• Sonuç bulunamadı

T.C. SELÇUK ÜN

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "T.C. SELÇUK ÜN"

Copied!
58
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

T.C.

SELÇUK ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ

İLKÖĞRETİM ANABİLİM DALI

SOSYAL BİLGİLER ÖĞRETMENLİĞİ BİLİM DALI

1939–1970 YILLARI ARASINDA GERÇEKLEŞTİRİLEN MİLLİ EĞİTİM ŞÛRALARINDA SOSYAL BİLGİLER ÖĞRETİMİYLE İLGİLİ ALINAN

KARARLAR VE UYGULAMALARI

YÜKSEK LİSANS TEZİ

Danışman

Yrd. Doç. Dr. Yaşar BEDİRHAN

Hazırlayan Kutlay YAZICI

(2)

Önsöz

Bu çalışma, 2 bölüm ve bir sonuçtan oluşmaktadır. Birinci bölüm Sosyal Bilgilerin Tarihi Gelişimi ve Cumhuriyetin İlk Yıllarında Milli Eğitim Politikasından oluşmaktadır.

İkinci bölümde “Milli Eğitim Şûrası ve Önemi, I. Milli Eğitim Şûrasından VIII. Milli Eğitim Şûrasına kadar Şûra kararları ve bunlardan “Sosyal Bilgiler Eğitimi ile ilgili karar alınan Şûralar” üzerinde durulmuştur.

Sonuç bölümünde ise bir genel değerlendirmeye yer verilmiştir.

Her milletin kendine özgü bir eğitim sistemi vardır. Bu sistem, o toplumun sosyal, kültürel, politik ve ekonomik özelliklerine uygun olarak kurulur ve gelişir.1 Şûralarda bu gelişimde önemli bir paya sahiptir.

Eğitimde Sosyal Bilgiler dersi ile ilgili gelişmeleri araştıran şahıslara yardımcı olabilecek bir araştırmadır.

Böyle bir çalışma yapmam konusundan beni cesaretlendiren ve Eğitim Tarihi sahasına ilgi duymamda çok büyük tesiri olan Sayın hocam Yrd. Doç. Dr. Yaşar Bedirhan’a burada teşekkür etmeyi bir borç bilirim.

Kutlay YAZICI 2008-KONYA

1 Duman, Tayip, Türkiye’de Ortaöğretimde Öğretmen Yetiştirme (Tarihi Gelişimi), MEB Basımevi,

(3)

KISALTMALAR

age : Adı Geçen Eser

AT : Avrupa Topluluğu

C :Cilt

MEB :Milli Eğitim Bakanlığı

MTO :Mesleki ve Teknik Okullar

S :Sayı

S :Sayfa

TD :Tebliğler Dergisi

YÖK :Yükseköğretim Kurulu

(4)

İÇİNDEKİLER ÖNSÖZ ...i KISALTMALAR………ii İÇİNDEKİLER ... iii GİRİŞ ...1 Konunun Önemi...1 Araştırmanın Sınırları ...1

Araştırmada Kullanılan Yöntem...2

I. BÖLÜM SOSYAL BİLGİLERİN TARİHİ GELİŞİMİ VE CUMHURİYETİN İLK YILLARINDA MİLLİ EĞİTİM POLİTİKAMIZ 1.SOSYAL BİLGİLERİN TARİHİ GELİŞİMİ ... 3

1.1. Türkiye’de Sosyal Bilgilerin Tarihi Gelişimi ... 3

2.CUMHURİYETİN İLK YILLARINDA MİLLİ EĞİTİM POLİTİKAMIZ ... 6

2.1. Cumhuriyetin İlk Yıllarında Milli Eğitim Politikamız ... 6

2.2.Cumhuriyetin İlk Yıllarında Eğitim Kurumları Telif ve Tercüme Heyeti... 10

2.3. Maarif Kongresi ve Heyet-i İlmiye Çalışmaları ... 11

2.3.1. Maarif Kongresi... 12

(5)

II. BÖLÜM

MİLLİ EĞİTİM ŞÛRASININ ÖNEMİ, 1939–1970 YILLARI ARASINDA GERÇEKLEŞTİRİLEN MİLLİ EĞİTİM ŞÛRALARINDA SOSYAL

BİLGİLER ÖĞRETİMİYLE İLGİLİ ALINAN KARARLAR VE UYGULAMALARI

1. MİLLİ EĞİTİM ŞÛRASININ ÖNEMİ... 18

1.1. Milli Eğitim Şûrası ve Önemi... 18

2. 1939–1970 YILLARI ARASINDA GERÇEKLEŞTİRİLEN MİLLİ EĞİTİM ŞÛRALARINDA SOSYAL BİLGİLER ÖĞRETİMİYLE İLGİLİ ALINAN KARARLAR VE UYGULAMALARI ... 19

2.1. Milli Eğitim Şûrası ve Şûrada Sosyal Bilgiler Eğitim ile İlgili Alınan Kararlar ve Uygulamaları... 19

2.2. II. Milli Eğitim Şûrası ve Şûrada Sosyal Bilgiler Eğitim ile İlgili Alınan Kararlar ve Uygulamaları ... 22

2.3. IV. Milli Eğitim Şûrası ve Şûrada Sosyal Bilgiler Eğitim ile İlgili Alınan Kararlar ve Uygulamaları ... 25

2.4. V. Milli Eğitim Şûrası ve Şûrada Sosyal Bilgiler Eğitim ile İlgili Alınan Kararlar ve Uygulamaları ... 30

2.5. VIII. Milli Eğitim Şûrası ve Şûrada Sosyal Bilgiler Eğitim ile İlgili Alınan Kararlar ve Uygulamaları ... 34

Sonuç... 48

Kaynaklar ... 49

(6)

GİRİŞ

Konunun Önemi

Cumhuriyetimizin kuruluşuyla başlatılan eğitim hamlesi ülkemizin çağdaşlaşmasında önemli bir etken olmuştur. Günümüzde yaşanan hızlı gelişmenin en önemli itici güçlerinden birisi de şüphesiz eğitimdir. Hem toplumsal hem de bireysel yaşamda önemli rol oynayan eğitime, cumhuriyet dönemi içerisinde talep artmıştır. Artan eğitim talebine paralel olarak okul, ders araç-gereçe ve öğretmen sayılarında da büyük artışlar gerçekleşmiştir.

Cumhuriyet dönemi eğitim politika ve stratejileri; Atatürk ilkelerine bağlı milli, demokratik, lâik ve çağdaş eğitim-öğretim esaslarına dayanmaktadır. Oluşturulan politika ve stratejiler ışığında çağımızın seçkin, saygın ve katılımcı birer ortağı olacak bireyleri yetiştirebilmek için; eğitimin tüm alanlarındaki gelişmeleri takip etmek ve uluslararası standartları yakalamış olmak bir gerekliliktir. Milli Eğitim Bakanlığı’nın çeşitli alanlarında yürüttüğü projelerde, çağdaş uygarlığın ve bilimsel gelişmelerin gereği doğrultusunda sürekli gelişmenin hedeflendiğini görmek mümkündür.

Bu çalışmada, cumhuriyetten önce ve cumhuriyetin ilk yıllarından itibaren, eğitim uygulamalarındaki gelişim ve bu gelişim safhasındaki Milli Eğitim Şûraları bu Şûraların sosyal bilgiler eğitimi üzerine etkilerine ve önemine yer verilmiştir.

Araştırmanın Sınırları

Bu araştırma, konusuna göre 1939-1970 yılları arası Milli Eğitim Şûralarını kapsasa da Sosyal Bilgilerle ilgili olması ve de Milli Eğitim Şûralarının temeli sayılacak birçok toplantının bulunması, bunlarında incelenmesini zorunlu kılmıştır. Bundan dolayı

Araştırmanın Sınırları:

Sosyal Bilgiler öğretiminin temellerin atıldığı 1890 yılından Cumhuriyet sonrası, eğitimi geliştirmek ve sorunlarının çözümünü sağlamak amacıyla yapılan

(7)

VIII. Milli Eğitim Şûrasının yapıldığı tarihler (28 Eylül - 3 Ekim 1970) arasını kapsamaktadır.

Araştırmamızda şûralardan hangilerinde Sosyal Bilgilerle ilgili kararlar alındığı ve bu kararların uygulanması yönünde neler yapıldığı soruları cevaplandırılmaya çalışılmıştır.

Araştırmada Kullanılan Yöntem:

Bu araştırmada Tarama yöntemi kullanılmıştır. Konuyla ilgili tüm kaynaklara ulaşılmaya çalışılmıştır.

Sosyal Bilgiler öğretmeninin gelişimini, bu gelişimi etkileyen olayların neler olduğunu görmemiz için geçmişte gerçekleştirilen katkıların görülmesi önemlidir. Bu bakımdan tarayarak araştırma yönteminin sosyal bilimler ve özellikle eğitimdeki yeri hiç tartışılmaz.

Dolayısıyla eğitim tarihi ile ilgili eski kaynaklar taranarak günümüzdeki eğitim tarihi araştırmaları ile karşılaştırmalar yapılarak bir sonuca varılmaya çalışılmıştır.

(8)

I. BÖLÜM

SOSYAL BİLGİLERİN TARİHİ GELİŞİMİ VE CUMHURİYETİN İLK YILLARINDA MİLLİ EĞİTİM POLİTİKAMIZ

1.SOSYAL BİLGİLERİN TARİHİ GELİŞİMİ 1.1 Türkiye'de Sosyal Bilgilerin Tarihi Gelişimi

Tezin ana konusuna geçmeden önce kısaca ülkemizde sosyal bilgiler dersinin tarihi gelişimini ele almakta yarar vardır. Sosyal bilgiler öğretmeni prototipi olarak kabul edilebilecek olan Abdurrahman Şeref (1853-1825) Mekteb-i Mülkiye ve Mekteb-i Sultani de tarih, coğrafya ve ahlak dersleri verdi. Her biri için ayrı ayrı kitaplar da yazdı. Alman eğitimbilimci J. F. Herbarfın (1776-1841) etkisiyle tarih ve coğrafya ilişkilendirerek ders işleme düşüncesi 1890'lı yıllardan günümüze etkili oldu.

1912'de Darülfünundaki yeni yapılanma ile Edebiyat Fakültesinde tarih ve coğrafya kısmı birlikte ele alındı. Mezunlar, tarih ve coğrafya öğretmeni olarak atanmaktaydı. 1919'daki yeni düzenleme ile birlikte tarih ve coğrafya şubeleri ayrıldı.

Bu dersin idari dayanağını 7-8 Mart 1923 tarihinde Maarif Vekili İsmail Safa (özler) döneminde yayımlanan “Maarif Misakı” adlı genelgede görmek mümkündür. Bu genelgenin “Tedrisatın Gayeleri” adlı kısmında şöyle denmektedir;

“Orta mekteplerin birinci devrelerindeki tedrisat, hiçbir zaman mazi ile

alakadar ilimlerin vasıta-ı istihsalatı olamaz. Bunlarda yalnız hayata ve istikbale yarayan dersler takip edilmeli, mavera-i kadim, tarihi bilgiler ve lisanlar ve daha ziyade ihtisas ve meslek tahsillerine bırakılmalıdır. Mutavassıt devre, mutavassıt

(9)

insanlar yetiştiren bir hayatı hakikiye mektebidir. Buradan çıkanlar hayata emniyetle atılabilmelidir.”2

1924'de ülkemize gelen Amerikalı eğitimci John Dewey, raporunun Ortaöğretim Okulları (Middle Schools) kısmında şöyle yazmaktadır:

“Konular, bir diğerinden keyfi olarak ayrıldığında, günlük yaşamda böyle bir ayrılık olmadığı için öğrenciye gerçek değilmiş gibi görünür. Öğrencinin bunları ilişkilendirmedeki başarısızlığı zaman, enerji ve ilgi kaybına yol açar. Tarih ve coğrafya birbirlerine o kadar bağlıdır ki, bir kural olarak aynı öğrenciye bir öğretmen tarafından öğretilmelidir.”3

1930-1931'de Gazi Eğitim Enstitüsü'nde Tarih-Coğrafya şubesi açıldı. 1946'da bu şube Toplu Dersler Bölümü'ne dönüştürüldü. 1948’de Toplu Dersler Bölümü Edebiyat ve Fen Bölümlerine ayrıldı. 1966'da Edebiyat Bölümü, Türkçe ve Sosyal Bilgiler bölümlerine ayrıldı. 1980'den sonra Gazi Eğitim Enstitüsü’nün Yüksek Öğretmen Okulu'na dönüşmesiyle, Tarih-Coğrafya bölümü olarak tekrar yapılandırıldı

1930'lu yıllarda Talim ve Terbiye Kurulu Başkanlığındaki uzman eğitim bilimcilerin tutumu şudur: Dersler okullarda ayrı ayrı kalsın. Bir öğretmen, bu üç derse ayrı ayrı girerek, derslerin arasında şifai olarak bağlantılar kurabilsin. Derslerin değerlendirilmesi olarak, öğrenci karnelerinde de tarih, coğrafya ve yurt bilgisi notlarının ortalaması gösterilsin.

1953'te Öğretmen Okulları ve Köy Enstitüleri programlarında sosyal bilgiler ifadesi kullanılmıştır. Ancak parantez içinde ilgili dersler de yazılmıştır.

1962'de ise o zaman için çok önemli radikal bir değişim yaşanmış, ilkokul 4. ve 5. sınıflarda “Toplum ve Ülke İncelemeleri” dersi ihdas edilmiş, 1968'de ismi sosyal bilgilere dönüştürülerek, tarih, coğrafya ve vatandaşlık üniteleri arka arkaya dizilmiştir.

2 Binbaşıoğlu, C., Türkiye’de Eğitim Bilimleri Tarihi, Milli Eğitim Bakanlığı Yayınları, 3 Dewey, J. The John Dewey Report. MEB Talim ve Terbiye Dairesi Test ve Araştırma Bürosu,

(10)

Fuat Gündüzalp, çocuk gelişimi ve toplu öğretim ilkesinden hareketle, ortaokullarda da bu derslerin sosyal bilgiler altında toplanması gerektiği düşüncesini ilk ileri süren eğitimcilerimizdendir.4 Gündüzalp'e göre ilkokullarda öyle tarih konuları var ki Asya coğrafyası bilmeden bu konular anlaşılmaz. Devletin, cumhuriyetin ne olduğu iyi öğretilmeden tarih derslerinde bu kurumlardan söz edilmektedir. Tarih, coğrafya ve yurt bilgisi bu ilişkileri gözeterek kaynaştırılabilir.5

İlköğretim sosyal bilgiler programı ünitelerini tasarlamada iki yaklaşım dikkati çekmektedir. Bunlar, kaynaştırma ve bağlantı kurmadır. Kaynaştırma yaklaşımı, tarih, coğrafya ve yurt bilgisinin birbiri ile ilişkili konularını bir ünite şeklinde yazılmasını gerektirir. Kaynaştırma, güncel bir sorunla ilgili olduğu kadar, zaman ya da mekân merkezli yapılabilir. Bağlantı kurma ise tesadüfü ya da planlı olmaktadır. Burada yetenekli öğretmene önemli görevler düşmektedir.

Bireysel olarak pek az eğitim bilimci bu üç dersi kaynaştırarak, disiplinler arası ünite oluşturma girişimlerinde bulundu. Örneğin, 1963'de Konuk, “Malazgirt Kasabası” adlı bir örnek ünitede coğrafya temelli olarak üç dersi kaynaştırma yoluna gitmişti. Karagözoğlu “Coğrafi Bölge Merkezli Kaynaştırma Örneği”ni6 ortaya atmış ve Karadeniz Bölgesi adlı bir ünite tasarlamıştı. 1970li yıllarda bir ülkeye yapılan bir tren yolculuğundan hareketle tarih konularının istenildiği sosyal bilgiler ünitesi oluşturma da gündeme gelmiştir.7 Amerika'daki uygulamalara baktığımızda aynı sınıf düzeyinde bazı ünitelerin kaynaştırma içinde yazıldığını, bazı ünitelerde ise bir disiplinin baskın olduğu görülmektedir.

Bugüne kadar sosyal bilgiler dersi bu üç konudaki bilgi birikiminin ezberlenmesi olarak görülmüştür. Eski sosyal bilgiler programına yöneltebilecek diğer bir eleştiri de bireyin karakterini ve yaratıcılık, iletişim v.b. becerilerini geliştirmede yetersiz kalmasıdır.8 1993 Sosyal bilgiler programı ve ders kitaplarını tarih konuları ağırlıklı, bireyleri sadece geçmişte yaşamaya teşvik edebileceği

4 Gündüzalp, F.,Sosyal Bilgiler Programlarında Toplulaştırma Problemi, Birlik Yayınevi, Sayı: 2,

1958, s.34-36.

5 Gündüzalp, F., Tarih-Coğrafya-Yurttaşlık Bilgisi, Öğretmen, Cilt: 2, Sayı: 17, 1949, s. 5-7. 6 Karagözoğlu, A. G., İlkokullarda Sosyal Bilgiler Öğretimi, MEB Öğretmeni İş Başında Yetiştirme

Bürosu Yay., Ankara, 1966.s.88.

7 Türkyılmaz, Ş., Özel Öğretim Metotları-I, Yarı Aç Yay., Ankara, 1972, s. 105. 8 Özdemir, Ç., Sosyal Bilgiler Öğretiminde İnsan İlişkileri Yeri ve Önemi. İlköğretim Okullarında Sosyal Bilgiler Öğretimi ve Sorunları, TED Yay., Ankara, 1995, s. 69-78.

(11)

açısından eleştirmektedir. Bu konuda halbuki birey, hem geçmişi hem de bugünü senkronik olarak birbirine bağlamayı öğrenmelidir.” demektedir.

Gerçekte sosyal bilgiler programı, gelecek göz önüne getirilerek, içinde yaşanılan zaman ve mekân için etkin vatandaşlar yetiştirmek üzere hazırlanmalıdır. Tarih konularının miktarı, hem çocuk psikolojisine uygun şekilde, hem de içinde yaşanılan zamanın ve mekânın gerektirdiği ölçüde olmalıdır. Köken'in belirttiği gibi, sosyal bilgilerin konuları sosyal problemlerdir. Sosyal bilgiler öğretiminde merkez yaşayan toplumdur.9

Yeni ilköğretim sosyal bilgiler programı ve ders kitaplarında tarih ve coğrafya konularının ilişkilendirdiği ünitelerin sayısında bir artma vardır. Gelecekte daha iyi disiplinler arası sosyal bilgiler ünitelerinin yazılabilmesi için bir zemin hazırlanmıştır.

2.CUMHURİYETİN İLK YILLARINDA MİLLİ EĞİTİM POLİTİKAMIZ 2.1. Cumhuriyetin İlk Yıllarında Milli Eğitim Politikamız

Mustafa Kemal Atatürk, İstiklal Savaşı’nın en kritik günlerinde bir yandan Cumhuriyeti kurma çalışmalarını sürdürürken, diğer yandan Millî Eğitim sistemimizin esaslarını belirleme çalışmalarına yönelmiştir.

İstiklal Savaşı sonrası Mustafa Kemal Atatürk; yeni ulus oluşturma sürecinde eğitimin önemine işaret etmiş ve toplumun, çağın ve çevrenin beklentilerini tatmin edecek bir eğitim anlayışını şu şekilde tarif etmiştir:

“En önemli ve verimli vazifelerimiz Millî eğitim işleridir.Millî eğitim işlerinde kesinlikle zafere ulaşmak lazımdır. Bir milletin gerçek kurtuluşu ancak bu

şekilde olur. Bu zaferin sağlanması için hepimizin tek vücut ve tek düşünce olarak

esaslı bir program üzerinde çalışması lazımdır. Bence, bu programın iki esaslı noktası vardır:

• Sosyal hayatımızın ihtiyaçlarına uygun olma

9 Köken, N., Sosyal Bilgiler Kavramı Üzerine Bazı Düşünceler, Selçuk Üniversitesi Sosyal Bilimler

(12)

• Çağın gereklerine uygun olma”10

Atatürk’e göre eğitim, ulusal idealleri beslemek, özgür ve ulusal bir devlet yaratmak, dinamik ve çağdaş bir toplum kurmak için en önemli araçtı. Bu nedenle atılması gereken ilk adım, millî bir eğitim sitemi oluşturmaktır.

Mustafa Kemal Atatürk bu eğitim sisteminin amacını: “Millî Eğitimin

gayesi yalnız hükümete memur yetiştirmek değil, daha çok memlekete ahlaklı, karakterli, cumhuriyetçi, inkılâpçı, olumlu, atılgan, başladığı işleri başarabilecek kabiliyette, dürüst, düşünceli, iradeli, hayatta rastlayacağı engelleri aşmaya kudretli, karakter sahibi genç yetiştirmektir. Bunun için de öğretim programları ve sistemleri ona göre düzenlenmelidir.” (1923) şeklinde belirtmiştir. 11

Cumhuriyetin kuruluşuyla başlatılan yeni toplumsal yapının amacı, geleneksel toplum yapısına çağdaş bir yön vermek, çağdaş yurttaşlık bilincini kazandırmak ve toplumsal yapıyı eğitimle oluşturmaktır. Bu anlamda Cumhuriyet döneminde eğitimin temel özelliklerini dört başlık altında toplamak mümkündür.

1. Öğretimin Birleştirilmesi

Cumhuriyet öncesi eğitim kurumları millî olmaktan uzaktı. Okullar, birbirine kapalı dikey kuruluşlar halinde üç ayrı kanalda (1-Mahalle mektepleri ve medreseler, 2- Tanzimat okulları, 3-kolejler ve azınlık okulları) yapılanmıştı. Bu üç kanalda üç ayrı görüşün, üç ayrı yaşam biçiminin, hatta üç ayrı çağın insanı yetiştirilmekteydi. 3 Mart 1924’de 430 sayılı Tevhid-i Tedrisat Kanunu ile değişim süreci başlatılmış oldu. Öğretimin Birleştirilmesi anlamına gelen bu yasanın; eğitim sisteminin demokratikleştirilmesi ve lâikliğin eyleme dönüştürülmesi olmak üzere iki temel özelliği bulunmaktadır.

10 Palazoğlu , A. B. Atatürk’ün Eğitimle İlgili Düşünceleri, Millî Eğitim Bakanlığı Eğitim Araçları

ve Donatım Dairesi Başkanlığı Yayını, Ankara, 1999, s. 213.

(13)

2. Eğitimin Örgütlenmesi

22 Mart 1926 yılında çıkarılan 789 sayılı Maarif Teşkilatına Dair Yasa ile; • Türkiye’de hiçbir okulun Millî Eğitim Bakanlığı’nın izni ve uygun görüşü alınmadan açılamayacağı,

• Diğer Bakanlıklara bağlı ortaöğretim kurumlarındaki öğretim programlarını da yapma görevinin Millî Eğitim Bakanlığı’na ait olduğu,

• Yerel yönetimlerce yürütülen meslekî teknik öğretim kurumlarının Bakanlık bünyesine alınması,

• İlköğretim okullarının şehir, kasaba ve köylerde gündüzlü-yatılı olarak, ortaöğretim okullarının; liseler, ortaokullar, ilk öğretmen okulları ve köy ilk öğretmen okulları olarak düzenlenmesi hükmü getirilmiştir. Ayrıca yasada yüksek ve orta öğretmen okullarına da yer verilmiştir.

Bakanlık bünyesinde bir “Dil Heyeti” ile bilim ve uzmanlardan oluşacak Talim ve Terbiye Kurulunun oluşturulması da bu yasa ile hüküm altına alınmıştır.

3. Eğitimin Niteliğini Geliştirme

Cumhuriyet döneminde Heyet-i İlmîye ve Eğitim Şûrası adı altında eğitim toplantıları yapılarak, bu toplantılarda eğitimin niteliğini geliştirmeye yönelik eğitim-öğretim konuları tartışılmış ve bazı temel ilkeler tespit edilmiştir.

Bu toplantılardan ilki 1921 yılında, Ankara’da top seslerinin duyulduğu bir ortamda yapılan 1. Maarif Kongresidir. Kongrenin eğitim tarihimiz içinde önemli bir yeri vardır. Bu kongre okul ve öğrenci durumunu gözden geçirmek, yapılması gereken çalışmaları belirlemek ve eğitime Millî bir yön vermek amacıyla toplanmıştır. Bu Şûra’ya yurdun her yanından gelen 250’den fazla erkek ve bayan öğretmen katılmıştır. Mustafa Kemal ise cepheden gelerek kongreyi açmış ve Millî Maarif Teşkilatının kurulmasını istemiştir. Şûra’da:

a- Halkı eğitmenin devletin en önemli ve en verimli görevinin olduğu, b- Köy öğretmenlerinin yetiştirilmesi,

(14)

c- İlkokul ve orta öğretim programlarının düzenlenmesi, kararları alınmıştır. Ayrıca 3 kez (Temmuz 1923, Nisan 1924, Aralık 1925-Ocak 1926) Heyet-i İlmiye toplanmıştır. 1926 yılında Talim ve Terbiye Kurulunun kurulması ile bu toplantıların organizasyon görevi Millî Eğitim Şûraları adıyla bu Kurula verilmiştir. İlki 1939 da olmak üzere, 1970 yılına kadar sekiz Millî Eğitim Şûrası toplanmış ve eğitim programlarından öğretmen yetiştirmeye, eğitimin yapısal düzenlemesinden, işlevsel düzenlemeye kadar çok sayıda konuyu geniş bir platformda tartışarak karara bağlamış ve eğitimimize yansıtmıştır.

(15)

2.2.Cumhuriyetin İlk Yıllarında Eğitim Kurumları Telif ve Tercüme Heyeti İstiklal Savaşı döneminde oluşturulan önemli kurumlardan birisi de Telif ve Tercüme Heyeti’dir. Bakanlık Merkezi Teşkilatı bünyesinde 1921 yılında kurulan Telif ve Tercüme Heyeti çalışmalarını 1926 yılına kadar sürdürmüştür. 1926 yılında toplanan Üçüncü Heyet-i İlmiye Kararları sonucunda Telif ve Tercüme Heyeti, yerini “Millî Talim ve Terbiye Dairesi”ne bırakmıştır. Milli Eğitim Şûralarının temelini oluşturması bakımından önemli olan bu faaliyetlerinde araştırmamızda önemli bir yeri olduğundan orijinal olarak yer vermekte yarar görülmüştür.

Telif ve Tercüme Heyetinin çalışma şekli ve görevleri şunlardır:

1. Maarif Heyetinden kendilerine gönderilen eserleri incelemek ve verilecek mükâfatın çeşit ve miktarını belirlemedir.

2. Heyetçe incelendikten sonra uygun görülen esere verilecek mükâfatın çeşit ve miktarı hazırlanan tutanakla Bakanlığa takdim edilir.

3. Encümende eksik olan uzman geçici olarak dışarıdan temin edilebilir. 4. Üyeler arasında uzmanın bulunmadığı durumlarda, eser dışarıdan görevlendirilecek uzmanlarca incelenir. Uzmanlarca hazırlanan bu rapor heyetçe okunur ve eser hakkında uygunluk kararı alınır. Heyet kararları ekseriyetin oyuyla alınır.

5. İlkokullara ait eserler uygun bulunduğu takdirde, “1. sınıf öğretim programına uygun olup eğitimine izin verilmiştir.” kaydı kitap üzerine konulmak suretiyle uygun görüldüğü belirtilir.

6. İlkokulların programına uygun olmakla beraber, emsaline göre daha üstün olan eserlere 5. maddedeki ibare yazılmakla beraber ayrıca nakdî mükâfat verilir.

7. İlkokulların programına uygun olmayan ancak, okunmasında fayda görülen esere “Başarılı öğrencilere verilmek veya okul kütüphanesinde bulundurulmak üzere takdir olunmuştur.” kaydıyla bir imtiyaz verilir.

8. Ortaokul kitaplarından bazılarıyla, ilmiye okullarının kitaplarının veya bütün ilmî eserleri, az olmak ve masraflarını karşılamak kaydıyla, Bakanlık kendi hesabına bastırır ve eserin sahibine telif hakkı verilir.

(16)

Telif ve Tercüme Heyeti 25 Mart 1921 tarihinde yaptığı ilk toplantısındaki heyet çalışmalarında;

a. Ülkede ilkokulların en kolay usullerle yaygınlaştırılması

b. Ülke halkına, İslâm inancının, benliğinin ve menşeinin öğretilmesi c. Yüksek ilimlerin yapılması ve yaygınlaştırılmasına karar verilmiştir. Heyet ilk toplantısında hatlar, imlâlar, lisan ve Türk edebiyatı, Türk süsleme mimarisinin tarihi gelişimi hakkında bir eser telifine karar vermiştir. Bu amaçla, köy okulları için taş basması ile hareketli bir İslam Dininin İnanç Esasları adlı kitabın yazdırılarak basılması uygun görülmüştür.

Telif ve Tercüme Heyeti'nin ilk üyeleri şunlardır:

Akçoraoğlu Yusuf Bey, Velid Çelebi Efendi ,Ağaoğlu Ahmet Bey ,Vahidüd-din Efendi ,Kâzım Nâmi Bey ,Ziyâ Gökalp Bey ,Mahmud Esad Bey ,Edip Bey ,Hakkı Baha Bey

Bu üyeler arasından Akçoraoğlu Yusuf Bey başkanlığa, Hakkı Bahâ Bey de kâtipliğe seçilmişlerdir.

Daha sonra aynı yıl Aralık ayında Heyet azaları değişerek yerini idare heyetini meydana getiren şu azalara bırakmışlardır.

Münir Bey Hariciye Erkânından, Hikmet Bey Hariciye Erkânından, Adnan Bey T.B.M.M. İkinci Reisi, Şeyh Servet Bey, Mübarek Bey Hars Müdürü, Cemal Hanefi Bey, Ekrem Bey Sihhiye Vekâleti Erkânından, Said Bey, Sihhiye Vekâleti Erkânından Hikmet Bey, Sihhiye Vekâleti Erkânından

2.3 MAARİF KONGRESİ VE HEYET-İ İLMİYE ÇALIŞMALARI Eğitim alanında başlatılan bu çalışmaların planlanmasında ve millî eğitim sistemimizin geliştirilmesinde Birinci Maarif Kongresi ve Heyet-i İlmiye çalışmalarının büyük katkısı olmuştur.

(17)

2.3.1. Maarif Kongresi

1921 yılında Ankara'da toplanan 1. Maarif Kongresi'nin eğitim tarihimiz içinde önemli bir yeri vardır. Bu kongre okul ve öğrenci mevcudunu tespit etmek, bu konuda yapılması gereken çalışmaları belirlemek ve eğitime millî bir yön vermek amacıyla toplanmıştır. Eğitim tarihimizde bir dönemin başlangıcı olarak görülmesi gereken bu kongrede Atatürk, eğitim, bilim ve kültür alanındaki düşüncelerini, yapılacak inkılâpların esaslarını, öğretmenler için neler düşündüğünü ve onlardan neler beklediğini anlatan tarihî bir konuşma yapmıştır.

Kongrenin gündemini “istatistikî bilgiler, nüfusun unsurlara göre taksimi,

mekteplerin miktarı ve dereceleri, mektep binaları, muallimlerin adedi, muallimlerin dereceleri, talebenin adet ve dereceleri, öğrenci velilerinin işi, kız okulları ve miktarı ile dereceleri, inas mekâtib-i tâliyesine (orta derece) karşı halktaki değerlendirme, Meşrutiyetten beri memleketin maarifinde tedenni veya inkişaf suretiyle vaki olan tahavvül, mekâtib-i hususiye ve ecnebiye, ziraat ve sanayi mekteplerinin hâli, sıbyan mektepleri, evkâf-ı münderise (izi kalmamış vakıflar), maarifçe bunlardan edilecek istifade, mahalli maarifin inkişafı için düşünülen hususat, iktisadi malûmat, mahalli istihsalât hakkında malûmat, bu istihsalâtı mekteplerimize tanıtmak için yerli mütehassısların olup olmadığı, medenî, ziraî, sanaî nokta-i nazardan meselenin tetkiki ve hangileri inhitat etmek üzere olduğu, masarıf-ı mecburenin mekteplerden gayri ne gibi yerlerde kullanıldığı, son beş sene zarfında bu kısım varidatın mekteplere geçen kısmı, hisse-i maarifin mahallîne sarf edilip edilmediği” konuları oluşturmuştur.

Kongre Çalışmaları

Maarif Kongresi ikinci toplantısı Dârül muallimîn binasındaki konferans salonunda Maarif Vekili Hamdullah Suphi Bey'in Başkanlığında yapılmıştır.

Kongrede;

1. Bakanlık tarafından halk mektepleri hakkında düzenlenen bir proje tartışılmıştır. Bu projede, çocukları hayat içinde başarılı olacak bir kabiliyette yetiştirmek için bir programın hazırlanmasına ihtiyaç olduğu belirtilmiş ve dört sene olan ilköğrenimin beş seneye çıkarılması uygun görülmüştür.

(18)

2. O zamana kadar uygulanan ilköğretim programlarının uygulanabilir olmadığı, altı senelik iptidaî okullarında okutulan birçok derse ihtiyaç olmadığı, halk eğitimi için yüksek programların değil, halkın daha çok ihtiyaç duyduğu ve istediği lisan, din ve hesap gibi derslerin okutulmasıyla yetinilmesini, halk eğitiminin ancak bu şekilde sağlanabileceği, köylü ve kentlilerin ihtiyaçlarının farklı olması sebebiyle ilkokul programlarının buna göre ayrı ayrı düzenlenmesi gerektiği belirtilmiştir.

3. Projede yer alan meslek derslerinin ilkokullarda bütünüyle öğretilmesinin mümkün olmadığı, ancak sanat ve bir iş için kabiliyetlerin esas olduğu ve kız okullarının, kızların ev kadını olabilmeleri için gerekli pratik bilgilerin konulması gerektiği belirtilmiştir.

Maarif Kongresi 3. toplantısında “Ortaöğretim” konusunu ele alınmış ve orta dereceli okul programlarını ve özellikle idadî teşkilatı tartışılmıştır. Kongrenin son toplantısında ilk ve ortaöğretimin hedefi ve programı hakkında yapılan tartışmalar sonucunda tam bir görüş birliği sağlanmış, kongreye katılanların tümü eğitimi sadeleştirmek, uygulanabilir hâle getirmek ve mahallîleştirmek konularında tam bir görüş birliği içerisinde olmuşlardır.

Kongrenin Değerlendirilmesi

Maarif Kongresi, önceden kararlaştırıldığı kadar bir süre çalışamadığı gibi, gündemindeki konuların hepsini inceleyememiş, incelenen konular da yeterli bir derinlikte ele alınamamıştır. Bunun nedeni, savaşın bütün şiddetiyle devam etmekte olmasıdır. Ancak bu şartlara rağmen, ilk ve ortaöğretime ilişkin bazı önemli konular tartışılmıştır.

Maarif Kongresi’nin asıl önemi, bir ölüm kalım savaşı sırasında Ankara'da öğretmenlerin bir araya getirilmesi ve eğitimin amaçlarının tartışılmasıdır. Atatürk'ün çok değerli açış konuşmasında yeni kurulmakta olan devletin eğitim ilkelerini ortaya koyması topluma güç ve umut vermiştir.

2.3.2 HEYET-İ İLMİYELER

Eğitim alanında gerçek anlamda ilk teşkilatlanma çalışmalarına 1923 yılında başlanmıştır. Bu çalışmalar sonucunda eğitim teşkilatı ilmî ve idari olmak üzere ikiye ayrılmıştır. Bu ayrıma göre Millî Eğitim Bakanlığı Teşkilatı,

(19)

a. İdari Bölümler

a) Yüksek Tedrisat Dairesi b) Orta Tedrisat Dairesi c) İlk Tedrisat Dairesi d) Teftiş Heyeti e) İhsaiyet Dairesi fl Sicil Dairesi

g) Harf ve Sanayi-i Nefise Dairesi h) Kalem-i Mahsus Müdüriyeti b. İlmî Teşkilatlar

Heyetler hâlinde organize edilen ilmî heyetler a) Teftiş ve Tercüme Heyeti

b) Heyet-i ilmiye

c) Müdürler Encümesi Katibi

d) Heyet-i İlmiye Daimi Encümeninden oluşmuştur.

Heyet-i İlmiyeler yeni Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin eğitim politikalarının belirlendiği, eğitim meselelerinin tanınmış eğitimcilerin fikir, düşünce ve tecrübelerinden yararlanarak tartışılıp karara bağlandığı ve belli bir uygulama gücü olan ilmî toplantılardır.

Heyet-i İlmiye, Cumhuriyetin ilânından bir kaç ay öncesinden başlamak üzere 1926 yılına kadar üç defa toplanmıştır.

1- Birinci Heyet-i İlmiye Çalışmaları

Eğitim tarihimizde ilk sistemli çalışma olarak yer alan birinci Heyet-i İlmîye; bakanın başkanlığında, müsteşar, bakanlık genel müdürleri, ilgili bakanlıkların temsilcileri, üniversite profesörleri, yüksekokul müdürleri, çeşitli tür ve derecedeki eğitim kurumlarının temsilcilerinin katılımlarıyla 15 Temmuz - 15

(20)

Ağustos 1923 tarihleri arasında aşağıda gösterilen konuları görüşmek üzere Ankara'da toplanmıştır. Dönemin Bakanı İsmail Safa Bey’dir.

Birinci Heyet-i ilmiye toplantısında görüşülen konular: 1. Millî Eğitim Yürütme Programı

2. Millî Hars

3. Üstün Değerde Müracaat Kitaplarının Dilimize Çevrilmesinde Takip Olunacak Esaslar

4. İstatistik Genel Müdürlüğü Teşkilatı 5. Millî Büyük Sözlük

6. Millî Müzik, Millî Dil ve Edebiyat 7. Millî Tarih Kitaplığı

8. Millî Hazine Evrakı

9. Millî Tarih ve Coğrafya Enstitüleri 10. Etnografya Müzesi

11. Millî Müze 12. Okul Müzesi

13. Ankara'da Yüksek Seviyede Dersler 14. İlkokul Programlarında Değişiklikler

15. İlköğretimden Sonra Hayatî Öğretim Programı 16. İlköğretim Kararnamesinin Değiştirilmesi Teklifi 17. Kız ve Erkek Öğretmen Okulları Tüzük ve Programları

18. Sultanîlerde Teşkilat ve Öğretim Süresi ve Sultanî Adının Değiştirilmesi 19. Lise İzcilik Esas Teşkilatı

20. Teftiş Kurulu Tüzük Teklifi 21. Eski Eserler Tüzüğü

(21)

22. İstanbul Kız ve Erkek Öğretmen Okullarında Orta Kısım Açılması 23. Galatasaray Lisesinin Teşkilat ve Programları

24. Yüksek Öğretmen Okulu Öğrencilerine Mesleki Bilgiler Verilmesi 25. Din Eğitimi Esasları

2- İkinci Heyet-i İlmiye Çalışmaları

Eğitim ve kültür sorunlarını görüşmek üzere Ankara'da 1924 yılında yapılan İkinci Heyet-i İlmiye toplantısına Millî Eğitim Bakanlığı'ndan müsteşar, öğretim daireleri müdürleri, bir kısım üniversite profesörleri, kız ve erkek öğretmen okulları ve lise müdürleri katılmışlardır. Dönemin bakanı Vasıf Bey (ÇINAR)’dir.

a. İkinci Heyet-i İlmiyenin aldığı kararlar arasında: 1. İlkokul öğretim süresinin altı yıldan beş yıla indirilmesi

2. Ortaokul ve liselerin ayrı ayrı birer bölüm hâline getirilmesi ve her ikisinin sürelerinin üçer yıl olarak tespit edilmesi, böylece orta öğretimin yedi yıldan altı yıla indirilmesi

3. Öğretmen okullarının öğretim sürelerinin dört yıldan beş yıla çıkarılması 4. Kız liselerinin de erkek liseleri gibi tam sınıflı hâle getirilmesi

5. Ortaokul, lise ve öğretmen okulu programlarının genişletilerek sosyoloji derslerinin eklenmesi

6. İlkokul öğretim programlarının geliştirilmesi

7. Ders kitaplarının yazdırılması gibi konular bulunmaktadır.

İkinci Heyet-î İlmiye’nin gündeminde yer alan konularla ilgili inceleme komisyonları kurulmuş, komisyonlarca hazırlanan raporlar genel kurulda tartışılmış, alınan kararların büyük bir kısmı uygulamaya konulmuştur.

3- Üçüncü Heyet-î İlmiye Çalışmaları

Gelişmekte olan eğitim örgütünün köklü sorunları ile meşgul olmak amacıyla 27 Aralık 1925 tarihinde Ankara'da Üçüncü Heyet-î İlmiye toplantısına Millî Eğitim Bakanlığı müsteşarı, teftiş kurulu başkanı, telif ve tercüme heyeti

(22)

başkanı, bakanlık müfettişlerinden bazıları ile genel müdür ve daire müdürlerinden bir kısmı, lise ve öğretmen okulu müdür ve öğretmenleri katılmışlardır. Dönemin Bakanı Mustafa Necati Bey’dir. Üçüncü Heyet-i İlmiye bu toplantıda:

1. Devlet ve il bütçelerinden Millî Eğitim Teşkilatına ayrılan ödeneklerin daha yararlı bir şekilde kullanılması

2. Okullara kayıt için başvuran çocukların, tümünün kabul edilmeleri için okul kapasitelerini artırıcı önlemlerin alınmaması

3. Liselerin yeniden düzenlenmesi ve belirli merkezlerde kuvvetli liseler açarak yavaş yavaş çoğaltılması

4. Öğretmen okulları ile diğer meslek okullarının, belirli merkezlerde toplanması güçlendirilmesi

5. Gündüzlü ortaokullarda karma öğretim uygulaması

6. Stajyer öğretmenlere verilecek pedagojik formasyonun esaslarının tespit edilmesi

7. Talim ve Terbiye işleri ile meşgul olmak üzere bir “Talim ve Terbiye Dairesi” kurulması gibi önemli konular görüşülmüş ve gerekli kararlar alınmıştır.

Heyet-î İlmiye kararlarından sonra yapılan çalışmalar arasında yer alan önemli işlerden birisi de, Bakanlık Teşkilat Kanunu Tasarısı’nı hazırlanması olmuştur. 22 Mart 1926 tarihinde yayımlanan 789 sayılı “Millî Eğitim Teşkilatına Dair Kanun” ile Telif ve Tercüme Heyeti kaldırılarak yerine Dil Heyeti ve Millî Talim ve Terbiye Dairesi kurulmuştur.

(23)

II. BÖLÜM

MİLLİ EĞİTİM ŞÛRASININ ÖNEMİ, 1939–1970 YILLARI ARASINDA GERÇEKLEŞTİRİLEN MİLLİ EĞİTİM ŞÛRALARINDA SOSYAL

BİLGİLER ÖĞRETİMİYLE İLGİLİ ALINAN KARARLAR VE UYGULAMALARI

1. MİLLİ EĞİTİM ŞÛRASININ ÖNEMİ

1.1 Milli Eğitim Şûrası ve Önemi

Eğitim şûraları, Türkiye Eğitim tarihi içerisinde önemli bir yere sahiptir. Milli Eğitim Bakanlığı’nın ve Türk Milli Eğitim Sistemi’nin en yüksek danışma organıdır.”12 Şûralara, Milli Eğitimle ilgili politikaların çizilmesinde, yol gösterici rolü verilmiştir.

Bu çalışmada; şûraların tarihçesi, eğitim ve diğer toplumsal, kültürel, siyasal alanlarda etkileşimleri irdelenecektir.

“Milli Eğitim Şûralarında eğitim ve öğretim ile ilgili konular incelenmekte teklif niteliğinde kararlar alınmaktadır.”13

“1980’den önce dört yılda bir, 1980’den sonra yılda bir kez toplanması gereken şûra Cumhuriyet döneminde 1990’a dek ancak on üç kez toplanabilmiştir. Şûranın gündemi bakanlıkça hazırlanır. Şûra önerileri gündemi inceler ve önerileri kararlara dönüştürerek bakana sunar. Bu önerilerini uygulanmaya konulması Bakanın onayına bağlıdır.14

Eğitim sistemimizin adeta pusulası görevini gerçekleştirir. Bu yönleriyle Şûralar eğitim sistemimiz için önemlidir.

12Başaran, İbrahim Ethem, Türkiye Eğitim Sistemi, Yargıcı Matbaası, ,Ankara 1996, s. 51.

13Önal. H. İnci, “Gençliğin bilgi gereksinimlerini etkileyen unsurların araştırılması”, Hacettepe Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Dergisi, Cilt II/Sayı; 1-2, Aralık, Ankara, 1994, s.161-161.

(24)

2. 1939–1970 YILLARI ARASINDA GERÇEKLEŞTİRİLEN MİLLİ EĞİTİM ŞÛRALARINDA SOSYAL BİLGİLER ÖĞRETİMİYLE İLGİLİ

ALINAN KARARLAR VE UYGULAMALARI

2. 1. I. . Milli Eğitim Şûrası ve Şûrada Sosyal Bilgiler Eğitim ile İlgili Alınan Kararlar ve Uygulamaları

17-29 Temmuz 1939 da toplanan Şûranın gündeminde Cumhuriyet Maarifinin plan ve esasları, çeşitli öğretim derecelerindeki müesseselere ait talimatnamelerin incelenmesi, bütün müfredat programlarının incelenmesi Şûra Başkanlık Divanında Hasan Ali YÜCEL Şûra açılış konuşmasını yapmıştır.

17-29 Temmuz 1939 tarihleri arasında toplanan 1. Millî Eğitim Şûrası’nda, Cumhuriyet Maarifinin plan ve esasları ile her derece ve türdeki eğitim kurumlarının yönetmelik ve programlarının incelenmesi konuları gündeme gelmiş, Millî Eğitim Bakanı Hasan Ali Yücel şöyle söylemiştir:

“Cumhuriyet Maarifine ait meseleler üstünde düşünülürken, kültür

hayatındaki tecrübe ve bilgileriyle ün almış şahsiyetlerin fikirlerine başvurmak ve onları dinlemek, öteden beri Cumhuriyet Hükümetinin ehemmiyetle iltizam ettiği bir usuldür. Daha Millî Mücadele yıllarında, düşman toplarının hükümet merkezimizin yakın ufuklarını sarstığı en buhranlı bir devrede, Ebedi Şef, büyük ATATÜRK, Ankara'da toplanan Maarif Kongresini bizzat açmış ve bununla kültür meseleleri etrafındaki müzakere ve münakaşaların hayati ehemmiyetine tarihi bir işaret vermişti.

Muhterem arkadaşlar, kanaatimce bütün Maarif Teşkilatı tam ve mükemmel bir uzviyet alabilmek için her uzvunun birbiriyle alakalı, birbiriyle münasebetli bir surette işlemesi lazımdır. Ortaokul öğretmenleri, ilkokuldan gelen çocukların zayıf olduklarını söylüyorlar. Lise muallimleri aynı şikâyetleri, ortaokula yükletiyorlar. Üniversite ve yüksek mektepler ise liseden gelen çocuklarımız şu ve bu noktalardaki kuvvetsizliğinde ısrar ediyorlar. İlkokula giren çocuğun içinde yaşadığı dar muhitle başlayan bu şikâyet dairesi, burada kapanmış gibi görünür. Fakat aldanmamalıdır.

(25)

Çünkü üniversitenin ve yüksek mektebin verdiği mezundan da hayat şikâyet ediyor ve devre, bu şikâyetin ancak umumi hayat ve geniş muhite dayanmasıyla kapanıyor.

Mevcut öğretim bünyesini nasıl kurmalıyız ki her parçası birbirinden haberli olarak işleyebilsin.

Şûrada Alınan Kararlar

1. Üç sınıflı köy okullarının beş sınıfa çıkarılmıştır.

2. Okullarda derslerin öğleden önceye alınması ve öğle sonralarının ortaokullarda isteğe bağlı, liselerde mecburi olarak öğretmenlerin yönetiminde serbest ve ortak faaliyetlere ayrılması konusunda yapılan öneriler kabul edilmiştir.

3. Ortaöğretim kurumlarının il ihtiyacına göre bir planı hazırlanmıştır. 4. Erkek teknik, kız teknik ve ticaret öğretim kurumlarının yönetmelikleri ve öğretim programları incelenip karara bağlanmıştır.

Şûraya getirilen konularda en önemlisi okul ders kitaplarıyla ilgili olmuş ve tek tip kitap (devlet kitabı) sistemine gidilmesi teklif ve kabul edilmiştir.

5. Yüksekokul ve fakülteler Millî Eğitim Bakanlığına bağlanmıştır.

6. Tarih, Coğrafya ve Yurt Bilgisi dersleri ilköğretime konulmuştur. Sonuçta: 1926 programında, ilkokulların temel amacının, “genç kuşağın çevresine etkin olarak uyumunu sağlamak üzere iyi vatandaşlar yetiştirmek” olduğu vurgulanarak Tarih, Coğrafya ve Yurt Bilgisi adlarıyla, dördüncü ve beşinci sınıflara haftada ikişer saat Sosyal Bilgiler içeriğine uygun dersler konulmuştur. Bu dersler daha sonraki programlarda da, ilkeler, içerik ve haftalık sürelerde yapılan kimi değişikliklerle uzun yıllar yer almıştır.

Bu Şûrada doğrudan sosyal bilgiler olarak bir derse rastlamasak da dersin içeriğine paralel olan bir çok konu ile ilgili uygulama yapılmıştır.

Neşriyat kongresi ve 1. Milli Eğitim Şûrası toplantılarından sonra kısa aralarla birbirini izleyen üç toplantı düzenlenir. Önce 6 Haziran 1941’de Hasan Ali Yücel’in başkanlığında 1. Coğrafya Kongresi toplanır, üç komisyondan oluşan bu

(26)

kongre, ilk, orta ve lise müfredat programları ile ders kitapları, coğrafya terimleri ve coğrafi isimlerin yazılması, Türkiye Coğrafyası’nın ana hatları ve yerlerinin adlandırılması üzerinde çalışmalar yapar. ‘’Kongrenin vardığı neticelerden biri, kurulması önerilen ve kabul edilen Türk Coğrafya Kurumu’dur. Böylece Sosyal Bilgiler öğretiminde ana derslerden birisi olan coğrafyanın gelişimi için önemli bir adım atılmıştır.’’15

Eğitim Şûralarında amacın eğitimin bütünüyle ele alınması olduğu için, bu ilk Şûrada da her derecede eğitim kurumlarına ait program ve yönetmeliklerin incelenmesi önemli bir yer tutmuştur.16

Sosyal Bilgiler dersi için temel adımlar bu Şûra neticesinde atılmıştır. İlk öğretimde günümüzdeki vatandaşlık dersinin temeli sayılabilecek ve günümüz toplumunun şekillenmesinde önemli bir paya sahip olacak yurttaşlık dersi, küçük yaşlarda verilerek sağlam bir vatandaş yetişmesi amaçlanmıştır.

15 Çıkar, Mustafa, Hasan-Âli Yücel ve Türk Kültür Reformu, Türkiye İş Bankası Kültür

Yay..,Ankara, 1998, s.98-99.

16 Sönmez, Şinasi, Eğitim ve Siyasette Hasan-Âli Yücel, Kültür Bakanlığı Yay., Ankara, 2000,

(27)

2.2. II. Milli Eğitim Şûrası ve Şûrada Sosyal Bilgiler Eğitim ile İlgili Alınan Kararlar ve Uygulamaları

15-21 Şubat 1943 toplanan Şûranın gündeminde: 1. Okullarda ahlâk terbiyesinin geliştirilmesi

a) Türk ahlâkının sosyal ve kişisel prensiplerinin belirtilmesi

b) İlk ve orta dereceli okullarda bu prensiplerin gerçekleşmesini sağlayacak tedbirlerin düşünülmesi mesleki ve teknik okullarda ayrı prensiplerin iş ahlâkına da tatbiki

c) Bu tedbirlerin programa bağlanması

ç) Ortaöğretim kurumlarındaki sosyoloji ve ahlâk dersleri programının bahse mevzu prensipler bakımından incelenmesi

d) Yükseköğretim gençliğinde ahlâk prensiplerine bağlılığın işlenmesi e) Talebenin okul dışı durumlarının murakabesi meselesinin incelenmesi 2. Bütün öğretim kurumlarında anadili çalışmaları veriminin artırılması a) Türkçe ve bilhassa yazma öğretiminin daha verimli olacak bir hâle getirilmesi için gereken tedbirlerin belirlenmesi

b) Okullarda ve resmî, hususî yayın alanında imlâ birliğini kolaylaştırma yollarının tayini

c) Yeni terimlerin yükseköğretimde yayılması yollarının kesin bir esasa bağlanması

3. Türklük eğitiminde tarih öğretiminin metot ve vasıtalar bakımından incelenmesi

a) İlk ve ortaokul tarih kitaplarının hazırlanmasında, bilim ve pedagoji yönünden dikkate alınacak noktaların belirlenmesi

b) Lise tarih kitaplarının mükemmelleştirilmesi yolundaki mütalâaların belirtilmesi

(28)

3- Dönemin Millî Eğitim Bakanı: Hasan Ali YÜCEL 4- Şûra Başkanlık Divanı şunlardan oluşmaktaydı:

Hasan Ali YÜCEL (Bakan), İhsan SUNGU (Başkan V. ), Rüştü UZEL(Başkan V. ) Cemil BİRSEL (Başkan V. )

5- Dönemin Millî Eğitim Bakanı’nın Şûra'yı Açış Konuşması

15-21 Şubat 1943 tarihleri arasında toplanan II. Millî Eğitim Şûrası'nda Millî Eğitim Bakanı Hasan Ali Yücel şu konulara temas etmiştir:

“Millî kültürümüz denildiği zaman, bunda, her Türk'ün şahsiyeti ve manevi varlığı demek olan ahlâkı; Türklüğün en mahrem varlığını teşkil eden ve düşünmek dediğimiz büyük insanlık işlevinin özü olan dili ve dilimiz Türk dilinin; millî varlığımızın tarihin en eski kaynaklarından bugüne doğru yürüyüşünde hangi yollardan geçtiğini, hangi kıtalarda medeniyet durakları kurduğunu ve insanlığa neler getirip nasıl hizmet ettiğini gösteren Türk tarihini, üç unsur olarak görüyoruz. İkinci Maarif Şûrası’nı bu üç ilke üstünde düşünmeye, bu konuda fikir birliği yapmaya daveti lüzumlu ve faydalı bulduk.”

6- Şûrada Alınan Kararlar II. Millî Eğitim Şûra’sında;

1. Bütün eğitim kurumlarında anadili çalışmalarında verimin artırılması 2. İlk ve orta dereceli okullarda tarih dersleri programları ile ders kitaplarının çocuğun seviyesine uygun olmadığı

3. Mesleki ve teknik okullar için ayrı kitap yazılması 4. Kitaplara tarihî okuma parçaları eklenmesi

5. Millî tarihe ağırlık verilmesi

6. Ortaokul ve lise tarih öğretmenliklerine yalnız bu alanda öğretmen yetiştiren kurumların mezunlarının atanması

7. Liselere sanat tarihi dersi konulması önerilmiş, bu teklifler Şûra'ca uygun görülmüştür: Ayrıca;

(29)

a) Ahlâk eğitiminin amacı b) İdeal Türk çocuğu

c) Türk ahlâkının başlıca toplumsal ve kişisel ilkeleri

d) Ahlâk eğitimi için her dereceli okullarımızda ve dışında alınması gereken tedbirleri belirten rapor Şûra'da incelenip kabul edilmiştir.

Sonuçta: Şûranın

2. Maddesinde İlk ve orta dereceli okullarda tarih dersleri programları ile ders kitaplarının çocuğun seviyesine uygun olmadığı

4. Maddesinde kitaplara tarihî okuma parçaları eklenmesi 5. Maddesinde millî tarihe ağırlık verilmesi ve

6. Maddesinde, Ortaokul ve lise tarih öğretmenliklerine yalnız bu alanda öğretmen yetiştiren kurumların mezunlarının atanmasına yönelik alınan kararlar sosyal bilgiler dersinin temel ayaklarından tarih dersine verilen önemin bir göstergesi olarak görülmelidir. Yine 2. maddede İlk ve orta dereceli okullarda tarih dersleri programları ile ders kitaplarının çocuğun seviyesine uygun olmadığı görüşü, eğitim psikolojisinin de dikkate alındığının bir kanıtıdır. 17

Bu düşüncede ilk ve ortaokul tarih dersleri veren ders kitaplarının çocuğun seviyesine uygun olmadığı noktasında ortak fikirler beyan edilmiş. Tarih kitaplarının milli duygu ve karakterinin gelişmesi, tarih sevgisi uyandırması, üslubunun açık ve hikaye şeklinde olması, milli tarihe daha fazla ağırlık vermesi, kitaplara tarih okumaları eklenmesi sağlanmıştır.

Kitaplar uzman pedegoglar ve tarihçiler tarafından incelenerek günümüz ilk öğretim kitaplarının ilk örnekleri verilmiştir.

(30)

2. 3. IV. Milli Eğitim Şûrası ve Şûrada Sosyal Bilgiler Eğitim ile İlgili Alınan Kararlar ve Uygulamaları

23-31 Ağustos 1949 tarihinde toplanan şûranın gündeminde

1- 1948-49 ders yılından itibaren uygulanmaya başlanan ilkokul programının incelenmesi

2- Yeni ortaokul programı projesinin incelenmesi 3- Lise ders konularının dört yıllık teşkilata göre tespiti

4- Ortaokullara ve liselere öğretmen yetiştiren eğitim enstitüleri ve yüksek öğretmen okulu teşkilatının ihtiyaçlara göre düzenlenmesi

5- Eğitim ve öğretimde dayanılan demokratik esasların gözden geçirilmesi 3-Dönemin Millî Eğitim Bakanı: Dr. Tahsin BANGUOĞLU 4-Şûra Başkanlık Divanı: Dr. Tahsin BANGUOĞLU Besim KADIRGAN, Rüştü UZEL, Ord. Prof. Celâl SARÇ, Prof. Hulki EREN, Prof. Hikmet BİRAND

5- Dönemin Millî Eğitim Bakanı'nın Şûrayı Açış Konuşması

22-31 Ağustos 1949 tarihleri arasında toplanan IV. Millî Eğitim Şûrası’nda Millî Eğitim Bakanı Dr. Tahsin BANGUOĞLU açış konuşmasında olarak şu konulara temas etmiştir:

“Ortaöğretimde, ortaokullarda ve liselerde bir formasyon noktası vardır. Yani bu okullarda yetişen çocuklarımızda bir formasyon noksanı vardır. Bu noksan birtakım metot kusurlarından ve müfredat kusurlarından ileri gelmektedir.

Metot kusurları şunlardır: Ortaokullarda ve liselerde pasif bir tedrisat yapmaktayız. İlkokullarımızda tahakkuk ettirmeye çalıştığımız ve bir dereceye kadar da muvaffak olduğunuz tedrisat aktif, mukabil ortaokullarda ve liselerde pasiftir.

Okuttuğumuz maddelere gelince; bunlar da ihtiyaca uygun değildir. Hayatla ilgisi olmayan birçok maddeler okutuyoruz, memleketin realitesinde bulunmayan birtakım şeyler öğretiyoruz. Memleket mevzularını, çocuğun

(31)

muhitindeki mevzuları ders konusu yapıp onları öğretmiyoruz. Öğrettiğimiz konular hayati değildir.

Birde buna ilave olarak bir rapor hâlinde yüksek heyetinize sunduğumuz

“Demokrasi Terbiyesi” meselesi vardır. Biz Türk milletinin maarifçileri sıfatıyla

memleketimizde bugün cereyan etmekte olan rejim istihalesine lâkayt kalamazdık. Kalamazdık, çünkü bu memleketin iktibas ettiği yeni fikirlerin ön safhasında bulunmuşlardır. Bu vazifeyi aynı zamanda seleflerimiz olan nesillere karşı da borçluyuz.

Bu memlekette medeniyet fikrinin ön saflarında öğretmenler

dövüşmüşlerdir. Bu memlekette hürriyet fikrinin ön saflarında öğretmenler dövüşmüşlerdir. Bu memlekette cumhuriyet için yine ön saflarda öğretmenler dövüşmüşlerdir. Bu sefer bu demokrasi idealinin ön safında da yine bizim arkadaşlarımız bulunacaktır. Buna hiç şüphe yoktur. Demokrasi idaresi yeni bir terbiye meselesidir, memlekette yeni bir fikrin mal edilmesidir. Bu fikri yeni nesillere gereği gibi aşılayacak ve bu yeni hayat tarzını onlara fiilen öğretecek gene hocalarımızdır”.

6- Şûrada Alınan Kararlar

1- Yeni ortaokul programı projesinin incelenmesi 2- Lise ders konularının dört yıllık teşkilata göre tespiti

3- Ortaokullara ve liselere öğretmen yetiştiren eğitim enstitüleri ve yüksek öğretmen okulu teşkilatının ihtiyaçlara göre düzenlenmesi

4- Bu enstitülerde beden eğitimi ve resim-işin ayrı branşlar hâlinde ele alınması kabul edilmiştir. Bunun yanında;

a) Eğitim ve öğretimde dayanılan demokratik esasların gözden geçirilmesi b) Öğretmen yetiştiren kurumların programlarında gerekli değişikliklerin yapılması

c) İlkokul ikinci devrede ayrı ayrı okutulan Tarih, Coğrafya, Yurttaşlık Bilgisi derslerinin bir ders hâlinde ve çocuk psikolojisine göre düzenlenmesi

(32)

d) Köy enstitüleri ile ilk öğretmen okullarının öğretmenlerinin aynı kaynaktan yetiştirilmesi amacıyla birleştirilmesi teklifleri Şûra Genel Kurulunca bazı değişikliklerle kabul edilmiştir.

e) Ortaokullarda eğitim öğretimin anlayış ve uygulanış bakımından ilkokullara yaklaştırılması, bu iki kuruluş arasında paralellik ve ahenk sağlanması

f) Öğrencilerin hayata atılımları, meslek okullarına gitmeleri, liseye devam etmeleri hâllerinde kendilerine gerekli olan bilgi ve becerilerin kazandırılması

g) İmtihanların objektif esaslara göre yapılması kararlaştırılmıştır.

5- Eğitim ve öğretimde dayanılan demokratik esasların gözden geçirilmesi 6- Öğretmen yetiştiren kurumların programlarında gerekli değişikliklerin yapılması

7- İlkokul ikinci devrede ayrı ayrı okutulan Tarih, Coğrafya, Yurttaşlık Bilgisi derslerinin bir ders halinde ve çocuk psikolojisine göre düzenlenmesi

8- Ortaokullarda eğitim öğretimin anlayış ve uygulanış bakımından ilkokullara yaklaştırılması, bu iki kuruluş arasında paralellik ve ahenk sağlanması

9- Öğrencilerin hayata atılımları

10- Meslek okullarına gitmeleri, liseye devam etmeleri hallerinde kendilerine gerekli olan bilgi ve becerilerin kazandırılması

(33)

Sonuçta:

Sosyal bilgiler öğretimi ile ilgili en önemli karar 4. M.E.Ş.’da alınmıştır 1949’a kadar ayrı disiplinler halinde işlenen tarih, coğrafya, yurttaşlık dersleri tek bir çatı halinde disiplinler arası bir sistemle sosyal bilgiler adında yeni bir ders olarak düzenlenmesi kararlaştırılmıştır. Bu şekilde birbiriyle ilişkili dersler ilkokulların seviyesine uygun olarak programlanmış böylece milli benliğine bağlı, bilinçli yurttaşlar yetiştirilmeye çalışılmıştır.

1936 programının “Hedefler” kısmının 14. maddesinde yer alan “İlkokulun

ilk üç sınıfını oluşturan birinci dönemde toplu öğretim esasına uyulacaktır. Bu esasa göre, bu dönem, bütün dersler Hayat Bilgisi konuları etrafında verilecektir. Hayat Bilgisi derslerinde, Tarih, Coğrafya, Tabiat ve Yurttaşlık Bilgisi gibi bağımsız niteliği olan bilimleri ayrı ayrı değil, Hayat Bilgisi dersi içinde verilecektir.”

Hükmü, 1937 yılında çıkan İ. Hakkı Baltacıoğlu’nun “Toplu Öğretim” adlı kitabında eleştirilmiş, bunun nasıl yapılacağı sorulmuştur. 1948 programında yer alan 17. madde, buna, “Bu esasa göre, bu dönemde bütün dersler, Hayat Bilgisi etrafında organik bir bütün teşkil eder.” Şeklinde bir cevap vermiştir. 18

İ. Hakkı Baltacıoğlu’nun eleştirileri günümüz eğitim sisteminden çok eski tip klasik eğitim sistemini savunan bir yapıdadır. Hâlbuki günümüz eğitim sistemi, disiplinler arası ilişkilendirmeyle, daha akılda kalıcı ve derslerin birbirlerine yardımcı olması yönünden daha pratiktir. Bu durum 1948 ilköğretim programında yer alan 17.Maddede açıkça söylenmektedir.

4. Milli Eğitim Şûrası’nın İlkokul Programı Katkıları:

Bu program hazırlanıp yayımlandıktan ve bir yıl da uygulandıktan sonra 21-31 Ağustos 1949 tarihleri arasında Ankara’da toplanan 4. Milli Eğitim Şûrası’nın gündeminde yer aldı. Şûra’da ilgili komisyon, hazırladığı raporda, Milli Eğitimin Amaçlarını, o sırada kabul edilmiş bulunun İnsan Hakları Beyannamesi ile karşılaştırarak, birbirleriyle uygun bulunduğunu açıkladı.

Programda yer alan 17 ilkeye bir de 18 ilke eklendi. Bu şöyle açıklanmıştı: “İş İlkesi İlkokulun bütün çalışmalarında, çocukları bizzat çalışarak sonuçlar almaya

(34)

sevk etmek, önemle göz önünde bulundurulacaktır. Öğrenciler, işlenecek konuları, türlü deneyler, gözlemler yaparak inceleyecekler ve yaşayarak değerlendireceklerdir.”19

Fakat, bu değerli ilke, 1968 programını hazırlayanların gözünden kaçmıştır. Bu programın hazırlıkları yapılırken 1949 tarihinde toplanan 4. Milli Eğitim Şûrası’nın katkısının dikkate alınmadığı anlaşılıyor. Oysa bu ilke, açıkça yazılmamış olsa bile, 1926 programından beri vardır.

Şûra’da, programa eklenecek ve programdan çıkarılacak maddeler ayrı arı tespit edilmiş ve özellikle tarih dersi programı çok eleştiriye uğramıştır. Bu dersin programının öğrenciler için ağır olduğu kanaatine varıldı. Kendi tarihimizin ana çizgileri ile çocuğun yaşama uygun bir tarih programı hazırlanması gerektiği belirtildi. Ayrıca, genel kurulda, Tarih, Coğrafya ve Yurttaşlık bilgisi derslerinin birleştirilerek “Sosyal Bilgiler” adı altında üniteleştirilmesi önerildi. Komisyonun da buna taraftar olduğu ve bu konuda bir kamuoyu yaratılmasının gerekliğine raporda işaret edildiği belirtildi.

İlkokul Programı Komisyonunun üzerinde durduğu en önemli sorun, öğretmenli ve beş sınıflı köy okullarında programın nasıl uygulanacağı idi. Bunun için getirilen öneri, köy okulu öğretmeninin beş sınıf yerine, hiç değilse iki, üç sınıfla karşı karşıya kalması idi. Bunun için, köy okuluna-eğitmenli okullarda olduğu gibi 2-3 yılda bir öğrenci alınması idi. Komisyonun getirdiği bu öneriye zamanın İlköğretim Genel Müdürü Yunus Kâzım Köni karşı çıktı. Bunun sosyal adalet ilkesine aykırı olacağını, okul çağına gelmiş kimsenin okula alınamazlık edilmeyeceğini belirtti.20

19 Dördüncü Milli Eğitim Şûrası, Milli Eğitim Bakanlığı Yay .,İstanbul, 1949, s. 229. 20 IV. Milli Eğitim Şurası, Milli Eğitim Bakanlığı Yay., Ankara, 1990, s.277

(35)

2. 4. V. Milli Eğitim Şûrası ve Şûrada Sosyal Bilgiler eğitim ile ilgili alınan kararlar ve uygulamaları

04-14 Şubat 1953 tarihlerinde toplanan şûranın gündemi şöyledir:

1. Okul öncesi öğretim ve eğitimin anaokulları için hazırlanmış olan program ve yönetmeliğin incelenmesi

2. İlkokullarda sağlık konusu ile ilgili alınması gerekli tedbirlerin tespiti 3. Özel eğitime muhtaç çocuklar için hazırlanmış olan raporun, yetiştirme yurtlarına ait yönetmeliklerin incelenmesi ve korunmaya muhtaç çocuklar hakkındaki kanunun gözden geçirilerek değişiklik gerektiren kısımlarının araştırılması

4. İlköğretim Kanunu tasarısının incelenmesi ve mecburi ilköğretimin planlanması

5. İlkokul programının yeniden gözden geçirilmesi 6. Yeni İlkokul Yönetmeliği tasarısının incelenmesi

7. İlkokullara öğretmen yetiştirilmesi, öğretmen okulları ile köy enstitüleri yeni öğretim programı ve meslekte olgunlaşma konularının incelenmesi

8. İlkokul öğretmenlerini ilgilendiren diğer konular ve genel olarak ilköğretim sorunları

3. Dönemin Millî Eğitim Bakanı : Tevfik İLERİ

4. Şûra Başkanlık Divanı : Tevfik İLERİ, Reşat TARDU, Bekir TÜRK, Ord. Prof. Kazım İsmail GÜRKAN

(36)

5. Dönemin Millî Eğitim Bakanı'nın Şûra'yı Açış Konuşması

14 Şubat 1953 tarihleri arasında toplanan V. Millî Eğitim Şûrası'nın açış konuşmasında Millî Eğitim Bakanı Tevfik İLERİ şu konulara temas etmiştir:

“Sayın Şûra Üyeleri,

Şûra bu içtimasında, Türkiye'de İlköğretim mevzusunu müzakere edecektir.

Millî Eğitimimizin türlü meseleleri arasında ilköğretim birinci derecede ehemmiyeti haiz bulunmaktadır. Bu öğretimi kemiyet ve keyfiyet bakımından bir an evvel en ileri bir şekilde memleketin en uzak köşelerine kadar yaymak mecburiyetindeyiz.

İlköğretim teşkilatının mecburi ve ihtiyarî olmak üzere iki kısma ayrılması

uygun görülmüştür. Mecburi olanlar ilkokullarla yetiştirici ve tamamlayıcı sınıflar, özel eğitim ve öğretime muhtaç çocuklar için açılacak okullar olacaktır. Okul öncesi eğitim ve öğretim teşkilatıyla tamamlayıcı kurslar, ihtiyarî müesseseler mahiyetinde kurulacaktır.

Çeşitli sebeplerle henüz ilkokul açılmamış, birbirine yakın küçük köylerin bulunduğu yerlerde pansiyonlu ve yatılı ilkokullar, gündüzlü bölge okulları açılması, gezici öğretmenlikler ihdası derpiş edilmiş ve okulun faaliyetini istihsal hayatının icaplarına uydurmak üzere mevsiminde yayla, otlak ve bağlara taşınan köylerin okullarının da oralarda vazifelerine devam etmeleri dikkate alınmıştır.

Vekâlet iyi vasıfta öğretmen yetiştirme ve yetişen öğretmenleri meslek bakımından olgunlaştırma kararındadır.

Bundan böyle köy enstitülerine köy ve muayyen bir nispet dâhilinde şahıs ilkokul mezunları alınarak (eski beş yıla mukabil) altı yıl; öğretmen okullarına ortaokul mezunları alınarak (eskisi gibi) üç yıl öğretime tabi tutulacaktır. Vekalet ayrıca öğretmenlerin terfi, taltif, nakil ve tecziyelerine ait bilhassa istikrarı sağlayacak bir kanun hazırlamıştır.

Sayın şûra üyeleri,

Herkesçe bilinen şu hakikatleri burada bir kere daha tekrar etmeyi faydalı buluyorum: Önümüzdeki yirmi, yirmi beş yıl memleketimiz için ehemmiyetli ve pek

(37)

hayatî bir devredir. Yeni Türk nesillerini ilmî usullerle ve asrın ihtiyacına uygun

şekilde yetiştirmek mecburiyetindeyiz. Bu zarureti gerçekleştirmek için herhangi bir

tılsımdan medet umacak vaziyette değiliz. Milletimiz, gayeye varabilmemizin teminini millî eğitim teşkilatımızdan beklemektedir. Çocuklarımızı, yaptıklarını bilerek yapan, millî ideale bağlı, ruhları ve şahsiyetleri üstün birer insan olarak yetiştireceğiz. Çocuklarımız, sonsuz bir çalışma ihtirası taşımalı, başarının zevkini duymalı, tembel ve tufeyli yaşamaktan nefret etmeli, organizasyon kabiliyetlerini geliştirmeli, iyi ahlaklı, yapıcı ve yaratıcı vatandaşlar olmalıdırlar. Talim ve Terbiye usullerimizde ne kadar kuvvetlenirsek, bu üstün ideale o derece yaklaşmış olacağız.”

6. Şûrada Alınan Kararlar

1. İlkokul programının amaç ve ilkeleriyle içeriği arasında ahenk sağlanması

2. Toplu öğretim anlayışının ikinci devrede de hâkim olması 3. Aylık ve yıllık saatlerin kullanılmasında esneklik sağlanması

4. Programların yaygınlaştırılmadan önce denenerek geliştirilmesi karara bağlanmıştır.

Ayrıca;

İlköğretim Kanun Taslağı üzerinde görüşmeler yapılmıştır. Sonuçta:

Bu kararla 1953 yılında toplanan Beşinci Milli Eğitim Şûrasında, Sosyal Bilgiler dersinin ilköğretim ve ortaöğretim kurumlarında da okutulması kararlaştırılmış olmasına karşın, ancak 1962 yılında, sınırlı biçimde uygulamaya konulmuş bulunan İlkokul Program Taslağı’na bu dersin “Toplum ve Ülke İncelemeleri” adıyla girdiği bilinmektedir.

Birinci devrede toplu öğretim esasına göre ilerleyen dersler, ikinci devrede birdenbire çocuğun kavrayışına, düşünme tarzına ve tecrübe imkânlarına uymayan bir istikamet almaktadır.

(38)

Meselâ, hayat bilgisi dersleri bu devrede birdenbire tabiat bilgisi, tarih, coğrafya, yurttaşlık ve aile bilgisi halinde dallanmakta, her biri çocuk seviyesini aşan mücerret bir mahiyet alarak ağırlaşmaktadır. Bu durum uzun zamandan beri öğretmenlerimiz kadar, çocuk velilerinin de haklı şikâyetlerine yol açmıştır.

Bu mahzurları önlemek için, birinci devredeki öğretim sistemine, ikinci devre öğrencilerinin gelişme kademelerine uygun bir düzenleme lüzumu belirmiştir. Bu sebeple ikinci devre öğrencilerinin zihni seviyeleri ve ruh durumları göz önünde tutularak hayat bilgisi topluluğunu vücuda getiren bilgi unsurlarının ayrılması, fakat bu bilgilerin guruplar halinde birleştirilmesi zaruri görülmüştür.

Bu suretle birinci devredeki hayat bilgisi, ikinci devde iki ana grupta ayrılmıştır.

a) Tarih, coğrafya ve yurttaşlık bilgisi derslerinin “Sosyal Bilgiler” adı altıda,

b) Tabiat bilgisi, tarım konularının “Tabiat Bilgisi” adı altında birleştirilmesi ve aile bilgisi konularının bu iki guruptan her biri ile ilgili konuları olduğu hesaba katılarak, bu dersin topluluğa ait kısımlarının birinci gurup, tabiat bilgisine ait kısımlarının ikinci gurup içerisine alınması uygun görüldü.

Dersleri bu suretle gruplandırmaktan maksat, bunları sadece birbirine eklemek değil, bir hâdiseyi veya bir problemi çeşitli bilgi ve anlayış zaviyesinden çocuğa inceletmek ve araştırma imkânlarını sağlamaktadır. Bu sebeple, bu derslerin öğretiminde yetişkinlere mahsus mantıklı bir sıraya rivayet etmek doğru değildir. Çocuğun çevresindeki hâdise ve problemlerim hareket noktası olarak alınması zaruridir.

Meselâ: Bir Cumhuriyet Bayramı, öğretmen için hem tarih, hem coğrafya, hem de yurttaşlık bilgisi ve anlayışı veren çeşitli bilgi unsurlarının birleştiği bir ünite teşkil eder.21

(39)

2. 5. VIII. Milli Eğitim Şûrası ve Şûrada Sosyal Bilgiler Eğitim ile İlgili Alınan Kararlar ve Uygulamaları

28 Eylül-3 Ekim 1970 Tarihlerinde toplanan şûranın gündeminde 1. Ortaöğretim Sistemimizin Kuruluşu

2. Yükseköğretime Geçişin Yeniden Düzenlenmesi 3- Dönemin Millî Eğitim Bakanı: Prof. Dr. Orhan OĞUZ 4- Şûra Başkanlık Divanı: Prof. Dr. Orhan OĞUZ

5- Dönemin Millî Eğitim Bakanı'nın Şûrayı Açış Konuşması

28 Eylül- 3 Ekim 1970 tarihleri arasında toplanan VIII. Millî Eğitim Şûrası'nın açış konuşmasında konuşan Millî Eğitim Bakanı Prof Dr. Orhan OGUZ şu konulara temas etmiştir:

“VIII. Millî Eğitim Şûrası'nın Türk Eğitim tarihinde müstesna bir yeri olacaktır.

VIII. Millî Eğitim Şûrası, Millî bünyemize uygun bir eğitim sisteminin kuruluşu ile her zaman anılacaktır.

VIII. Millî Eğitim Şûrası’na ortaöğretimin kuruluşu ile yükseköğretime geçişin yeniden düzenlenmesi konusunu getirişimiz tesadüfi değildir.

Bugün, toplumun ve ekonominin ihtiyaçlarına uygun, amaçlarına yönelmiş bir eğitim sistemini kurmak mecburiyetini her zamandan daha çok hissediyoruz.

Öğrenicilere bilgi yükleme, bir nevi ansiklopedimiz ile onları ezbere sevk etme yerine; onlara öğrenme, inceleme yollarını gösteren, bilimsel düşünme ve araştırma yeteneğini kazandıran bir esası getirmek istiyoruz. Bu suretle herkes, kabiliyetine göre yükseköğretim dalına, iş hayatına veya hem yükseköğretime hem de hayata hazırlanma durumunda olacaktır. Her öğrenci için dikey ve yatay geçiş imkânları tahsis edilmiştir. Ortaöğretimin ikinci kademesinin ilk yılı yöneltme işlemine tahsis edilmiştir. Bu yöneltme zorlayıcı ve gücendirici değil, yol gösterici ve özendirici esaslara bağlanmaktadır.

Referanslar

Benzer Belgeler

Bu çalışmada, Dönüşümlü Voltametri tekniği ile camsı karbon elektrot yüzeyine modifiye edilen 7 farklı flavonoid türevinin yüzey karakterizasyonu da yine

(109) semptomatik ciddi primer (korda yırtılması, flail kapak, romatizmal dejenerasyon) ve sekonder (iskemik veya dilate kardiyomiyopatiye sekonder) MY olan hasta gruplarına

Ağrı için Visuel Analog Skala (VAS) ve fonksiyonel değerlendirme için Modifiye Oswestry Skalası kullanılarak hastalar değerlendirmeye alındı. Yapılan değerlendirmeler

Dik koordinatlar olarak da adlandırılan kartezyen koordinat sisteminde, yatay ve düşey eksenlerin kesiştiği nokta orijin olarak

Halk Sağlığı Kavramı ve Görüşü Metin PIÇAKÇIEFE 10.30 - 11.20 Tıbbi Biyokimya Aminoasit oksidasyonu İ. İstatistik Örnek büyüklüğünün

enjeksiyon yapma becerisi Burak Can DEPBOYLU Maske Takma ve Çıkarma Steril Eldiven Giyme ve. kullanılmış eldiveni çıkarma becerisi

DNA, RNA yapısı özellikleri, moleküler tanı yöntemleri, vitaminler ve minerallerin tanınması ile glikoproteinler ve proteoglikanların öğrenilmesi, kafa ve

İnsan vücudunun yapı taşı olan hücrenin moleküler, biyokimyasal ve histolojik özelliklerinin öğrenilmesi, metabolik yollarda yer alan ve biyomoleküllerde bulunan