aileyi incelemiştir, diğer sosyal
çevreleri küçümsemiştir ve görmezden gelmiştir.
Alfred Adler ve Bireysel Psikoloji
• Modern psikolojiye damgasını vurmuştur.
• Freud’un görüşlerini destekliyordu ama sinir hastalıkları ve cinsiyet üzerine fikirlerini eleştiriyordu.
• 1913 de Bireysel Psikoloji ekolünü ortaya atmıştır.
• 1937 de verdiği bir konferansta öldü.
Adler ve Freud’un Farklılıkları
• Freud’un görüşlerinin temeli bilinç dışı cinsellik üzerine, Adler’in ise aşağılık duygusu üzerine kurulmuştur.
• Adler hem bilince hem de bilinçaltına önem verir.
Bilinç bilinçaltının yansımasıdır.
• İnsanı en iyi tanımak bilinçli davranışları değil bilinçsiz duygularıdır diye savunur.
• İnsan toplumsal bir varlıktır ve diğer insanlarla
ilişki kurarak yaşar. Bu doğuştan var olan bir
yönelimdir.
• Kişilik kuramına “benlik” kavramını getirmiştir.
Karar yeteneğine sahip ve bireye amaçlı bir yaşam sağlamaya çalışan bir sistem olarak tanımlanır.
• Her insan kendine özgü tek bir varlıktır.
• Kişilik, bireyin kendisine, topluma ve diğer insanlara karşı geliştirdiği tutumların ürünü olarak gelişir.
• Kişiliğin merkezi bilinçtir, insan bilinçli bir varlıktır ve davranışlarını biçimlendirir.
• Geçmiş önemlidir ancak asıl önemli olan geleceğe
yönelik beklentiler ve güdülerdir.
• İnsan arada uygunsuz ve sapkın tepkilerde bulunsa da davranışlarında belirli bir tutarlılığı sürdürmek için çaba gösterir.
• Yaşam biçimi yaklaşık dört ve beş yaşlarına kadar oluşur ve sonraki yaşam biçimine uygun olarak sürdürülür.
• İnsanı incelerken onu olayları nasıl algıladığına
ve diğer insanlarla ilişkilerinde kendisini nasıl
değerlendirdiğine önem vermiştir. Davranışı
izlemede çözümlemeci olan kişi empati
kurmalıdır.
Kişilik
• Beş yaşlarında yapılaşır ve sonraki yaşamda belirgin bir değişiklik göstermez.
• Olaylara ve durumlara karşı yeni anlatım yolları denemesine karşın bunlar ilk yaşlarda oluşan kişiliğin uzantılarıdır.
• Kişiliği bir bütün olarak değerlendirir.
• Kişilik, bellek, duygular ve davranışlar gibi çeşitli yönleri bireyin tümü için çalışır. Genelde çevresel etmenlere dayalıdır.
• Çevresel etmenlerle şekillenir. Burada ebeveyn, kardeş, akran vs aktif rol oynar.