• Sonuç bulunamadı

SİYASAL SİSTEMLER

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "SİYASAL SİSTEMLER"

Copied!
27
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

SİYASAL SİSTEMLER

(2)

“Siyaset nedir?” sorusuna verilen en

eski yanıt, devlet yönetme sanatı veya

devlet etrafında ortaya çıkan yönetim

etkinliği olarak gelişen tanımdır.

(3)

TİPLER ve EĞİLİMLER

- Yüzlerce farklı bölgede yürütülen etnografya ve arkeoloji çalışmaları, ekonomi ile

toplumsal ve siyasi örgütlenme konuları

arasında pek çok bağlantı ortaya koymuştur.

- Antropolog Elman Service siyasi

örgütlenmenin dört tür, ya da düzeyini tanımlamıştır:

takım, kabile, şeflik ve devlet.

(4)

Takım, avcı-toplayıcı toplumlarda görülen, bütün üyeleri akrabalık ya da evlilik yoluyla birbirine bağlı olan akrabalığa dayalı bir

gruptur

(5)

Kabileler bahçecilik ya da hayvancılık gibi yoğun olmayan yiyecek üretimi faaliyetlerinin yürütüldüğü ekonomilere sahiptir.

Aynı kökenden gelmeye (klan ya da soy) bağlı olup, akrabalığa dayalı topluluklar halinde ve köy

ölçeğindeki yerleşimlerde yaşayan kabilelerde resmi bir hükümet ya da siyasi kararları uygulamaya

koyma işlevini üstlenebilecek herhangi bir araç

yoktur.

(6)

Şeflik, kabile ile devlet arasında yer alan bir sosyopolitik örgütlenme türüdür.

Şeflikler, her ne kadar takım ve kabileler gibi akrabalık temelli örgütlenmeler olsalar da, kaynaklara erişim yani bazılarının diğerlerine oranla daha fazla varlık, itibar ve güce sahip

olmaları konusunda farklılıklar sergiler ve kalıcı

bir siyasi örgütlenme şekline sahiptir.

(7)

Devlet, resmi bir hükümet yapısı ve

sosyoekonomik katmanlaşma olgusuna dayanan bir sosyopolitik örgütlenme

şeklidir.

(8)

TAKIMLAR ve KABİLELER

Avcı-Toplayıcı Takımlar

Bugün kendi toplulukları dışındaki sosyopolitik gruplarla ilişki halinde olmaları onları taş devrindeki avcı-

toplayıcılardan önemli ölçüde farklılaştırmıştır.

Bugün avcı-toplayıcı topluluklar, ulus-devletler bünyesinde ve dünyayla etkileşim halinde yaşamaktadır. Günümüzde yiyecek üreticileriyle ticaret yapmayan avcı-toplayıcı topluluk yoktur. Hatta çoğu avcı-toplayıcı topluluk en azından kısmen hükümetler ya da misyonerler tarafından temin edilen

yiyeceklere bağımlı durumdadır.

(9)

ŞEFLİKLER

• Devletlerden farkı: Toplumsal ilişkiler kalıtsaldır

• Takım ve Kabilelerden farkı: Kesin sınırlarla

belirlenmiş ve devamlılık gösteren alanları siyasi sistemlerle yönetirler.

• Ekonomik sistemi yeniden dağıtıma dayanır.

• Örnek Şeflikler: Amazon ve Polinezya bölgeleri

• Statü sistemleri soyun geçmişine göre belirlenir.

(10)

Katmanlaşmanın Ortaya Çıkışı

Varlık – Ekonomik Statü Güç – Siyasi Statü

İtibar – Toplumsal Statü

Şefliklerde tek elde toplanan bu statüler zenginlik ve erkin

ayrıştığı durumlarda bozulabilir. Bozulmada farklı toplumsal

katmanların ortaya çıkmasına katmanlaşma denir. Bu değişim

şeflikten devlete geçişin en önemli göstergesidir. Zira

katmanlaşma devlet sisteminin ayırt edici bir özelliğidir.

(11)

DEVLET SİSTEMLERİ

- Devletler, toplumsal katmanlaşma sergileyen

resmi bir hükümete sahip özerk siyasi birimlerdir.

- Devletin Alt sistemleri:

1. Nüfusun Denetimi: Vatandaşlığın tanımlanması ve nüfus sayımı

2. Yargı: Anayasalar, kanunlar ve yasal süreçler 3. Kolluk: Kalıcı asker ve polis gücü; yaptırım

yeteneği

4. Mali Sistem: Finansal düzenin tesisi ve

vergilendirme

(12)

Dünya Sistemi

• Dünya Sistemi Teorisi: Zenginlik ve güç

farklılıkları temelinde, ülkeler aşırı toplumsal bir sistemin var olduğu görüşü (Fernand Braudel)

• Toplumlar daha geniş çaplı sistemlerin alt

sistemleridir ve bu sistemlerin en büyüğüne dünya sistemi denir.

• Dünya sistemi teorisinin en temel önermesi, varlık ve güç farkına dayalı olarak

tanımlanabilir hiçbir toplumsal sistemin tek bir

ülkeyle sınırlı kalmayacağıdır.

(13)

• Merkez Ülkeler: Dünya sistemindeki

baskın konum; gelişmiş üretim sistemlerine sahip ülkeler.

• Yarı Çevre Ülkeler: Dünya sisteminde merkez ile çevre arasındaki konum.

• Çevre Ülkeler: Dünya sistemindeki en zayıf

yapısal ve ekonomik konum.

(14)

Sanayileşme

18. Yüzyıla gelindiğinde sahne, ekonominin sanayileşmesiyle gelenekselden moderne geçiş anlamına gelen sanayi devrimi için açılmıştı.

Varlıklı insanlar yatırım arayışındaydı. Bu

imkanları makineler ve bu makinelere enerji sağlayan motorlarda bulmuşlardı.

Sanayi Devrimi: Avrupa’da 1750’ler sonrası sanayileşmeyle birlikte gerçekleşen

sosyoekonomik dönüşüm.

(15)

Sanayi Devrimi Neden Oldu?

• Makineler sayesinde üretim evlerden fabrikalara taşınınca, tarım toplumları sanayi toplumlarına dönüşmeye başlamıştır. Zaten devrim denen şey de budur.

• Fabrikalar temel ürünleri daha ucuza üretmeye

başlayınca üretimde bir patlamaya sebep olmuştur.

Kömür ve iş gücünün ucuz olduğu bölgelerdeki

fabrikalar yoğun nüfuslu yeni bir kentleşme türünü ortaya çıkarmıştır.

• Sanayi Devrimi’nin başladığı İngiltere, artan talebi karşılamak için sanayileşmek zorunda kalmıştır.

Sanayileşmenin ilerlemesiyle İngiltere’nin nüfusu da hızla artmaya başlamıştır. Bu durum tecrübeyi,

yeniliği ve hızlı teknolojiyi teşvik etmiştir.

(16)

Endüstriyel Tabakalaşma

Karl Marx sosyoekonomik tabakalaşmayı iki karşıt sınıf arasında keskin ve basit bir ayrım olarak görür:

Proletarya: İşçi sınıfı, hayatta kalmak için emeklerini satmak zorunda olan insanlar.

Burjuvazi: Üretim araçlarının sahipleri.

(17)

Bugünün kapitalist dünya sisteminde sermaye

sahipleri ile işçiler arasındaki sınıf ayrımı küresel

bir olgudur. Ancak sanayileşmiş ülkelerde halka

açık şirketler bu ayrımı güçleştirmektedir. Artık

işçiler mülkü olmayan işçiler değil, hissedarlardır.

(18)

Modern Tabakalaşma Sistemleri

Modern tabakalaşma sistemleri basit ya da ikili yapıya ayrılmış değildir. Orta sınıfın istihdamının artması toplumsal hareketlilik açısından fırsatlar yaratır.

Bu da tabakalaşma sistemlerini daha

karmaşık hale getirir.

(19)

Max Weber üç kademeli bir toplumsal

tabakalaşma sistemi tanımlamıştır: varlık, güç ve itibar. Ancak Weber’in belirttiği gibi

varlık, güç ve itibar toplumsal tabakalaşmanın ayrı bileşenleri olsa da, üçü de birbirleriyle

ilişkilidir.

(20)

Sömürgecilik

• 19.yüzyılda Avrupa’nın ticari çıkarları yeni pazar

arayışlarına yol açmıştır. Bunun sonucunda da Afrika, Asya ve Okyanusya’da Avrupa sömürgeciliği başlamıştır.

• Emperyalizm: Yabancı ülke topraklarını ve halklarını egemenlik altına almayı amaçlayan siyaset.

• Emperyalizm Eski Dünya’da Mısır, Yeni Dünya’da ise İnkalar gibi eski devletlerde de görülen bir durumdu.

• Sömürgecilik: Bir bölgenin ve bölge halkının yabancı bir gücün uzun süreli siyasi, toplumsal, ekonomik ve kültürel hakimiyeti altına girmesi.

(21)

Kalkınma

• Müdahaleci Felsefe: Dışarıdan gelenlerin yerli halklara rehberlik ya da liderlik etmesinin ideolojik savunması.

Örnek: Sömürgecilikte emperyalist misyonlarını makul göstermek için İngiltere «beyaz adam sorumluluğunu», Fransa ise «medenileştirme misyonunu üstlenme»

kavramını geliştirmişlerdi.

• Bunun altında sanayileşme, modernleşme,

batılılaşma ve bireyselciliğin arzu edilir nitelikte

evrimsel gelişmeler olduğu fikri ve bunları sağlayan kalkınma programlarının da yerel halk için uzun

vadede faydalı olacağı düşüncesi yatmaktadır.

(22)

Neoliberalizm

Hükümetlerin özel girişimciliğe karşı yasal düzenlemelere gitmemesi ve serbest piyasa kurallarının işlemesi gerektiğine dair ilkelere denir.

Herhangi bir ticari engel ya da gümrük vergisinin uygulanmadığı açık uluslararası ticaret ve yatırım ortamını ifade eder.

Verimliliği arttırarak, işçi çıkartarak yada daha düşük ücretle çalışmayı kabul edecek

işçiler arayarak, giderlerin azaltılması yoluyla

daha fazla kar elde etmeyi amaçlar

(23)

• Neoliberalizm, Adam Smith’in Sanayi

Devrimi’nin hemen sonrasında, 1776 yılında yayınlanmış olan meşhur kapitalist

manifestosu «Ulusların Zenginliği» adlı

eserinde temel özelliklerini ortaya koyduğu klasik liberalizmin modern bir versiyonudur.

• Kapitalizmin temeli olarak müdahil olmama prensibini savunuyor. Hükümetler ülkelerinin ekonomisinin dışında kalmalıydı.

• Üretim üzerinde herhangi bir kısıtlama, ticaretin önünde herhangi bir engel ve

herhangi bir gümrük vergisi olmamalıydı.

(24)

• ‘Birinci Dünya’ ‘demokratik batıyı’, ’ikinci Dünya’

sosyalist olan ülkeleri ifade etmek için kullanılır. Az gelişmiş ülkeler ise ‘Üçüncü Dünya‘yı oluşturur.

• Komünizm doruğu: 1949-1989 arası 40 yıllık dönem.

1985 yılındaki 23 ülkeye karşılık şu an sadece beş Komünist devlet varlığını sürdürmektedir: Çin, Küba, Laos, Kuzey Kore ve Vietnam.

• Marx ve Engels’ten ilham alan ve Rusya’da 1917 Bolşevik Devrimiyle ortaya çıkan Komünizm, farklı

ülkelerde farklı seyirler izlemiştir. Ancak bütün Komünist rejimlerin ortak niteliği otoriter ve totaliter sistemler olmalarıdır. Yani bireysel özgürlüğü değil otoriteye itaat etmeyi teşvik eder ve çok partili rejime karşıdırlar.

İkinci Dünya: Komünizm

(25)

• 1900’lü yıllara gelindiğinde ABD, dünya sisteminin çekirdek ülkelerden biri haline

gelmiş ve kömür, demir ve pamuk üretiminde Birleşik Krallık’ı geride bırakmıştı.

• Japonya 20-30 yıl içinde el emeğine dayalı bir ortaçağ ekonomisinden sanayileşmiş bir

ekonomide dönüşümünü tamamlamıştır. 1900 yılına gelindiğinde yarı-çevreye, 1945

yılından 1970 yılına kadarki dönemde ise merkez ülkelere dahil olmuştur.

GÜNÜMÜZ DÜNYA SİSTEMİ

(26)

• Hindistan ve Çin son dönemde yarı

çevreden merkeze yönelmeye başlarken, Brezilya, Türkiye, Endonezya gibi ülkeler yarı-çevre ülkelerin liderleri

olmuşlardır.

• Sanayileşme yenilenebilir kaynaklardan ziyade fosil yakıtların kullanımına dayalı bir gelişme izlemiştir. Bugün dünya, bu

kaynakları elde etmek için yaşanan

savaşların arenası haline gelmiştir.

(27)

Yararlanılan Kaynak:

Kottak, C. P. (2014). Antropoloji: İnsan

Çeşitliliğine Bir Bakış. İstanbul: Deki Yayınevi

Referanslar

Benzer Belgeler

Kırklareli University, Faculty of Arts and Sciences, Department of Turkish Language and Literature, Kayalı Campus-Kırklareli/TURKEY e-mail: editor@rumelide.com..

Boşaltım sistemi başta idrarın oluşumunda temel organ olan sağlı sollu iki çift böbrek, oluşan idrarın miksiyon’a kadar geçen sürede biriktiği organ olan mesane, mesane

Geçmişin izlerini taşıyan, gelecek nesillere kültür aktarımında çok önemli rolü olan sanatın temsi ettiği kültürü geniş kitlelere tanıtılmasında da çok büyük

çalışan İsmail Gökçe ve öğrencileri, toplum tarafından dışlanan ve görmezlikten gelinen zihinsel ve fiziksel engelli bireyler ile birlikte bir sergi

Toplumsal cinsiyete dayalı ayrımcılık, sadece kadınların toplumsal kaynak- lardan eşit biçimde yararlanmalarını engellemekle kalmaz, heteroseksüellik- ten farklı

olan karakteri değil ocak süpürücüsünü tercih etmiştir. Her iki masalda da erkekler statü sahibi yahut zengin değildirler, ancak kurtarıcı rolleri devam etmektedir. İncelenen

Kuzey Kutbu Deniz Buzu Grönland Buz Tabakası Kolombiya Buzulu Glacier National Park Antarktika Deniz Buzu Pine Adası Buzulu Larsen B Buz Tabakası Tasman Buzulu Meren, Carstenz ve

Papua Yeni Gine – Biyoçeşitlilik açısından dünyanın ilk onu içine giren Papua Yeni Gine’deki tropik ormanlar yeni bir rapora göre kimsenin fark etmediği bir hızla yok